Sunun iÇERİĞİ yetesiZLİĞİ olan biR Çocuğa sahip olmak demek ne demek



Yüklə 0,49 Mb.
tarix16.11.2018
ölçüsü0,49 Mb.
#79943


ÖZEL EĞİTİM GEREKSİNMESİ OLAN ÇOCUKLARIN AİLELERİNİN EĞİTİMİ (Kuramsal Temeller Programı)


SUNUN İÇERİĞİ

  • YETESİZLİĞİ OLAN BİR ÇOCUĞA SAHİP OLMAK DEMEK NE DEMEK (EBEYN NELER HİSSEDER-NELER YAŞAR)

  • YETERSİZLİĞİ OLAN ÇOCUĞA SAHİP EBEYNLERİN GEREKSİNMELERİ NELERDİR?



HOLLANDAYA HOŞ GELDİNİZ!

  • Bana genellikle özürlü bir çocuk büyütmenin nasıl bir şey olduğunu sorarlar. İşte anlatıyorum….

          • Emily Perl Kingsley


Bir bebek sahibi olacağınızı anladığınızda yaşadığınız duygu,

  • İtalya’ya güzel bir seyahat planı yapmaya benzer.

  • İtalya hakkında bir sürü kitap ve broşür alırsınız ve harika planlar yapmaya başlarsınız.

  • Coliseum, Mikelanjelo’un Davut’u. Venedik’teki gondollar,

  • İtalyanca birkaç sözcük bile öğrenirsiniz.

  • Her şey çok heyecan vericidir.

  • Aylar süren beklemeden sonra o gün gelir çatar.

  • Bavullarınızı toplar, yola çıkarsınız.

  • Birkaç saat süren yolculuktan sonra uçağınız havaalanına iner.



VE GERÇEK

  • Hostes mikrofonu eline alır ve “Hollanda’ya hoş geldiniz ” der.

      • Hollanda mı ? dersiniz.
      • Ne demek istiyorsunuz ?
      • Ne Hollanda’sı ?
      • Ben İtalya’ya bilet almıştım !
      • Benim İtalya’ya gitmem gerek.
      • Tüm yaşamım boyunca İtalya’ya gitmenin düşünü kurdum.


Fakat uçuş rotasında bir değişiklik yapmışlardır.

  • Hollanda’ya inmişsinizdir ve orada kalmanız gerekmektedir.

  • Önemli olan, sizi korkunç, iğrenç ve pis bir yere, açlığın ve hastalığın ortasında bırakmamışlardır.

  • Sadece farklı bir yerdesinizdir.

  • Bu yüzden çıkıp yeni broşürler ve kitaplar almanız ve yepyeni bir dil öğrenmeniz gerekmektedir ve daha önce hakkında hiçbir şey bilmediğiniz insanlar tanımak zorundasınızdır.



Gittiğiniz yer sadece farklı bir yerdir.

  • Oradaki yaşam İtalya’dakinden daha yavaştır.

  • İtalya kadar etkileyici değildir, fakat bir süre orada kaldıktan sonra nefesinizi tutar ve çevrenize bir bakarsınız… ve

  • Hollanda’nın yel değirmenlerini fark edersiniz…

  • Ve lalelerini.

  • Hollanda’nın Rembrantları bile vardır.



Fakat tanıdığınız herkes İtalya’ya gidip gelmektedir….

  • Sürekli orada geçirdikleri güzel günleri anlatmaktadır.

  • Ve yaşamınız boyunca “Evet, benim de gitmem gereken yer orası idi.

  • Ben de aynı planı yapmıştım. ” dersiniz.



Bu nedenle duyduğunuz acı asla, asla dinmez…

  • Bu nedenle duyduğunuz acı asla, asla dinmez…

  • çünkü yitirdiğiniz düş çok önemli bir düştür.

  • Ancak… tüm yaşamınızı İtalya’ya gidemediğiniz için üzülerek geçirirseniz,

  • Hollanda’nın güzelliklerinin hiçbir tadını çıkaramazsınız.



Yetersizliği olan Bir Çocuğun Doğumundan Sonra Ebeveynlerin Yaşadıkları Duygusal Süreçler



  • Yetersizlikten etkilenmiş çocukların aileleri,

  • genellikle normalden sapmaları tolere edemeyen ve anlayış göstermeyen bir toplumla karşı karşıyadırlar.

  • Onlar hem, yetersizlikten etkilenmiş çocuğu olmayan ebeveynlerin hiçbir zaman yaşamayacağı durumlarla karşı karşıya gelirler,

  • hem de toplumun beklediği diğer görevleri yerine getirirler.



Şok - İnkar - Üzüntü ve Depresyon

  • Şok - İnkar - Üzüntü ve Depresyon

  • Kararsızlık - Suçluluk Duygusu - Öfke - Utanç Duygusu

  • Pazarlık Etme - Adaptasyon - Kabullenme ve Uyum Sağlama



1. ŞOK

  • Engelli bir çocukla ilk kez karşılaşıldığında aile ŞOK durumu yaşıyor. Ne yapacağını bilmiyor.



İNKAR

  • Tanının yanlış konduğunu düşünerek daha başka yerlere gidiliyor, testler yaptırılıyor.

  • Ortada kalıcı bir engel var. Bununla baş edebilmek zor.

  • Olayı bir süre reddederek kendisini hazırlıyor.

  • Bu sürenin uzun olması çocuk için de aile için de dezavantajdır.



İNKAR

  • Yetersizlik gerçeğinin reddedilmesi, ilerleyen yıllarda farklı şekilde görülmeye başlanabilir.

  • Bazı ebeveynler, çocuklarının yeteneği düzeyinde performans göstermediğine inanırlar (o, sadece tembel).

  • Bu yüzden çocuklarına gereksiz baskıda bulunurlar.



İNKAR

  • Bazı ebeveynler ise, çocuklarının olduğundan çok daha kötü durumda olduğuna inanırlar ve bu yüzden eğitimine yönelik hiçbir çaba içine girmeyebilirler.

  • Ebeveynler, çocuğu bir kuruma yerleştirebilir ve böyle bir çocukları olduğunu unutabilirler.

  • Ya da ebeveynlerden biri, genellikle de baba evi terk edebilir.

  • İnkarın anlaşılması daha güç bir şekli de, çocuğun duygusal gereksinimleri ihmal edilirken, fiziksel gereksinimlerinin karşılanmasıdır.



ÜZÜNTÜ VE DEPRESYON

  • Ebeveynler, çoğunlukla yetersizlikten etkilenmiş bir çocuğa sahip oldukları için hayal kırıklığı duyarlar.

  • Bazıları için bu durum, ideal çocuğun ölümünün sembolüdür ve sevilen birinin kaybına benzer bir acı tepkisi gösterebilirler.

  • Acı ve depresyon bazı ebeveynlerde yaşamları boyunca yaşanır.



ÜZÜNTÜ VE DEPRESYON

  • Depresyon, içe dönük kızgınlıktır.

  • İnsanların çoğu, bütün kötü olayların başkalarının başına gelebileceğini sanır.

  • Yetersizlikten etkilenmiş bir çocuğun doğumu gibi, böyle bir olay başına geldiğinde depresyona girebilir.



Bu ailelerde özürlü çocuğa karşı sağlıksız tutumlara çok sık rastlanılmaktadır. Bunların yaygın olanları

  • Aşırı korumacı tutum: çocukların beceri gelişimlerini etkilemektedir.

  • Aşırı ihmal: çocuklar gelişimleri için uygun ortam ve temel ihtiyaçlardan yoksun kalmaktadır.

  • Çocuklar çok beceriksiz bulunmaktadır: bu nedenle özürlü çocukta gerçekçi benlik kazanılması mümkün olmamaktadır.

  • Çocuklardan çok şey istenmekte ve beklenmektedir. Bu başaramayacakları düzeydeki beklentiler yüzünden çocuklar başarısız olarak görülmekte ve ezilmektedir.



  • Kabul edilmemekte, açık ve gizli olarak reddedilmektedirler. Bu durum çocuklar ve aile arasında aşılması zor bir engel oluşturmaktadır.

  • İnkar edilmektedirler. Çocuğun varlığı açık ya da kapalı olarak inkar edilmektedir. Bunun süresi, devamı ve derecesi farklı olacaktır. Bazıları ömür boyu sürmektedir.

  • Bir utanç kaynağı olarak görülmektedirler.



  • Alay konusu edilmektedirler. Bu bazen açık bazen gizli olarak gösterilmektedir.

  • Sık sık suçlanmakta, hatta baş belası olarak kabul edilmektedir. Bu durum bazen sık bazen de seyrek olarak tekrarlanmaktadır.

  • Günah ürünü olarak görülmektedirler. Bu husus anne veya baba tarafından çocuğun yanında onun yüzüne söylenmekte, çocuk ezilmektedir.



  • Normal yaşıtları ile kıyaslanmaktadır. Bu suretle çocukta kin ve nefret, aşağılık duygularının (komplekslerin) gelişmesi kaçınılmaz olmaktadır.

  • Ailede şaşkınlık, panik, geçimsizlik kaynağı olarak kabul edilmektedir. Anne babayı, baba anneyi suçlamakta ve hatta bazen ayrılma sebebi olmaktadır. Genellikle annenin suçlanması şeklinde görülmektedir.

  • Bedensel, zihinsel, sosyal, duygusal ve psikolojik temel ihtiyaçları karşılanmamaktadır. Bu alanlarda sağlıklı gelişimleri engellenmektedir.



2. Kararsızlık - Suçluluk Duygusu - Öfke - Utanç

  • Özürlü çocuk, çoğunlukla ebeveynlerce çocuklarına karşı yaşanan sevgi ve kızgınlık duygularının şiddetini artırır.

  • Bazı ebeveynler, zaman zaman çocuklarının ölümünü bile isteyebilirler.

  • Kızgınlık iki şekilde kendini gösterebilir.

  • Birinci tipi “niçin ben” sorusuyla ifade edilir,

  • İkinci tipi ise, ait olduğu kaynaktan başkasına yönelerek yer değiştirendir.

  • Yaşamlarını alt üst ettiği için çocuklarına kızgınlık duyan ebeveynler, bu kızgınlıklarını eş ya da diğer çocuklarına yöneltebilirler.



ANEKTOD

  • “Kızgınlık beni yiyip bitirdi.

  • Süper marketteki insanlara karşı kızgınlık,

  • Sütü döktüğünde, kız kardeşime karşı kızgınlık.

  • Duyarsız doktorlara karşı kızgınlık, normal çocukları olan komşulara karşı kızgınlık.

  • Bir miktar kızgınlık hala kaldı.

  • Arada sırada canlanıyor.”



Suçluluk duygusu, “keşke” düşüncesine bağlıdır.

  • Suçluluk duygusu, yetersizliği olan çocuk ebeveynlerinin üstesinden gelmede en fazla zorlandıkları duygudur.

  • Ebeveynler, çocuklarının özürlü olmasına neden olduklarına ya da geçmişteki hataları için cezalandırıldıklarına inanabilirler.



ANEKTOD

  • “Benim hamileliğim, çok iyi ayarlanmış bir hamilelikti.

  • Günlük süt alımına, hamile kalmadan iki ay önce başladım.

  • Lokantaların sigara içilen bölümlerinde bile oturmadık.

  • Çocuğumun doğum kusurlarını önleyemediğimi biliyorum.

  • Ancak aynı zamanda, onu hastaneden eve getirmeyi isterken ve onu büyütürken hiç suçluluk duygusu hissetmedim.”



İKİ AYRI BEKLENTİ

  • Çoğu ebeveynler, çocuklarının başarılarından gurur duyarlar.



Bazı ebeveynlerin çocuğunun davranışlarından duyduğu utanç, çocuğuyla evden çıkamayacak kadar büyük olabilir.

  • Bazı ebeveynlerin çocuğunun davranışlarından duyduğu utanç, çocuğuyla evden çıkamayacak kadar büyük olabilir.

  • Ebeveynler, genellikle çocuklarıyla özdeşleştikleri ve onları kendilerinin bir uzantısı olarak gördüklerinden, çocuklarındaki bir kusuru kendilerindeki bir kusur gibi yorumlayabilirler.



Özürlü bir çocuk,

  • Ebeveynlerin Özsaygılarını Tehdit Eder

  • Benlik Algılarını Düşürür

  • Onları Hayattaki Amaçlarını Kökünden Değiştirmeye Zorlayabilir.



3. Pazarlık Etme – Adaptasyon - Kabullenme ve Uyum

  • Çok seyrek görülen pazarlık etme evresi, ebeveynlerin çocuklarını normal hale getirmesi için tanrı, bilim adamları ya da başka herhangi biriyle pazarlık etmesidir.

  • “Sen benim çocuğumu iyileştirirsen, kendimi dine adayacağım.”



Kabul, ebeveynlerin ulaşmak için en çok çaba gösterdikleri bir amaçtır.

  • Kabul, ebeveynlerin ulaşmak için en çok çaba gösterdikleri bir amaçtır.

  • Kabul; aktif, sürekli, sorunları anlamak ve çözmek için bilinçli çaba gerektiren bir durumdur. Ancak, önceki olumsuz duygular hiçbir zaman tamamıyla ortadan kalkmaz.

  • Ebeveynler bu duygularının üstesinden gelerek gelişir ve kendileri ve çocuklarını kuvvetli ve zayıf yanlarıyla kabul etmeyi öğrenirler.



Uyum, birdenbire başlayan ve bir noktada biten bir evre değildir.

  • Uyum, birdenbire başlayan ve bir noktada biten bir evre değildir.

  • Uyum, amaçların ve isteklerin yeniden sıraya sokulmasını ve zaman zaman değişiklik yapmayı gerektirir.

  • Bireyin kişilik özellikleri ve tutumlarından etkilenen ve yaşam boyu süren bir süreçtir.



ANEKTOD

  • “Ailemiz birbirine sımsıkı bağlandı. Sarsıntılar, diğer insanların kabul eksikliğinden oluyor. İyi günlerde, kendimi çok mutlu hissediyorum. Biz çocuğumuzun sınırlılıklarını kabul edip, bilinmeyen bir potansiyele doğru onu iterek, hassas bir çizgide yürüyoruz.”



Ebeveynlerin Gereksinimlerinin Belirlenmesi

  • Ebeveynlerin Özürlü Çocuklarının Eğitimine Katılımını Sağlamak Ve Artırmak İçin,

  • Çocuklarıyla Etkileşimlerinin,

  • Aile Yapısının,

  • Duygusal Durumlarının,

  • Destek Kaynaklarının

  • Gereksinimlerinin Belirlenmesi Gereklidir.



Ebeveyn gereksinimlerini belirlemeye yönelik yapılan araştırmalar,

  • ebeveynlerin bilgi gereksinimi,

  • destek gereksinimi,

  • çocuğunun durumunu başkalarına açıklayabilme,

  • toplumsal servisler,

  • maddi gereksinimler

  • ailenin işleyişiyle ilgili gereksinimler

  • çocuğunun eğitimine yönelik gereksinimleri olduğunu göstermiştir.



Sucuoğlu’ nun araştırması

  • En fazla gereksinim duyulduğu belirtilen maddelerin,

  • “özürlü çocuğumla benzer özellikte çocukların anne-babaları hakkında yazılmış kitap ve makale okumaya gereksinim duyuyorum”,

  • “çocuğumun bazı becerileri nasıl öğretebileceğim hakkında daha fazla bilgiye gereksinim duyuyorum”,

  • “Çocuğumun terapi, özel eğitim, bakım ve bu gibi masraflarını karşılayabilmek için maddi gereksinim duyuyorum” ifadelerini içeren maddeler olduğu görülmüştür.



Akçamete ve kargın’ın araştırması

  • Ayrıca anne-babaların psikolojik danışma gereksinimleri de araştırma kapsamında ortaya konularak, anne- babaların benzer sorunları olan diğer anne-babalarla bir araya geldikleri psikolojik danışma hizmetlerinin, diğer anne-babalarla ilgili yazılı materyallerin ve filmlerin sağlanmasının gerekli görüldüğü vurgulanmıştır.



Her iki araştırmada da,

  • ülkemizde aileleri bilgilendirme,

  • yönlendirme hizmetlerinin çok sınırlı olduğu,

  • ancak sınırlı da olsa yapılan çalışmaların, ailedeki stresi azaltma,

  • çocuklarını daha kolay kabul etmelerine,

  • çocuğun eğitimine daha çok katkıda bulunmalarına yol açtığı belirtilmiştir.



Özürlü Çocuk Sahibi Aileler ile destekleyici iletişim Kurma

  • Ebeveynlere öğüt değil, uygun bilgi verin.

  • Tıbbi ya da gelişimsel bir tanıyı ebeveynlere açıklarken, güvendikleri bir akraba ya da arkadaşlarıyla birlikte gelmelerini isteyin.

  • Anlamalarını artırmak için, bilgiyi değişik şekillerde sunun

  • Bilgiyi paylaşırken duyarlı olun.

  • Bilgiyi, ebeveynlerin anlayabileceği terimlerle ve kültürel olarak uygun bakış açısıyla sunun.



Yüklə 0,49 Mb.

Dostları ilə paylaş:




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə