29
Bozkırın haşin tabiat şartları, hayat için, sürüleri için, otlak için ve
yağmalar için girişilen muharebeler, şahsını, ailesini ve malını muhafaza
etmek isteyen herkesi asker olarak yetiştirmiştir. Herodotos skitlerin yaşam
biçimini anlatırken aynı zamanda onların genel askeri özelliklerini de ortaya
koymaktadır; “Kendilerine saldıran hiç kimse, onların ellerinden kurtulamaz
ve kendileri istemedikleri sürece kimse onları bulup bastıramaz; öyle
insanlardır ki ne kentleri vardır ve ne kaleleri, hepsi de atlıdır ve ok atarak
savaşırlar. Evlerini peşlerinde taşırlar, zira ekip biçerek değil, hayvancılıkla
geçinirler, evleri arabalarıdır. Böyle insanlar yenilebilir, ele düşürülebilir
mi?”
109
Herodotos’un ifadelerinden anlaşıldığı üzere savaşlarda her zaman
baskın taraf skitlerdir. Çünkü nereye ne zaman saldıracağına hep onlar karar
verir; onlara ancak yerlerini bildiğinizde saldırabilirsiniz yine de her zaman
ortadan kaybolabilirler.
Eskiçağ tarih yazarları skitleri cesur ve yiğit savaşçılar olarak tasvir
etmektedir. Jordanes
110
“ skitlerin tüm Asya soyları içinde tek okçular ve en
yiğit savaşçılar” olduğunu belirtmektedir. Diodorus Siculus’a göre “ skitler
savaşlardaki başarıları ve yiğitlikleri sayesinde topraklarını genişletip çok
büyük bir egemenlik ve üne kavuşan bir soydur.”
111
Olbia şehrinde bulunup skitleri yakından tanıma fırsatı bulan Dio
Chrysostom
112
“ skitleri bütün soylar içerisinde en cenkçi kavim” olarak
tanımlamaktadır. Thukydides de skitlerden övgü ile söz eder; “savaş
kabiliyeti ve ordu gücü bakımından skitlerle mukayese edilebilecek bir
Avrupa Devleti yoktur. Ayrıca Asya’da bile Avrupadakilerle birleşip skitlere
karşı durabilecek hiçbir kavim yoktur.”
113
skitlerin kahramanlıkları hısımları
üzerinde dehşet uyandırmıştır zira Grek ve Roma tarih yazarları Euksenos
(misafirperver) olan Karadeniz’in adını Aksenos (konuk sevmez deniz) olarak
değiştirmişlerdir.
114
109
Herodotos,IV,46
110
Jordanes,Getika,46
111
Diodorus Siculus,II,43,1
112
Dio Chrysostom, Discourses,36
113
Thukydides, Peleponnesoslularla Atinalıların Savaşı, II,97
114
Strabon,VII,37, Plinius,IV,Xii,76
30
Strabon skitlerden “adil, gururlu ve en özgürlüğüne düşkün kavim
olarak bahsetmektedir.”
115
skitlerin en büyük ideali savaşmak ve kahramanlık göstermekti.
116
Pomponius Mela
117
“ skitlerin savaşmayı çok sevdiklerini” belirtmektedir.
Justinus ise skitlerin korkusuz olduğunu vurgulamaktadır; “ skitler hiçbir işe
kaybetmekten korkarak girişmezler, zafer kazandıklarında ünden başka bir
ş
ey düşünmezler.”
118
skitlerin toplum içerisindeki yerlerini gösterdikleri kahramanlıklar
belirliyordu.
119
Pomponius Mela bu hususta şöyle söylemektedir; “Daha çok
kişiyi öldüren onlar arasında üstün sayılır. Bununla birlikte birini öldürememek
en büyük utançtır.”
120
Ayrıca savaştan elde edilen ganimet bir adamın
öldürdüğü düşman sayısıyla orantılı olarak paylaştırılıyordu.
121
Herodotos
122
“ skitlerin öldürdükleri düşmanın kafatasını topladıklarını ve krala
götürdüklerini zira başka türlü ganimetten pay alamadıklarını” söylemektedir.
Aynı zamanda savaşçıya verilen onuru da bu belirliyordu. Yine Herodotos
çok düşman öldüren savaşçıların yılda bir kez yapılan bir törenle
onurlandırıldığını anlatmaktadır; “Yılda bir her vali kendi bölgesinde bir
krateros içerisinde su ve şarabı karıştırır, bir düşman yenmiş olan her skit
gelir içer; alacağında böyle bir başarı olmayanlar bu onur şarabından
içemezler; hor görülür ve kenarda kalırlar, bu hal en ağır hakarettir. Buna
karşılık çok sayıda düşman öldürmüş olanlar, iki kupayla gelir ve üst üste
içerler.”
123
skitlerin savaşçı özelliklerinin dindeki tezahuru savaş tanrısına
tapımdır. Pomponius Mela “ skitlerin sadece savaş tanrısına taptığını”
söylemektedir.
124
Herodotos “ skitlerin savaş tanrısı dışında hiçbir tanrıya
115
Strabon,VII,3.7
116
Rolle, A.g.e., s.82
117
Pomponius Mela,II.11
118
Justin, Histiriarum Philippicarum n Epitomen Rebacti, II.1
119
Durmuş, A.g.m.,
120
Pomponius Mela,II.11
121
Trippet,A.g.e., s.19
122
Herodotos,IV,64
123
Herodotos,IV,62
124
Pomponius Mela,II,14
31
heykel, sunak, tapınak kurmadıklarını”
125
bildirmektedir; “Yalnızca savaş
tanrısı için ayrı bir tapınma söz konusudur. Her bölgede, toplantı yerlerinde
bu tanrı adına şöyle bir tapınak yükselir: Üç stad eninde ve üç stad boyunda
bir alana, üç staddan az alçak ve ince dallardan yapılma demetler yığılır.
Tepesi, eni, boyu eşit dörtgen bir terastır: Üç yanı dimdik iner. Üstüne
dördüncü yoldan çıkılır. Her yıl yüz elli araba dolusu yeni odun getirilip yığına
eklenir. Çünkü fırtınalar yüzünden sürekli olarak çöker. Bu küçük tepenin en
üstüne demirden yapılma bir pala dikilidir, bu pala çok eski olduğu için her
bölgeden saygı görür. Bu palaya her yıl sürü hayvanları ve tabi hepsinden
daha cömertçe at kurban edilir.”
126
B-ASKER TEŞK LAT
Tarihçi Thukidides “ skitlerle Avrupa devletleri mukayese edildiğinde
teker teker yada Asya’da ki devletlerle bile birleştiğinde skitlere karşı
durabilecek bir kavim yoktur.”
127
diyerek skitlerin askeri yönden oldukça
güçlü bir millet olduğuna işaret etmektedir.
skit toplumunun sosyal ve idari yapısı askeri teşkilata uygun
ayarlanmıştı. Bu yüzden öncelikle skitlerin sosyal ve idari yapısını ele almak
faydalı olacaktır.
Göçebe toplumun en küçük birimi aile idi. Ailelerin bir araya
gelmesinde boylar oluşmaktaydı. MÖ.7-5 yy.larda skitler beyleri etrafında
toplanan boy toplulukları halinde yaşıyordu.
128
Boyun üyeleri kan kardeşliği
ile birbirine bağlıydı. Herodotos’ın anlattığına göre kardeşlik yemin töreni
ş
öyle yapılıyordu; “Toprak bir kupanın içerisine şarap doldururlar; ant içecek
olanlar buna kanlarını karıştırırlar; bunun için sivri bir şeyle küçük bir delik
açarlar yada kılıçla hafif çizerler; sonra kabın içerisine bir pala, oklar, bir balta
125
Herodotos,IV.59
126
Herodotos,IV.62
127
Thukidides,II.97
128
Melyukova, A.g.m. , s.151
Dostları ilə paylaş: |