Caucasus and Central Asia in the Globalization Process
320
ikiye ayrılmaktadır (Öğütçü, 1994:64). Uygun
olan coğrafi konumu, zengin biyoloji rezervleri,
zengin petrol, doğalgaz, fosforit, mirobilit, tuz,
iyot, brom rezervleri ve kıyı arazisinin şifalı ve
dinlenme tesisi özellikleri; Hazar'ın ekonomik,
stratejik, sosyal ve ekolojik önemini arttırmakta-
dır. Özellikle stratejik açıdan önemli petrol saha-
ları ve balık stoklarını bünyesinde bulundurmanın
yanında kıyı devletleri için hayati önemdeki petrol
ve doğal gaz boru hatları da Hazar bölgesinden
geçmektedir (Aras,2001: 5-6). Hazar havzası do-
ğal kaynaklar açısından oldukça zengindir; örne-
ğin balıkçılık önemli bir gelir kaynağıdır ve bölge
dünya havyar ihtiyacının yüzde 90"ını karşılamak-
tadır.
Hazar biyokaynaklar itibariyle de çok zengin
bir bölgedir. Örneğin, dünyadaki mersin balığı
kaynaklarının % 90’ı Hazar’da bulunmaktadır.
Piyasaya sürülen mersin balığının % 85’i, havya-
rın ise % 90’ı Hazar’dan elde edilmektedir. Ha-
zar’daki biyokaynaklara ilişkin olarak, da hem
Hazar’a kıyıdaş ülkeler arasında hem de bu ülkeler
ile uluslararası kuruluşlar arasında sık sık
tartışmalar yaşanmaktadır (www.tusam.net, 2007).
HAZAR'IN CAZIBE KAYNAKLARI:
PETROL VE DOĞAL GAZ
Hazar bölgesindeki petrol ve doğal gaz kay-
naklarının keşfi ve bölge halkı tarafından kulla-
nımının tarihçesi milattan önceki devirlere rastlasa
da denizden petrol ilk defa XVI. yüzyılda çıkarıl-
mıştır. Özellikle Azerbaycan sahillerinde petrolün
aktif bir şekilde üretilmesi ve dünya piyasalarına
sürülmesiyle XIX. yüzyılda Batılı petrolcülerinin
akınına uğramıştır. Bölge 1900’lü yılların başında
tek başına dünya petrol üretiminin yarısını karşıla-
maktaydı (www.turksam.org, 2007). Bu yönüyle
Hazar Havzası, petrolün ilk bulunduğu yerdir.
Bakü, 19. yüzyıl ortalarından itibaren dünyanın
önde gelen petrol merkezlerinden biri olmuştur.
Kaldı ki Azerbaycan’ın ekonomik dönüşüm ve
kalkınma sürecinde enerji kaynağı rezervlerine sa-
hip olması büyük rol oynamıştır (http://ona.sayt.ws,
2007) 1872 – 1913 yılları arasında, Bakü'den çıka-
rılan petroller Rusya'daki bütün petrol üretiminin
%95-97'sini, dünya petrol üretiminin ise %50'sini
karşılamaktaydı. Bakü petrolleri, 1940'lı yıllara
kadar da SSCB'nin petrol üretiminin % 70'ini kar-
şılamaya devam etmiştir. Ancak, II. Dünya Sava-
şı'nda yaşanan gelişmeler, Bakü'nün askeri açıdan
saldırılara açık bir noktada olduğunu göstermiş,
ayrıca önce Volga-Ural’da, daha sonra Batı Sibir-
ya'da yeni petrol kaynaklarının bulunması, Hazar
Bölgesi petrollerini geri plana itmiştir. Ancak,
1990'ların sonuna doğru büyük petrol şirketlerinin
ilgisini çeken bölge, Körfez petrolüne alternatif
arayan Batı ülkeleri için giderek artan bir öneme
sahip olmuştur. Dünyanın en büyük iç denizi olan
Hazar Denizi'nin önemi, Ortadoğu ve Sibirya-Ku-
zey Kutbu bölgelerinden sonra, dünyanın üçüncü
en büyük petrol ve doğal gaz rezervlerini barın-
dırması ve taşımacılık açısından da stratejik bir
konuma sahip olmasından kaynaklanmaktadır.
Hazar Bölgesi'ndeki petrol rezervlerinin 18-35
milyon varil, doğal gaz rezervlerinin ise 5 trilyon
m
3
olduğu tahmin edilmektedir (www.diplomatikg
ozlem.com, 2007).
Hazar Denizi’nin Sovyetler Birliği’nin işgaline
uğramasından sonra ilk petrol çıkarılması 1922’de
Azerbaycan kıyılarında Bibi Heybet bölgesindeki
Đliç körfezinde yapıldı. Ancak Hazar’da asıl petrol
macerası 7 Kasım 1949’da, Azerbaycan’ın “neft
taşları” yatağının işletime açılmasıyla başladı. Yeni
keşfedilen bu yataklarla Hazar’da en büyük üretici
konumunda olan Azerbaycan, 1986 yılına kadar
SSCB’nin denizden çıkardığı petrolün yüzde 60’-
ını tek başına karşılamıştır (www.turksam.org,
2007). Azerbaycan'ın en önemli zenginliği, üretimi
diğer kaynaklara göre birinci sırada yer alan petrol
ve doğal gazdır. Azerbaycan'da petrol, Hazar
Denizi'nde, Hazar Denizi'ne uzanan Abşeron ya-
rımadasında, Kür nehri kıyılarında, Kabristan böl-
gesinde ve Gence yakınlarında bulunmaktadır.
Ticari üretimine başlandığı 140 yılı aşkın süredir
anahtar bir rol oynayan petrol, günümüzde de
ülkenin temel döviz kaynağı ve ihraç kapasitesinin
dayandığı önemli kaynak durumundadır (http://
ona.sayt.ws, 2007).
Azerbaycan, Hazar bölgesinde önemli altyapı
ve nitelikli petrol mühendislerine sahip olması
sebebiyle bu coğrafyada birbiri ardınca yeni yatak-
lar keşfetmeye başladı. Hazar’ın Azerbaycan
sektörü ile Türkmenistan sektörü arasında yerleşen
ve bugün iki ülke arasındaki en önemli sorun ha-
line gelen Kepez/Serdar yatağını da 1959’da
Azerbaycan jeologları keşfetmiş ancak, ilk petrol
üretimi 1989’da yapılmıştır. Bu arada Rusya
Federasyonu, Kazakistan ve Türkmenistan’da ken-
di ulusal sektörlerinde petrol ve doğal gaz arama
çalışmalarına hız vermişlerdir. Hazar’da kıyıdaş
ülkelerin bağımsızlıklarını kazanmaları ve bunu
takiben her keşfedilen yeni yatak ile beraber statü
ve paylaşım sorunu kıyıdaş ülkelerin gündeminde
daha çok yer almaya başlamıştır (www.turksam
.org, 2007).
Kafkaslardaki petrolün uluslararası alanda
dikkatleri çekecek kadar çok olduğunun keşfi 19.
yüzyıla rastlıyordu. 1870’li yıllarda Bakü’de ilk
petrol rafinerileri kurulmaya başlandı. O dönem-
deki enerjinin paylaşımında ilk göze çarpanlar
Đsveçli Nobel kardeşler, Marcus Samuel ve
Dostları ilə paylaş: |