_________________________________________
1 ______
İzmir Rüzgâr Sempozyumu ve Sergisi / 23-24 Aralık 2011
KARBON YÖNETİM SİSTEMİ VE ISO 14064
İlknur KAPLAN
1
ÖZET
Bu çalışmada, hayatımızı her anlamda etkileyen sera gazı emisyonları ile mücadele yürütülecek
karbon yönetim stratejileri ile ilgili bilgiler verilmiştir. Karbon yönetiminin önemi ve gerekliliği, dünya ve
Türkiye’deki yürütülen çalışmalar göz önünde bulundurularak değerlendirilmiştir. Karbon yönetimi için
ilk adım olan envanter çıkarılması konusuna değinilmiş, bu konuda uluslar arası kabul görmüş olan
ISO 14064 serisi standartlar tanıtılmıştır. Sürdürülebilir bir karbon yönetimini prensip edinen
kuruluşların, sera gazı envanterlerini hazırlayıp, bağımsız bir kuruluşa doğrulatma yoluna giderek
riskleri minimize etme, rekabetçilik, liderlik, çevresel ve sosyal sorumluluk ile birlikte geleceğe yönelik
mevzuatlara hazırlıklı olabileceği vurgulanmıştır.
1. GİRİŞ
Dünyanın ekolojik dengesini fazla tüketip az üreterek bozmaktayız. Tüketim alışkanlıklarımız, üretim
biçimimiz, doğaya saygımız bu dengeyi etkilemektedir. Fosil yakıtlara bağımlılık, hiç
bitmeyecekmişçesine kaynakların gelişi güzel tüketimi çevresel faktörlerin olumsuz yönde
etkilenmesine neden olmakta ve bu da iklim değişikliği, kuraklık, kıtlık gibi küresel felaketleri
doğurmaktadır. İklim değişikliği, bugün hayatımızın her safhasını ve gelecek nesilleri etkileyen küresel
ölçekte en büyük problemlerden birisi olarak ifade edilmektedir. İklim değişikliği ile ilgili dünya
çapındaki çalışmalar 1979’da başlatılmış olup, 2010 Mexico-Cancun zirvesine kadar gelmiştir. Atılan
en önemli adım 1997 yılında gerçekleştirilen Kyoto Protokolü olmuştur. Kyoto Protokolü zehirli gazları,
bunları üretenleri bir bedel ödemeye zorlayarak azaltmayı amaçlamaktadır.
Piyasalar, iklim değişikliğine karşı farkındalığı artırmaya çalışmaktadırlar ve böylelikle emisyon azaltım
fırsatlarının, emisyon ticaret sistemi ve proje bazlı mekanizmalar aracılığıyla yeni kabiliyetlerin,
hizmetlerin ve istihdamın gelişmesine öncülük ederek düşük karbon ekonomisine geçişi
hızlandırmaktadır.
2. KARBON YÖNETİMİ
Kyoto Protokolü’ne taraf olan ülkelerin insan kaynaklı sera gazı emisyonlarına ve yutaklarına ilişkin
envanterlerini her yıl bildirmeleri bir zorunluluktur. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve
Sözleşmesi’ni imzalamış olan ülkeler de yıllık sera gazı emisyonlarını ve yutaklarını raporlamakla
yükümlüdürler. Kyoto Protokolü Temiz Kalkınma Mekanizması (CDM) altında proje geliştiren proje
sahipleri de projelerin referans emisyonlarının hesaplanması kapsamında envanter hazırlamaları
gerekmektedir. Ayrıca emisyon azaltım hedeflerinin gerçekleştirilmesine yönelik kaydettikleri ilerlemeyi
takip etmek için de şirket ve kuruluşlar sera gazı envanterine gereksinim duyarlar.
Gerek üretim prosesinde alınacak önlemler ve yapılacak değişiklikler gerekse enerji kullanımında
öngörülecek verimlilik çalışmaları öncelikle sürdürülebilir karbon yönetimini gerektirir. Karbon
1
Türk Loydu
_________________________________________
2 ______
İzmir Rüzgâr Sempozyumu ve Sergisi / 23-24 Aralık 2011
yönetiminde azaltım (etkileme olasılığı ve etkiyi düşürme) ve uyum( etkiden etkilenme sonuçların
vahametini azaltmak, etkileri yönetmek) birlikte olmalıdır.
Gerek küresel ölçekte hükümetler bazında, gerekse ulusal, sektörel ve/veya kurumsal ölçekte sera
gazı emisyonlarının yönetiminde bilinen en kabul görmüş prensip “ölçülen kontrol edilir” yaklaşımıdır.
Bu yaklaşımda karbon yönetimine ilişkin ilk ve en önemli adım mevcut emisyonların doğru, eksiksiz ve
güvenilir şekilde ölçülerek ortaya konduğu envanter çalışmasıdır. Emisyon miktarlarının azaltılmasına
yönelik yapılacak çalışmalar, alınacak önlemler ve hedefler öncelikle mevcut durumun gerçekçi ve
güvenilir ölçülerde belirlenmesini gerektirir. Ancak bu belirleme yapıldıktan sonra alınacak önlemlerin
içeriği, zamanlaması ve önceliklendirilmesini belirleyen bir strateji ve eylem planı oluşturulabilir. Bir
şirketin veya kuruluşun sera gazı envanterini kullanılabilir hale getirebilmesi için bu envanter bağımsız
denetleyici bir kuruluş tarafından doğrulanmalı ve belgelendirilmelidir.[1]
Şekil 1. Karbon Yönetim Sistemi [2]
Düşük karbon ekonomisi yakın bir gelecekte küresel ölçekte zorunlu bir politika olarak uygulanacaktır.
Avrupa Birliği yürürlüğe koymuş olduğu mevzuatı ile 2012 yılına kadar olan süreci tanımlamış
durumdadır. 2012 yılı sonrasında gelişmiş ülkelerde tüm şirket ve kuruluşlar karbon emisyonlarını
açıklamak durumda kalacaklardır. Bu ülkeler ile işbirliği yapan Türk şirketleri de bu zorunluluğa
uyacaklardır. 2012 yılı sonrasında Avrupa Birliği’nin sera gazı azaltım hedeflerini ne ölçüde
genişleteceği henüz bilinmemekle birlikte, 2020 yılına kadar öngörülen %20 azaltım hedefinin yeterli
olmayacağı tartışılmaktadır. Sonuç ne olursa olsun, 2012 sonrası Avrupa Birliği ülkeleri ile birlikte bu
ülkelere ihracat yapan henüz bir yükümlülük almamış ülkeler de etkilenecektir.
Türkiye, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesine (İDÇS) 24 Mayıs 2004 tarihi
itibariyle taraf olmuştur. Ayrıca, Kyoto Protokolü’ne de taraf olmak için gerekli adımı atmış ve Haziran
2009’da protokolü kabul etmiştir. Ülkemiz iklim değişikliği ile mücadele kapsamında birçok tedbir
almakta olup, yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği ile ilgili alanlarda yasal mevzuatla birlikte bir
ilerleme kaydetmektedir. İklim değişikliği ile mücadele kapsamında 2001 yılında oluşturulan “İklim
Değişikliği Koordinasyon Kurulu” (İDKK) 2004 ve 2010 yıllarında yeniden yapılandırılmıştır (2004/13
ve 2010/18 sayılı Başbakanlık Genelgeleri). İDKK bünyesinde 11 adet Teknik Çalışma Grubu faaliyet
göstermektedir. Son olarak Çevre ve Orman Bakanlığı koordinatörlüğünde oluşturulan “Karbon
Piyasaları Teknik Çalışma Grubu” ile mevcut ve gelecek küresel ve bölgesel karbon pazarlarına
Türkiye’nin katılımının sağlanması, ulusal karbon piyasasının kurulması ve yönetilmesi, bu konudaki
politika ve stratejilerin geliştirilmesine yönelik teknik çalışmaların yapılması amaçlanmaktadır.[3]
_________________________________________
3 ______
İzmir Rüzgâr Sempozyumu ve Sergisi / 23-24 Aralık 2011
Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından hazırlanan Sera Gazı Emisyon Azaltımı Sağlayan Projelere
İlişkin Sicil İşlemleri Tebliği; 07.08.2010 tarih ve 27665 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe
girmiştir. Söz konusu Tebliğ ile iklim değişikliği ile mücadele kapsamında sera gazı emisyonlarının
azaltılması, sınırlandırılması ve yutak alanların artırılması maksadıyla Gönüllü Karbon Piyasalarına
yönelik geliştirilen ve yürütülen projelerin kayıt altına alınması hedeflenmektedir.[4] 2011 yılı sonunda
çıkarılması beklenen sanayi tesislerinden kaynaklanan sera gazı emisyonlarının izlenmesi,
raporlanması ve doğrulanmasına ilişkin mevzuatla da sera gazı envanterlerinin hazırlanması ve kayıt
altına alınması zorunluluk haline getirilecektir. Aynı yönetmelikle birlikte AB –ETS İzleme ve raporlama
kılavuzunun tek geçerli kılavuz olarak kabul edileceği görüşülmektedir.
[5]
Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü’nün koordinasyonunda hazırlanan İklim Değişikliği Ulusal Eylem
Planı (İDEP) Temmuz 2011 tarihinde tamamlanmıştır. Eylem Planı ile enerji verimliliğine yönelik
teşviklerin yüzde 100 artırılması, sanayi sektöründe üretilen GSYH başına eşdeğer CO
2
yoğunluğunun
azaltılması, kamu binalarında enerji tüketiminin yüzde 20 azaltılması, karayolu yerine demir ve deniz
yollarına ağırlık verilmesi, afetler için tatbikat yapma düzeyine çıkılması kararları alınmıştır. İDEP ile
enerji, binalar, ulaştırma, sanayi, atık, tarım, arazi kullanımı ve ormancılık başlıkları altında iklim
değişikliğinin etkileriyle mücadele için alınacak önlemler belirlenmiştir.[6]
Kyoto Protokolü’nün tamamlama periyodundan sonraki 2012 sonrası rejim adaletli, dengeli ve tüm
ülkeleri kapsayıcı olmalıdır. Tabii ki belli derecede esneklikleri de içermelidir. Bu duruma sadece
adaletli ve uzun dönemli yeni bir anlaşma ile erişilebilir. Meksika’nın Cancun kentinde yapılan 16.
Taraflar Konferansı sonunda kabul edilen Cancun Anlaşması’nda hem gelişmiş hem de gelişmekte
olan ülkeler için Düşük Karbonla Kalkınma Stratejisi yeni vizyon olarak tanımlanmıştır.
3. ISO 14064 STANDARDI [7]
Bir kurulusun; sera gazı emisyonlarının ve uzaklaştırmalarının istikrarlı raporlanması, envanterlerinin
çıkartılması, sera gazı emisyon azaltımı veya uzaklaştırılması iyileştirme projeleri ve sera gazı
bildirimlerinin doğrulanması ve geçerli kılınması için bir rehber olarak kullanılmak üzere önerilen bir
standartlar serisidir. Bir denkleştirme protokolüdür. 2006 yılında Uluslararası Standartlar
Organizasyonu tarafından çıkarılmıştır, gönüllü olarak sera gazı azaltımları amaçlamaktadır ve tarafsız
duran bir politikası vardır.
ISO 14064-1, sera gazı envanterlerinin kuruluş veya şirket seviyesinde tasarımlanması, geliştirilmesi,
yönetilmesi ve raporlanması için ilkeler ve şartlar hakkında ayrıntılı bilgi verir. Bu standart, sera gazı
yönetimini iyileştirmek amacıyla sera gazı emisyon sınırlarının belirlenmesi, bir kuruluşun sera gazı
emisyonlarının ve uzaklaştırılmalarının hesaplanması ve şirketin özel tedbirlerinin veya faaliyetlerinin
tanımlanması için gerekleri içerir. Bu standart ayrıca, doğrulama faaliyetleri için envanter kalite
yönetimi, rapor etme, iç tetkik ve kuruluşun sorumluluklarına ilişkin şartları ve kılavuzu içerir.
ISO 14064-2, sera gazı emisyonlarını azaltmak veya sera gazı uzaklaştırılmalarını artırmak için özel
olarak tasarımlanmış sera gazı projelerine veya projeye dayalı faaliyetlere odaklanmaktadır. Bu
standart, projenin temel senaryolarını belirlemek ve bu temel senaryolara göre projenin performansını
izlemek, değerlendirmek ve rapor etmek için ilkeleri ve şartları içermekte ve geçerli kılınacak ve
doğrulanacak sera gazı projeleri için bir temel oluşturmaktadır.
ISO 14064-3, sera gazı envanterlerini doğrulama ve sera gazı projelerini geçerli kılma veya doğrulama
için ilkelere ve gereklere dair ayrıntılı bilgi verir.
ISO 14064’ün, sera gazı envanterlerinin veya projelerinin değerlendirilmesi, izlenmesi, raporlanması
ve geçerli kılınması veya doğrulanması için açıklık ve tutarlılık sağlayarak, kuruluşların, ülkelerin, proje
ortaklarının ve paydaşların dünya çapında fayda sağlaması beklenir.
Sera gazı envanteri bir şirket veya kuruluş bünyesinde doğrudan ve dolaylı oluşan tüm emisyonların
saptanması esasına dayanır. Emisyon envanteri, emisyon kaynaklarından salınan sera gazı miktarları
_________________________________________
4 ______
İzmir Rüzgâr Sempozyumu ve Sergisi / 23-24 Aralık 2011
ile birlikte sera gazı yutaklarını da içerir. Sera gazı envanteri ‘küresel ısınmaya etki potansiyeli’
kullanılmak sureti ile farklı sera gazlarını karbondioksit eşdeğeri olarak hesaplar.
Tablo 5.1-Sera Gazı Emisyonları ve Küresel Isınma Potansiyeli
SERA GAZLARI
Küresel Isınma
Potansiyeli
İklim Değişikliği
Çerçeve Sözleşmesi
CO2 Karbondioksit 1
CH4 Metan 20
N2O Nitrözoksit 300
HFCler Hidroflorokarbonlar
1100-1900
PFCler Perflorokarbonlar
560-11700
SF6 Kükürtheksaflorür 23900
Ozon Tabakasını
İncelten Maddeler
CFCler Kloroflorokarbonlar
6500-8700
Oluşturulan emisyon envanterinin ancak bağımsız bir denetim firması tarafından doğrulanması ve
belgelendirilmesi durumunda geçerliliği/kullanılabilirliği söz konusudur. Doğruluğu gösterilmemiş ve
belgelendirilmemiş bir envanter uluslararası karbon emisyonu pazarında bir geçerlilik taşımaz. [8]
Doğrulanmış sera gazı envanterinin başlıca faydaları;
Enerji tüketimi tasarrufu fırsatlarını tanımlama
Emisyon
azaltmaları ve uzaklaştırma iyileştirmeleri de dâhil sera gazı projesine dair, sera
gazının hesaplanması, izlenmesi, raporlanması, güvenilirliği, tutarlılığı ve şeffaflığın artırılması
Sera
gazı emisyon azaltmaları veya uzaklaştırma iyileştirmelerinin kredilendirilmesinin ve
ticaretinin kolaylaştırılması.
İşlem geliştirme fırsatlarını tanımlama
Farklı bölümlerin, işlevlerin ve endüstri işlemlerinin birbirleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunun
daha iyi anlaşılmasını sağlama
Çevre üzerinde olumsuz etkilerin nasıl en aza indirilebileceği konusunda önerilerde bulunma
Kurum olarak imajınızı iyileştirme
İlgili kesimin kuruluşunuz hakkındaki fikrini iyileştirme
Mali piyasalar ve sigorta şirketlerine güvenilir bilgiler sağlama
SONUÇ
Türkiye’de henüz bir zorunluluk olmamakla birlikte sürece hazırlıklı olmak isteyen öncü şirketler sera
gazı emisyon envanterlerini oluşturmaya başlamıştır. Bu öncü kimliğin ortaya çıkmasındaki en önemli
etkenler riski minimize etme isteği, rekabetçilik, liderlik, çevresel ve sosyal sorumluluk ile birlikte
geleceğe yönelik mevzuata hazırlıklı olmaktır.
Bilimin iklim değişikliği ile ilgili verdiği mesaj; yaşam biçimlerinin değişmek zorunda oluşudur. Temiz
üretim, verimlilik ve düşük karbonlu kalkınma geleceğin stratejisidir. Düşük karbon ekonomisi
uygulamasının ilk ve en temel hareket noktası mevcut emisyonların doğru ve güvenilir verilere
dayanarak hesaplanması, buna göre çıkış noktalarının ve geleceğe yönelik hedeflerin belirlenmesidir.
Bu yönde oluşturulacak karbon yönetimi eylem planı öncelikle enerji verimliliğini ele almalıdır. Enerji
verimliliği ile ilgili yapılacak çalışmalar kısa vadede enerji tüketimini azaltacak ve aynı zamanda
işletme ve üretim maliyetlerini düşürecektir. Eylem planının odaklanacağı bir diğer nokta uzun vadede
iklim değişikliğine ilişkin maddi ve idari riskleri minimize edecek düşük veya sıfır emisyonlu enerji
üretim alternatiflerine yönelmektir. Her iki yaklaşımı bir arada uygulayabilen şirket ve kuruluşlar
küresel ölçekte şüphesiz daha karlı ve rekabetçi konumda olacaklardır.
_________________________________________
5 ______
İzmir Rüzgâr Sempozyumu ve Sergisi / 23-24 Aralık 2011
KAYNAKLAR
[1] http://www.turktrade.org.tr/tr/article/011c8f2f-3347-444e-bdb4-56210c82ecd8/surdurulebilir-cevre-
yaklasiminda-karbon-yonetimi.aspx.
[2] http://www.epa.vic.gov.au/climate-change/carbon-management/
[3] İklim Değişikliği ve Yapılan Çalışmalar Raporu, T.C. Çevre ve Orman Bakanlığı, Ekim 2008
[4] Sera
Gazı Emisyon Azaltımı Sağlayan Projelere İlişkin Sicil İşlemleri Tebliği, 07/08/2010 RG No.
27665
[5] İÇMELİ, T., “İklim Değişikliği Ulusal Eylem Planı”, İstanbul ICCI Konferansı, 2011
[6] http://www.cygm.gov.tr/cygm/anasayfa/resimlihaber/11-06-24
[7] TS ISO 14064-1 Sera Gazları- Bölüm 1: Sera Gazı Emisyonlarının ve Uzaklaştırmalarının
Kuruluş Seviyesinde Hesaplanmasına ve Rapor Edilmesine Dair Kılavuz ve Özellikleri, Haziran
2007
[8]
SÖZEN, S. “Sürdürülebilir Çevre Yaklaşımında Karbon Yönetimi”,
http://www.turktrade.org.tr/tr/article/011c8f2f-3347-444e-bdb4-56210c82ecd8/surdurulebilir-cevre-
yaklasiminda-karbon-yonetimi.aspx
Dostları ilə paylaş: |