TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI DERGİSİ •
43
Karaca
Oğlan merdilen
İşim yohtur nâmerdilen
Felek meni bu derdilen
Salõp geçer demedim mi
132- 230. sayfada Rõza Nur’dan alõnan şiirde Sakaoğlu’nun bir halk edebi-
yatõ profesörü olarak düzeltmesi gereken mõsralar görülmektedir. Bu düzeltme-
ler mana açõsõndan mutlaka yapõlmalõdõr. İlk dörtlüğün 4. dizesi
Vermiş ele ele gelir
şeklinde değil
Vermiş eli ele gelir
olmalõdõr. Son dörtlükle de bir hayli oynanmasõ gerekmektedir. Sayõn profesör
dörtlüğü
Garacaoğlan der hâlene
Givinmez dünya malene
Serim
koymadõm yolene
Şedde çalmõn bele gelir
şeklinde düzeltmeden aktarmõştõr. Burada bir defa daha söylemek gerekir ki
başkalarõnõn yanlõşõ bizim doğrumuz olmamalõdõr ve dörtlük de
Garac’Oğlan der hâlõ ne
Güvenmez
dünya
mâlõna
Serim
goymadõm yoluna
Şedde çalmõn bele gelir
şeklinde düzeltilmelidir.
133- 233. sayfada 5 dörtlük olarak tamamõ verilen şiirin de son dörtlüğünün
Olaydõm onla aşna
şeklinde olan 2. dizesi, vezin gereği
Olaydõm onla âşina
44 • TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI DERGİSİ
olarak düzeltilmeliydi.
134- Yine 233. sayfada “
Haftalõk olarak yayõmlanan gazetenin sayfa sayõsõ 8-12
arasõnda değişmektedir.” şeklinde bir cümle ile karşõlaşõyoruz. İfade bu şekilde
olunca 9 ve 11 sayfalõ gazeteler de var demektir. Sayfa sayõsõ 8, 10, 12 olabilir
ama 9 ve 11 olmasõna fizikî olarak imkan yoktur.
135- 233. sayfada “…Tuna’nõn redifli” şiir ifadesi vardõr. İlk dörtlüğü verilen
şiire bakõnca redifin “-u Tuna’nõn” ve “-i Tuna’nõn” olduğu görülecektir. Başka
şiirlerde de olduğu gibi redifi tespit edememe ile karşõlaşõyoruz. Verilen dört-
lükte 3. dizede hece eksikliği vardõr, bu da
Şakõyõp da bilbilleri ötende
şeklinde düzeltilebilir.
136- 238. sayfadaki dörtlükte ikinci dize
Acõdõr acal şerbeti içilmez
olup durak hatasõ görülmektedir. Yine, başkalarõnõn yanlõşõ bizim doğrumuz
olamaz düsturundan yola çõkarak bu mõsraõ, Sayõn Sakaoğlu’nun
Acõdõr şerbet-i acal içilmez
şeklinde düzeltmesi gerekirdi. Sakaoğlu şiiri Ataev’den almõştõr. “Ben ondan bu
şekilde aldõm, müdâhele etmem doğru olmazdõ” şeklinde bir lüksü olamaz. Zira Sa-
yõn hocamõz ilk dizedeki aksaklõğõ oluşturan “Garaca Oğlan” isminde bir heceyi
not düşerek “Garac’Oğlan” şeklinde düzeltme yoluna gitmiştir ve doğrusunu
yapmõştõr. Buna benzer bir düzeltmeyi de 236. sayfada yapmaktadõr. Ne var ki
Sayõn Sakaoğlu, buralarda yaptõğõ düzeltmeleri başka yerlerde yapmamõştõr.
137- 237. sayfanõn 3. paragrafõnõn 3. satõrõnda yine bir “dokunma” söz konu-
sudur. Aynõ paragrafõn 6. satõrõndaki “Türleri” kelimesi yanlõş anlaşõlmaya se-
bep olmaktadõr. Kelimenin “Türkleri” şeklinde düzeltilmesi anlam açõsõndan
gereklidir.
138- 238. sayfada yine Prof. Dr. İlhan Başgöz’ün lise öğrencilerinden daha
bilgisizmiş gibi takdim edildiğini görmekteyiz.
139- 243. sayfada b. maddesinde yer alan
“Eğitim kurumlarõnõ müfredat programlarõna Karaca Oğlan’õn şiirleri de incele-
necek metinler olarak yer almaktadõr.” ifadesi büyük harfle başlayõp nokta ile son-
lanmaktadõr; fakat bir cümle olmaktan çok uzaktõr.
TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI DERGİSİ •
45
140- 244. sayfada 8. maddenin altõndaki “Bu ülkede Karaca Oğlan ile ilgili ola-
rak yok denilecek kadar çalõşma yapõlmõştõr.” şeklinde olan cümlede anlatõm bozuk-
luğu vardõr.
141- Yine 244. sayfanõn sonundaki;
“22 Şubat 2004’te sayõn Ertaş ile yaptõğõmõz görüşmede, hâlen hayatta olduğunu
söylediği Rahime Hanõm Karaca Oğlan’õn başka şiirlerini de bilmektedir.” şeklindeki
cümle tamire muhtaçtõr. Bu sayfada Ertaş’tan aldõğõ iki dörtlükten birincisinin
Gurbet ellerinden düşmanõm kalsõn
şeklinde olan 3. dizesi mana açõsõndan yanlõştõr. Sayõn Sakaoğlu’nun daha önce
bir iki örneğini gördüğümüz düzeltme hünerini bu mõsrada da görmek isterdik.
Dize
Gurbet ellerinde düşmanõm kalsõn
şeklinde mana açõsõndan düzeltilmeliydi.
142- 245. sayfanõn 2. paragrafõndaki “Şiirlerin ilk dörtlüklerinini Türkçeleri de
verilerek okuyucularõmõza bir kolaylõk sağlanacaktõr.” şeklinde karşõmõza çõkan cüm-
le bozuktur. Fazlalõk olan “dörtlüklerinini” kelimesindeki ikinci –ni’yi çõkarõnca
cümle yine düzelmemektedir. O zaman kelimedeki diğer (ilk) –ni’yi de çõkarõr-
sak cümle düzelmiş olur. Yine aynõ sayfanõn son paragrafõnda “Âşõğõmõzõn ….
en eski şiirlerinden birini” ifadesiyle karşõlaşõyoruz. Acaba Sayõn Sakaoğlu âşõğõn
şiirinin en eski olduğunu nasõl tespit etmiştir? Doğrusunu isterseniz ben merak
içindeyim.
143- 248. sayfada Bartók’tan alõnan ikinci dörtlüğün 3. ve 4. dizelerine baka-
rak 4. dizede geçen “bün” kelimesinin “bön” olarak düzeltilmesi gerektiği görü-
lecektir. Kelimenin anlamõ da “ahmak”tõr. Dize
Bu dünyede yavru güzel sevmeyen
Ahrete hayvan gelmiş bün gider
şeklinde olup
Bu dünyede yavru gözel sevmeyen
Hayvan
gelmiş âhirete bön gider
gibi küçük bir iki değişikliğe ihtiyaç duymaktadõr.