NIETZSCHE’NİN TANRI ÖLDÜ SÖZÜ ve DÜNYA RESİMLERİ ÇAĞI
kural koyma, bunları doğrulamadır. Bir nesne alanının göz
önüne getirilmesine aracılık eden yöntem, açıktan çıkarak ay
dınlatma, açıklama niteliği taşır. Yöntem, her zaman, çift yanlı
dır. O bilinen aracılığı ile bilinmeyeni açıklar, aynı anda, bu
bilineni bilinmeyen aracılığıyla doğrular. Açıklama araştırma
içinde yapılır. Bu açıklama, doğa bilimlerinde, araştırmanın
alanına, açıklamanın amacına göre, deney aracılığı ile olmakta
dır. Gelgelelim, doğa bilimi, araştırmaya ilk kez deney aracılığı
ile dönüşmez. Tersine, deney, ilk kez ancak, doğa bilgisinin
araştırmaya dönüştürüldüğü yerde olanaklı olur. Yeni çağ fiziği,
ancak özce matematik bir fizik olduğundan deneysel olabilir.
Ama, ne Orta çağ’m doktrina’sı ne de Greklerin episteme’si
araştırma anlamında bilim olduğundan, bunlar için deney sorun
değildir. Empeiria'nın, (experientia; deney) ne anlama geldiğini,
kesin olarak ilkin Aristoteles kavradı: Şeylerin kendisinin, nite
liklerinin, değişmelerinin değişen koşullarda gözlemi, böylece
de şeylerin kurallı davranışlarının tarzının bilgisi. Şu da var ki,
böyle bir bilginin çıkarıldığı gözlem, experimentum (deneyim,
kanıt), araştırma olarak bilime ait olandan, araştırma deneyin
den Özce farklı kalmayı sürdürür; Greklerde, Orta çağ'da, göz
lemler, sayı, ölçü aracılığıyla yapıldığında; gözlemi belirleyen
özel düzeneklerin, araç gerecin yardımı alındığında da, gözlem,
araştırma deneyinden farklı olmayı sürdürür, çünkü, bunların
tümünde, genel olarak, deneyin kesinliği eksiktir. Deneyin ke
sinliği, bir yasanın temele koyulmasıyla başlar. Bir deney yap
mak; Bir dizi devinim bağlamını, onun kendi akışının zorunlu
luğunda izlenebileceği bir koşulu göz önüne getirme; açıkçası
bu devinim bağlamı dizisini, daha önceden hesaplayarak ege
men olunabilir duruma getirme demektir.
Ne var ki, yasanın temellendirilmesi, nesne alanının temel
planından yola çıkarak uygulamaya koyulur. Nesne alanının
planı ölçüt verir, koşulların daha önceden göz önüne getirilme
sine sınır koyar. Deneyin kendisinde, kendisi ile yapıldığı böyle
bir göz önüne getirme, gelişi güzel bir kurgu değildir. Nevvton,
bundan ötürü; 'hypotheses non fmgo', “varsayımlar gelişi güzel
uydurulmaz” dedi. Varsayımlar doğanın temel planından geliş
tirilir, varsayımların taslağı yine bu plan içinde çıkarılır. Deney,
70
DÜNYA RESİMLERİ ÇAĞI
yasayı koruyan ya da korumayı yadsıyan olguları açıkça gös
termek için, uygulamada temele koyulan (varsayılan) yasadan
çıkarak sürdürülen, yönetilen bir yöntemdir. Doğanın planı ne
kertede sağın tasarlanmışsa, deneyin olanağı o kertede sağın
olur. Bundan ötürü, çok baş vurulan Orta çağ skolastikçisi
Roger Bacon, Yeni çağ'm deneysel araştırmacısının öncüsü
olamaz, olsa olsa, Aristoteles'in ardılı olarak kalır. Çünkü Hıris
tiyanlık zaman içinde hakikatin asıl yerini değiştirdi. Hakikat
inanca, yazılı sözlerin yanılmazlığına, kilisenin öğretisine ta
şındı. Açınsamanın tanrısal sözlerinin yorumu olan tanrıbilim,
en yüce öğreti, en yüce bilgiydi. Açınsama ise Incil'de kağıda
dökülmüştü, kilise tarafından dile getiriliyordu. Burada bilme,
araştırma değil, yetkili ağızların, onu duyuran yetkelerin doğru
anlaşılmasıdır. Bundan ötürü, Orta çağ'da bilgiye ulaşmada,
farklı yetkelerin öğreti anlayışlarının, sözlerin tartışılmasına
öncelik verildi. Componere scripta et sermanes, argumento ex
verbo (2) kesindi, aynı zamanda, benimsenen, kabul gören
Aristotelesçi, Platoncu felsefenin skolastik diyalektiğe dönüştü
rülme zorunluluğunun nedeniydi.
îmdi, Roger Bacon deneyi gerekli gördüyse -görmüştü de-
istediği araştırma olan bilimin deneyi değildi. Roger Bacon
Argumentum ex verbo yerine argumentum ex re’y i^ ); öğreti
anlayışlarının tartışılması yerine, şeylerin kendisini dikkatle
gözlemeyi; açıkçası Aristotelesçi empeiria’yı önerdi.
Bununla birlikte, Yeni çağ'm araştırma deneyi, yalnızca öl
çüsü ile alanı daha kesin bir gözlem olmakla kalmaz. O ayrıca
doğanın sağın bir tasarımı çerçevesinde, bu sağın tasarımın
hizmetinde yasanın doğrulanması bakımından, özce farklı türde
bir yöntembilimdir.
Doğa bilimlerindeki deneye, tinsel bilimlerde kaynak eleşti
risi karşılık gelir. Bu ad (kaynak eleştirisi), burada, kaynağı
bulgulamayı, sınamayı, doğrulamayı, değerlendirmeyi, koru
mayı, yorumlamayı betimler.
İşin doğrusu, kaynak eleştirisi üzerine temellendirilen tarih
sel açıklama, olguyu, yasayla, kurallarla açıklamaz. Şu da var
ki, bu tür bir tarihsel açıklama, kendini, yalnızca belli bir ol
guyu bildirmekle de sınırlamaz. Tarihsel bilimlerde yöntem,
71
doğa bilimlerindeki gibi kalıcı olanı tasarlamayı, tarihi nesne
edinmeyi amaçlar. Tarih, ancak geçmiş olduğunda nesnel olur.
Tarihsel açıklamanın kendisine dayanarak tarihte eşsiz olan ile
tarihte başka çeşitleri olanı hesapladığı geçmişte kalıcı olan;
zaten-hep-orada olan, karşılaştırılabilir olandır.
Anlaşılır olan, her şeyin her şeyle sürekli karşılaştırmasında,
hesaplanarak bulunur, tarihin temel planı olarak korunur, sağ
lama bağlanır. Tarihsel araştırmanın alanı, ancak, tarihsel açık
lama genişlediği ölçüde genişler. Tarihte, tek olan, ender görü
len, yalın olan -kısacası büyük olan- hiç bir zaman kendiliğin
den anlaşılır değildir. Bundan ötürü de açıklanamaz olarak kalır.
Tarihsel araştırma tarihte büyük olanı yadsımaz, onu ayrıksı
olarak açıklar. Büyük olan, bu açıklamada, kanıksanmış olan,
ortalama olan aracılığı ile ölçülür. Açıklama anlaşılır olana
indirgeme anlamına geldikçe; tarihsel araştırma, açıklama ola
rak kaldıkça, başka bir tarihsel açıklama yoktur. Tarih bilimi
araştırma olarak, geçmişi açıklanabilen, hesaplanabilen etki
bağlamı olarak hesapladığı, nesnelleştirdiği için nesnelleştirme
nin aracı olarak, kaynak eleştirisine gerek duyar. Bu eleştirinin
ölçütleri, tarihin gazetecilik olmaya yaklaşmasına varasıya de
ğişiklik gösterir.
Her bilim, araştırma olarak, sınırlı bir nesne alanının tasarı
mında temellendirilmiştir, bundan ötürü de zorunlu olarak tek
(bireyleşmiş) bir bilimdir. Üstelik, her tek bilim, tasarımın geli
şiminde, yöntemi aracılığıyla araştırmanın belli bir alanında
özelleşir. Ama bu uzmanlaşma, hiç bir zaman, yalnızca, araş
tırma sonucunun, giderek artan kabul edilmiş kestirilemezliği-
nin istenmeyen bir yan olgusu değildir. O zorunlu bir olumsuz
luk değil, araştırma olarak bilimin özünün gereğidir. Uzmanlık
bir sonuç değil, her araştırmanın yürütülmesinin temelidir.
Araştırma, yöntemden ötürü gelişi güzel araştırmalarda kendini
dağıtmaz, çünkü Yeni çağ bilimini üçüncü bir temel süreç: Sü
ren etkinlik (betrieb) belirler
Bununla ilk anlaşılması gereken olgu şudur; bugün tinbilim
olsun doğabilim olsun, bir bilim, bilim olarak görülmeyi, ancak
kurumlaşabildiği ölçüde hak etmektedir. Bununla birlikte araş
tırma, işini kurumlarda gördüğü için süren etkinlik değildir.
NIETZSCHE’NİN TANRI ÖLDÜ SÖZÜ ve. DÜNYA RESİMLERİ ÇAĞI
72
Dostları ilə paylaş: |