Haç ve Hi lal Altı nda Ortaçağda Yah udiler
l
O l
Sözcük anlamı "haşan, ele avuca sığmaz" olan daha sorunlu
an yadın
terimi, hadis ve fıkıh kitaplarında hem kah hem müsa
mahalı yorumlara yol açh. Örneğin kalıcı tefsirler, bir gayri Müs
limin, madunluğunu ve bağımlılığını törensel olarak kabul ede
cek şekilde elini Müslüman vergi memurunun elinin allına
koyması gerektiğini ya da vergi memurunun ödeme sırasında
elinin içiyle
zimmi'nin-
ensesine hafif vurması gerektiğini savu
nur. Daha müsamahalı yaklaşım ise,
an yadın
ifadesini "onun
mali gücüne göre" şeklinde "tercüme eder" -İslam imparatorlu
ğunun bazı kesimlerinde
zimmi'nin
mali gücüne uygun bir dere
celendirme biçiminde uygulanan anlayışlı bir yorum. Cizyesini
ödeyemeyen
zimmi
ile ilgili bir hadis, şefkatli ifadelerde bulunur
(kuşkusuz, nadiren dikkat edilen):
Ödemenin bir yolunu buluncaya kadar sabırlı olunmalı ve
[bu arada] kendisine bir şey yapılmamalı. Zenginleşince kendi
sinden alınır. Razı olduğu anlaşmanın herhangi bir hükmünü
yerine getiremezse, gücünün yehnediği doğrulanırsa, üzerindeki
yük kaldırılmalıdır ve onun adına yükü İmam üstlenmelidir.25
Bu metinle ilgili ortaçağ İslami fikirler doğruysa, bizzat Ku-
ran'ın cizye ödemesinde
zimmi'ye
aşağılayıcı bir muameleyi em
rehnediği sonucunu çıkarmalıyız.26 Ne var ki, daha sonraki
Müslümanların gözünde, ayet,
zimmi'yi
aşağılayıcı bir feragat
yöntemiyle küçümsemeye kuşkuya yer bırakmayacak bir cevaz
içeriyordu. İslam öncesinde böyle bir vergiye tabi olan Yahudiler
için, bu olgu cizyenin bazı dikenlerini ortadan kaldırıyordu.27
Bizans topraklarında yaşayan ve geçmişte bu tür vergilerden
muaf tutulmuş Hıristiyanlar (ve Sasani topraklarında yaşayan
Zerdüştler) için, İslami mali yükümlülük, sarsıcı bir darbe olmuş
olmalı.
Fetih antlaşmalarında Araplar, mağlup ahaliden yeni yöneti
cilerine yardımcı ve sadık olmalarını istiyordu. Ömer Pakh'na
alınan bu hüküm, fatihlerin stratejik gereksinmeleriyle açıklanı-
1 02 Mark R. Cohen
yor. T
anım
adıkları topraklarda ilerleyen Arap ordularının, yerli
lerin iyi niyet ve işbirliğine şiddetle gereksinimi vardı ve düş
manla işbirliği yapmalarını hoş göremezdi.28
Pakt'ın Biçimi
Muhammed'in pratiğine, fethin aciliyetlerine ve Hıristiyan
Roma Yahudiler hukukunun etkilerine dayanan kümülatif ge
lişmenin bir ürünü olan Ömer Pakh'nın, en azından ilk bakışta
kafa karışhncı bir biçimi vardır.29 Güvenlik vaadi karşılığında
kendilerini bir alay yükümlülük allına sokan mağlup Hıristiyan
lardan Halife Ömer'e bir mektup biçimini alır.30 Ömer talebi ka
bul eder ("istediklerini onaylar"), fakat iki değişiklik ekler. Pek
çok bilgin, Tritton'un
60
yıl önce yayınlanan metnin ikinci halife
nin
zamanına ve kişiliğine atfedilmesiyle ilgili kuşkuculuğunu
paylaşmaya devam ediyor. Ne var ki, Tritton'un kuşkuculuğu
nun temel nedeni, bu paragrafın başında sözü edilen değerlen
dirmelerden daha az ikna edicidir.31
Son zamanlarda Alman bilgin Albrecht Noth, pakt tarhşma
sını yeniden açh. Noth,
şurut omeriyya'nın
(Ömer hükümleri)
büyük bir bölümünün ya fetih antlaşmalarında kaynağının bu
lunduğunu ya da fetih sırasındaki Müslüman/ gayri-Müslim
ilişkilerinin gerçekliğini yansıthğını ileri sürer.32 Terimlerin,
Pakt'ın daha soma var olan metninde çok açık şekilde bulunan
kısıtlayıcı, ayrımcı amacının bulunmadığını savunur. Hükümle
rin birçoğu, Arap fatihlerin kırılgan kimliklerini korumak için ta
sarlandı. Kütlesel bir gayri-Müslim çoğunlukla yüz yüze gelen
fatihler, kendilerini kendi tebaalarından uzak tutmak için önlem
ler aldılar.33
Buna şunları ekleyebiliriz: Bu belgeyi, belli düzeyde koruma
(aman, Zimmi)
karşılığında boyun eğme sözü veren kaybedenle
rin bir tür başvurusu olarak görürsek, Pakt'ın gerçek biçimi -
Tritton ve diğerlerini kuşkuya düşüren fethedilen tebaadan hali
feye bir mektup- daha az gizemli olur. Normalde, İslami yöne-
Haç ve H i lal Altında Ortaçağda Yah u d i l e r 1
03
timdeki yönetsel-yasalar ya haksızlıkları düzeltmek ya da ayrıca
lıkları, onaylamak için yapılan başvurulara cevap olarak ortaya
çıkh.34 Bu nedenle Ömer Pakh, fetih antlaşmal
arının
doğal bir
sonucu (Noth'un görüşü), fakat bir başvuru biçimine dönüşmüş
bir sonuç olarak görülebilir. Olasılıkla Arapların İlkel başvuru
biçimi olan mektup biçimli tarzı, daha sonra, Müslüman-zimmi
karşılaşmasının ilk yüzyıllarındaki toplam pratiğin ayrıntılarıyla
süslendi.35
Ömer Pakh'nın bütün versiyonları Hıristiyanlardan söz eder
ve birçok dini kayıt,
sadece
Hıristiyan ayinlere işaret eder. Kuşku
suz bunun nedeni, fetihler sırasında Hıristiyanların, ilk Arap yö
netim hanedanlığı Emevilerin kendi başkentlerini kurdukları
Doğu -Roma İmparatorluğu'nda hem çoğunluğu hem de yöneti
ci otoriteyi temsil etmeleridir. Yine de, Pakt'ın hükümleri pratik
te Yahudilere de uygulandı.
İbadethaneler
Ömer Pakh, birinci hükmüyle, gayri-Müslimlerin yeni iba
dethaneler edinemeyeceklerini, hatta yıkınh durumunda olanla
rın
onarılamayacağını emrederek, Hıristiyan-Roma Yahudiler
hukukunu çağrışhrır.36 Bu kısitlama kah bir şekilde uygulansay
dı� gayri-Müslim cemaatlerin büyümesi önemli ölçüde sınırlan
mış olurdu.
Ömer Pakh'nın kategorik hükmü, zamanla bu kahlığa doğru
evrilmiş görünüyor. İbadethane yönetmeliği ilk halifeleri, hiç il
gilendirmemiş görünüyor ve bazıları, zimmi'lere yeni ibadethane
inşa etme iznini fiilen verdiler.37 Küfe ve Kahire gibi "yeni" fetih
sonrası İslam kentlerinde sinagogların ve kiliselerin varlığı, Ya
hudilerin ve Hıristiyanların yasayı delmeyi başardıklarını göste
rir.
Sofu Emevi halifesi
II.
Ömer.(717-720), yeni ibadethanelerin
inşasını yasaklamış ilk kişi olabilir. Sonraki tarihsel kaynaklar,
yıkilması ya da camilere çevrilmesi emredilen kilise ve sinagog
lara, din adamları tarafından dini binalara saldırmaya kışkırtılan
Dostları ilə paylaş: |