Sertkaya, Osman Fikri
57
Müşteri/Jüpiter yıldızının adı olarak geçen ikinci
oñay kelimesinin
etimolojisi ise bilinmemektedir. Sir Gerard Clauson önce “etimolojisi
bilinmiyor”
24
sonra da “Türkçeye yabancı bir dilden giren ödünç kelime”
25
açıklamalarını yapmıştır. Bu kelimenin imlâsı genellikle oñay şeklindedir.
Kutadgu Bilig
’in Arap harfli iki yazmasında, Rabguzi’nin Kısasü’l-
enbiyâ
’sında bu imlâ ile geçiyor. Ancak Kutadgu Bilig’in Uygur harfli
yazmasında imlâ oñgay şeklindedir. Bu imlâ meñga, señga gibi şahıs
zamirlerinin imlâsında da görülen bir şekil olup, ya ñ sesinden sonra türeyen
bir g sesi, ya da “bulaşma [contamination]” ile olan bir mongolizmdir.
Yıldız adı olan oñgay ~ oñay kelimesinin Türkçede iki karşılığı tespit
edilmiştir. Eski Uygur Türkçesinde ıgaç yultuz “ağaç yıldız” (Türkische
Turfan-texte
, VII) ve Dîvânü Lûgati’t-Türk’te kara kuş”. Yıldızın Arapça
adı: Müşterî, Farsça adı: Ormuzd (Ahuramazda), Sanskrit adı: Bṛhaspati,
Eski Uygur Türkçesine geçen şekli: Brahsivadi, İngilizce adı: Jüpiter’dir.
3/4. tolay: A. Pavet de Courteille tarafından Doğu Türkçesinde
26
“tout
(çokluk: tous) [“bütün, tüm, her, çok]” anlamında tespit edilmiş, köken
olarak da Moğolca “tavşan” açıklaması yapılmıştır.
Bence Klâsik Moğolcadaki taulay “tavşan” açıklaması yakıştırmadır.
Eğer kelime, cümlede “tout” anlamında ise, bu Doğu Türkçesinde Çince to
~do
+ Türkçe la eki ile yapılan hybrit tola kelimesinin -y eki ile genişletilmiş
şekli olmalıdır. Krş. ça-y, surna-y vs.
3/5. iley: <il+ey. Eski Türkçede il şeklinde “sesdeş [homophone]” olan
bir kaç il kelimesi vardır.
il ~ el :
“ülke, yurt”. İç-il > İçel, Rum ili > Rumeli; yad el vs. buradan il
~ el :
“devlet”.
il-lig > ilig ~ elig
: “ülkeli, yurtlu = hükümdar”
illigig ilsiretdimiz
“ülkeli olanın ülkesini elinden aldık”.
ilig+kan
> ilhan; ilig+beg > ilbeg ~ ilbey.
il ~ el :
“halk, ahali”. Türkçe: il kün; Türkiye Türkçesi: el gün; buradan
il ~ el :
“yabancı” il âlem > el âlem, el kızı.
24
Sir Gerard Clauson, “Early Turkish Astronomical Terms”, UAJb, ....
25
Sir Gerard Clauson, Etymological Dictionary of Pre-Thirteenth Century
Turkish
, Oxford 1972, s. 191b.
26
Abel Pavet de Courteille, Dictionnaire Turk-Oriental, Paris 1870, s. 243.
“
tolay tout, tous; troupe d’hommes qui s’entendent pour exciter une sédition et
adoptent pour s’entendre un mot de ralliement; en Mongol, lièvre, Conf. tolay.
Etimoloji Nedir - Ne Değildir ve…
58
il
: “ön”.
il
“vilâyet” Mülkî, idarî, hukukî olarak uydurulan yeni terim.
il(ig) ~ el(ig)
“el (organ)”.
Birinci, ikinci ve il kelimesinin kapalı e ile el şekli de vardır. Ancak
“ön” anlamındaki üçüncü il kelimesi başından beri hep il olarak
kullanılmıştır. Yani kelimenin kapalı e’li şekli yoktur. Eski Türkçe il+ge+rü
“öne doğru” kelimesi Türkiye Türkçesinde ikinci hecedeki -g- sesinin
düşmesi ile il+erü > ileri şeklinde gelişmiştir.
il
“ön” isminden +ey eki ile yapılan ve “ön, kat, nezd, huzur”
anlamlarında geçen il+ey kelimesi Eski Türkçenin Göktürk ve Uygur harfli
metinlerinde, Orta Türkçenin Arap harfli Karahanlı ve Harezm Türkçesi
metinlerinde, Yeni Türkçenin Çağatay Türkçesi metinlerinde geçmez.
Kelime sadece Kıpçak ve Osmanlı Türkçesi metinlerinde görülür.
Dede Korkut
’ta bütün nâşirlerin ileyüñüzde okuyarak il “ön”
kelimesinden getirdikleri bir kelimenin okunuşunu ben Vatikan yazmasında
ilk hecenin üstün ile harekelenmesine dayanarak il ~ el “halk” kelimesinden
getirmiş ve kelimenin okunuşunu eli-öñinde “halkı önünde” şeklinde
düzeltmiş, cümleyi de eli-öñinde çalup eyden ozan olsun okuyarak “Halkı
önünde (saz/kopuz) çalıp (soylama) söyleyen ozan olsun” şeklinde
açıklamıştım.
27
3/6. ögey: <ög+ey. Eski Türkçe ög “ana, anne” kelimesi Orta Türkçede
+ey
eki ile ög+ey “öz olmayan, kan bağı olmayan” şeklinde teşekkül
etmiştir. ögey ana (Yüan-Uygur, Çağatay), ögey ata (Karahanlı, Çağatay),
ögey oğul
(Karahanlı), ögey oğulan (Kıpçak), ögey kız (Karahanlı) ibareleri
Uygur, Karahanlı, Çağatay ve Kıpçak Türkçelerinde kullanılmıştır.
-g
sesinin -v’ye dönüşmesi ile ög+ey > öv-ey şekli teşekkül etmiş, ancak
kelime Türkiye Türkçesinde, dar ünlü ile, üvey şeklinde kullanılmıştır.
-g
sesinin -k’ye dönüşmesi ile de ög-süz “annesiz, annesi ölen” kelimesi
Türkiye Türkçesi’nde ök-süz şeklinde kullanılmaktadır. (Benzer şekil: Eski
Türkçe egsük > Türkiye Türkçesi eksik.
27
Sertkaya, Osman Fikri, Dede Korkut Kitabı Dresden Nüshasının Giriş
Bölümü
, İstanbul 2006, s. 96-99.