Alım satımla uğraşan kişi, müşterisini bulmuşsa elin deki her malı satışa sunar



Yüklə 1,72 Mb.
səhifə10/25
tarix25.06.2018
ölçüsü1,72 Mb.
#51175
1   ...   6   7   8   9   10   11   12   13   ...   25

Hayvanı yardan düşüren bir tutam ottur.

Bk. “Deveyi yardan uçuran bir tutam ottur.”

Hekimden sorma, çekenden sor.

Bir hastanın ne çektiğini, hekim değil hasta bilir. Çünkü ateş düştüğü yeri yakar. Bunun gibi bir derde düşenin, bir felâkete uğrayanın, sıkıntılar içinde kıvrananın çektiği çileyi, ancak kendisi bilir, çare sunan, çözüm yolu gösterenler değil.


Hekimsiz, hâkimsiz yerde oturma.

Sağlığımızı yitirdiğimiz, hastalandığımız zaman kapısını çalacağımız tek kişi hekimdir. Haksızlığa uğradığımız, can ve mal emniyetini kaybettiğimiz yerde başvuracağımız kişi de hâkimdir. Bu önemli iki kişinin bulanmadığı yerde oturmak son derece sakıncalıdır.


Her ağacın meyvesi olmaz.

Etrafımızda yaşayan insanların dış görünüşlerine bakarak onlardan bir verim beklenmemelidir. Dıştan bize verimli gibi görünen nice insanın yararsız olduğu, onlardan bir fayda gelmediği çok görülmüştür.


Her ağaçtan kaşık olmaz.

Kimi nesne, iş ya da durumun kendine has bir özelliği vardır. Bu bakımdan özelliği bulunan bir şey için herhangi bir malzeme, madde veya kimse kullanılamaz. Görünüşe aldanmamalı, uygun olan seçilmelidir.


Her çok azdan olur.

Çoğun temelinde az yatar. Önce az olanlar, birike birike çoğu meydana getirmiştir. Bu bakımdan azlar önemsiz görülüp atılmamalı, aksine sabırla bir arada tutulup biriktirilmelidir.


Her damardan kan alınmaz.

İnsanların yapıları birbirine uymaz. Kimi iyi, kimi kötü huyludur. Kimi yardımsever, kimi bencildir. Bu sebeple herkesten yardım istenmez, istense de yardım gelmez. Şu hâlde insan kimden yardım isteyeceğini belirlerken dikkatli olmalı, her önüne gelenden yardım istememelidir.


Her deliğe elini sokma, ya yılan çıkar ya çıyan.

Hiç kimse içyüzünü iyi bilmediği, yeterince incelemediği, hakkında bilgi sahibi olmadığı, denemediği bir işi yapmaya kalkışmamalıdır. Yoksa kendini tehlikeye, altından kalkamayacağı zararlı sonuçlara atmış olabilir.


Her Firavun`un bir Musa`sı olur.

Her zalimden toplumu kurtaracak, zalime yaptıklarının hesabını soracak bir kurtarıcı mutlaka çıkacaktır.


Her horoz kendi çöplüğünde öter.

Herkes ancak kendi çevresinde bir değer taşır, kuvvet bulur ve sözünü geçirebilir. Çünkü asıl yeri orasıdır, bağlıları çevresindedir, orada güvence altındadır, orada rahat etmektedir.


Her inişin bir yokuşu vardır.

Hayatın akışında hiçbir durum olduğu gibi kalmaz. Olumlu, olumsuzu, iyi, kötüyü, yükselme, alçalmayı; başarı, başarısızlığı kovalar. Bunun tersi de kaçınılmazdır. Bu bakımdan işleri bozulan, başarısızlığa uğrayan kimse üzülmemeli; kötü durumunun devamlı olmadığını bilmeli, umut var olmalıdır.¡


Her işin başı sağlık.

İnsanın yapacağı her şey vücut sağlığına bağlıdır. Sağlıklı olmayan kimse hiçbir iş yapamaz. Bir iş yapamayan, başarılı olamayan kimse de yaşadığı hayattan bir tat almaz; mutlu olamaz.


Her kaşığın kısmeti bir olmaz.

Her insanın talihi, kaderi bir değildir. Bu bakımdan kazançlarının farklı olması da doğaldır. Bir işte kişiler aynı çabayı gösterseler, aynı emeği verseler de biri diğerinden daha az kazanır. Çünkü kısmeti o kadardır.


Herkes bildiğini okur.

İnsanlar çoklukla kendi akıllarını beğenirler. Dolayısıyla başkaları ne derse desin, onların düşüncelerine uymaktansa kendi düşüncelerine göre iş yapmayı daha uygun bulurlar.


Herkesin arşınına göre bez vermezler.

Genel kurallar herkesin istek ve ihtiyacına göre bozulamaz. Dolayısıyla bir durumun ölçülerimize göre gerçekleşmesini beklemek doğru değildir. İstenen ölçüde değil, gerektiği oranda yarar sağlanacağı bilinmeli.


Herkesin ettiği yoluna gelir.

Bir kimse başkasına nasıl davranıyorsa, başkaları da ona öylece karşılık verirler. İyilik eden iyilik, kötülük eden de kötülük görür.


Herkesin tenceresi kapalı kaynar.

Kimsenin durumu, içinde bulunduğu yaşayış şartları başkalarınca gereği gibi bilinemez.


Herkesin yorulduğu yere han yapılmaz.

Bir yerde, bir düzende herkesin uymak zorunda olduğu genel kurallar vardır. Bunlar kişinin dileği doğrultusunda değiştirilemez.


Herkes kaşık yapar ama sapını ortaya getiremez.

Herkes bir iş yapar ama istenildiği kadar güzel ve kusursuz biçimde yapıp da ortaya çıkaramaz. Bunu becerenlerin sayısı da bir hayli azdır.


Herkes ne ederse kendine eder.

Kişi çevresine nasıl davranırsa, çevresi de ona benzer şekilde davranır. İyilik eden iyilikle, kötülük eden kötülükle karşılaşır. Kişi, muhatap olduğu davranışların sorumlusudur.


Her koyun kendi bacağından asılır.

Herkes kendi davranışlarından sorumludur. Herkes kendi hatasının cezasını kendi çeker. Hiç kimse başkasının yaptığı bir hatadan ötürü hesap vermez.


Her kuşun eti yenmez.

1. Herkes zorbalığa boyun eğmez. Bu zorbalığa karşı gelecekler de vardır. Öyleleri çıkar ki, seni alt eder, pişman bile olursun. 2. Kimi işlerin altından kalkmamız mümkündür. Ama öyle işler de vardır ki, asla başaramayacağımız işlerdir. Öyle görünüşe aldanıp da o işin altına girmeyelim. Yoksa hiç ummadığımız bir zarar görebiliriz.


Her şeyin bir vakti var, horoz bile vaktinde öter.

Bir işten olumlu sonuç bekleniyorsa zamanında yapılmalıdır. Çünkü gerekli şartlar ve elverişli ortam o zamandadır. Bu bakımdan bir işi zamanından evvel yapmaya kalkışmak ne kadar zararlıysa, sonraya bırakmak da o kadar zararlıdır. Bir işte acelecilik kadar, geç kalmışlık da başarısızlığa neden olur.


Her şeyin yenisi, dostun eskisi (makbuldür).

Sürekli kullanılan eşya yıpranır, eskir, gözden düşer, gittikçe de insana sıkıntı verir, yenisini aratır. Ancak dostluk böyle değildir. Dostluk eskidikçe güç ve değer kazanır. Çünkü birçok hatıralar birlikte yaşanmış, birlikte birçok imtihandan geçilmiş, bağlar gittikçe sağlamlaşmıştır. Eski dostluk içten olduğu için aranır, yeni dostluklar ise henüz gönüllerde kökleşmediği için pek makbul değildir.


Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır.

Herkesin kendine özgü bir çalışma yöntemi, bir iş yapma biçimi vardır. Çünkü kişilikleri, bilgileri, yetenekleri, yöntemleri ve yolları birbirinden farklıdır.


Her yiğidin gönlünde bir arslan yatar.

Herkesin kendine göre yüksek bir emeli vardır. Hoşlandığı, sevdiği, kavuşmak istediği bu emeli devamlı gönlünde taşır, onun özlemiyle yaşar.


Her zaman gemicinin istediği rüzgâr esmez.

Gerçekleştirmek istediğiniz bir iş için uygun şartları dilediğiniz anda bulmanız mümkün değildir. Çünkü olaylar dileğimize göre oluşmaz. Bu bakımdan fırsat elimize geçtiğinde ondan hemen yararlanma yoluna gitmeliyiz.


Her ziyan bir öğüttür.

Bilerek ya da bilmeyerek uğradığı her zarar kişiye ders olur. Kendisini bu duruma düşüren yanlış hareketi bulur, aynısını tekrarlamayarak doğabilecek başka zararlardan kendisini korur.


Hesapsız kasap, ya bıçak kırar ya masat (Hesabını bilmeyen kasap, ne satır bırakır, ne masat).

1. Alacağını ve borcunu bilmeyen, gelirini giderini işine göre ayarlamayan kişi, elinde avucunda bulunanı da kaybeder; zarara uğrar. 2. Önlemini iyi almadan, ne yapıp edeceğini iyi düşünmede, bir iş girişiminde bulunan kişi, başarıya ulaşamaz; o iş için gerekli olan imkânları da yitirir.


Hırsızlık bir ekmekten, kahpelik bir öpmekten.

Hırsızlığın büyüğü küçüğü olmaz. Kişi bir ekmek de çalsa hırsız olur, yavaş yavaş da hırsızlığı meslek edinir. Kahpelik de benzer şekilde oluşur. Bugün bir öpücük verip de bunu önemsemeyen kız ya da kadın, yarın sokaklara düşer. Dolayısıyla bir öpücük bir namus kirletmeye ve kahpeliğe kapı aralamaya yeter.


Hiddetle kalkan nedâmetle oturur.

Öfkeyle, kızgınlıkla hareket eden kişi ne yaptığını pek bilmez; sağı solu incitir, kırar. Kısa bir zaman sonra etrafa ve kendisine verdiği zararı anlar ve pişman olur. Ne var ki iş işten geçmiştir bir kere.


Hocanın (imamın) dediğini yap (söylediğini dinle), arkasından gitme (yaptığını yapma).

Bir din görevlisinin anlattıkları dinin buyruklarıdır. Ancak insan beşerdir, şaşar. O da hatalı, kusurlu olabilir; hatta bile bile yanlış da yapabilir, söyledikleriyle yaptıkları birbiriyle çelişebilir. Bu bakımdan dikkatli ol; bu gibi yanlış yola sapmışların peşinden, onlar dinin buyruklarını anlatıyorlar diye sakın gitme.


Hocanın (öğretmenin) vurduğu yerde gül biter.

Öğretmen ne yaptığını bilen adamdır. Eğer bir öğrenciye vurmayı gerekli görmüşse, bunu mutlaka eğitmek amacıyla yapmıştır. Sakın ola ki, bu tavrından ötürü ona darılıp gücenmeyiniz. Tam tersine onun bu tavrından ötürü sevininiz. Çünkü onun vurduğu yerde meydana gelen kızarıklık, öğrencinin yarın yapacağı yanlışlıklardan, edineceği kötü alışkanlıklardan kurtuluşunun bir işareti olarak görülmelidir.


Horoz ölür, gözü çöplükte kalır.

Yaşanılmış, erişilmiş, alışılmış bir durum veya makam yitirildikten sonra, yine o durum veya makamda gözü kalır insanın. Kişinin bu tutkusu ihtiyarlık, hatta ölüm hâlinde bile devam eder.


Horozu çok olan köyde sabah geç olur.

Karışanı çok olan işlerden güç sonuç alınır. Çünkü her kafadan bir ses çıkar, herkes başka bir yol seçer, işin nasıl yapılacağı konusunda kesin karar verilemez. Dolayısıyla böyle bir işi sonuca ulaştırmak da oldukça güç olur.


Huy canın altındadır.

Bk. “Can çıkmayınca huy çıkmaz.”


Huylu huyundan vazgeçmez.

Doğuştan gelen özellikler kolay kolay değiştirilemez. Bunun için ne kadar uğraşılsa boştur. Çünkü, o huy biçimi, kişinin karakterinin ayrılmaz bir parçası olmuştur. Bunun için onu kolay kolay söküp atamaz.

Fakirlik istenmeyen bir durumdur. Kimse fakir olmak istemez. Fakirlerden herkes kaçmaya çalışır.

Faydalı eser veren, verimli, erdemli, bilgili insan, alçak gönüllü olur, kimseye tepeden bakmaz.

Felaket içinde karar verebilmek yarı kurtuluştur. PASTALOZZI

Felâket kimlerin başına gelirse onları yakar, kavurur, sürekli bir acı içinde bırakır. Başkalarının acıması üzülmesi yüzeyseldir.

Felaket, dost sayısını sıfıra indirir. W. SHAKESPEARE

Felaketlerin üstünde dimdik oturan insan soylu ve cesurdur. NAPOLCON

Fenalıkların ilki ve en büyüğü,haksızlıkların cezasız kalmasıdır. EFLATUN

-G-


Geç kalan teselli,idam dan sonraki affa benzer. SHAKESPARE

Geçim konusunda kimse kimseye yük olmamalıdır En yakınlarımızın bile kazançlarına güvenmemeli, kendi başı¬mızın çaresine bakmalıyız. Birbirlerine çok yakın olan kar¬deşlerin bile ayrı hayatları olduğu için kazançlarının da ayrı olması normaldir.

Geçim sıkıntısı çekeri bir kişi, yaşamını sürdürmek için her türlü yolu dener. Canı yanan kişi de sonunu düşünmeden ağzına geleni söyler.

Geçmişi hatırlayamayanlar,onu bir kere daha yaşamak zorunda kalırlar. G.SANTAYANA

Geleceğini, kötü günleri düşünmeyen, kazandığını har¬cayan kişi, kazanamayacağı günlerde acıklı, kötü duruma düşmekten kurtulamaz.

Gençken bilgi ağacını dikmezsek ,ihtiyarlığımızda gölgesinde barınacak ağacımız olmayacaktır. CHESTERFİELD

Gençler! Muhakkak evlenin. Eşiniz iyi çıkarsa mutlu, kötü çıkarsa benim gibi filozof olursunuz. SOKRAT

Gençliğe üç öğüdüm vardır: ÇALIŞ, ÇALIŞ, ÇALIŞ. BİSMARK

Gençliğin parlak lügatinde başarısızlık diye bir kelime yoktur. E. BULWER LYTTON

Gençlik,rüzgarların savurduğu gül yapraklarının arkasından koşar. N.LENAU

Gençlikte sıkıntılara daha kolay dayanılır, daha kolay atlatır. Önemli olan kişinin ihtiyarlık yıllarını bolluk ve ra¬hatlık içinde geçirmesidir.

Genellikle ticaret adamlan, kendi evlerini, sattıkları şeyden yoksun bırakırlar, evdekiler de o şeyin özlemini çe¬kerler.

Gerçeğin dağlarına umutsuzlukla çıkılmaz. NİETZSCHE

Gerçek arkadaşlık sıhhat gibidir,değeri ancak o yok olduktan sonra anlaşılır. GOLTI

Gerçek bilgi ; yaparak , denenerek öğrenilen bilgidir. DESCARTES

Gerçek bir arkadaş , iki gövdede yaşayan bir ruhtur. ARİSTO

Gerçek dost olan baba dostları, babadan kalan miras kadaı değerlidirler. İyi ve kötü günlerimizde yanımızda olurlar.

Gerçekte olmayan bir şeyin kolay kolay belirtisi hisse¬dilmez. Eğer bir olay varsa onun az da olsa belirtileri, söy¬lentileri vardır. Olmayan bir şeyin belirtisi de yoktur.

Gerek yolculukta, gerek diğer işlerde gereken şeyleri hazırlamaz tedbirli olmazsak, zamanı gelince başkalarınınkine hevesleniriz.

Gerekli koşulları yerine getirmeden, sonuçtaki verimi düşünmeden, az zamanda pek çok iş yapılabilir. Yararsız çok iş yapmaktansa, az yapıp öz yapmak daha faydalıdır.

Gerekli olmadıkça vara yoğa devlet işlerine, resmi yer¬lere karışmamalı, girip çıkmamalıdır.

Gereksiz yere acele etmek, işleri kolaylaştırmaz, tersine zorlaştırır.

Gizli kalması istenen bir şey kimseye söylenmemelidir. Söylenirse o şeyin gizliliği kalmaz. Dilden dile dolaşarak herkese yayılır.

Gizli şeyleri çocuğun yanında konuşmak doğru değidir. Çünkü çocuk gizlilik kavramını bilmeyecek, konuyu başkalarının yanında söyleyiverecektir.

Görünüşü iyi olan ama aslında kötü olan şeylerin veya

Güçlü bir şey, kendisi kadar güçlü başka bir şeyle etki¬siz bırakılır.

Güçlü kişi ile yüzyüze bulundukları zaman ağızlarını açmayan kimseler, o gittikten sonra aleyhinde atıp tutarlar.

Güçlü kişilerin mücadelelerinde, aradaki güçsüzler za¬rar görür.

Güçlü kişilerin sadece korkutucu sözleri bile güçsüzleri korkutup sindirmeye yeter

Güçsüz kimseyi ezmek yiğitlik değildir.

Güçsüz kişi değil başkasına, en yakınlarına bile yardım edecek durumda değildir. Kendi ihtiyaçlarını gidermek bile ona zor gelir.

Güçsüz ve koruyucusuz kişiyi buyruk altına almak, hır¬palamak, yenmek kolaydır.

Gülmek bir güneştir.İnsanın yüzünden hüzün ve keder kışını defeder. VİCTOR HUGO

Gündüz kandilini hazırlamayan , gece karanlığa razı demektir. CENAP ŞAHABETTİN

Güzel bedenler için zevk,güzel ruhlar içinde ıstırap gerektir. OSCAR WILDE

Güzel bir kıyafet iyi bir tavsiye mektubudur. C. ŞAHABETTİN

Güzel bir şey onu isteyen ve elde edecek gibi görünen herkesin eline geçmez. Bu nedenle ondan daha kolay sağla¬yabilen değil, eline geçirebilen kişi yararlanır. Bir bakıma kısmeti olan elde eder.

Güzel bir yaşayış sürmek isteyen kişi, bu yaşayışın yü¬küne razı olmalı, gerekli kaynaklara sahip olmak için elin¬den geleni yapmalıdır.

Güzel düşün , iyi hisset , aldanma; ne varsa doğrudadır ; doğruluk şaşar sanma. T. FİKRET

Güzel fakat küçük bir belirti ile doyurucu sonuç alına¬maz. Tek yönlü isteklerle, uğraşlarla istediğimiz mutluluğa ulaşamayız.

Güzel malı olanın alıcı kaygısı yoktur. Reklâm yapma¬sa bile en uzak yerden istekliler çıkar.

Güzel sanatlar, insanın kafasının, kalbinin birlikte çalıştığı şeylerdir. BACON

Güzel şeyin isteklisi çok olur. Onu herkes elde etmek ister. Ancak durumu uygun olan bir kişi sahip olabilir.

Güzel şeyleri daha da güzelleştirecek şeyler vardır. An¬cak bunları gerçekleştirmek paraya dayanır.

Güzel sözler söylemekle, düş kurmakla güzel so¬nuç elde edilemez. Önemli olan sonuca ulaşmak için gereklidir

Güzellik ile akıl nâdiren birarada bulunurlar. (Perronius)

Güzellik müthiş bir kudret, gülümseme ile onun kılıncıdır. (C.Reade)

Güzellik müthiş bir kudret,gülümseme ise onun kılıcıdır. CHARLES REACK

Güzellik,çoğu zaman kusurları gizleyen bir örtüdür. BALZAC

-H-


Hafızasız baş,bekçisiz kaleye benzer. NAPOLEON

Hak beklediğin bir yola yalnızda olsan gideceksin. TEVFİK FİKRET

Hak'kını aramayana, sesini yükseltmeyene kimse getirip hakkını vermez. Haklı olduğumuz her konuda hakkımızı aramalıyız.

Haksızlık ve zorbalık eden yöneticilere, patronlara çalışanlar, sonunda başkaldır.

Halk arasında fazla zayıflık hoş karşılanmaz. Biraz ki¬lo almakla vücuttaki bazı kusurların örtüleceğine inanılır.

Halk arasındaki inanışa göre Tanrı, herkese isteğine gö¬re verir. Az isteyene az, çok isteyene çok. Gerçekte bunun sebebi şudur: Çok harcamak isteyen bunu elde etmek için çok çalışır. Az isteyen ise az çalışır.

Halk, kendisine önderlik edecek kişinin çevresinde top¬lanır.

Hangi işte olursa olsun aşırılığa gitmemeli, "karar" de¬nilen herkesin uygun gördüğü ölçüde kalınmalıdır.

Hareketlerini, davranışlarını tartarsan, ağır başlı olursan değerin artar.

Haset, insanların duyguları içinde en can sıkıcı ve devamlı olanıdır. BACON

Hata yapmaktan korkan insan , hiçbir şey yapamaz. LİNCOLN

Hayat Tanrının bize sunduğu bir armağandır; onu değerlendirme biçimimiz ise bizim yaratıcıya sunduğumuz armağandır. LEO BUSCAGLİE

Hayat yaşla değil, yaşamakla anlaşılır. ANDRE-GIDE

Hayatı tanıtacak en basit bilgileri bile öğrenememiş kimseyle anlaşmak güçtür. Cahil insanın dünyası dardır, görgüsü kıttır, inanışları boş şeylere dayanır. Böylesi kişile¬re ne kadar uğraşsanız da söz anlatamazsınız.

Hayatta en güzel şey insanın kendi kendisine yetmesidir. Maddi ve manevi olarak en yakınımız bile olsa başkala¬rına muhtaç olmak çok zordur. Allah kimseyi en yakınına bi¬le muhtaç etmesin.

Hayatta uyanık olmaz, gözünü dört açmazsan çok zorlu¬klarla karşılaşır, aldatılırsın. O halde hayatta kötülüklerle karşılaşmadan gözümüzü açmalı, iyiyi, kötüyü ayırmalıyız.

Hazıra konmaya alışmış kişiler her zaman bu yolu izle¬meye çalışırlar.

Hedefi olmayan gemiye hiçbir rüzgar yardım etmez. MONTAİGNE

Hepimiz kahkahalarımızı göz yaşlarımızla ödüyoruz. PEYAMİ SAFA

Her aracın yerine göre önemi vardır. Önemsiz gibi gö¬rünen bir araç, istenmeyen bir durumu önlemeye yaradığı zaman değer kazanır.

Her büyük sanatçı, sanata kendi damgasını vurur. VICTOR HUGO

Her canlının gelişmesini sağlayan, gücünü anıran şey¬ler farklıdır.

Her insan ölümlüdür. Önemli olan öldükten sonra ismi mizı yaşatmak, iyi anılmaktır. Bunun için de topluma fayda¬lı olmak, unutulmaz eserler bırakmak gerekir.

Her işin yapılacağı uygun zaman ve koşullar vardır. Aksi halde yapılacak işten beklenen sonuç alınamaz.

Her işin yapılışının kendisine özgü aracı gereci, yöntemi vardır. İlgili yöntemler kullanılmazsa başarıya ulaşılmaz.

Her kademedeki yöneticinin yetenekli çalışkan olması toplumun, çalışanların verimli olmasını sağlar. Halkın yöne¬timinde de yöneticilerin önemi büyüktür.

Her şey karlışıklıdır. İnsan bir şey kazanmamışsa, elinde yoksa başkasına ne verebilir? Karşılık almaya ihtiyacı olma¬dan verebilen tek varlık, Allah'tır.

Her şey, kendisi için en uygun ortamda daha verimli olur. Örneğin; bağ, fazla suyu sevmez. Yamaçta daha bol ürün verir. Sulak yerde bulunan tarla ise, daha verimlidir.

Her şeyin az fakat öz olanı makbuldür.

Her şeyin başlangıcı küçüktür. CİCERO

Her şeyin temeli önemlidir. Ayrıntıların değişmesiyle düzen bozulmaz. Düzenin bozulması, temelin yıkılmasıyla olur.

Her sıkıntının sonunda mutlaka bir aydınlık vardır. Bu nedenle umutsuzluğa düşmemelidir. Tanrının eskisinden da¬ha iyi imkanlara kavuşturacağına inanmalıdır.

Her türlü acıya, sıkıntıya dayanılır, açlığa dayanılmaz.

Herkes insanlığı değiştirmeyi düşünür ama hiç kimse önce kendini değiştirmeyi düşünmez. TOLSTOY

Herkes işine yarayan şeyi benimser.

Herkes kendi kapasitesini ve toplum içindeki yerini bilmelidir. Kişi, değerinin üstünde ilgi ve iş beklerse hayal kırıklığına uğrar.

Herkes, kendisine yakışan, uygun yerde ve işte,bulunur.

Herkesin belli bir işte, uzmanlığı vardır. Kişi, işinin gereği neyse onu yapmalıdır.

Herkesin dikkatini çekecek iş yapan kimse, bunun gizli kalacağını sanmamalıdır.

Herkesin gözü önünde, ortada bulunan şeye herkes ba¬kar. Bakılmasını engellemeye çalışmak boşunadır.

Herkesin içinde bulunduğu duruma göre bir sıkıntısı vardır. Kişiler durumlarına uygun ayrı ayrı davranışta bululurlar.

Herşey, durumuna uygun yöntemlerle korunur.

Hiç bir bakıcı annenin yerini tutamaz. Hamurun mayası yine kendisindendir. O halde kusursuz, verimli bir iş yapmak istiyorsak. O işin özüne uygun olan en iyi araç gereç ve mal¬zemeyi kullanmamız gerekir. Derme çatma araçlarla yapılan işlerden iyi sonuç alınmaz.

Hiç bir şey olduğu gibi kalmaz. Mutluluk da, mutsuzluk da varlık da yokluk da değişebilir. Hasta iyileşir, sağlam hastalanır, genç yaşlanır...

Hiç bir şeye tam anlamıyla güvenilmez. Her canlının iyi huylarının yanında, kötü huyları da vardır. Bize çok bağ¬lı olan kişiler bile zaman zaman bizi incitebilirler.

Hiç kimse başarı merdivenine elleri cebinde tırmanmamıştır. J. KETH MOORHEAD

Hiçbir insan,kollarında bir çocuk tutan anne kadar çekici ve birkaç çocuk arasındaki bir anne kadar saygıya layık değildir. GOETHE

Hiçbir işinde kimsenin desteğine, yardımına güvenme. Başkasından gelecek yardım sürekli olmaz. Önce kendine ve kendi gücüne güvenmeli.

Hiçbir miras doğruluk kadar zengin değildir. SHAKESPEARE

Hiçbir şey, ele geçince hayalde olduğu kadar güzel kalmaz. N.RICHARD NASH

Hoppalık hafiflik, züppelik etme ki sana büyüğümüz di¬ye saygı göstersinler;

Huy kişiliğin bir parçasıdır. Kişi ile birlikte doğar, ölünceye kadar sürüp gider. Kimse onu değiştiremez.

-İ-

İhtiyaç duyacağımız şeyleri ilişki kuracağımız kişiler sağlamayacak durumda iseler, onlara güvenmeden kendimiz sağlamalı, tedbirimizi almalıyız.



İki günü eşit olan ziyandadır. HZ. MUHAMMED

iki söz, bir büyü hesabı, insanlar sözlerin etkisi altında kalırlar. Adı kötüye çıkan bir kişi, kötü olmasa bile, halkın bu yargısını kolay kolay düzeltemez. İyiye yöneleceği varsa da yönelemez. Kişileri devamlı telkin altında bulundurmak doğru değildir.

İlim öyle bir şeydir ki sen ona tüm gücünü vermedikçe o sana yarısını bile vermez. EBU YUSUF

İlimle geçen bir gece,ibadetle geçen bin geceden hayırlıdır. HZ. MUHAMMED

İmkânsızlıklar ve türlü nedenler öğrenmeyi sınırlayabi¬lir. Kişinin birtakım noksanlıkları olabilir. Önemli olan so¬rup öğrenerek eksiklikleri kapatmaktır. Sorup öğrenmeden yapmaya kalkışmak yanlışlıklara sebep olabilir.

İnanışa göre "cin tuttu" denilen kişiyi iyi etmek için bir muska yeter. Bunun gibi, çok kızmış birini yatıştırmak için akıllı ve sözü dinlenir tek bir kişinin öğüdü yeterli ve etkili olur.

İnatçı kişiler, isteklerinde azmedenler, mutlaka istedikleri şeyi elde ederler.

İnsan , gülmediği günü , yaşadım diye hayat defterine kaydetmemelidir. SOKRATES

İnsan ; düşünmek , sevmek , inanmak için dünyaya gelmiştir. J.J. ROUSSEAU

İnsan canının değerini bilmeli, vücudunu yıpratmamalıdır. Kendine iyi bakmalı, sağlığına özen göstermelidir.

İnsan dâima olanaklarına ve bütçesine göre hareket et¬melidir.

İnsan eğitimle doğmaz,ama eğitimle yasar. CERVANTES

İnsan gençliğinde öğrenir, ihtiyarlığında anlar. (Eschenbach)

İnsan gerektiğinde başkaları için fedakârlık yapar ama bunun sınırı kendi yararıdır. Başkasının, hatta yakınlaıının çıkarıyla kendi çıkan çatışınca fedakârlık şöyle dursun ben¬cil olur, kendi çıkarını öne çıkarır.

İnsan hayatta her türlü sıkıntıyla, sorunla, beklenmedik güçlüklerle karşılaşabilir.

İnsan hür olarak yaratılmış,zincire vurulmuş olarak bile doğsa,yine hürdür. SCHILLER

İnsan isterse, olmayacak gibi görünen işlere çare bulur.

İnsan ne "kadar çok şey bilirse bilsin, bilmediği şey da¬ha çoktur. Çok bildiğini sanan kişi, olur olmaz her konuda konuşur ve kuşkusuz yanılır.

İnsan ne kadar akıllı olursa olsun öğrendiklerinin tümü¬nü aklında tutamaz. Zamanla unutur. Oysaki yazıya geçirilen bilgiler yüzyıllar boyunca unutulmaz. Oluşturulan kitaplar¬dan da herkes okuyarak faydalanır.

İnsan ne kadar çok okursa o kadar çok yükselebileceğini bilmelidir. O.J. BANGS

İnsan ne kadar usta olursa olsun, gerekli araçlar olma¬dıkça kusursuz iş yapamaz.

İnsan tek başına yaşayamaz. Konuşup görüşmek, dert¬leşmek, birlikte bir iş yapmak için daima bir başkasına muh¬taçtır.

İnsan yalnızca kendisine güvenmeli, Kimseden yardım beklememeli. Kişiye en yakınlarının bile yardım etmediği zamanlar olur..

İnsan yaşayışını, elindeki en yakın olanaklardan yarar¬lanarak düzenler.

İnsan zaman öldürmek için değil ; faydalı hoş bir an geçirmek için okumalıdır. OLİVER GOİTMİDH


Yüklə 1,72 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   6   7   8   9   10   11   12   13   ...   25




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə