Toplum içinde yüzyıllarca işlenip geliştirilmiş olan düşünce yordam-
larından birini seçmek gerektir. Her şey gibi Düşüncenin de bir bilimi
vardır. Herhangi konu üzerine doğru düşünebilmek için, doğru bir Dü-
şünce bilimi, yani doğru bir Mantık bulmak ve kullanmak şarttır. Öyle
bir Bilim ve Mantık da vardır
-
.
Toplumun genel gidiş kanunlarını inceleyen bilime SOSYOLOJİ
diyoruz. Düşüncenin genel gidiş kanunlarını inceleyen bilime LOJİK
(MANTIK) adı verilir. Bugüne dek bilinen başlıca dört çeşit Mantık ta-
nıyoruz:
1- PRELOJİK (Ön-Mantık yahut Mantık-Öncesi):
Tarih öncesindeki ilkel insanın mantığıdır. O mantığa göre, insanla
öteki canlı cansız varlıklar arasında ayırt yapılmaz. Kişi ile içinde eri-
diği Toplum arasında ayırt yapılmaz vb...
2- SKOLÂSTİK MANTIK (Medrese Mantığı):
Ortaçağdaki Derebeyi kafasının işleyişidir. Ortaçağ toplumu ondan
önceki batmış Medeniyet toplumundan geri olduğu için, o Medeniyet-
ten kalma kitaplar Ortaçağ insanı için bilginin son kertesidir ve eski
kitaplardaki formüller dışında ne düşünce, ne bilim olamaz.
3- BİÇİMCİL MANTIK (Metafizik ve Formel Lojik):
Modern çağdaki egemen burjuva kafasının işleyişidir. Karakteristi-
ğini ileriki karşılaştırmalarda göreceğiz.
4- DİYALEKTİK MADDECİLİK (Maddecil Cedel):
Modern çağdaki ilerici proleter anlayışının mantığıdır
-
.
Diyalektik Maddecilik üzerine alfabetik de olsa tüm ve açık bir fikir
edinmek için şu üç soruya karşılık arayacağız:
1- Diyalektik Nedir?
2- Diyalektik Nasıl Kullanılır?
3- Diyalektik Ne Değildir?
BİRİNCİ KİTAP:
DİYALEKTİK MATERYALİZM NEDİR?
DİYALEKTİK NEDİR?
Diyalektik, Antik Grek Çağından beri felsefenin konusu olmuştur.
Onun için, önce Diyalektiğin genel anlamı ve doğuşu üzerine birkaç
açıklama yapmalıyız.
A) DİYALEKTİĞİN DOĞUŞU
Diyalektiğin modern bilim olarak doğuşu üzerine konuşmadan
önce, Diyalektiğin genel bir deyimini yapmak, sonra ilkel anlamları
üzerinde durmak doğru olur.
I- GENEL TANIMLAMA
Engels'e göre Diyalektik:
"Gerek dış dünyanın ve gerekse insan düşüncesinin genel hareket
kanunlarını bildiren bilimdir.(F. Engels, Ludwig Feuerbach ve Klâsik
Alman Felsefesinin Sonu, (Marks-Engels, Werke, C. 21. s. 293))
Bu tarife göre önce Diyalektik bir kanunlar bilimidir. Bu kanunlar
da iki alanda geçerler. Bir alan dış dünyadır, ötekisi iç dünyamız sayı-
lan düşüncedir. Böylece, bir yanda düşünce, öbür yanda varlık diye iki
karşılıklı OLAY önümüze çıkıyor. Düşünce ile varlığın ilişkileri Felsefenin
öteden beri tartışılan temel konularındandır. Diyalektik her iki alanın
içinde yürüyen en genel hareket kanunlarını bildirir.
Daha "Hareket Kanunu" derken bile, Diyalektiğe göre kımıltısız,
hareketsiz hiçbir şey bulunmadığı anlaşılır
-
. Düşüncemiz de vücudu-
muz gibi, toplum gibi, doğa ve evren gibi boyuna ilerleyip değişir. Var-
lık ve düşünce alanlarının kendilerine özel birer kımıldayış yordamları
vardır. Kafamızın kımıltısı Psikoloji kanunları ile, vücudumuzun kımıl-
tısı Fizyoloji kanunları ile olur. Toplumun hareket kanunları başka,
doğanın hareket kanunları başkadır. Cansız doğayı FİZİK kanunlar
güder. Canlı varlıkları FİZYOLOJİK kanunlar güder. Toplumu SOSYAL
kanunlar güder. Düşüncemizi LOJİK (Mantık) kanunları güder.
Ancak, bütün bu kanunlar hepsi bir noktaya gelir dayanırlar: Hare-
ket-Kımıltı... Diyalektik deyince ilk aklımıza gelen şey, özel görünüşü,
yani Engels'in deyimiyle "meydana çıkış biçimi" ne olursa olsun, hare-
kettir. Hiçbir şey yerinde durmaz. Her olayın özünü yaratan bu genel
hareket kanunları Diyalektik bilimi ile kavranır
-
.
Diyalektiği hareket kertesinde basitleştirdik. Ancak, Diyalektik üze-
rine edinilen kanılar bir tek ve homojen görüşe dayanmaz. Tarihte Di-
yalektik birçok biçimlere girerek bugünkü durumuna ulaştı.
Düşüncenin, ortada duran binbir çeşit olaylar içinden yalnız hare-
keti seçmek ve o soyut konu ile uğraşmak alışkanlığı Medeniyet ile
birlikte başladı. Çünkü insanlar içinde günlük geçim kaygısı olmaksı-
zın kafalarını genel ve soyut şeylerle uğraştıracak boş zaman, ancak
Medeniyet çağında bulundu. Medeniyet ile birlikte insan düşüncesinin
bir kuşakta elde ettiği kazançları sonraki kuşaklara sağlamca aktara-
bilen Yazı keşfedildi.
Ne var ki, Medeniyet ile birlikte sosyal zıtlıklar çatıştı. "Hakikatler"
çatallaştı. Bir olay veya düşünce tüm insanlığa göre değil, toplum
içindeki şu veya bu küme insanlara göre doğru yahut yanlış sayılma-
ya başlandı. İnsanlar arasındaki yaşantı ve geçim ikilikleri düşünce
aynasına da çarptı. Her küme insan, olayları kendi aynasında (yani,
durumuna ve çıkarına göre) "Hakikat" saydı. Bu yüzden zıt sınıflar, zıt
felsefeler gibi, zıt mantıklar da, hatta zıt diyalektikler de doğdu.
II- İKİ ÇEŞİT DİYALEKTİK
Engels diyor ki:
"İnsanlar diyalektiğin ne olduğunu öğrenmeden çok daha uzun
süre önce diyalektik olarak düşündüler; tıpkı, nesir terimini bilmeden
önce nesir olarak konuştukları gibi..."(F. Engels, Anti-Dühring, C. I,
s. 221-222 (Marks-Engels, Werke, C. 20, s. 133))
Diyalektik düşünce ilkin İsa'nın doğumundan 5-6 yüzyıl önceleri
Grek toplumunda belirdi. Bizim Efes'li müflis asilzade Heraklit: "Her
şey akar" (Panta rei) sözüyle Diyalektik düşünceyi Ege kıyılarında bi-
çimleştirdi.
Yunan toplumu gelişip ilerledikçe; yaşayış gibi anlayış da doğrulu-
ğuna ilerledi. Sonraları Grek Kenti içinde Medeniyet duralarken, Sınıf
dövüşleri yıkıcı biçimlere girdi. O yüzden dış evreni araştıran insanın
gözü kendi içine döndü. Felsefe de o dönüşü yankıladı. Sokrates "Kendini
bil" sözünü parolalaştırdı. İnsan toplumu gibi düşüncenin de doğadan
kopması, kendi içine kapanması, Hareketten kalması ve durgunlaşması
başladı. Diyalektik görüş ya büsbütün unutuldu yahut Sofizm kılığında
boş ve biçimcil sırnaşık gevezeliğe, adam kandırma demagojisine kardı.
Düşünce tarihinde, bir mantık metodu olarak Diyalektiğin yeniden
ciddiye alınması 19. Yüzyıla kadar bekledi. 19. Yüzyılda Avrupa'nın en
büyük Felsefe hareketi Almanya'da görüldü. O zamanki Almanya'nın
sosyal sınıf ilişkileri bu özelliğe sebep oldu. Alman felsefesi o sebeple
Diyalektik metodu tekeline aldı.
Almanya'nın ileri üretici güçleri, sanayi gelişimini ve Alman orta
sınıfını diriltmişti. Alman burjuvazisi bu dirilişin sözcüsü olarak De-
rebeylik engellerini kaldırmak eğiliminde idi. Ancak, bu işi becerecek
yeterlikte değildi. İngiltere kapitalistleri Derebeyliği dize getirmek için
Dostları ilə paylaş: |