Monoteizm Hakkında Schmidt ile Pettazzoni Arasındaki Tartışma
145
edilmelidir. Aynı şekilde insanlığın varoluşu da bir bakıma ilk insanın
yeryüzünde ortaya çıkışını anlatan mite bağlıdır; zira bu miti söylemek,
insan hayatını tesis etme ve devam ettirme gücüne sahiptir. Başlangıçta
meydana gelenler, bugün meydana gelenler için ve ileride meydana
gelecekler için örnek ve belirleyici bir değer taşımaktadır. Mevcut dünya,
mit âleminin bir taklidinden başka bir şey değildir; bundan dolayı da mit, her
varoluşun sine quo nonu [olmazsa olmazı], her kurumun Magna Charta‟sıdır
[anayasasıdır]. Saf bir kurgu, muhayyilenin hayali bir ürünü olmaktan öte
mit, bizatihi bir değere, temel bir değere, geçmişle karşılaştırılan bir değere,
varoluşu ona dayandığı için toplumun onsuz yapamayacağı bir değere
sahiptir. Mitin bu mahiyeti, aynı zamanda onun hakikatidir. Hayat için esas
olduğuna göre arketipik mit sahte olamaz. Mit, başlangıç miti olduğu
takdirde ancak hakiki olabilir. Elbette mitin hakikati, aklın hakikati değil,
iman ve hayatın hakikatidir. Buna mitin varoluşsal hakikati diyebiliriz.
132
Bu uzun alıntıda açıkça görüldüğü üzere Pettazzoni, hakikatin iki farklı
düzeyinden bahsetmektedir. Birinci düzeyde hakikat, akıl ile irtibatlı olduğu
için nedensellik kıstasına dayanmaktadır. Hakikatin diğer düzeyi ise
inanmaya dayanmakta ve varoluşsal bir değere sahiptir. Hem mitik gerçeklik
hem de dinî gerçeklik inanmaya dayandığı için Pettazzoni, mitik gerçekliğin
de bir dinî gerçeklik olduğu sonucuna varmaktadır.
Yaratılış ve Yaratıcı düşüncesini varoluş karşısında kendini sorgulayan
insan zihninin nedensel cevaplar ya da diğer bir ifade ile mantıksal ve
rasyonel bir neden araması ile ilişkilendiren Schmidt‟in bu görüşüne karşılık
Pettazzoni, bu düşüncelerin mit ve onun varoluşsal işlevi ile izah etmenin
daha doğru olduğu kanaatindedir. Çünkü Pettazzoni‟ye göre ilkel zihniyet
aynı anda hem mantıksal ve mantık dışı, hem mantıksal ve mitik, hem
mantıksal ve büyüsel, hem de rasyonel ve irrasyoneldir.
133
Schmidt‟in
rasyonalist izahına göre dünyanın ve eşyanın nedenini bilme ve anlama ön
planda iken Pettazzoni‟ye göre ise esas olan tamamen farklı bir tedirginlik,
yani geçici bir dünyada geçici bir hayat sürerek kendini sürekli tehlikede
hisseden insanın tedirginliğidir. Böylece Schmidt, ilk nedenin keşfi ile
rasyonel bir ihtiyacın giderildiğini düşünürken Pettazzoni, mitin, “insanın ve
132
Pettazzoni, “Myths of Beginnings and Creation-Myths,” s.26.
133
Pettazzoni, a.g.e., s.31.
146
Ramazan Adıbelli
evrenin istikrarını ve devamını garanti altına alabilecek ideolojik bir temel”
bulma arayışını yansıttığı kanaatindedir.
134
Bazı hayvanlara, bitkilere vs. ilişkin başlangıç mitlerini örnek göstererek
Pettazzoni, aynı durumun yaratılış mitleri için de geçerli olduğunu, yani her
iki durumda da söz konusu olanın dünyanın nasıl başladığını bilmekten
ziyade onun varlığını ayakta tutarak devamını sağlamak olduğu sonucuna
varmaktadır. Örneğin Babillilerin yeni yıl bayramı olan Akitu esnasında
yaratılışı anlatan Enuma Elish mitini yüksek sesle okumaları, büyük kozmik
hadiseleri dillendirmenin ve Yaratıcının kudretini zikretmenin evrendeki
istikrarın devamını ve Tanrının himayesini sağlayacağı inancına
dayanmaktadır.
Katolik din adamı olma vasfına sahip olması nedeniyle teolojik
motivasyonlarla hareket eden Schmidt‟in aksine bilimsel yaklaşıma öncelik
tanımanın gereği üzerinde ısrarla duran Pettazzoni‟nin tarihsel çözümlemeyi
kullanmanın neredeyse imkânsız olduğu bir alana girmesi dikkat çekicidir.
135
Bir taraftan Schmidt‟e karşı yönelttiği eleştirilerde evrimci anlayışı din
incelemelerinden yok etmeye çalışırken, diğer taraftan da Pettazzoni‟nin
bilimsel tartışmanın sınırlarının dışına çıktığı görülmektedir. Grotanelli‟nin
belirttiği gibi Pettazzoni, bir taraftan evrimci ideolojiye karşı çıkarken, diğer
taraftan da kendisi din incelemelerini İtalyan tarihselciliği ile akılcı
pozitivizm karışımı ideolojik bir çerçevede ele almaktadır.
136
SONUÇ
Monoteizm ve Yüce Varlık konusunda Wilhelm Schmidt ile Rafaelle
Pettazzoni‟nin görüşlerinin ve birbirlerine yönelttikleri eleştirilerin
karşılaştırmalı olarak incelenmesi sonucunda aynı konular üzerinde ortaya
çıkan görüş farklılıklarının üç değişkenden kaynaklandığı anlaşılmaktadır: 1)
konunun mahiyeti, 2) araştırmacının perspektifi ve 3) takip edilen metot.
Katolik bir din adamı olması hasebiyle Schmidt, Kitabı Mukaddes
öğretisi doğrultusunda monoteizmi, tek Tanrı inancı olarak tanımlamakta ve
134
Pettazzoni, a.g.e., ss.28-29.
135
Bkz. Frank Whaling, “Comparative Approaches,” Contemporary Approaches to the Study of
Religion in 2 Volumes, Frank Whaling (ed.), (Berlin: Mouton, 1984), ss.264.
136
Vinigi Grotanelli, “Ethnology and/or Cultural Anthropology in Italy: Traditions
and Developments,”
Current Anthropology, 18:4 (1977), s.602.