71
faydalanırlar.
150
Metafiziğin ilk derecesi insanın önce kendini bilmesi, tanımasıdır. Çünkü
insanın kendini tanımadan Rabbini bilmesine imkân yoktur. Rabbini bilme ise bir
insan için en büyük gaye, en yüce mutluluk ve ulvî âlemle irtibatında ruhun
yücelmesi için en büyük etkendir. Bundan dolayı İhvân-ı Safâ‘nın metafiziğinde
Tanrı‘yı bilme önemli bir yer tutar.
151
―Görünen‖ (zahir) ve ―görünmeyen‖ (bâtın) diye ikiye ayırdığı bu âlemde
İhvân-ı Safâ önce görüneni tanımaya çalışır. Çünkü görünen âlem görünmeyenin
açık delili, en belirgin örneğidir. Görünmeyenin iyi kavranabilmesi
için görünenin iyi
bilinmesi gerekir. Böylece fizikî varlık bilgide onlar için ilk unsuru oluşturur.
Fizikten de analoji yoluyla metafizik bilgilere ulaşılır. Görünür âlemde insana en
yakın varlık, bir bakıma kavranması icap eden bu görünür âlemin küçük bir örneği
(mikrokozmos) olan insandır. Bu sebeple önce onun kavranması gerekir. Düşünen ve
bilen bir varlık olarak insan önce kendini tanıyacak, sonra evrene geçerek onu
kavrayacak ve bütün bunlar onun Tanrı anlayışının temelini oluşturup Tanrı‘yı daha
doğru anlamasını sağlayacaktır. Bir disiplin olarak metafizik üzerinde fazla
durmamakla beraber İhvân-ı Safâ, metafiziğin konusunu oluşturan şeylerin duyularla
algılanamayan, vehim gücü ile kavranamayan, ancak gerçek delil ve burhanlarla
insan aklının kabule zorlandığı şeyler olduğunu ifade etmektedir.
152
İhvân-ı Safâ‘nın metafizik anlayışında eklektik bir sistem hâkimdir. Onlar
varlık ve oluşu açıklarken büyük ölçüde Yeni-Eflatuncu‘dur. Sudûr teorisi bu
150
Bolay,
Felsefi Doktrinler Sözlüğü, s.118.
151
Uysal, a.g.e., s.3.
152
Uysal, a.g.e., s.3.