123
bahsedilmesi de etkili olmuştur.
16
Ayrıca yine İslam’dan önce,
Romalı yazarlar Arapları
Sarazen, İsmailî veya Hâcerî olarak
adlandırmaktaydılar.
17
Hatta, Hıristiyanlığın doğduğu yıllara (M. I.-
III. y.y.’lar) ait Yahudi kaynaklardan Yahudi yazarların da İslam-
öncesi Arapları, pek çok Yahudi adetini de uygulayan putperest
İsmâilîler olarak tanımladıkları anlaşılmaktadır.
18
Yahudi-Hıristiyan tarihi üzerine araştırmaları olan Yahudi
tarihçi Bernhard Blumenkranz, bir araştırmasında, 11. yy.’da Haçlı
seferleri başlamadan çok önce Hıristiyanların Yahudileri Bizans’a,
Kuzey Afrika’ya ve İspanya’ya İslam’ı yaymaya başlayan
Müslümanların işbirlikçileri olarak görmeye başladıklarını anlatır.
19
Hatta Haçlı seferleri dokümanlarında pek çok yerde Müslümanların
(Serazenlerin) öldürülmelerinden bahsedildiğinde Yahudilerin de aynı
cümlede ifade edilmesi dikkat çekicidir.
20
Halk arasında hikâyelerde
ve Kilise vaazlarında Yahudiler ve Serazenler (müslümanlar)
‘şeytanın dostları’ olarak anlatılıyorlardı.
21
Anti-Semitizmin
Avrupa’da
yükselişinde
İspanya’daki
Müslüman varlığı ve bunun Hıristiyanlar üzerindeki etkisi de rol
oynamıştır. İspanya’da Yahudi varlığı Müslümanlardan çok öncelere
uzanıyordu ve Hıristiyanlar tarafından zaman zaman baskılara maruz
kalıyorlardı. Ancak sistematik bir Anti-Semitizmin varlığı henüz
görünmüyordu. Bununla birlikte, baskılara örnek vermek gerekirse,
çok daha öncesinde, İslam’dan önce M. 313’te İspanya’nın Iliberias
(Elvira) şehrinde Kilise liderleri (bilinen 21 Konsil dışında) bir konsil
toplayarak esasen Hıristiyanların hayatını düzenlemeye yönelik
kararlar alırken, Yahudilerle ilişkilerin nasıl olması gerektiği
konusunda da kararlar almışlardı. Bu kararların bir maddesi (16.
16
Tolan, J.V. (ed.-1996) Medieval Christian Perceptions of Islam, New
York:
Garland Publishing, Inc., s. 9-10.
17
Cyril of Scythopolis (M. 525-58), Life of Euthemius, (Eduard Schwartz,
ed., Kyrillos von Skythopolis, Texte und Untersuchungen 49.2), Leipzig,
1939, s. 21.
18
Josephus, Flavius (M.37-101) Antiquities of the Jews 1.12.2, Flavii Iosephi
opera omnia, 1:40-41, S. A. Naver, ed. 6 vols., Lepzig, 1888-1896.
19
B. Blumenkranz, “The Roman Church and the Jews”, Cecil Roth (1966 –
ed.) The Dark Ages 711-1966, World History of the Jewish People 11,
New Jersey: Rutgers University Press, s. 98-99.
20
Norman Housley (ed.-trns. - 1996) Documents on the Later Crusades
1274-1580, London: Macmillan, s. 92.
21
Joan Ypoung Gregg (1997) Devils, Women and Jews – Reflections of the
Other in Medieval Sermon Stories, New York: State University of New
York Press, s. 199.
124
kanon), Hıristiyan kızlarını Yahudi ve başka sapkınların erkekleriyle
evlendirmelerini yasaklıyordu. Bu yasağa uymayan ebeveyne, beş yıl
kiliseyle ilişki kesme cezası veriliyordu ki, bu tecrit-gözaltı anlamında
ağır bir cezaydı. Bir başka maddesi, Hıristiyanların Yahudilerle
eğlenmelerini, bayram ve özel günlerine katılmalarını yasaklıyordu.
Ancak Kilisenin bu yaklaşımı halk arasında aynı ölçüde
görülmüyordu. Ayrıca 711’de Müslümanların yarımadayı fethetmeleri
ile Yahudiler zimmî hukuku dairesinde daha özgür bir statüye
kavuştular. Bu durumları, 11. asra gelindiğinde, bir süre müslüman
Berberî (el-Muvahhıdîn/al-Moravids/al-Mohads) baskınları ile ölüm
ya da din değiştirme derecesine varacak kadar kötüleşmiştir.
22
Dolayısıyla, İslam’ın doğuşundan önce Kilise’nin Yahudiler’e
baskıları sistematik bir Anti-Semitizm eğilimine henüz dönüşmemişti.
Bununla birlikte, esas itibariyle, İslam’ın doğuşundan sonraki ilk
yüzyıllardan
itibaren
Hıristiyanlar
tarafından,
Yahudi
ve
Müslümanların, dört hususta,
(1) Teslis’i reddetmede,
(2) İbrahimî soydan gelme iddialarında,
(3) Sünnet uygulamasında,
(4) İbrânîce ve Arapça’yı kutsal dil kabul etmelerinde
-birbirlerine yakın kabul edilmeleri
23
yanında,
-her ne zaman bir Hıristiyan belde Müslümanların eline geçse
Yahudilerin sevinmeleri
24
,
-ayrıca Müslümanların ‘Ehl-i Kitab’ anlayışı ile zimmî hukuku
çerçevesinde Yahudilere ve tarihî-coğrâfî olarak öncelikle
Ortadoğu’daki Monofizit, Nestûrî, ve sonradan Ortodoks olarak
nitelenecek diğer bazı Hıristiyan mezheplerine –ki Batı
Hıristiyanlarınca heretik/sapkın olarak (ilk dört konsilden itibaren)
kabul ediliyor ve her fırsatta kötü muameleye tâbîi tutuluyorlardı-
tolerans göstererek ‘eman’ vermeleri,
-ve nihayet İslam’ın yayılmasının bizzat Yahudiler tarafından
Yahudi Mesîh’in Gelişi için bir tür işaret olarak görülmesi, ... bütün
22
Benjamin R. Gampel, “Jews, Christians and Muslims in Medieval Iberia:
Convivencia through the Eyes of Sephardic Jews”, V.B. Mann, T. F. Glick
& J.D. Dodds (eds.- 1992) Convivencia: Jews, Christians and Muslims in
Medieval Spain, New York: George Braziller, s. 11-28.
23
James Kritzeck (1964) Peter the Venerable, Princeton: Princeton
University Press, s. 192.
24
Andrew Sharf, ”Jews in Byzantium”, Roth (1966) a.g.e., s. 54, 394.