TÜRK HALK TÜRKÜLERİNDE VARYANTLAŞMA: ISPARTA-BURDUR ÖRNEĞİ
ÖZET
Her folklor ürünü gibi türküler de zaman içinde varyantlaşırlar. Bu varyantlaşma, türkülerin yenilenerek çoğalmasına sebep olur. Türküler söz, ezgi ve usul yönünden varyantlaşırlar. Bu varyantlaşmaların birçok sebebi bulunmaktadır. Bu çalışmada anonim halk kültürü ürünlerinden biri olan türkülerin genç nesile aktarılması, kültürel bellek yoluyla yaygınlaştırılması ve farklı ortamlarda paylaşılması esnasında ortaya çıkan değişiklikler (varyantlaşmalar), Isparta ve Burdur yöresi bağlamında irdelenerek ele alınmıştır. TRT (Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu) Türk Halk Müziği repertuarına girmiş olan Isparta türkülerinin Burdur’daki varyantlaşmış örnekleri çalışmanın inceleme alanına girmektedir. Sözlü kültür alanında daha çok metinlere ve sözlere dayalı olarak yapılmış olan çalışmalar anlatılardaki ve aktarımlardaki değişimleri sözel düzeyde araştırmış ve ortaya koymuştur. Ancak, bu sözel yapılara eşlik eden ezgisel öğelerdeki değişimlere ve varyantlaşmalara yönelik yapılmış olan çalışmaların, sözel değişimlere ve varyantlaşmalara ilişkin olarak yapılan çalışmalar kadar yaygın olmadığı görülmektedir. Örnek olarak sunulan türkülerin ezgisel, sözel ve ritmik yapı bakımlarından uğradığı değişimler açıklanarak, sözlü kültürün aktarımında yaşanan farklılıklar ortaya konmaya çalışılmıştır. Bir kültür ürününün farklı bir coğrafyaya adapte olma aşamasında, o coğrafyanın özelliklerine göre yeniden şekillendiği belirlenmiştir. Sonuç olarak, ister sözel olsun, ister ezgisel veya usül yönlerinden olsun, tespit edilmiş her değişim ve varyantlaşmanın halk türküleri için bir kazanç olduğunu kabul etmek ve bugüne kadar yerleşmiş olan yanlış kanılardan ve yapılan yanlış uygulamalardan vazgeçerek varyantlaşmış türküleri de derleyip kayıt altına almak ve arşivlerimize kazandırmak gerekmektedir.
Anahtar Kelimeler
Kültür, Sözlü kültür, Halk Müziği, Türkü, Varyantlaşma.
VARIANTS IN TURKISH FOLK SONGS: SAMPLE OF ISPARTA AND BURDUR
ABSTRACT
Like every folkloric product, the Turkish folk songs become also variable over time. This differentiation brings about the increasing of folk songs by refreshing. Turkish folk songs become differented as regards sound, melody and style. There are a lot of reasons for this variation. In this study, it has been discussed that the changes of the folk songs which one of the pruducts of the anonymous folk culture in the context of Isparta and Burdur region, while transferring to tha young generation, dissemination by the cultural memory and sharing in different environments. The samples of the variants of the folks songs from Isparta which entered the repertoire of the TRT (Turkey Radio and Television Corporation) falls with in the examination of the study. Text_based studies reveal the word cahnges in the narrations; however studies about differences and changes in melodical accommanying narrations are not sufficient. İt has been studied to explain the changes in terms of melodies, verbal and rhythmic structure, and has been studied to explain the differences occurred in the transfer of the oral culture. It was determined that the product of a culture re-formed according to the region characteristics by the adaptation period to a different region.As a result; this is necessary to accept that every variation is an acquisition for folk song, whether speech or musical or rhythmic. All the wrong oppinions and wrong applications carried out up till now should be given up and all the folk songs should be composed and taken to the recording.
Key Words
Culture, Oral Culture, Folk Music, Folk Song, Variant.
-
GİRİŞ
Bir toplumun yüzyıllar boyunca içinde yaşadığı, yaşattığı, paylaştığı ve nesilden nesile aktardığı gelenekler o toplumun kültürünü oluşturmaktadır. Kültür ise yazılı ve sözlü kültür olmak üzere iki alanda incelenmektedir. Yazının henüz var olmadığı zamanlardan itibaren toplumlar kendi halk kültürlerini sözel olarak aktarmış ve sözlü kültür ürünlerini ortaya çıkarmışlardır.
Ortaya çıkan bu halk kültürü ürünlerinin başlıca özellikleri ise, “sözlü veya yazılı olma, bireye veya topluma ait olma, eş ve benzer metinler (varyant ve versiyonlar) halinde olma, geleneğe bağlı olma, ulusal ve uluslar arası olma” (Ekici 2006: 72) dır. Elbette bu durum daha çok sözlü edebiyat ürünlerinden sayılan türkülerimiz için de geçerlidir. Söz konusu ürünler ise hem oluşumları, hem yaygınlaşması ve bu yaygınlaşma sürecinde oluşan varyantlar bakımından oldukça dikkat çekicidir. Türkülerimizde varyantlaşma bazen ezginin aynı kalıp sözlerinin değişmesi, bazen de sözlerinin aynı kalıp ezgisinin değişmesi şeklinde gerçekleşmektedir. Bu oluşum farklı coğrafyalarda daha da önem kazanmakta; söz ve ezginin muhtemel değişimi yanında farklı tabloların ortaya çıkması da söz konusudur (Elçi, 2011).
Eş metin de denilebilecek olan versiyon terimini araştırmacılar “anlatılarda aynı metnin anlatıcılar tarafından biraz farklı anlatılmasıyla oluşan metin”, varyant terimini ise “eş metinden daha ileri düzeyde farklılık gösteren metinleri karşılamak üzere kullanılan terim”(Artun 2005: 58) şeklinde açıklamaktadırlar.
Öcal Oğuz ise “Varyant ile version terimleri birbirinin aynısı değildir.” demektedir. Ayrıca “varyant”ı “eş metin”; “version”u ise “benzer metin” diye nitelendirmektedir (Oğuz 2000: 25). Çünkü eş metin “Birbiriyle yan yana geldiğinde uyumsuzluk göstermeyen uygun bir beraberlik ve “eşlik” sergileyen metinler için kullanılmış bir terimdir.” demektedir. Version ise birbirine benzeyen, aynı olandır. Eş metin ise birbirine benzer olan metinlerin şu ya da bu şekilde farklılaşmış olandır (Oğuz, 2000: 26-27). Bu tanımlamalardan da anlaşılacağı gibi “varyant” edebiyat sahasında da asıl olandan az ya da çok farklılıklarla oluşturulan bir yeni eseri (düzenlemeyi, yazımı veya yorumu) ifade etmektedir.
Başka bir deyişle sözlü ve yazılı edebiyatımızda duyulan, söylenen veya görülen türkülerin; ata sözleri, masallar, bilmeceler ve maniler gibi yaygın ürünler (Elçin 2005: 195) olduğu göz önüne alınırsa halkbilimi ürünlerinin hemen hepsinde olduğu gibi türkülerde de varyantlardan bahsetmenin mümkün olduğu sonucuna ulaşılabilecektir.
Bir metnin veya hikayenin aynı anlatıcı tarafından farklı zaman dilimlerinde farklı biçimlerde anlatılmasıyla farklı coğrafyalarda farklı biçimlerde yer alması muhtemel bir durumdur. Aynı şekilde türkülerin de aşıklar ve yorumcular tarafından, farklı coğrafyalarda farklı biçimlerde söylenmesi durumunda türkülerde varyantlaşmalar oluşmaktadır.
Türkülerin, farklı coğrafyalarda farklı biçimlerde (tavır, üslup ve ses organizasyonlarında) söylenenlerine rastlanmasının yanı sıra farklı sözlerle de karşımıza çıkan türküler bulunmaktadır. Bu durumun sebeplerinin ortaya konması için de hafıza ile müzik kültürü ilişkisinin irdelenmesi gerekmektedir. Müzik hafızasının aktarımı bir toplumun kendi müzik geleneğinin oluşumundaki temel etmendir. Hafıza aktarımı aracılığıyla hem aynı dönemin insanları arasında hem de farklı kuşaklar arasında müzik geleneğinin iletilmesi ve bu yolla ortak bir müzik kültürünün oluşması sağlanmaktadır. Bu şekliyle, hem yatay de hem dikey anlamda bir aktarımı yansıtan bu süreç, durağan olmayan ve değişimi içinde taşıyan bir yapıdır (Güray, 2011).
Türkülerin taşındığı farklı coğrafya, nüfus yapısı, doğal çevre, inanışlar, birçok farklılık içeren kültürel unsurlar, yaşayış biçimleri vb. sosyal ve mekânsal özellikler, türkülerin hem ezgisinde hem de hikâyelerinin yapısında değişiklikler meydana getirebilmektedir. Bu vasıflar, hikâyeli türkülerin yalnız nesir kısmında değil aynı zamanda manzum bölümlerinde ve ezgilerinde de görülmektedir. Farklı mekân, insan ve müzik çevresinde türküler daha kolay varyantlaşabilmektedir. Türküler taşıyıcı unsurlar tarafından farklı diyarlara gittikleri zaman bu yeni mekân, musiki çevresi, farklı kültür ve insan topluluğu içinde çok daha rahat farklılaşabilmekte ve varyantlaşma ihtimali artmaktadır. Türkülerin gerek söz gerek ezgi ve gerek usul unsurları varyantlaşırken merkezden uzaklaştıkça çeşitlenme farkı artmaktadır. Ana kaynağa en yakın yerde daha az değişim, ana kaynağa en uzak yerlerde ise daha büyük değişimler meydana gelebilmektedir (Turhan, 2011).
Müzik kalıpları geniş bir coğrafyaya has bazı temel özellikleri içinde barındırırken, o coğrafya içindeki daha küçük bölgelerin kültürel tercihlerine bağlı olarak “yöreye has” farklılıklar gösterebilir. Müzikal varyantın oluşumu hem bu yöresel farklılıklara hem de aynı yöredeki müzik kalıplarının farklı şekillerde kullanılmasıyla bağlantılı olarak algılanabilir. Bu farklılıklar müzikteki ezgisel ve ritmik değişimleri ortaya çıkarır (Elçi, 2011).
Makbule Oral, “Türk Müziğinde Çatal (Varyant) Türküler” başlıklı çalışmasında varyant türküleri şöyle tanımlar: “Sözleri daha önce bilinen bir türkünün değişik bir ezgi ile yine bilinen farklı bir ezginin farklı bir “söz kalıbı, ritim, usul yapısı” ile ya da aynı türkünün farklı bir “ritim ve usul” ile ortaya çıkmasına varyasyonlu türküler denir” (Oral 2000: 22). Varyant türkülere Anadolu’da verilen isimleri Nejat Birdoğan, Notalarıyla Türkülerimiz başlıklı kitabında şöyle sıralar: çatal, solak, solaklama, başkantı, varyant ve çeşitleme (Birdoğan 1988).
Oral (2000), türkülerdeki varyasyonların söz varyasyonu, ezgi varyasyonu ve ritmik varyasyon biçiminde gerçekleştiğini ifade eder. Bütün bu görüşler ışığında Halk müziği söz konusu olduğunda yalnızca sözlerin merkeze alınamayacağı müziğin de varyant yaratabileceği belirtilebilir.
Bu bağlamda TRT Halk Müziği Repertuarında yer alan bazı Isparta türkülerinin oldukça yakın coğrafi komşusu olan Burdur yöresindeki varyantlarını sözel, ezgisel ve usül yönlerinden incelemenin yararlı olacağı düşünülmektedir.
-
ISPARTA VE BURDUR TÜRKÜLERİNDE VARYANTLAŞMA ÖRNEKLERİ
Aynı yöre içerisinde yer alan veya coğrafi yakınlığı bulunan Burdur ve Isparta ilerine ait 4 türkünün sözel, ezgisel ve usül yönlerinden analizi yapılmış ve tablolar halinde aşağıda sunulmuştur.
Bu türküler: “Ardıçtandır Guyuların Govası”, “Güle Düştüm Gülmedim”, “Erik Dalı Gevrek Olur” ve “Ayva Dibi Serin Olur” türküleridir. Türküler TRT repertuarında yer alan ve rastgele seçilmiş Burdur ve Isparta yörelerinde ortak olarak bilinen türkülerdendir.
Tablo 1: Ardıçtandır Guyuların Govası türküsünün analizi
Türkünün adı
|
Yöresi
|
Derleyen
|
Kaynak kişi
|
Arızalar
|
Ses aralığı
|
Ritmik yapısı
|
Ardıçtandır guyuların govası
|
Isparta
|
Ali Canlı
|
Yalçın Özsoy
|
Fa#
Do#
|
Fa#/
Tiz la
|
9/4
|
Ardıçtandır kuyuların kovası
|
Burdur
|
Mustafa Hoşsu
|
Hamit Çİne
|
Fa#
Do#
|
Mi/
Tiz sol
|
9/8
|
Tablo 1’de görüldüğü gibi Isparta ve Burdur yörelerinde benzer sözlerin kullanıldığı türkünün, ritmik ve ezgisel bakımdan varyanlaştığı anlaşılmaktadır.
Ardıçtandır guyuların govası
Suya goyvermiyor da kızın gavur anası
Ne ettim de aldattın aman Allah’ından bulası
Dolandım dağları da kar bulamadım
Halime münasip yar bulamadım
Uzun olur guyuların zinciri
Gıymatlolur Aşalının aman da inciri
Salıverin amanın aman oğlanların gencini
Dolandım dağları kar parça parça
Aşalım geliyor el çırpa çırpa
(Isparta)
Ardıçtandır kuyuların kovası aman kovası
Ah suya koyvermiyor gızın aman anası
Hop bah tini nom tinay da tini nay nom
Tina nini tini nom tinay da tini nay nom
Ardıçtandır kuyuların aman sereni
Ben severim gel demeden aman geleni
Bağlantı
Uzun olur kuyuların aman zinciri
Ben severim güzellerin aman gencini
Bağlantı
(Burdur)
Isparta Yöresine ait “Ardıçtandır Guyuların Govası” türküsünün söz bölümlerinin ilk iki dizesinin Burdur yöresine ait aynı isimli türküsünde de kullanıldığını, söz aralarında yer alan bağlantı kısmının ise farklılaştığını görebiliriz. Isparta yöresine ait türküde guyuların govası sözü Burdur’da kuyuların kovası şeklinde değişkliğe uğramış, gavur kelimesinin yerine Burdur’da aman kelimesi kullanılmış, yine son bölümde zincir yerine zencir, Salıverin amanın aman oğlanların gencini yerine Ben severim güzellerin aman gencini cümlesi tercih edilmiştir.
Tablo 2: Güle düştüm gülmedim türküsün analizi
Türkünün adı
|
Yöresi
|
Derleyen
|
Kaynak kişi
|
Arızalar
|
Ses aralığı
|
Ritmik yapısı
|
Güle düştüm gülmedim
|
Isparta/iğdecik köyü
|
Salih Urhan
|
Cevdet Erdem
|
Sib
Fa#
|
Sol/
Tiz sol
|
9/8
|
Güle çıktım gülmedim
|
Burdur
|
Ferhat Erdem
|
Servet Tekin, Ramazan Yalçın
|
Sib2
|
Sol/
Tiz la
|
9/8
|
Tablo 2’de yer alan verilere göre Isparta yöresine ait Güle düştüm gülmedim türküsü Burdur’da Güle çıktım gülmedim şeklinde karşımıza çıkmaktadır. Ezgizel olarak değişime uğrayan türkü, ritmik açıdan aynı kalmıştır.
Güle düştüm gülmedim
Gülden düştüm ölmedim
Ela gözlü yarimi
Tam bir aydır görmedim
(Isparta)
Güle çıktım gülmedim
Gülden düştüm ölmedim
Güzel senle gezmesi (şerfem sen yaktın beni)
Sefayımış bilmedim
(Burdur)
Isparta yöresinde güle düştüm olarak söylenen türkü Burdur’da güle çıktım olarak değişikliğe uğramıştır. İlk iki dizesi oldukça birbirine benzer olan türkünün kafiye bakımından iki yöredeki benzerliği göze çarpmakta, Burdur’a ait olan türkünün üçüncü ve dördüncü dizelerdeki farklılaşma ve ara söz ‘şerfem sen yaktın beni’ dikkat çekmektedir.
Tablo 3: Erik dalı gevrek olur türküsünün analizi
Türkünün adı
|
Yöresi
|
Derleyen
|
Kaynak kişi
|
Arızalar
|
Ses aralığı
|
Ritmik yapısı
|
Erik dalı gevrek olur
|
Isparta/yalvaç
|
Ali Canlı
|
Havva Can
|
Sib
|
Fa#/
Tiz fa
|
4/4
|
Erik dalı gevrektir
|
Burdur
|
Yücel Paşmakçı
|
Özgür Kaya
|
Sib2
|
Sol/
Tiz la
|
4/4
|
Tablo 3 incelendiğinde, Erik dalı gevrek olur türküsünün Isparta ve Burdur yörelerinde ezgisel bakımdan varyanlaştığı, ritmik yapı bakımından ise aynı olduğu görülmektedir.
Erik de dalı gevrek olur
Basmaya gelmez (amman amman imanım)
Elin kızı nazlı olur
Üzmeye gelmez (amman amman imanım) küsmeye gelmez
A güzel yürüşüne ben yandım
Güzelim sözlerine aldandım
(Isparta)
Erik dalı gevrektir Erik dalı gevrektir
Amanın basmaya gelmez Haydi basmaya gelmez
El gızı naziktir El gızı naziktir
Amanın küsmeye gelmez Amanın küsmeye gelmez
Eller oynasın eller Diller söylesin diller
Ne derlerse desinler O dilleri yesinler
(Burdur)
Isparta yöresinde gevrek olur, nazik olur sözleri Burdur’da gevrektir, naziktir olarak dönüşmüş, arasözler ve bağlantı dizeleri bakımından da farklılaşmalar meydana gelmiştir. Ayrıca Burdur yöresinde cümlelerin çift söylendiği de dikkat çeken bir unsurdur.
Tablo 4: Ayva dibi serin olur türküsünün analizi
Türkünün adı
|
Yöresi
|
Derleyen
|
Kaynak kişi
|
Arızalar
|
Ses aralığı
|
Ritmik yapısı
|
Ayva dibi serin olur
|
Isparta/eğirdir
|
Muzaffer Sarısözen
|
Yöre Ekibi
|
Sib
|
La/
Tiz sol
|
9/8
|
Ayva dibi serin olur
|
Burdur/kozağacı
|
Hamit Çine
|
Şakir Özyurt
|
Sib2 Fa#
|
Sol/
Tiz la
|
9/8
|
Ayva dibi serin olur yatmaya
|
Isparta/yalvaç
|
Ank. Dev. Kons.
|
Mehmet Ali Ünsal
|
Sib2
|
Sol/
Tiz re
|
9/8
|
Tablo4’e göre Ayva dibi serin olur türküsünün Isparta’nın Eğirdir ve Yalvaç ilçeleri ile Burdur’da benzer sözlerle söylendiği ve ezgisel varyantlaşmanın varlığından söz edilebilir. Türkülerin ritmik yapısında ise farklılık bulunmamaktadır.
Ayva dibi serin olur yatmaya
Kızlar gelir saklı gizli bakmaya
Altın ister ak gerdana takmayaYandım sürmelim gel gel
Ayva dibi lale midir gül müdür
Başındaki sırma mıdır tel midir
Ne bakarsın karşındaki el midir
Yandım sürmelim gel gel
(Isparta/Eğirdir)
Ayva dibi aman serin olur yatmaya
Kızlar gelir aman saklı gizli bakmaya
Baş çeşmeden aman sular içtim kanmadım
Dokuz yerimden aman kurşun yedim ölmedim
(Burdur/Kozağacı)
Ayva dibi serin olur yatmaya
Aman gızlar geldi seyrimize bakmaya
Altın ister ak gerdana takmaya
Diyemem, diyemem ah diyemem dillerin yeter
Yastık istemem kolların yeter
(Isparta/Yalvaç)
Isparta yöresine ait Ayva dibi serin olur türkülerinde ilk iki dizeden sonra Altın ister ak gerdana takmaya/Yandım süremlim gel gel ile Altın ister ak gerdana takmaya/Diyemem, diyemem ah diyemem dillerin yeter/Yastık istemem kolların yeter şeklinde bağlantı cümleleri söylenmektedir. Burdur yöresi türküsünde ise ilk iki dizeden sonra farklı bir söz bölümüne geçilmekte ve bağlantı yer almamaktadır. Burdur ve Yalvaç türkülerinde ise Eğirdir’den farklı olarak aman sözünün arasöz olarak kullanıldığı görülmektedir.
-
SONUÇ ve ÖNERİLER
Sözlü kültür ortamında aktarılan ürünlerin her birinin yorumlanması sırasında yeniden yaratıldıkları ve özgün bir metin bulmanın ya da aramanın anlamsızlığı özellikle performans kuramcılar ve sözlü formül teorisyenleri tarafından sıklıkla ifade edilmiştir. Her coğrafya ve kültür, yani her anlatıcı; anlatısını o coğrafyanın o kültürün özelliklerine göre yerelleştirir, bir bakıma onu o topraklardan çıkmış bir anlatı biçimine dönüştürür. Anlatılarda görülen bu yerelleşme ve varyantlaşma izleri, ezgilerde ve müzikal yapılarda da görülebilir. Benzer sözlere sahip türküler farklı yörelerde farklı müzikal yapılar içerisinde karşımıza çıkabilir. Bu da bizi sözel icra biçimlerinin yanı sıra müzikal icraların da sözler gibi bölgesel ve yöresel farklılıkları yansıtabileceği sonucuna götürür (Elçi, 2011).
TRT Türk Halk Müziği arşivinde yer alan Isparta türkülerinde de söz konusu varyantlaşma izlerini görmekteyiz. Benzer coğrafi özelliklere sahip iki komşu şehrin türkülerindeki bu ortak yapılar, uzaklık veya yakınlık gözetmeksizin sözel bir halk kültürü ürününün, kültürel bellek yoluyla aktarımı sırsında oluşabilecek değişiklikler ve varyantlaşmaların en belirgin kanıtıdır.
TRT Türk Halk Müziği repertuarı incelendiğinde Türkiye’nin birçok yöresinde benzer durumların olduğu görülecektir. Farklı yörelerin sözel kültür geleneklerinin farklılığı, başka bir deyişle türkü söyleme geleneklerinin çok yakın bile olsa yöreden yöreye değişmesi bu duruma yol açan önemli bir faktördür.
Her ne sebeple olursa olsun türkülerin varyantlaşması son derece doğal bir süreçtir. Türkülerde meydana gelen her tür varyantlaşma biçimi asla yadırganmamalı, aksine türküler için bir çoğalma, yenilenme, kendini yeniden var etme biçimi olarak kabul edilmelidir. Türküler varyantlaşarak çoğalmakta, çoğaldıkça da yaşama gücünü artırmaktadır. Varyantlaşma, türküler için âdeta bir tür yeniden doğuştur. Türkülerin hem ezgisinin hem sözünün hem de usulünün kısmen de olsa değişime uğrayarak çoğalması, varlığını sürdürmesi, türküler açısından çok önemli bir kazanımdır (Güven, 2013).
Birçok nedenle ezgisel, sözel veya usül yönlerinden varyantlaşan türküler derlenerek kültürümüze kazandırılmalı, türkülerin her biri kendi içinde değerlendirilmelidir. Bir yöreye ait bir türkünün başka bir yörede veya aynı yörenin farklı bir yerleşim yerinde varyantlaşması o türkünün çalıntı olduğu ya da sahiplenilmeye çalışıldığı anlamına gelmemelidir. Bu şekilde yanlış bir düşünceye varmak, halk müziğimizin zenginleşmesine ve derinleşmesine engel olacaktır. Dolayısıyla, türkülerin birbirlerine olan benzerlikleri veya eşdeğerlikleri düşünülmeksizin notaya alınıp arşivlenmesi gerekmektedir.
KAYNAKLAR
Artun, Erman. Türk Halkbilimi. İstanbul: Kitabevi Yayınları, 2005.
Birdoğan, Nejat. Notalarıyla Türkülerimiz. İstanbul: Özgür Yayın Dağıtım, 1988.
Ekici, Metin.Türk Halk Edebiyatı El Kitabı. (Kitap Bölümü), Ankara: Grafiker Yay. (4. Baskı), 2006.
Elçi C., Armağan. “Sözsel ve müzikal varyantlaşma: Manilerin türkü içindeki dönüşümleri”. Milli Folklor, 93, 130-139, 2011.
Elçin, Şükrü. Halk Edebiyatına Giriş. Ankara: Akçağ Yay. (9. Baskı), 2005.
Güray, Cenk. Tarihsel Süreç İçinde Makam Kavramı. İstanbul: Pan Yayıncılık, 2011.
Güven, Merdan. “Türkülerin Varyantlaşması”. A. Ü. Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi, 145-156, 2013.
Oğuz, Öcal. Türk Dünyası Halk Biliminde Yöntem Sorunları. Ankara: Akçağ Yayınları, 2000.
Oral, Makbule. Türk Müziğinde Çatal (Varyant) Türküler. Yayımlanmamış Lisans tezi, İstanbul Üniversitesi, 2000.
TRT Türk Halk Müziği Repertuarı. http://www.trtnotaarsivi.com, (11.10.2013).
Turhan, Salih. “Sivas Türküleri Oyun ve Saz Havalarının Etkileşim Sahası”, Kültürümüzde Türkü Sempozyumu, Sivas, (Basılmamış bildiri), 2011.
Dostları ilə paylaş: |