24
dediler. Saul’u küçümsediler ve ona armağan vermediler. Saul ise buna aldırmadı.”
118
Saul’ün hükümdarlığına itiraz edenler ‘O bizi nasıl kurtarabilir?’ demekle Saul’ün
servet ve zenginlik açısından geniş imkâna sahip olmadığını kastetmiş olmalıdırlar.
Böyle olunca her iki kitaba göre itiraz edenlerin gerekçeleri örtüşmüş olmaktadır.
Kur’an’dan Talut’un başarılı bir komutan olduğunu anlıyoruz. Çünkü O, Calut’u
yenmiş ve zafer kazanmıştır. Kitab-ı Mukaddes’in Saul’ü de başarılı bir komutan idi:
“Saul, İsrail’e kral atandıktan sonra her yandaki düşmanlarına karşı savaştı. Gittiği
her yerde zaferler kazandı.”
119
Kur’an’da Allah’ın Tâlût’a ilim ve bedende üstünlük verdiği belirtilmiştir:
‘Allah sizin üzerinize onu seçti, ilimde ve bedende ona üstünlük verdi.
’
Kitab-ı
Mukaddes’te de benzer bir anlatımla Tanrı’nın Saul’a “başka bir kişilik” verdiği ve
“Tanrı’nın Ruhu’nun Saul’un üzerine güçlü bir biçimde indiği” ifade edilmiştir: “Saul,
Samuel’in yanından ayrılmak üzere ona sırtını döner dönmez, Tanrı ona başka bir
kişilik verdi. O gün bütün bu belirtiler gerçekleşti. Giva’ya varınca, Saul’u bir
peygamber topluluğu karşıladı. Tanrı’nın Ruhu güçlü bir biçimde üzerine indi.”
120
Şunu demek istiyoruz: Saul’ün başka bir kişiliğe sahip olması bilgili olması, Tanrı’nın
ruhunun kendisine güçlü bir biçimde inmesi, onun güçlü olması demek olabilir. O halde
Kur’an’da geçen Talut ve Kitab-ı Mukaddes’te geçen Saul karakterleri bilgili olmak ve
güçlü olmak hususlarında da benzerlik arz etmektedirler.
Kur’an’ın metninden Talut’un peygamber olduğu direk anlaşılmamaktadır.
Onun peygamber olduğunu müfessirler söylemiştir. Kurtubî, “Allah sizin üzerinize onu
(Talut’u) seçti, ilimde ve bedende ona üstünlük verdi.” ayetini tefsir ederken,
bazılarının: “Allah, Talut’a vahyetmek suretiyle onun ilmini artırmıştır. Dolayısıyla
Talut peygamberdir.” dediklerini bildirmiştir.
121
Razi de Talut’un peygamber olmasını
uzak bir ihtimal olarak görmemiştir. Talut’un peygamber olduğunu söyleyenlerin,
gerekçelerini şu şekilde aktarmıştır:
118
Kitab-ı Mukaddes, I. Samuel, 10/27.
119
Kitab-ı Mukaddes I. Samuel, 14/47.
120
Kitab-ı Mukaddes, I. Samuel, 10/9.
121
Ebu Abdullah Muhammed b.Ahmed b. Ebû Bekir, el-Kurtubî (ö. 671 H.), el-Câmi’u li Ahkâmi’l-
Kur’an, Tahk.: Hişâm Semîr el-Buhârî, Dar’u Âlim’il-Kütüb, Riyad 1423/2003, III/247.
25
“İnsanlardan bazıları demişlerdir ki: ‘Talut, muhakkak bir peygamberdi.
Çünkü Allah Teâla onun elinde mucizeler ortaya çıkarmıştır. Böyle olan her
kişi peygamber olur. ‘Bu Allah’ın veli kullarının kerametlerindendir.’
denmez. Çünkü keramet ile mucize arasında fark vardır. Keramet
mukavemet etmek için gösterilmez. Mucize ise mukavemet etmek için
gösterilir. Dolayısıyla mucizenin kerametler cinsinden olmaması gerekir.”
122
Bu görüşün doğru olduğunu kabul ettiğimizde Kur’an’ın Talut’u ile Kitab-ı
Mukaddes’in Saul’u peygamber olmaları noktasında da örtüşmüş oluyorlar. Fakat ifade
etmek gerekir ki Saul’ün peygamber olduğu Kitab-ı Mukaddes’te yoruma mahal
bırakmayacak biçimde açık ve nettir:
“Saul, Samuel’in yanından ayrılmak üzere ona sırtını döner dönmez, Tanrı
ona başka bir kişilik verdi. O gün bütün bu belirtiler gerçekleşti. Giva’ya
varınca Saul’u bir peygamber topluluğu karşıladı. Tanrı’nın Ruhu güçlü bir
biçimde üzerine indi ve Saul onlarla birlikte peygamberlikte bulunmaya
başladı. Onu önceden tanıyanlar ‘Saul da mı peygamber oldu’ diye
sordular.”
123
Bu ifadelere göre Tanrı’nın Ruhu’nun Saul’a güçlü bir biçimde inmesi ve
Giva’da Saul’u bir peygamber topluluğunun karşılaması Saul’un peygamber olduğuna
delalet eder. Kaldı ki, “Saul onlarla birlikte peygamberlikte bulunmaya başladı. Onu
önceden tanıyanlar ‘Saul da mı peygamber oldu’ diye sordular.” ifadesi bizatihi O’nun
peygamber olduğunu gösteren açık bir delildir. O halde Talut’un peygamber olduğunu
söyleyen görüşler ile Saul’ün peygamber olduğunu açıkça ifade eden Kitab-ı Mukaddes
arasında benzerlik olduğunu söyleyebiliriz.
Kur’an’ın Talut’u ile Kitab-ı Mukaddes’in Saul’ü arasında bir takım farklılıklar
da vardır. Örneğin Kur’an’da Talut yerilmediği gibi bilakis bilgisi, gücü ve askeri
başarısından dolayı övülür.
124
Kitab-ı Mukaddes’te ise Saul, Rabbin buyruğuna
uymadığı için Samuel tarafından azarlanır.
125
Yine Kitab-ı Mukaddes’te Saul’un,
Amelekliler’i cezalandırması hususunda Tanrı’nın sözünü dinlemediği için Tanrı’nın
122
Râzî, a.g.e., VI/507.
123
Kitab-ı Mukaddes, I. Samuel, 10/9-11.
124
Bakara, 2/247.
125
Bkz. Kitab-ı Mukaddes, I. Samuel, 13/13-14.
26
onu kral seçtiğine pişman olduğu anlatılır: “Rab, İsrailliler’e yaptıkları kötülükten ötürü
Amalekliler’i cezalandırmak istedi. Bunun için Samuel’i Saul’e göndererek:
“Amalekliler’e saldırmasını, onlara ait her şeyi yok etmesini, hiçbir şeyi
esirgememesini, kadın erkek, çoluk çocuk, öküz, koyun, deve, eşek hepsini öldürmesini”
emretti.”
126
“Saul ile adamları, Amalekliler’i yenilgiye uğrattılar. Halkın tümünü
kılıçtan geçirdiler. Ne var ki en iyi koyunları, sığırları, besili danaları, kuzuları
esirgediler.”
127
“Böylece Saul Rabbin sözüne kulak asmadı ve Rabbin gözünde kötü
olanı yaptı.”
128
“Rab, Samuel’e şöyle seslendi: “Saul’u kral yaptığıma pişmanım. Beni
izlemekten vazgeçti. Buyruklarımı yerine getirmedi.”
129
“Bunun üzerine Samuel Saul’a:
“Rabbin buyruğunu reddettin, Rab de senin İsrail Kralı olmanı reddetti.” dedi.
130
“Rab
Saul’u İsrail Kralı yaptığına pişman olmuştu.”
131
Bir diğer fark da şudur: Kur’an, Talut’un sadece Calut’la yaptığı savaştan
bahsederken, Kitab-ı Mukaddes, Saul’ün birçok millet ve halkla kıyasıya yaptığı
savaşlardan bahseder. Saul’ün Ammonlular’ı bozguna uğrattığını uzun uzun anlatır.
132
Saul’ün İsrail’e kral olarak atanmasından sonra her yandaki düşmanlarına –Moav,
Ammon, Edom halkları, Sova kralları ve Filistliler’e- karşı savaştığını, gittiği her yerde
zafer kazandığını, İsrailliler’i düşmanın yağmasından kurtardığını söyler.
133
Kitab-ı Mukaddes’te, bunlardan başka Kur’an’dan farklı olarak Davut’un Saul’e
lir çaldığı,
134
Halkın Davut’a olan teveccühünden dolayı Saul’ün onu kıskandığı,
135
Davut’u kovaladığı
136
ve öldürmeye teşebbüs ettiği,
137
Davut’un Saul’den kaçtığı,
138
eline fırsat geçmesine rağmen Davut’un birkaç kez Saul’ün canını bağışladığı,
139
126
Kitab-ı Mukaddes, I. Samuel, 15/2-3.
127
Kitab-ı Mukaddes I. Samuel, 15/8-9.
128
Kitab-ı Mukaddes I. Samuel, 15/19.
129
Kitab-ı Mukaddes I. Samuel, 15/10-11.
130
Kitab-ı Mukaddes I. Samuel, 15/26.
131
Kitab-ı Mukaddes I. Samuel, 15/34.
132
Kitab-ı Mukaddes I. Samuel, 11/1-15.
133
Kitab-ı Mukaddes I. Samuel, 14/1-52.
134
Kitab-ı Mukaddes I. Samuel, 16/14-23; Saul, depresyondaydı ve Davut kralın içindeki cini müzik
vasıtasıyla çıkarmak için ona lir çalardı. Bkz. The Encyclopedıa of The Jewısh Relıgıon, “David”, s. 107.
135
Kitab-ı Mukaddes I. Samuel, 18/9.
136
Kitab-ı Mukaddes I. Samuel, 23/7-29.
137
Kitab-ı Mukaddes I. Samuel, 19/9-11.
138
Kitab-ı Mukaddes I. Samuel, 21/10.
139
Kitab-ı Mukaddes I. Samuel, 24/1-22; 26/1-25.
Dostları ilə paylaş: |