52
zamanda dinamik ve organik bir kompozisyonu iç mekanın kesintisiz çevrelediği
görülmektedir.
57
Minos freskleri ‘Tempera’ denilen bir yöntemle yapılmaktadır. Önce sıva yaş iken
figürün konturları siyah ya da kırmızı boyalı sivri uçlu bir alet ile kazınır. Daha sonra
boyanır ve kurumaya bırakılır. Maden oksit kapsayan doğal boyaların sağlamlığını
arttırmak amacıyla, suyun yanı sıra içerisine reçine veya yumurta akı
karıştırılmaktadır.
58
Minos resim sanatında kullanılan kırmızı, sarı, beyaz, mavi, yeşil ve siyah parlak ve
koyu renklerdir. Resimler oldukça canlı renklerdedir ve bazen mavi yapılmış
maymunda olduğu gibi gerçeklikten tamamıyla uzaklaşılmıştır. Bu resimlerin bu kadar
renkli yapılmalarının amacı direkt ışık almayan daireleri bezeme ve güçlü renklerle
karanlığın etkisini kaldırmaktır.
59
Thera ve Girit resimlerinde konular aynı olsa bile her kompozisyon orijinal olup ve
birbirini tekrarlamamaktadır. Mısır sanatında ise ikonografinin sıkıcı bir şekilde
birbirinin tekrarı olduğu görülmektedir. Girit’teki sanatçılar Mısırdaki meslektaşlarına
göre daha önceden yapılmış olan örneklerden daha az etkilenmişlerdir. Bu nedenle de
Giritli sanatçılar yaratma konusunda Mısırlılara göre daha özgürdürler.
60
Resim tekniği açısından Girit ile Mısır arasında belirgin farklılıklar vardır. Mısır duvar
resimlerinde insan figürleri vurgulanmış, doğa ikinci planda kalmıştır. Natüralizm
akımlarının ilk kez ortaya çıktığı Girit duvar resminde ise insan ve doğa bir bütünlük
içinde verilmiş, ayrıca sadece doğa görünümlerinin işlendiği resimler de yapılmıştır.
Örneğin Amnisos villasındaki resimlerden birinde saksılardan zambak ve başka çiçek
demetleri fışkırmakta, Knossos’taki safran çiçeklerini toplama sahnesinde ise mavi
renkli bir maymun görülmektedir. Kimi zaman sivri kaya şekilleri alan zemin hatlarıyla
57
Sinemoğlu 1984, 321.
58
Sinemoğlu 1984, 317.
59
Devambez 1962, 7.
60
Marinatos 1984, 117.
53
resim çerçevelenmekte, bu tasvir tarzı mühürler ve vazolarda da uygulanmaktadır.
61
Bunun yanı sıra Mısır resminde olduğu gibi üçüncü boyut yoktur. Fakat buna karşın
Kuş bakışı bir perspektif uygulanmıştır. Esas figürün arkasındaki fon tepeden bakar gibi
yapılmıştır ve nesneler sanki yukarıdan sarkıtılmış gibi durmaktadır. nsan figürlerinin
başlarının profilden, gözlerin cepheden, üst bedenin cepheden, kalçaların ve bacakların
profilden gösterilmesi Mısır resim sanatını hatırlatmaktadır. Mısır sanatında olduğu gibi
kadın teni beyaz, erkek teni ise kırmızı boya ile gösterilmiştir.
62
Ancak Minos resmi
Mısır’daki resim anlayışından tamamen farklıdır. Minos sanatı doğaya dönüktür ve
figürlerde hareket söz konusudur. Mısır’da olduğu gibi kralın başarılarını yüceltmek ve
onu ölümsüz kılmak gibi bir amacı da yoktur.
63
Doğadan alınmış sahneler Minos resminde sevilerek kullanılmıştır. Girit doğasının
çeşitli bitki, çiçek, ağaç, kuş ve hayvanları ya da Girit denizinin balık ve ahtapotları,
istiridye ve mercanları, bazen maymun gibi egzotik hayvanları, realist olmakla beraber
canlı ve hareketli bir şekilde betimlenmektedir. Boğaya saldıran aslan tasvirleri veya
Hagia Triada’dan çalılıklar arasında duran renkli tüylü bir kuşu yakalamak için sessizce
yaklaşan yaban kedisi tasviri, bu canlılığı en iyi yansıtan örneklerdir. Mısırlı sanatçıların
belli kalıplara ve simetriye sıkı sıkıya bağlı olması da Girit resimlerinin daha canlı ve
doğal olmasına neden olmuştur.
64
Girit resimlerinde Mısır resminden farklı olarak
dinsel konuların işlenip işlenmediği açık değildir.
65
Minos resim sanatında, özellikle
M.Ö. 1500 yıllarında figürlü alçı kabartma resimler görülür. Kireç ve kum taşından
yapılan figürler, duvar sıvası üzerine yerleştirilerek daha sonra boyanıyorlardı. Knossos
Sarayı’ndaki ‘Lys’li Prens’ resmi buna güzel bir örnektir.
66
Burada doğada gezinen
prensin Mısır’da olduğu gibi başı profilden gövdesi cepheden ayakları ve bacakları
profilden gösterilmiştir. Bacaklar oldukça uzun ve baş küçüktür. Mısır’da görülen
abartılı göz yoktur ve göz pınarı belirtilmiştir. Kaş çizilmemiştir. Saçlar ise uzun siyah
ve dalgalıdır. Saç alında iki bukle halinde görülmektedir. Üst kısmı çıplak, belde baldırı
61
Mansel 1995, , 39 vd.
62
Tansuğ 1999, 32.
63
Sinemoğlu 1984, 318.
64
Pekman 1967, 12.
65
Tansuğ 1999, 32.
66
Tansuğ 1999, 34.
54
açıkta bırakan kısa bir eteklik giymektedir. Sağ kol Mısır sanatında görüldüğü gibi (V)
ş
eklinde göğüs üzerindedir ve bilekte bilezik yer almaktadır. Mısır’da olduğu gibi alçı
zemin üzerine alçak kabartma olarak yapılmıştır. Mısır resim tekniği çalışılması zor ve
pahalıdır. Bunun yanı sıra figürün boyu da iki metreye yakındır. Bir figür için bu karada
çok zaman ve emek harcanmış olması onun bir tanrıyı temsil ettiği fikrini arttırmaktadır.
Bu eser Girit ile Mısır ilişkisini gösteren bir örnektir.
67
Girit resminin en ünlü örneği ‘Parisienne’ (Parisli kız) adı ile anılan resimdir. Ünlü
ressam Toulouse-Lautrec’in kadın figürlerine benzetildiği için bu adı almıştır. Aslında
büyük bir kompozisyonun ele geçmiş olan küçük bir parçasıdır. Figür büyük gözü,
kalkık küçük burnu ve hoş dudakları ile en etkileyici resimler arasında yer almaktadır.
Burada sanatçının büyük bir cesaretle eriştiği sadelik dikkati çeker. zlenimci özellikler
taşıyan bu eser Girit resmini karakterize eder.
68
M.Ö. 1400 yılları civarında Girit gücünü yitirmiş ve uygarlığı sona ermiştir. Bu devirde
Peloponessos’tan gelen Akhaların istilası başlamış, saraylar yıkılmış, kalıntıları üzerine
ise megaron planlı evler yapılmıştır. Yerli halkın adada yaşamaya devam ettiğini, hatta
M.Ö. 4. yüzyıla kadar dil ve geleneklerin korunmuş olduğunu mezarlar ve dinsel
geleneklerin sürmesinden anlayabiliyoruz. Akhaların Girit’teki hakimiyeti M.Ö. 1200
yıllarına kadar devam etmiştir. Yunanistan’ı istila eden Dorların büyük kafileler halinde
adaya geldikleri ve tamamen işgal ettikleri bu tarihten sonra Girit, M.Ö. II. binyıl
başlarındaki üstünlüğünü bir daha ele geçirememiştir.
69
Saraylar sonrası çağa, yani M.Ö. 1400’lerden sonraya tarihlenen bazı duvar resimleri
mevcuttur. Bunlardan biri Hagia Triada’daki Myken tapınağının yunus ve ahtapot
tasvirleri içeren resimlerdir. Freskoların eski natüralist özelliklerini yitirdikleri,
simetriye ve bezemeci anlayışa hizmet edecek şekilde üsluplaşmaya başladıkları
söylenebilir. M.Ö. 15. yüzyıla ait Knossos taht salonundaki griphon tasvirleri
üsluplaşma özellikleri gösteren karakteristik bir örnektir.
70
Duvar, üç ana bölüme
67
Devambez 1962, 7–8.
68
Devambez 1962, 5–6.
69
Mansel 1945, 134 vd.
70
Mansel 1995, 43, Res. 19.
Dostları ilə paylaş: |