"seyyie" kavramı küçük günahlar ve kötülükler anlamındadır. Çünkü Kur'ân-ı Kerim'de de bu şekilde kullanılmıştır:
"Eğer yasaklandığınız büyük günahlardan kaçınırsanız, sizin "seyyielerinizi" (küçük günahlarınızı)
örteriz-bağışlarız ve sizi şerefli bir yere sokarız." (Nisâ, 31)
Dolayısıyla bu hadiste de ayette söylenenin bir benzeri vurgulanmaktadır. Yani nasıl ki büyük günahlardan kaçınanların Allah, küçük günahlarını bağışlayacaktır, aynı şekilde Ali'yi seven ve bu sevginin gereğini yerine getiren (yani Ali'nin razı olduğu önemli şeyleri yerine getirip, razı olmadığı önemli şeylerden, günahlardan kaçınan) kimsenin Allah, "seyyielerini" (küçük sürçme ve kötülüklerini) bağışlayacak ve Ali dostu onlardan zarar görmeyecektir.
Demek ki bu hadisten "Ali'yi sev, ondan sonra hiç amel yapmana gerek yoktur, veya Ali'yi sev, sonra istediğin her günahı işleyebilirsin" gibi çıkardıkları ve İslam'ın ruhuna ve Ali'nin meramına yüzde yüz ters bir manayı çıkarmak, her şeyden önce Ali'ye hakarettir. Öyle olsaydı, o zaman Ali'nin (a.s) bunca mücadelesi, boşuna mıydı?! İnsanların takvalı olmaları ve Allah'ın emirlerine boğun eğmeleri gerektiği hususunda okuduğu yüzlerce hutbe ve yazdığı mektuplar, vasiyetler abes miydi?! (Haşa.) Hz. Ali'nin kendisine nasıl bir dost istediğini ve arzuladığını öğrenmeniz için kitabın sonundaki "İmâm Ali'nin Vasiyetleri" bölümüne bakın.
Ayrıca bazı Sünnilerin zannettiğinin aksine bu hadis sadece Şîî kaynaklı değil, bir çok Sünni kaynakta da nakledilmiştir ki bir sonraki dipnotta bunlardan bazıları zikredilmiştir…