87
Sevinç, Mehmedoğlu / İnançsızlığa Yönelmede Çevresel ve Entelektüel Faktörlerin Etkisi
Öz: İnançsızlık, dini veya spiritüel herhangi bir inanca sahip olmamak, doğaüstü bir gerçekliği kabul etmemek,
aşkın varlık/varlıklara inanmamak şeklinde tanımlanabilecek tutumların genel adıdır ve ateizm, agnostisizm,
apateizm gibi tiplere ayrılmaktadır. Yapılan araştırmaların önemli bir kısmı, inançsızların 70%’den fazlasının
sonradan inançsız olduğunu göstermiştir. İnançlı bir bireyin zamanla nasıl inançsız olduğu sorusuna verilen
cevapların büyük kısmı, entelektüel gelişimin buna yol açtığı şeklindedir. Bu araştırmada, inançlılardan
ve inançsızlardan oluşan 502 kişiye anket uygulanmış ve 32 inançsız ile mülakat yapılmıştır. Elde edilen
bulgular incelendiğinde, inançsızlığa yönelmede çevresel faktörlerin entelektüel faktörleri öncelediği, çevresel
faktörlerin etkisiyle inançsız olan bireylerin daha sonra inançsızlıklarını rasyonel olarak gerekçelendirmeye
çalıştıkları ve inançsızların entelektüel faktörleri ön plana çıkarma eğilimi sergiledikleri tespit edilmiştir.
Anahtar kelimeler: İnançsızlık, ateizm, agnostisizm, çevresel, entelektüel, psikososyal, afektif.
Abstract: Nonbelief is the general term for such attitudes as atheism, agnosticism, and apatheism, all of which
means the absence of religious or spiritual beliefs; the absence of belief in supernatural beings or God/gods;
and the non-acceptance of any reality beyond matter. Most of the research in this field shows that more than
70% of nonbelievers are deconverted from belief to nonbelief. The majority of answers given to the question
of how believers become nonbelievers over time involve intellectual development. In this study, 502 believ-
ers and nonbelievers, participated in the survey, and 32 nonbelievers were interviewed. Findings show that
social and emotional factors have priority over intellectual factors in terms of being a nonbeliever. Those who
became nonbelievers due to social factors tried to justify their nonbelief rationally, whereas nonbelievers
tended to give intellectual factors.
Keywords: Nonbelief, atheism, agnosticism, social, intellectual, psychosocial, affective.
* Bu makale, Kenan Sevinç’in “Psikososyal Açıdan İnançsızlığın Oluşum ve Gelişimi” başlıklı doktora tezinden çıka-
rılmıştır.
** Yrd. Doç. Dr., Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Felsefe ve Din Bilimleri Bölümü, Din Psikolojisi Anabilim Dalı.
E-posta: kssevinc@gmail.com Adres: ÇOMÜ İlahiyat Fakültesi, Çanakkale.
*** Prof. Dr., Marmara Üniversitesi, Felsefe ve Din Bilimleri Bölümü, Din Psikolojisi Anabilim Dalı.
E-posta: aliulvi@marmara.edu.tr Adres: Marmara Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi.
İnançsızlığa Yönelmede Çevresel ve
Entelektüel Faktörlerin Etkisi
*
Kenan Sevinç
**
,
Ali Ulvi Mehmedoğlu
***
DOI: dx.doi.org/10.12658/human.society.6.12.M0180
İnsan ve Toplum, 6 (2), 2016
88
İnsan & Toplum
Giriş
İnançsızlık (unbelief, nonbelief, disbelief)
1
, dini veya spiritüel bir inanca sahip olmamak anla-
mındaki ateizm, agnostisizm, apateizm gibi yaklaşımların genel adı olarak kullanılmaktadır.
Özellikle kültürel çeşitliliğin olduğu ülkelerde kendini dindarlık yerine bu yaklaşımlarla
tanımlama eğilimleri yükseliştedir. Günümüzde artık bazı insanlar kendini “ne dindar ne de
spiritüel” şeklinde tanımlamaktadır. Bugün, dünya genelinde yaklaşık 500 milyon inançsız
olduğu düşünülmektedir (Zuckerman, 2007, s. 55; Keysar ve Navarro-Rivera, 2013, s. 553).
Batılı ülkeler arasında yalnızca Amerika’da teistlerin oranı genel popülasyonda büyük
çoğunluğu oluşturmaktadır. Avrupa ülkelerinde ise din dışı aidiyetler düzenli olarak ve hatta
bazen radikal biçimde artmaktadır (Brown, 2013, s. 232; Vermeer, 2013, s. 80). Kurumsal
din mensubiyeti, başta Batı Avrupa olmak üzere dünyanın birçok bölgesinde düşmektedir
(Baker ve Smith, 2009, s. 719; Hunsberger ve Altemeyer, 2006). Türkiye’de Tanrı’ya inan-
mayanların oranı %1 ile 2 arasındadır (Çarkoğlu ve Kalaycıoğlu, 2009, s. 8)
ve
herhangi bir
dine inanmayanların oranı %3 olarak tespit edilmiştir (Çarkoğlu ve Toprak, 2000, s. 13).
Eurobarometer (2005) ve ISSP (2008) verileri, Türkiye’de yaklaşık %2 civarında inançsız oldu-
ğunu ve bu oranın giderek arttığını göstermektedir. Ertit (2015), Türkiye’nin gün geçtikçe
sekülerleştiğini ve dinden uzaklaştığını iddia etmektedir. Türkiye’de geleneksel toplum
yapısı hızla değişmektedir. Bu değişim gelenekselden sekülere doğrudur. Türkiye’de sekü-
lerleşme ve buna eşlik eden dinden uzaklaşma, daha önceki dönemlere göre daha yüksek
bir trende sahiptir. Bu nedenle, inançsızlık oranlarındaki artışın psikososyal sebeplerinin
neler olduğunun ve bu sebeplerin hangilerinin diğerlerini öncelediğinin ortaya konulması,
din psikolojisi alanı açısından oldukça önemlidir.
Kişisel bir Tanrı inancının veya kutsala dair var olan inançların, doğaüstü herhangi bir ger-
çekliğin, herhangi bir sonsuz üstün varlık fikrinin ve ruhların reddedildiği tüm yaklaşımlara
genel itibariyle “inançsızlık” denilmektedir. Tıpkı dindarlık gibi, inançsızlık da çok boyutlu-
dur ve farklı tipleri vardır (Bkz. Baker ve Smith, 2009; Silver, 2013; Hunsberger ve Altemeyer,
2006; Oser, 1994; Hadaway, 1989; Keysar, 2014). İnançsızlık tipleriyle ilgili yapılan araştırma-
lar çok farklı tasnifler ortaya koysa da inançsızların temelde iki ana gruba ayrıldıkları görül-
mektedir; ateist ve agnostik. İnançsızlık denildiğinde akla çoğunlukla ateizm gelmektedir.
Ateizm, en kısa tanımıyla, Tanrı’ya (theos) inanmamaktır. Bazıları için ateizm, teizmin iddia-
larını reddetmekten başka bir şey değildir (Cliteur, 2009, s. 5; Hurth, 2007, s. 1). Fakat ateizm
günümüzde Tanrı’yı reddetmenin yanında ruhu ve aşkın olan her şeyi de reddeder, evrenin
tesadüfen, madde ve doğal fiziki güçlerin etkisiyle meydana geldiğini kabul eder (Bolay,
1996, s. 386-387; Cevizci, 2000, s. 89-90). Bu anlamdaki ateizm veya genel adıyla inançsızlık,
modern döneme ait bir kavramdır ve 19. yüzyıldan itibaren bir ideoloji, bir dünya görüşü, bir
yaşam tarzı olarak kendine yer bulmuştur (Bkz. Bremmer, 2007; Hyman, 2010; Hyman, 2007).
İnançsızlık, yalnızca dini/spiritüel bir inanca sahip olmamak (religious unbelief) anlamında
inançsızlıktır; yani mutlak anlamda bir inanç yokluğunu ifade etmemektedir. Her ne kadar
bazı araştırmacılar, ateizmin bir inanç olarak görülmesine karşı çıksalar da (Smith, 1979, s.
1
İnançsızlık kavramının İngilizcede “unbelief” ve “nonbelief” olmak üzere iki karşılığı bulunmaktadır. Çoğun-
lukla, ABD kaynaklı yayınlarda “nonbelief”, Avrupa kaynaklı yayınlarda ise “unbelief” kullanılmaktadır.