69
bildirmiştir.
13
Yine aynı yıllarda Uygur âlimlerinden Burhan Kasımov bütün Orta Asya’da bir
milyon civarında Uygur’un yaşadığını yazmıştır. Bu Uygurların büyük kısmı Fergane Vadisi’ne
dağılmıştır. Abdullah Ruzbakiyev daha sonra bütün Sovyetler Birliği’nde yaşayan Uygurların 500
ila 700 bin civarında olduğunu yazmıştır. Yani Uygurların nüfusu hakkında Uygurlar arasında da
farklı görüşler mevcut idi. Ancak Sovyet hükümetinin istatistik verileri bu sayıyı çok düşük
göstermekteydi. 1924 yılında Özbekistan Sovyet Cumhuriyeti kurulduktan sonra, Fergane
Vadisi’ndeki çok sayıdaki Kaşgarlı Uygur Özbek olarak kaydedilmiştir. Rusya âlimi Sergey
Abaşin’in görüşlerine dayanacak olursak, Fergane Vadisi’ndeki bu çok sayıdaki Kaşgarlılar
Sovyetler Birliği’nin 1924 yılında başlayan Orta Asya’da milli cumhuriyetler kurma siyaseti
neticesinde Özbek etnik grubuna dâhil edilmiş, yeni Özbek milleti inşa etmek için kullanılmıştır.
Fakat 1926 yılındaki Sovyetler Birliği’nin nüfus araştırmasında Uygur etnik grubu “Kaşgarlı”,
“Tarançı” ve “Uygur” şeklinde üç isimle kaydedilmiştir. Ama 1937 yılındaki araştırmada sadece
Uygur adı kullanılmıştır.
14
Sovyetler Birliği’ndeki Uygurlar hükümet istatistik verilerinde nüfus
sürekli az gösterilmiştir. Bunun çeşitli sebepleri vardır. Sovyetler Birliği’ndeki Uygurların
azalmasında temel sebep milli siyasetle birlikte, Uygurlar ile Özbekler arasında etnik farkın büyük
olmamasıdır. Bunun dışında yine 1932-1933 yıllarındaki açlık felaketi, 1937 yıllarındaki tasfiye
hareketi ve 1941-1945 yıllarındaki Sovyet-Alman savaşı da Uygurların azalmalarındaki önemli
sebeplerdendir. Mesela Kazakistan 1947 yılında Kazakistan komünist partisi birinci sekreteri
Cumabay Şayahmetov Kazakistan’da Uygur otonom bölgesi kurulmasıyla ilgili Moskova’ya
gönderdiği raporda Uygurlarının sayısını 23,0000 olarak bildirmiştir
15
.Bu rakam 1937 yılındaki
rakamdan oldukça düşüktür. Elbette Kazakistan Uygurlarının sayısının azalmasındaki diğer bir
sebep de 1932-1933 yıllarındaki açlık felaketi döneminde çok sayıdaki Uygur’un Yedisu
bölgesinden ili Vadisi’ne göçüp gelmesi ve kendi memleketlerine geri dönmemeleridir. İşte bu
çeşitli sebeplerden dolayı Sovyetler Birliği’nin 1950’li yıllardaki nüfus verilerine göre Sovyetler
Birliği topraklarındaki bütün Uygur ahalisinin nüfusu ancak 100,000 etrafında kalmıştır.
Sovyetler Birliği’ndeki Uygurların tekrar çoğalması 1954-1962 yıllarındaki göçlerle
gerçekleşmiştir. Uygurların Yedisu grubu bünyesine Uygur ilinin Kaşgar, Aksu, Urumçi, Atuş ve
diğer bölgelerden gelen Uygurlar da katıldılar. Taşkent ve Fergane vadisindeki Uygurların
terkibine İli bölgesinden gelen İli Uygurları da katıldı.
2. Uygurların Milli Kimlik Süreci
1954 -1962 yıllarındaki geniş çaplı göç neticesinde Orta Asya cumhuriyetlerindeki
Uygurların sayısı birden bire arttı. Bununla birlikte Uygurların milli kültürü, dil ve yazısı, örf
adetleri, sanatı ve diğerlerini kapsayan milli kimliği güçlendi ve gelişti.
1954 – 1962 yıllarındaki geniş çaplı göç sonucunda Özbekistan ve Kırgızistan’daki çok
sayıda yerli Uygur kendi milli kimliklerini yeniden kazanmıştı. Kırgızistan’ın Oş, Calal Abad,
Frunze, Karakol, Tokmak gibi şehirlerindeki Uygurların bir kısmı o dönemde milli kimliğini Özbek
diye değiştirerek Özbekleşme sürecini yaşamış ve bundan dolayı sayıları çok az kalmıştı. Kendi
kimliğini gizleyen Uygurlarla yeniden göç edip gelenler birleşince, Kırgızistan Uygurlarının sayısı
birden bire çoğaldı. Özbekistan Uygurları o dönemde hemen hemen Özbekleşmiş, kendi milli
kimliğini tamamen kaybetmişlerdi. Etnik kimliğini kaybetmeyenler ile yeni göçüp gelenlerin
birleşmesi neticesinde Uygur topluluğu resmi olarak tekrar şekillendi. Böylece Uygur kültürü yeni
bir gelişim sürecine girdi.
13
A. Rozibaqiyév, M.Rozibaqiyéva, Uyğur Xelqiniñ Munewwer Perzendi (Uygur Halkının Münevver Evladı), Almuta,
Qazaqistan, 1987-yili, 48-bet.
14
Nebijan Tursun, Perğane Wadisidiki Yoqilip Ketken Xelq-Uyğurlar (Fergane Vadisinde Kaybolan Halk: Uygurlar),
Hacettepe Üniversitesi Bildiriler Kitabı, 2013. Ayrıca bkz. Ankara. www.misranim.com.
15
Uygurskaya avtonomiya v SSSR. http://www.zonakz.net/blogs/user/rabochij/9903.html.
70
Kazakistan’daki, Uygurlar kolhozlar, köy-yayla ve şehirlerde toplu olarak yaşadıkları için
kendi kimliği, eğitim ve kültürünü diğer cumhuriyetlere nazaran daha iyi korumuşlardır. 1950’li
yıllarda Sovyetler Birliği topraklarındaki Uygurlar arasında sadece Kazakistan Uygurları Sovyet
Uygur kültürünün sembolü olarak varlığını korumuşlardır.
Sovyetler Birliği döneminde Sovyetler Birliği topraklarındaki bu Uygurlara genellikle
“Sovyet Uygurları”, onların edebiyatına “Sovyet Uygur edebiyatı”, “ onların arasından çıkan
âlimlere “Sovyet Uygur alimi” denmiş, Sovyet Uygurları bu namlarla Uygur ilindeki Uygurlardan
tefrik edilmiştir. Sovyetler Birliği yıkılıp bağımsız cumhuriyetler ortaya çıktıktan sonra “Sovyet
Uygurları” denen ortak nam yok olup, Uygur diasporası çeşitli cumhuriyetler arasında bölünmüş,
böylece her biri farklı gelişim sürecine girmiştir.
Gerçi Yedisu ve Fergane bölgesindeki söz konusu iki grup Uygur günümüzde Orta
Asya’daki dört cumhuriyete bölünüp bir bütün Uygur milletinin ayrı diasporasını şekillendirmiş ise
de, Uygurların büyük bir kısmını teşkil eden Fergane grubu yerli halklar arasında hemen hemen
eriyip bitmiştir. Bu bölgedeki kalıntı Uygur grupları da devamlı erime sürecini yaşamaktadırlar.
Andıcan gibi bölgelerde bugün belli sayıda Uygur topluluğu olsa da, ana dilini unutmuştur. Dil ve
etnik özellik bakımından Özbeklerden farksız bir durumdadır. Ancak Özbekistan’daki Uygur
topluluğu 1955 yılından 1962 yılına kadar olan zaman zarfında Uygur ilinden göç edip gelenlerden
teşkil edilmiştir. Kazakistan’dan bu cumhuriyete çalışma sebebiyle gelip yerleşen Uygurların esas
kısmı Taşkent şehrine toplanmış, kendi milli kimliği ve milli kültürünü belli ölçüde korumuş ise de,
yeni nesillerin değişmesiyle bu cumhuriyetteki Uygur milli kimliği yavaş yavaş zayıflamaya
başlamış, Özbekleşme sürecine girmiştir.
Uygurların Kazakistan ve Kırgızistan’ı kendi içine alan Yedisu grubu ise kendi milli
kimliğini, kültür ve eğitimini, edebiyat ve sanatını, müziklerini, örf ve adetlerini iyi korudu.
Bununla birlikte bunları belli bir dereceye kadar geliştirerek bir bütün olan Uygur milli kimliğinin
ve Uygur kültürel kimliğinin Merkezi Asya bölgesindeki temsilcileri olarak önemli rol oyandı. Bu
grubun Kazak ve Kırgız gibi yerli halklar arasında eriyip gitme hadisesi pek görülmedi. Ancak,
bundan sonraki gelişmelerin gidişatını incelemek oldukça önemlidir. Elbette, Kırgızistan
Uygurlarının 1954-1962 yılları arasında göçüp gelenlerinin arasında çok sayıda Kaşgar ve Atuş
gibi yerlerden gelenler de vardı. Bunlar önce İli vadisine, sonra İli’den Sovyetler Birliği tarafına
geçmişlerdi. Bu grubun kendilerini Tarançilar veya Yedisululardan farklı görme eğilimi de vardı.
Ancak, şimdi bunun gibi eğilimler esasen bitmiştir.
3. Orta Asya Uygur Kültürünün Gelişim Aşamaları
Orta Asya bölgesindeki Uygurların 20. asırdaki kültürel gelişimini devlet yapısına göre
Çarlık Rusya dönemi, Sovyetler Birliği dönemi ve Bağımsız Cumhuriyetler dönemi şeklinde üçe
ayırmak mümkündür. Bu üç devrin kendine has karakteri, özellikleri, gelişim süreci vardır.
Birinci dönem: Çarlık Rusya Dönemi (1865-1917 yılları)
1876’da Çarlık Rusya’sı Türkistan bölgesini tamamen işgal ettikten sonra, Orta Asya
bölgesini merkezi Taşkent'te olan Türkistan Genel Valiliği'nin askeri ve idari yönetim dairesi
içinde idare etmiştir. Ta ki 1917 yılında, Ekim İhtilali sonucunda Çarlık rejimi yıkılıp hakimiyet
Bolşeviklerin eline geçene kadar olan zaman zarfında Çarlık Rusya hükümeti Türkistan’ı kendi
ham madde üssüne dönüştürerek Taşkent gibi yerlerde küçük çaplı hafif sanayi üslerini kurdu. Bir
de demir yolu inşa ederek Türkistan'ı Rusya’nın iç kısımlarına bağlama girişiminde bulundu.
Rusya’nın ticaret ve sanayi burjuvazisinin Türkistan’daki ham maddeye olan ihtiyacı, onları
Taşkent gibi şehirlere çağdaş Avrupa medeniyeti, sanayi araç gereçlerini getirmeye, Avrupa
tarzındaki okulları açıp yerli halk çocuklarını belli derecede eğitmeye mecbur bıraktı.