Hunlar ve Xiongnu
195
gereken dönem V. yüzyıldır. Bunların ortaya çıkışı, Soğd Ülkesi’ndeki Hun varlığı hakkındaki Çin
ve Bizans metinlerinden bağımsız bir tarzda olduğunu doğrulamaktadır: Çin kaynakları
tarafından Xiongnu, Bizans kaynakları tarafında da Hun olarak nitelenen miladi V. yüzyıldaki
Kidarit hanedanı altında yaşanan Soğd dinamizmi Xwn önadının Soğd onomastiğinde
görünmesi için gerçekten ideal bir bütünlük oluşturmaktadır. Kanaatimce Soğdlu Xwn’lar Soğd
Ülkesi’ndeki Kidarit hanedanı hâkimiyetinde ortaya çıktılar ve 460 yılından evvel adlarını
Yukarı-İndüs kayalıklarına kazıdılar. Eftalitlerin, Soğd Ülkesi’ni geçitlerden ayıran Baktriya’daki
ani yayılmaları bu yolu kesmiştir.
Diğer Çin, Ermeni, Asur, Bizans ve Hint metinleri uzun zamandan beri bilinmektedir.
Bununla birlikte, gerçekte Çin kaynaklarının V. yüzyılın başlarında Ruanruan’ın uzak
kuzeydoğusunda, yani Altay civarında, Xiongnu’ların“torunlarından kalanlardan”
(Weishu 103.2290) bahsetmesi üzerine yapılan değişik yeni yorumlamalara çok
az dikkat edilmiştir. Burada bilgilerin niteliğinde tartışılacak bir şey yoktur:
Weishu
, Xiongnu
teriminin kullanımında oldukça tutumlu davranmaktadır
15
ve bu Xiongnu’lar, Ruanruan’ların
komşularının listesi içinde tek olanlardır. Öyle ki bu bilgi oldukça önemlidir: Bu bilgi, geçen II.
yüzyılda Kuzey Hunları hakkında bilgi veren herhangi bir kaynağın yokluğunda, tek başına
sadece Hunların, Xiongnu’ların eski topraklarından başlayan göçleri hipotezine karşı çıkmak
için kullanılan başlıca argümanların birini yıkmıştır. Xiongnu’lar gerçekte oldukça kuzeyde, Çin
kaynaklarının görüldüğü sahanın oldukça ötesinde yaşamaya devam etmişlerdir. Bunlar burada
bir imparatorluk kuramamışlar ve eski Xiongnu’ların varisleri hâline gelmişlerdir, böylece siyasi
kabile kimliği korunmuştur.
Bilinmesine karşın, diğer bir bilgi kaynağı,
Weishu
102.2278-9, hak ettiği itibarı
görmemiştir: Eftalitlerin Altay’dan (
) İç Asya’ya 360-370 yılları civarında göç etmiş
oldukları söylenmiştir:
“Büyük Yüezhi’nin ırkından olan Yeda ülkesinin Gaoju’ların diğer bir kolu oldukları da
söylenmektedir. Bunların kökeni Sai’nin kuzeyindeki bir bölgeden gelmektedir. Altaylardan
güneye doğru hareket ederek Hotan’ın batısına yerleştiler, başkentleri Maveraünnehir’in 200
li’den fazla güneyinde,
Chang’an
’a ise 1100 li uzaklıktadır.
,
,
,
,
,
,
,
.
15
Bu metinde terimin kırk kadar yerde geçtiğini görmekteyiz. Bunların da büyük bir kısmı Güney
Xiongnuları veya Hun dönemi ile retorik mukayesesi ile alakalıdır. Güneyin dışında kalan çağdaş Xiongnu
bahisleri çok nadirdir. 102. ve 103. bölümlerde batı ve kuzey ülkelerine adanan bu terimden sadece 3 tane
vardır; bu da coğrafi olarak eski Xiongnu İmparatorluğu’nun sınırları demektir: Bunlardan birine (103.2290)
yukarıda değinilmiştir; ikincisi ise Soğd Ülkesi’nin Xiongnu’lar tarafından fethinden bahseden meşhur
parçada geçmektedir (102.2270), üçüncüsü ise Eftalitler, Hunlar ve Bizanslılar ile olan mücadeleleri tasvir
etmektedir: “
Bilahare İran Kralı Perozes, Akhunlar olarak adlandırılan Eftalit Hun ulusunun sınırları ile
alakalı bir savaşa girdi, heybetli bir odu hazırladı ve onların üzerine yürüdü. Eftalitler adlarının yanı sıra
gerçekte Hun asıllıydılar (
); bununla birlikte
onlar bizim bildiğimiz Hunların hiçbiri ile karışmamaktadırlar
” [Procope 1914: 13-15].
Özgür Yılmaz
196
Togdian’ın sıklıkla koruduğu Wei-shu’nun orijinal metninden hareket ederek buraya
eklediği şey, Altaylardan hareketin (452-466) tarihlerinden önce, Wenchengdides Wei’nin
hâkimiyetinden 80-90 sene evvel gerçekleştiğidir.
,
°
16
4. Bir Yeniden İnşa Teklifi
Yukarıda verilen bilgilerden hareketle ve bunları dikkatli bir şekilde kullanarak bir yeniden
inşa ortaya koymanın zamanıdır: Burada mümkün olduğu kadar sadece gerçeğe yakın bir
sonuca götüren çok sayıda verinin çok basit bir tarzda dikkate alınması söz konusudur.
Bana göre Hun siyasi kimliği altında birleşen bir grup kabile 350-360 yılları arasında
Altay dağ kollarından pek çok dalga halinde hareket etmiş ve bunların bir kısmı kendilerini
Sirderya’ya, diğer bir kısmı ise Volga taraflarına atmıştır.
Pek çok hadise Avrupa’da olduğu gibi İç Asya’yı işgal edenlerin kesinlikle Altay Bölgesi ile
bağlantılı olduğunu göstermektedir. Altay, doğuda, biçim değiştirmiş pek çok Hun kazanının
büyük oranda yığıldığı ve Macaristan Hunlarının kazanlarının doğrudan tek prototipi olan
kazanların olduğu yerdir. Şüphesiz Eftalitlerin de hareket ettiği yer Altay’dır. Bu yer Çin
kaynaklarında V. yüzyılın başlarında halen daha “Xiongnu’ların torunlarının kalanlar” olarak yer
almaktadır. Nihayetinde İç Asya’daki tahribatlar kuzey ve doğu taraflarından gerçekleşmiştir.
Sir-derya’nın nüfusu güneye ya da Kafkasya istikametine doğru sığınmıştır.
17
Kronoloji de aynı şekilde birbiriyle uyumludur: Sir-derya seramiklerinin Sogd Ülkesi’nde
yayılması, İç Asya’daki tahribatların birbirini takip eden ayrı olaylar şeklinde değil de bir
bütünlük oluşturduğunu göstermektedir; 350 tarihinden itibaren Sasaniler ülkelerinin
kuzeydoğu sınırında Chionit denilen ve İranlı olmayan (ölü yakma geleneği olan) düşmanlarla
karşılaştılar. 452 tarihinden 80-90 sene evvel, yani 360-370 yılları civarında Eftalitlerin bir
kısmını oluşturduğu kabileler Altay bölgesini güney ve İç Asya istikametinde terk ettiler; en
geç 370 yılında Hun kabileleri Volga ve Don nehirleri arasında ortaya çıkmıştır.
18
Son olarak bu kabilelerin Hun kimliğinde şüphe yoktur; aynı zamanda taşıdıkları isimden
dolayı da İç Asya hakkındaki metinlerde olduğu gibi Avrupa’da da genel bir ismin olasılığı saf
16
193. bölüm, ss. 1040, YedaGuo.
17
Değişik noktalardan başlayan bir göç düşüncesine dayanan diğer yeniden inşalar üstesinden
gelinemeyen bazı zorluklarla karşılaşmaktadır. Sovyet görüşü uzun bir süre Hunların Xiongnu’ların
torunları olduklarını; fakat Xiongnu’nuzun bir zaman önce Ural’ın güneyine göç ederek IV. yüzyılda
güneye doğru inmeden önce Ugriç halkıyla kaynaştığı savunmuştur.[bu konudaki referans [Maenchen-
Helfen 1973: 447. N.21]. Ayrıca bk. L. N. Gumilev,
Xunnu
, Moscou, 1960, böl. 15. Bu yeniden inşa genel bir
ismin tuzağına düşmemekte ve İç Asya’da Hunların varlığını açıklayabilir niteliktedir: Muhtemelen
kuzeybatıdan gelen Hun grupları tarafından gerçekleştirilen bir İç Asya fethi düşünülebilir. Fakat bu
bağlamda neden Macaristan’daki kazanların Ural tipi ile tamamen aynı olmadığını; buna karşın bu
kazanların Urumçi ya da Altay’da bulunan örneklere çıktığını anlamak ve nihayetinde öne sürülen işgalin
tersine, Aşağı Sir-Derya seramiklerinin Kafkaslardaki varlığını açıklamak oldukça zordur. Diğer bir zorluk
da Çince metin Eftalitlerin Altay’dan çıkışlarını 360 yılında vermesidir. Hareket noktasını yolun ortasına,
Sir-Derya veya Semirec’e’deki Kazak steplerine koymak hiçbir şeyi çözmez. Arkeoloji gibi
Weilue
de
Xiongnu’ların III. yüzyılda bu bölgedeki önemsiz varlığı görmeyi yasaklamaktadır [Chavannes’teki
tercümesine bakınız 1905]. Dzety-Asar kazılarında bulunan ve milattan önceye tarihlenen minyatür
Xiongnu kazanlarına dikkat çekiyoruz. Bk. [Levina 1996: 188].
18
Burada mesafenin bir önemi yoktur. Senede sadece 6 ay seyahat ederek, batıya doğru günde 2
kilometre gidilerek Altay bölgesi ile Volga arasını kat etmek için sadece beş sene gerekmektedir.
Hunlar ve Xiongnu
197
dışı bırakılırsa bu kimliğin anlamı üzerinde hemfikir olmak gerekir. Diğer taraftan Çin kaynağı
bir taraftan Altay yakınlarında bir göçebe grubunun, II. ve V. yüzyıl arasında Çin kaynaklarının
görüldüğü sahanın oldukça uzağında Kuzey Xiongnu’larının siyasi varisleri olduklarını iddia
etmeye devam ettirdiklerini göstermektedir. Xiongnu kazanlarının bu bölgedeki yoğunluğu ve
bunların ritüel kullanımının sürekliliği kısmen bu mirasın dini de olduğunu göstermektedir. Bu
Altay göçebeleri yalnızca dağılmış olan Xiongnu’ların küçük bir kuşağının soyundan ya da
aksine daha önemli gruplardan gelmiş olmalıydılar. Bu kabileleri bir federasyon hâline getiren
Xiongnu’ların bu politik ve kültürel kimliğiydi. Steplerde dilin ve kan bağının çok fazla
ehemmiyeti yoktur.
KAYNAKÇA
ALRAM M. [1996]. “Alchonund Nezak. Zur Geschichtederiranischen Hunnen in Mittelasien”,
La Persia
e l'Asia Centrale da Alessandro Magno al X secolo
, (Attidei Convegni Lincei, 127), Roma, ss. 519-554.
ALRAM M. [2002]. “A Rare Hunnish Coin Type”,
Silk Road Art and Archaeology
, vol. 8, ss. 149-153.
AMMIEN Marcellin [1968-1977].
Histoire
, Paris: LesBellesLettres.
BAILEY H. W. [1954]. “Harahuna”,
Asiatica
. Festschrift Friedrich Weller. Zum 65. Geburtstaggewidmet,
Leipzig, ss. 12-21.
BAILEY H. W. [1985].
Indo-Scythian Studies being Khotanese texts, VII
, Cambridge: Cambridge
University Press.
BURJAKOV Ju. F. [1991]. “A propos de l'histoire de la culture de la région de Tashkent au 1er
millénaire avant notre ère et au Ier millénaire de notre ère”,
Histoire et cultes de l'Asie centrale
préislamique: Sources écrites et documents archéologiques
, ed. P. Bernard, F. Grenet (éd.), Paris:
CNRS, ss. 197-204.
CHAVANNES E. [1905]. “Les Pays d'Occident d'après le Wei Lio”,
T'oung Pao
, série II vol. VI, ss. 519-
571.
DAFFİNÀ P. [1969]. “Chih-chih Shan-YO”,
Rivistadegli StudiO rientali,
vol. XLIV-3, ss. 199-232.
DAFFİNÀ P. [1994]. “Stato presente le prospettive della questione unnica”, Attila. Flagellumdei?,ed. S.
Blason Scarel Roma: Studia Historica, ss. 5-17.
ENOKI K. [1955]. “Sogdiana and the Hsiungnu”,
Central Asiatic Journal
, vol. 1, ss. 43-62.
ERDY M. [1994]. “An Overview of the Xiongnu Type Cauldron Finds of Eurasia in Three Media, with
Historical Observations”,
Archaeology of the steppes
, ed. B. Genito, Napoli, ss. 379-438.
GRENET F. [1989]. “Les 'Huns' dans les documents sogdiens du mont Mugh”,
Etudes Irano-aryennes
offertes à Gilbert Lazard
, (Cahier de StudiaIranica, 7), ss. 165-184.
GRENET F. [1996]. “Crise et sortie de crise en Bactriane-Sogdiane aux IVe-Ve s. de n.e.: de l'héritage
antique a l'adoption de modelés sassanides”,
La Persia e l'Asia Centrale da Alessandro al X secolo
,
(Atti dei Convegni Lincei, 127), Roma, ss.367-390.
GRENET F. [2002]. “Regional Interaction in Central Asia and North-West India in the Kida rite and
Hephtalite Period”,
Indo-Iranian Languages and Peoples
, (Proceedings of the British Academy 116),
ed. N. Sims- Williams, London, ss. 203-224.
HENNING W. B. [1948]. “The Date of the Sogdian Ancient Letters”,
Bulletin of the School of Oriental
and African Studies
, vol. XII3/4,ss. 601-615.
HEWSEN R. H. [1992]. The Geography of Ananias of Sirak (ASXARHAC'OYC'). The Long and the Short
Recensions, (Beiheftezum Tübinger Atlas des Vorderen Orients, ReiheB (Geisteswissenschaften), 77),
Wiesbaden: Reichart.
Özgür Yılmaz
198
DE LA VAISSIERE E. [2002]. Histoire des marchands sogdi ens, (Memoires de II’HEC, 32), Paris.
DE LA VAISSIERE E.-RIBOUD, P. [2003]. “Les livres des Sogdi ens”,
Studia Iranica
, vol. 32-1, ss. 127-136.
LEVINA L. M., Etnokul'turnajaistorija Yostocnogo Priaral’ja.I tysjaceletie do n.e.-I tysjaceletie n.
e.,Moscow: Vostocnaja Literatura RAN
LEVY S. [1905]. “Notes chinoises sur l'Inde. V Quelques documents sur le bouddhisme indien dans
l'Asie centrale”,
Bulletin de l'Ecole Françoise d'Extrême-Orient
, vol. V,ss. 253-305.
MAENCHEN-HELFEN O. [1944-45]. “Hunsand Hsiung-nu”,
Byzantion
, vol. 17, ss.222-243.
MAENCHEN-HELFEN O. [1955]. “Pseudo-Huns”,
Central AsiaticJournal
, vol. 1, ss. 101-6.
MAENCHEN-HELFEN O. [1961]. “Names of the Hiung-nu”,
Central Asiatic Journal
, vol. 6, ss. 249-261.
MAENCHEN-HELFEN O. [1973].
The World of the Huns. Studies in Their History and Culture
, Berkeley:
University of California Press.
MARSHAK B.,RASPOPOVA, V. [1990]. “Les nomades et la Sogdiane”, Nomades et sedentaires en Asie
centrale.
Apports de l'archeologie et de l'ethnologie
, ed. H.-P. Francfort, Paris: CNRS, ss. 179-185.
PARLATO S. [1996]. “Successo euroasiatico dell’etnico ‘Unni’”,
La Persia e l’Asia Centrale da
Alessandro al X secolo
, (Atti dei Convegni Lincei, 127), Roma, ss. 555-66.
PROCOPE [1914].
Histoire des guerres: The History of the Wars
, I, ed.-terc. H. B. Dewing, Cambridge:
Harvard University Press.
SEDOV A. V. [1987].
Kobadiannaprorogerannegosrednevekov'ja (KobadianauseuilduHautMoyen-Age
),
Moscou :Nauka.
SEMENOV G. L. [1989]. “Sogdijskijgorodv rannemsrednevekov'e: formirovanie plana”,
Itogirabotarxeologiceskixekspedicij Gosudarstvennogo Ermitaza,
ed. G. Smirnova Leningrad, ss. 128-
140.
SHIRATORI K. [1928]. “A Studyof Su-t'e, or Sogdiana”,
Memoirs of the Research Department of the
Toyo Bunko
, vol. 2, ss. 81-145.
SIMS-WILLIAMS N. [1989-1992].
Sogdian and other Iranian Inscriptions of the Upper Indus, I-II,
(Corpus Inscriptionum Iranicarum, II/III)
, London: School of Orientaland African Studies.
SIMS-WILLIAMS N. [1997].
New Light on ancient Afghanistan. The Decipherment of Bactrian
, London:
School of Oriental & African Studies.
SIMS-WILLIAMS N. [2002]. “Ancient Afghanistan and its Invaders: linguistic evidence from the
Bactrian documents and inscriptions”,
Indo-Iranian Languages and Peoples
, (Proceedings of the
British Academy, 116), ed. N. Sims-Williams, Londres, ss. 225-242.
SINOR D. [1990]. “The Hun Period”,
Cambridge History of Early Inner Asia
, ed. D. Sinor, Cambridge,
ss.177-205.
TONGDIAN [1995].
par DuYou
, Changsha, Yuelushushe.
WEI SHU [1974].
par WeiShou
, Zhonghuashuju, Beijing.
YÜ, Ying-shih [1990]. “TheHsiung-nu”,
Cambridge History of Early Inner Asia
, ed. D. Sinor, Cambridge,
ss. 118-149.
ZEIMAL’ E. V. [1983]. “The Political History of Transoxiana”,
Cambridge History Of Iran
, 3/1: The
Seleucid, Parthian and Sasanian Periods, Cambrige: Cambrige University Press, ss. 232-262.
ZURCHER E. [1972].
The Buddhist Conquest of China
, (Sinica Leidensia, XI), 2 vol., 2. Ed. Leiden: Brill.
Dostları ilə paylaş: |