15
bale bölümü öğrencileri halka şeklinde bir koreografi
oluşturmuşlardır. Piyano abartılı çalınarak korkunç bir
gürültü salonu kaplamıştır. Salon hızlıca boşaltılmıştır.
Sanatçı “Haykırma” adını verdiği bu olayda profesyonel
oluşumların yerine arkadaşlarının anlık hareketlerini
doğaçlamalarını kullanmıştır. Türkiye’de happeningin
ilk örneği olarak 1988 yılı 30 Aralık günü yapılan bu olayı
gösterebiliriz.
1996 yılı sonuna kadar Tönel’in çeşitli mekanlarda
oluşturduğu sanatsal eylemler happening olarak tespit
edilmiştir. 1989 ve 1996 yıllarında Tönel izleyicileri yara-
tıcı tepkiler verme yönünde harekete geçiren teknikler
geliştirir. Tönel Happeninglerini tek kullanımlık ögelerle
yapar ve çok nadir olarak videoya kaydeder. Sanatı,
alınıp satılan bir mal olmaktan çıkartmak, deneyimle-
nen bir şeye dönüştürmek de onun Dadacı tavrını ortaya
koymaya yeterlidir.
Happening türünün dünyada gelişme göstermediği
yıllarda Tönel, Türkiye’de olaylar zincirini sürdürüyordu.
Tönel, Happeninglerini sanat galerilerinde, metroda,
caddelerde sergilenmesinin seyirci ve oyun arasındaki
engeli yıkarak belki de yeni bir tiyatro kavramı geliş-
tireceğine inanıyordu, sanatın geleneksel sergilenme
mekanlarını kullanmayarak da bir Karşı Sanat duruşu
sergiliyordu. Klasik sahne düzeninden uzakta açık
biçimlerin deneyimleneceği gösteri sanatlarına eğilim-
liydi.
52 Saatlik happening
Tönel ilk happeningin üzerinde 10 ay geçtikten sonra
3 Ekim 1989 tarihinde, “52 saatlik happening” olarak
kayıtlara geçen İstanbul Eyüp’teki Feshane binasında
açılan “Seretonin 1” sanat etkinlikleri kapsamında,
arkadaşı Özgür Kemertaş ile birlikte “Hattersley Model
Dokuma Makinesini İyileştirme Çabası” adlı kullanıl-
mayan bir dokuma makinasını hayata döndürme amaçlı
bir happening gerçekleştirir. Happening her gün saat
17.00 - 21.00 arasında devam ederek ve 15 ekim saat
21.00’de toplam 52 saate ulaşır.
1988’den sonra çeşitli çevresel düzenlemeler gerçek-
leştiren Tönel’in örneğin, 1989 Eyüp Feshane’deki
dokuma makinesini bozup yeniden onarmış, ama bu kez
parçalarını biraraya getirmeyi beceremeyip, demirden
bir korsan gemisine dönüştürmesi, makinayı yeniden
üretilemez ve ikinci kez tekrarlanamaz bir forma dönüş-
türmüştür.
Tönel’in Happening’leri, kısa senaryolu etkinlikler
şeklinde devam eder. Tönel için ilk zamanlarında bir
Happening, bir oyun, bir macera ya da bir dizi etkinlikti.
Tönel Happening’lerin ortaya çıkıveren anlık olaylar
olduğunu söyler. Happening’lerde belli bir yapıyı izleyen
başlangıç, gelişme ve son olmadığı gibi, sanatçı ve
izleyici arasında bir ayrım ya da hiyerarşi de yoktur.
Sanat yapıtını belirleyen seyircinin tepkisiydi ve bu da
her Happening’i tekrarlanamayan eşsiz bir deneyime
dönüştürüyordu. Happening’ler sanatçı ve izleyiciler
arasındaki duvarı yıkıyordu, katılımcı ve etkileşimliydi.
Böylece izleyiciler yapıtları sadece “okumuyorlar”, aynı
zamanda onunla etkileşime geçerek sanatın bir parçası
haline geliyorlardı. İzleyiciyi sanata dahil etmek onun
Epik-Brechtiyen hedeflerinden biriydi.
Tönel’in performansları sanat ve yaşamı kaynaştırmaya
çalışır. Happeningler aracılığıyla yaşam, sanat, sanatçı
ve seyirci ayrımı bulanık hale gelir. Happening sanatçı-
nın beden hareketleriyle, kaydedilen seslerle, yazılı ve
sözlü metinlerle ve hatta hayvanlarla dostça denemeler
yapmasını mümkün kılar.
Oku Oku Happeningi
Tönel, 27 Haziran 1992 tarihinde, İstanbul Atatürk Ki-
taplığı’nda “Oku Oku” isimli bir happening gerçekleştirir.
Hil Yayınevi’nden çıkan Melek Defteri (Nur Akalın) adlı
kitaptan 120 adet edinir ve belirlenen gün ve saatte kitap
okumak için kütüphaneye gelen 120 kişiye girişte bu
kitap hediye edilir. Tüm katılımcılarla birlikte aynı anda
yüksek sesle kitap senkronize bir şekilde okunmaya
başlanır. Koro başı Tönel’dir. 1 saat 7 dakika sonra kita-
bın tamamı katılan tüm okuyucuların kısılan sesleriyle
birlikte okunmuş ve mekan terkedilmiştir.
Ha ! Ha Happeningi
İstanbul Taksim Sanat Galerisi resim sergileriyle
meşhur bir mekandır. Tönel bu mekanın sergileme
duvarları dışında kalan orta alanındaki iç mekanında bir
happening düşü kurar. Açık sahne olarak hiç kullanıl-
mayan bu mekana Tönel kil çamurundan bir büst, bateri
zil sehpası, köpükten tualler, boya tüpleri, şövale, facit
marka bir daktilo ile gelir ve daha önceden akademili-
lerin haberini aldığı ve o anda toplandığı bu oluşumuna
başlar. Tönel happeninglerini gerçekleştirdiği mekanla-
rın azami izinlerini alarak yola çıkar hep, nitekim burada
olduğu gibi sergi alanının izni Hilmi Yavuz’un desteğiyle
resmileştirilmiştir.
Mekanda toplanan ve bugüne kadar duvarlardaki resim-
lere bakarak ziyaret ettikleri mekanda sadece “Ha, ha”
heceleri ile konuşan bir oyuncu ile karşılaşır seyirciler.
Sanat galerilerinin resmiyetinden uzak, birbirleriyle
iletişim problemi yaşayan bireylerin içinde bulundukları
çıkmazı ironikleştirmek, iletişim farkındalığı oluştur-
mak düşüncesiyle happening sürmektedir. Bir anda
söylenen ha,ha heceleri seyirciler tarafından yüksek
sesle tekrar edilmeye başlanır. Seyirciden yükselen her
ses Tönel’in yeni bir eyleme geçmesine neden olur; “bir
anda resim yapmaya, bateri ziline vurmaya, kil çamu-
rundan heykel yapmaya devam eder...” (22 Nisan 1992)
Dada Happeningi
İstanbul’un Fatih semtinde bulunan Karikatür ve
Mizah Müzesinin avlusunda çok şirin bir havuz vardır. Bu
tarihi havuzun içinde, Turkish Kebap yenir, Kıbrıs kıta
sahanlığı konuşulur, teneke trampet konseri verilebilir
mi? Tönel için pekala evet bu mümkün.