118
karşılık erkeklerin % 37,1’i, kadınların % 55,4’ü Kesinlikle katılmıyorum cevabını
vermiştir.
Elimizdeki verilerden de anlaşılacağı üzere sevgi faktörü maddiyat faktörüne
göre yabancı evlilikleri daha fazla artıran ve güdüleyen bir etken olarak
görülmektedir. Yabancı evliliklere olan olumlu yaklaşımın temelinde sevgi faktörü
yatmaktadır. Özellikle kadınlar için maddiyat yabancı evliliklerde daha az tercih
sebebi olurken, erkekler için sevgi faktöründe olduğu kadar yüksek olmasa da etkili
bir unsur olarak öne çıkmaktadır. Bu çapraz tabloda uyguladığımız x
2
testine göre
elde edilen bilgiler ışığında cinsiyet ile “Eğer zengin olursa farklı dinden bir insanla
evlenebilirim” yargısı arasında istatistiksel açıdan anlamlı bir ilişkinin ortaya çıktığı
anlaşılmaktadır (p<0,001).
119
SONUÇ VE ÖNERİLER
Turizmin yerel kültür üzerindeki etkilerinin belirlenmesine yönelik yapılan
“Turizm Bölgesinde Yaşayan 18-25 Yaş Arası Gençlerin Dinî Tutum ve
Davranışları: Kuşadası Örneği” isimli araştırmamız, turizm faaliyetlerinin yoğun
olarak yaşandığı Aydın ilinin Kuşadası ilçesinde gerçekleştirilmiştir. Gençlere
yönelik yaptığımız araştırmamızda, çok kültürlülüğün hâkim olduğu turistik
merkezlerden biri olan Kuşadası’nda gençlerin yerel kültüre ve dini değerlere ne
ölçüde sahip olduklarını incelemeye çalıştık. Turizmin gelişmesiyle birlikte, söz
konusu turistik destinasyonda bir takım değişiklikler göze çarpmaktadır. Bu
değişimin gençlerdeki yansımasını araştırmamıza temel problem olarak aldık.
Çalışmamızda ilk olarak, araştırmanın problemi, amacı, önemi, hipotezleri ve
sınırlılıkları ele alınmıştır. Birinci bölümde, turizmin tanımı, türleri ve genel olarak
toplumlar üzerindeki etkileri ile sosyolojik yönü üzerinde durulmuştur. Turistler ile
yöre halkı arasındaki ilişkiler ve bu ilişkilerin yerel kültür üzerindeki etkilerine
ilişkin literatür bilgilerine yer verilmiştir. Turizmin yerel kültür üzerindeki etkileri
dini inanç ve davranışların değişmesi, ahlâki değer ve davranışların değişmesi,
yabancı yaşam biçimlerinin benimsenmesi, turizmin yöre halkının kendi kültürünün
bir parçası haline gelmesi açılarından incelenmiştir. Ayrıca bu bölümde gençliğin
psikolojik yapısını ve çevresel etkilere açık oluşunu da ele alıp inceledik. İkinci
bölümde araştırmamızın uygulama alanı olan Kuşadası ilçesi hakkındaki bilgilere ve
turizm verilerine yer verdikten sonra uyguladığımız anket sonuçlarını ve analizleri
inceledik.
120
Araştırmamıza konu olan 18-25 yaş arası gençlerin dini tutumları hakkında
sormuş olduğumuz sorulardan elde ettiğimiz bulgulara göre gençlerin dini
tutumlarının çok yüksek olmadığını görebilmekteyiz. İnanç boyutu yüksek olmasına
karşın uygulama yüzdelikleri düşük çıkmıştır. Büyük çoğunluk dini konularda
hassasiyetlerinin olmadığını dile getirmişlerdir. İçkili ortamlara gidip, alkol kullanma
yüzdeleri de yüksek çıkmıştır. Turistlerin yaşam tarzlarına olan ilginin yüzdesi de
yine yüksek çıkmıştır. Gençler yabancı kültürlere özenerek, onlar gibi eğlence
kültürüne katılmaktadırlar. Bar ve disko gibi ortamlara gidip yabancılarla birlikte
eğlenmektedirler. Deniz turizminin merkezlerinden olan Kuşadası’nda gençler sahil
ortamlarında çok zaman geçirmektedirler. Bu konuda sorduğumuz sorularda
gençlerin büyük kısmı dini referans olarak almadıklarını belirtmişlerdir. Denize
giderken sahil seçiminde ya da yüzerken giyecekleri kıyafetlerin seçiminde dini
konuları dikkate alma oranı düşük çıkmıştır. Genel olarak inanç yüzdeleri yüksek
çıkmıştır. İmani konularda dini referans alma oranı yüksektir ancak sosyal hayat
içerisinde dini referanslara dikkat edilmemektedir. Her ne kadar araştırma
evrenimizdeki gençlerin kültürümüze tamamıyla yabancılaştığını söyleyemesek de
ciddi oranda kültürel kayıplar yaşanmaktadır. Özellikle turizmin yoğun olduğu yaz
aylarında gençlerin ahlaki ve dini değerlerinde ciddi zayıflıklar görülmektedir.
Ayrıca cinsiyet değişkenine göre ele aldığımız dini hayata yönelik tutumlarda
inanç düzeyinde bir farklılık ortaya çıkmadığı görülmüştür. Kadın ve erkeklerin dini
inanç ve uygulama yüzdelerinin eşit oranda olduğu tespit edilmiştir. Ancak turizm ile
ilgili bazı konularda anlamlı farklılığın olduğu da görülmüştür. Örneğin kadınların
yabancı evliliklere bakışı, erkeklere göre farklılık göstermektedir. Her iki örneklem
121
de evliliklere olumlu bakarken, kadınlar erkeklere oranla sevgi temelli evlilikleri
daha fazla tercih etmektedirler. Maddiyatın temel alındığı evliliklere kadınların
katılım yüzdesi düşük çıkarken erkekler sevgi temelli evliliklerde olduğu gibi
maddiyat temelli evliliklerde de yüksek yüzdeye sahiptir.
Sonuç olarak, kültürel anlamda koruma ve aynı zamanda gelişmeyi içeren
politikaların geliştirilmesinin yanı sıra kültürel turizmin öncelikli turizm politikası
haline getirilmesi kültürel bozulmaların önüne geçilmesinde önemli bir adım
olacaktır. Böylece öz değerlerden uzaklaşmadan gelişen turizm hareketleri ile hem
kültürel çekicilik sağlanabilecek hem de yerel inanç, değer, ahlâk ve yaşam
biçimlerinde değişmeler yaşanmayacaktır.
Turizmin, yerel kültür üzerindeki etkilerinin araştırıldığı bu çalışma kamu ve
özel sektöre hem bir bilgi hem de kaynak sağlamada yardımcı olabileceği gibi, söz
konusu olan etkilerin ortadan kaldırılmasında veya en aza indirilmesinde, olumlu
yönde katkıda bulunabilecektir. Bunun yanında bu çalışmanın belirli aralıklarla
tekrarlanarak yerel kültür üzerindeki etkisi belirlenmeli ve elde edilen sonuçlara göre
turizm gelişimine yön verilmelidir.
Dostları ilə paylaş: |