Sovyet tarih yazimi ve kazakistan tariHİNİn meseleleri



Yüklə 4,04 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə80/88
tarix06.05.2018
ölçüsü4,04 Kb.
#42953
növüYazi
1   ...   76   77   78   79   80   81   82   83   ...   88

KAZAKİSTAN TARİHİNİN MESELELERİ
187
PSRL, II, Voskresenskaya Letopisy, podgotoviil k izdaniyu A. İ. Tsepkov, 
Ryazan 1998.
PSRL, VII, Ermolinskaya Letopisy, podgotovil k izdaniyu A. İ. Tsepkov, 
Ryazan 2000.
Şahin, L., “Rusya Federasyonu’nda Ortaöğretim Ders Kitapları Üzerine 
Tartışmalar: Tataristan Örneği”, İdil-Ural Tarihi Sempozyumu (10-12 Ekim 
2011) Bildiriler, I: Türkçe Metinler, yay. haz. İ. Kemaloğlu, TTK Yayınları, Anka-
ra 2015, s. 221-258.



KAZAKİSTAN TARİHİNİN MESELELERİ
189
KAZAN TATARLARININ ETNİK KÖKENİ MESELESİ:
SOVYET TARİH YAZICILIĞININ ETKİLERİNE DAİR BİR 
DEĞERLENDİRME
Dr. Liaisan ŞAHİN*
Tarih nedir? Çok yalın bir şekilde tanımlarsak tarih, geçmiş olay-
ların toplamıdır. Bireysel düzeyde, yani bir bireyin psikolojisi açısın-
dan düşündüğümüzde geçmişe ilişkin anıların bilincimizin temelini 
oluşturduğunu görürüz. Yaşanan günlerin her biri zihnimizde belli bir 
iz bırakır; biriken izler, bunların anısı benliğimizi oluşturur. Bir bilim 
insanının dediği gibi: “Her bir anda, bundan önceki bütün anlarımızın 
toplamıyız, bütün tecrübelerimizin neticesiyiz. […] Geçmişi hatırlamak, 
kimlik bilincimiz için kritik bir öneme sahiptir: kim olduğumuzu bilmek 
var olduğumuzu tasdik eder”.
349
 
Bir kaza sonucunda hafızamızı, yani anılarımızı yitirdiğimizi tasavvur 
edelim. Tıbbi vakaların gösterdiği üzere, hafıza kaybına uğrayan insan-
ların benliği büyük zarar görür, bu tür hastaların duygusal yeteneklerini 
ve muhakeme güçlerini yitirerek toplumdan koptukları gözlenir.
350
 Bu 
bilgiler ışığında hafızamızın (geçmiş konusunda hatırladıklarımızın ve 
bildiklerimizin) benliğimizi var ettiğini söylemek doğru olacaktır.
Bireysel benliklerin hafızaya dayanmasına benzer bir şekilde kolektif 
benlikler de geçmiş algısına dayanır. Topluluklar geçmişte yaşanan-
larla ilgili olarak anılar biriktirir. Eski dönemlerde bu anılar sözlü tarih 
yöntemleri ile biriktirilir (rivayetler, efsaneler vs.), modern çağda ise 
yaşanan olaylar çeşitli vasıtaların yardımıyla kayda alınmaya başlar. 
Bu kayıtlar temelinde tarih bilimi doğar, yani geçmişin kayda alınması 
artık bir uzmanlık alanı haline gelir. Eskiden bir topluluğun hafızasını 
korumayı ozanlar üstlenmiştir, modern çağda ise bu rolü profesyonel 
tarihçiler üstlenir.
Tarihçilerin mesleklerini serbest bir şekilde icra etmelerine, hakikati 
aramalarına izin verilmezse, onların düşünsel dünyası belli bir ideolo-
jinin dar çerçevesi ile sınırlandırılırsa toplumsal hafıza kaybı yaşanır 
ve bu, bir çeşit travma haline götürür. Sovyet döneminde tarihçilik 
alanında yaşananlar bu duruma çarpıcı örnekler teşkil eder. Bu bil-
diride Kazan Tatarları örneği ele alınarak Sovyet tarihçiliğinin Kazan 
Tatarlarının tarihini nasıl tahrif ettiği ve bunun toplumsal sonuçları 

 Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü.
349 David Lowenthal, Past is a Foreign Country, Cambridge, NY: Cambridge University 
Press, 1985, s. 185; 197.
350 Age, s. 197-198.


SOVYET TARİH YAZIMI VE
190
anlatılacaktır. Bu konu Kazan Tatarlarının etnik kökeni ve buna bağlı 
olarak “Tatar” adı meselesi üzerinden ele alınacaktır.
“Tatar” Adının Tarihçesi
“Tatar” adı ilk olarak, 7.-12. yy. arasında Çin’in kuzeyinde yaşayan 
bazı göçebe kabile birliklerinin ismi olarak ortaya çıkmıştır. Orhon 
yazıtlarında (8. yy.) “Otuz Tatar” ve “Dokuz Tatar” adları geçer. Çin 
kaynakları, 9. yy.dan itibaren “Ta-ta” (“Da-da”) adını verdikleri büyük ve 
güçlü bir boylar topluluğundan söz eder. Bu boylar arasında, Çinlilerin 
Kara Tatar (Otuz Tatar) dediklerinin Moğol olduğu, Ak Tatar (Dokuz 
Tatar) dediklerinin Türk olduğu anlaşılmaktadır.
351
 Sık sık yaptıkları 
baskınlarla Çinlileri oldukça bunaltan bu savaşçı boyların adı, zamanla 
Çin’de “barbar”, “vahşi” anlamlarını kazanarak, Çin’in kuzeyinde yaşayan 
tüm kabileleri belirten genel bir ada dönüşür. Bu şekildeki kullanımı ile 
“Tatar” adı Çinlilerden Araplara ve İranlılara da geçer.
352
 11.-12. yy.a ait 
İslam kaynakları, Doğu Türkistan’ı ve Moğolistan’ı kapsayan bölgenin 
halkını “Tatar” adı ile anar. Kaşgarlı Mahmud’un sözlüğünde (11. yy.) 
bu bölgeye “Deşt-i Tatar” denir.
353
 
Rivayete göre, kendi kabilesine çok kötülüğü dokunan Tatarlara karşı 
Cengiz Han büyük bir kin beslemiş ve daha Moğol devletini kurma 
aşamasında Tatarları mağlup ederek (1202), onları büyük kırıma uğrat-
mış ve boylarını dağıtmıştır. Bundan sonra Tatarların kalıntıları, Moğol 
birliğini oluşturan halklar içinde eriyip gitmişlerdir.
354
 Fakat Tatarlar bir 
boy olarak ortadan kalksa bile adlarının yaşamaya devam ettiğini ve 
Moğolların çevrede “Tatarlar” olarak tanınmaya başladığını görüyoruz. 
Asya’yı gezen Avrupalı seyyah ve tüccarların, Tatar adını daha Moğol 
istilalarından önce Avrupa’ya ulaştırmış oldukları anlaşılmaktadır. 
Cengiz Han’ın Moğolların “Tatar” olarak anılmasından rahatsız olup 
bunu yasakladığı ve 1254’te Moğol karargâhını ziyaret ettiği esnada 
Avrupalı seyyah Wilhelm von Rubruk’un “Tatar” adını kullanmaması 
konusunda uyarıldığı tarihi kayıtlara geçmiştir.
355
Moğollar 1211-1279 yılları arasında gerçekleştirdikleri istilalar sonu-
cunda Çin, Orta Asya, Afganistan, Kafkasya, Rus knezlikleri, Ukrayna, 
351 “Tatarlar”, Büyük Larousse Sözlük ve Ansiklopedisi, C. 22, Milliyet Yay., İstanbul 1986, 
s. 11300; “Tatarı”, Tatarskiy entsiklopediçeskiy slovar, İnstitut tatarskoy entsiklopedii AN RT, 
Kazan 1999, s. 566.
352 Abrar Karimullin, Tatarı: etnos i etnonim, Tatarskoye knijnoye izd-vo, Kazan 1989, s. 18.
353 “Tatarı”, Tatarskiy entsiklopediçeskiy slovar, s. 566.
354 Karimullin, s. 18; Büyük Larousse Sözlük ve Ansiklopedisi, s. 11300.
355 Karimullin, s. 18-19.


Yüklə 4,04 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   76   77   78   79   80   81   82   83   ...   88




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə