Saçmalıklar Çağı



Yüklə 1,91 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə9/91
tarix15.03.2018
ölçüsü1,91 Mb.
#31994
1   ...   5   6   7   8   9   10   11   12   ...   91

rüşvetle  (sesini  kesmesi  için  yılda  bin  florin)  susturmaya,

ardından  öldürmeye  (bıçaklama  girişimini  Spinoza'nın  bol

katmanlı  pelerini  engelledi)  kalktı  ve  sonunda  Eski  Ahit

ağzıyla  lanetli  ilan  etti:  "Baruch  de  Espinoza'yı,  melek  ve

azizlerin  yargısıyla  aforoz  ediyor,  dışlıyor  ve  Yeşua'nın

Eriha'ya okuduğu lanetle, Elişa'nın çocuklara ettiği lanetle ve

yasada  yazılı  tüm  lanetlerle  lanetliyoruz.  [Onun]  Gecesine

lanet  olsun,  gündüzüne  lanet  olsun;  yatışına  lanet  olsun  ve

kalkışına  lanet  olsun;  sokağa  çıkışına  lanet  olsun  ve  eve

dönüşüne  lanet  olsun  (...)"  Yani  Spinoza'nın  yazdıklarını

okuyacakların, 

onunla 


konuşacakların 

hatta 


yanına

yaklaşacakların üstüne yıldırımlar yağacaktı. Spinoza şu yanıtı

verdi:  "Keşke  yapmasaydım  da  bunları  duymasaydım

dediğim hiçbir şey yok."

[32]

Ölümünden sonra Spinoza'nın yazıları ve fikirleri acımasızca



bastırıldı  ve  benzer  görüşleri  ancak  19.  yüzyılda

Schopenhauer  ortaya  atabildi.  Schopenhauer'in  id  için

kullandığı terim, "insanın, bilmediği ve pek farkında olmadığı"

dürtülerin  egemenliği  altına  girmesine  yol  açan  "bir  kör  itici

güç"

[33]


  olarak  tanımladığı  "irade"dir.  Schopenhauer,  iştahın

doymak  bilmezliğini  eşsiz  zarafetle  ifade  etmişti:  "İradenin

arzuları  sınırsız,  talepleri  sonsuzdur  ve  tatmin  bulan  her  arzu

bir yenisini doğurur. Dünyada mümkün hiçbir tatmin, iradenin




özlemini  gidermeye,  sınırsız  arzularına  sınır  koymaya  ve

yüreğindeki  dipsiz  kuyuyu  doldurmaya  yetemez."

[34]

  Bu


iştahların  en  önde  gideni  cinsel  dürtüdür:  "Cinsel  içgüdüyü

reddedebileceğini düşünen insan kendini kandırıyor demektir.

Reddedebileceğini düşünebilir ama gerçekte aklın aklı cinsel

dürtülerce çelinir ve bu anlamda irade 'aklın gizli düşmanıdır.'"

Seks "Neredeyse tüm insani çabanın nihai hedefidir" ve cinsel

baskılanma nevroza yol açacaktır. Schopenhauer, toplumsal

ilerleme  veya  kişisel  tatmin  umudu  görmeyen  bir  Maniheist

değil, müthiş engin görüşlü bir psikologdu: "İstikrarın mümkün

olmadığı, her şeyin dur durak bilmeden değişip karıştığı ve ip

üstünde sadece ileri giderek ayakta durulabilen bir dünyada

mutluluk düşünüldüğü kadar yoktur."

[35]


Nietzsche  de  heyecanla  yepyeni  bellediği  ama  esasen

binlerce yıllık benzer fikirlere ulaşmıştı. O da bir bilinçdışı itici

güç  tanımlamış,  "Ben"  adını  vermişti.  "Beniniz,  Egonuza  ve

mağrur çabalarına güler. 'Bu zihin jimnastikleri nedir ki benim

için?' der Ben. 'Ancak hedefime ulaşmada dolambaçlı yollar

işte.  Ego'nun  baş  kemanıyım  ben  ve  tüm  fikirlerinin  sebebi

benim.'"

[36]


  Ve  bu  sinsi  "Ben"  rakiplerin  en  inatçı  ve

tehlikelisidir: 

"Ama 

bizzat 


sizin 

benliğiniz 

daima

karşılaşabileceğiniz  en  tehlikeli  düşmandır;  benliğiniz



ormanlarda  ve  mağaralarda  size  pusu  kurar."

[37]


  Nietzsche


durumdan en iyi şekilde faydalanma dürtüsünün tüm canlıların

özünde  yattığını  da  sezmişti.  "Nerede  canlı  bir  yaratığa

rastlasam,  orada  güç  istenci  buluyorum."

[38]


  İnsani

organizmanın bitmek tükenmek bilmez çabasınaysa "Kendini-

Aşma"  tanımını  uygun  görmüştü.  "Yaşam  bana  açtı  bu  sırrı:

'İyi 


bak, 

dedi, 


"ben kendisini 

sürekli 


aşması

gerekenim."'"

[39]

  Ve  benin  beni  aşma  sürtüşmesi  yaşamı



tatmin  edici  kılmaya  yetecek  ısıyı  üretecekti.  Nietzsche

zorluğa  tipik  tumturaklılığıyla  kucak  açacaktı:  "Beni

öldürmeyen, beni güçlendirir."

[40]


Freud 20. yüzyılda "ben"in benzer bir ego-id modeline dair,

sadece  yeni  değil,  ayrıca  kesinlikle  bilimsel  bir  önermeyle

geldi.  İd  üzerinde  egemenlik  kurmanın  yoluysa,  idin

kurnazlıklarıyla idi en savunmasız anlarında, nevroza açıkken,

serbest  çağrışım  veya  düşlerde  (id,  egonun  yönlendirdiği

zorlu bir günün ardından parti yapmayı severdi) başa çıkmayı

amaçlayan  "bilimsel"  psikanalitik  terapi  yöntemiydi.  Ama

terapistin özel bir kişi olması gerekiyordu: "Eğer hastaya belli

durumlarda  model  olarak  hizmet  edecek  ve  diğerlerinde

öğretmen  rolü  üstlenecekse  analistin  bir  bakıma  üstün

konumda  olması  gerekir."

[41]


  Bir  başka  deyişle  analistin  bir

Buda  Üstadı  misali  esin  verici  olması  gerekmektedir.  Ama

dünyada  hâlâ  Üstat  sıkıntısı  çekiliyor.  Model  veya



öğretmenliğe istekli veya yeterli pek az analist var ve bunların

birçoğu  zengin  nevrozluları  yüksek  fiyata  oturup  dinlemekle

ya da daha beteri, psikolojik estetik cerrahlarına dönüşmekle

yetiniyor.  Tiyatro  eleştirmeni  Kenneth  Tynan'ın  bir

röportajında  bir  analiste,  karısını  terk  ettiği  için  duyduğu

suçluluğu ortadan kaldırması için para ödediğini hiçbir utanma

belirtisi göstermeden açıkladığını gayet iyi hatırlıyorum.

Yakın dönemde yapılan sinirbilim araştırmaları düşünürlerin

öne  sürdüğü  benlik  modelini,  akılla  duygu  veya  egoyla  id

arasındaki ayrımın Freud ve öncellerinin öne sürdüğü ölçüde

belirgin olmaması haricinde onamaktadır. Joseph LeDoux

[42]


gibi  sinirbilimcilere  göre  beynin  duygusal  tepkileri  büyük

ölçüde  amigdala  (eski  limbik  sistemdeki  sürüngen  beyin),

rasyonel  tepkileriyse  prefrontal  korteks  (hemen  gözlerin

arkası)  tarafından  harekete  geçirilmektedir.  Yani  kabaca

söylersek,  ego,  prefrontal  korteks,  idse  amigdaladır.  Ama

duygusal  beyin  düşünebilmektedir  ve  rasyonel  beyni

doğrudan amigdalaya bağlanan otoyoluyla birlikte, duyguların

büyük etkisi altındadır. Ve duygusal beynin pek çok dürtüsel

tepkisi  (örneğin  sezgi)  iyiyken,  rasyonel  beynin  birçok

dürtüsel olmayan tepkisi (örneğin kendini kandırma) kötüdür.

Yani  egonun  kahraman,  idin  kötü  adam  olduğu  yargısı  öyle

tam doğru değildir.




Yüklə 1,91 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   5   6   7   8   9   10   11   12   ...   91




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə