Postmodern Sanatta
Eklektik Nesneler
243
Postmodernizm, güzellik anlayışına farklı noktalardan bakar. Güzel
olmanın ötesinde ifade ve içerik bağlamının ön plana çıktığı bir yöneliştir.
Çoğu zaman örgüsel bağların karmaşık bir hal aldığı, anlaşılamayan, farklı
kültürel ve teknik özelliklerin bir araya getirilerek oluşturulan yapıların
(dekonstrüksiyon), açık seçik ifade edilememesi gibi durumlar vardır
postmodern sanatta.
Çoğulcu, eklektisist anlayışın öne çıktığı, özellikle güzel sanatlarda gö-‐
rülen, taklit, ironi, pastiş, kolaj, asamblaj gibi tekniklerin kullanıldığı sanat
eserleri yaratılmış ve bu eserlerin yeni orijinaller olduğu ısrarla savunul-‐
muştur. İnsanın varlık düzeyinin yeniden ortaya konduğu ve insan fikri ve
keyfiyetinin aslında küçümsenecek bir durum olmadığı, sıradan insancıl
hareket, tutum ve davranışların bile sanat olabileceği görüşü yaygın olarak
benimsenmiştir.
Tarihsel bilincin gelişmesi ve eserlerde kullanılması modernizmin ge-‐
leneksele karşı tutumuna ters düşecek nitelikte abartılmış, sanat eserlerin-‐
de herhangi bir nesnel görüntü alınarak rahatlıkla kullanılabilmiştir. Mo-‐
dern sanatta terk edilen boyasal resim anlayışı geri gelmiş, çağın teknik ve
malzemeleriyle birlikte klasik üsluplar eserlerde yerini almıştır. Farklı kül-‐
tür ve dönemlerin resim, heykel ve genel olarak sanat disiplinleri taklit
edilerek geçmişle gelecek arasında bağ kurulmaya çalışılmıştır (çifte kodla-‐
ma).
Cevizci (2000: 71-‐86) postmodern sanatın şu gibi özelliklerinden bah-‐
setmektedir: Vurguyu içerikten biçim ya da üsluba kaydırma, pastişe değer
verme, düzenliliği ve simetriyi reddetme, ironi bilincini geliştirme, günlük
yaşamla sanat arasındaki sınırları silme, eklektizme, aktarılara, yapıntı ve
rastlantısallığa önem verme, tüm kültürel değerleri kucaklama vb.
Postmodernist sanat akımlarının hangi tarihlerde nerde yapıldığı ve ne
tür bir kategoriye girdiği açık olarak belirlenmiş bir şey değildir. Postmo-‐
dern sanat anlayışının içerisinde bulunan sanat akımları kendisini bir diğe-‐
rinin içinde bulur. Bu nedenle postmodernist akımları değerlendirirken
kronojik bir sıranın takibi işimizi oldukça güçleştirmektedir. Postmodernist
sanat hareketlerinin ifade edilmesi ve düzenlenmesi oldukça zor bir iş ola-‐
rak karşımıza çıkmaktadır.
Nesnenin yeni ifadesi Marcel Duchamp ile birlikte farklı bir duruma
gelmiştir (yapısöküm). Bu durum sanatsal nesnelerin gerçek görüntü ve
anlamlarından ziyade taşıdıkları kavramların gerçek birer estetik süreç
olduğu durumudur. Estetik hayatın varlığını reddeden Dadaistler, kavram-‐
sal sanata ışık tutmuş, nesnenin ele alınış ve görüntü özellikleri bir dizi
kavramla ifade etmeye çalışmışlardır. 1960’lı yılların sanatının kavram
peşinde koşması, modern dönem sanatının içerik anlayışını forma yönelt-‐
mesinden kaynaklanmaktadır. Yukarıda da belirtildiği üzere postmodern
sanatçı kendisini bir akımın çevresinde görmemiş, kişisel sanat anlayışını
her platformda diğer üyeler ve izleyicilerle paylaşmıştır (eklektik bağ).
Hikmet Şahin
244
Postmodern dönemde ortaya çıkan ve sanatta sınırların erimesi an-‐
lamına gelen; farklı sanat disiplinlerinin bir arada gerçekleştirildiği sanatsal
faaliyetler postmodern sanatın öne çıkan özelliklerindendir. Bu duruma eş
olarak verilebilecek en güzel örnek teatral bir içeriğe kavuşmuş performans
sanatlarıdır. Geçici ve rastlantısallığa dayanan bir anlayış içerisinde bu dav-‐
ranış dizileri sanatın tüm sınırlarını kaldırmış, sanatçı, sanat eseri ve izleyi-‐
ci üçgenini tek bir çizgi haline dönüştürmüştür. Kişisel özelliklerin ön plana
çıktığı bu dönemde sanat adına kesin bir şey söylemek yanlış bir tutum
olacaktır. Sanatçılar farklı dönemlerden farklı kültür yapılarından ve eser-‐
lerinden etkilenmiş; kendi aralarında sanat eserlerini değiş-‐tokuş yaparak
yeniden üretime katkıda bulunmuşlardır. Bunlara örnek olarak pastiş, ironi,
şizofren ve yapısöküm verilebilir.
Jameson’a göre; “Bugün postmodernizm genelde kabul görmemiş hatta
anlaşılmamış bir kavramdır.” (Aktaran: Yamaner: 2007: 15). Fakat bu kav-‐
ram günümüzde sıklıkla zikredilmekte, günümüz sanatını tanımlamak ve
anlamak açısından olmazsa olmazların arasında sayılmaktadır. Jameson’ın
aksine Gombrich’e göre;
“Geleceğin getirdiği şey "Post-‐Modernizm" adı verilen yeni bir slogan ol-‐
du. "Post-‐Modernizm"in iyi bir terim olduğu söylenemez. Bu terim, akılama
bağlı olanların her şeyden önce "Modernizm"in geçmişte kaldığını düşündük-‐
lerini yansıtır. Aslında bu düşünce günümüzde benim beklentilerimin çok
üstünde yaygınlaşmıştır.” (Gombrich, 1992: 490).
Postmodernist anlayışı belirleyen çeşitlilik, çoğulculuk; eklektizm gibi,
bulunan düşünürlerin ilgi alanlarının da hayli geniş boyutlu bir çeşitlilik
içermesi sıradan bir rastlantı değildir. Dahası bütün bu adlar, bazı düşünce-‐
lerinde ortak sonuçlara ulaşmakla birlikte, genelde vardıkları farklı düşün-‐
celerle de birbirini tamamlıyorlar. Böylece denilebilir ki, Post-‐modernist
eklektizmin birbirini tamamlayan her farklı yapı taşı, bu adamların birinin
ya da bir diğerinin düşüncelerinden kaynaklanmaktadır (İskender, 1992:
22).
Dilimizde Ard-‐/yenilikçilik ya da ard-‐çağdaşçılık diye aktarabileceği-‐
miz "post-‐modernizm"kavramı, çağdaş sanata iliştin
bir terim olarak
1970'li yıllarda tipik örnekleri görülmeye başlanan ve gene o yıllarda
yaygınlaşan eklektisist (seçmeci) eğilimleri tanımlamak için daha çok mi-‐
marlığı içeren bir anlamda kullanılmaktadır. (Özsezgin, 1989: 11).
İskender (1991a:37); Kültürler arası ilişkilerin gelecekteki gelişim
olasılıklarını kestirmek zor olmadığını, değerleri ve değerlendirmeleri ter-‐
sine çevrilerek kitle kültürü yüksek kültürün bir parçası haline getirilebile-‐
ceğini, ya da her iki kültür içindeki farklı yapılanma biçimleri birbirinden
bağımsız olarak gelişmeye devam edeceğini belirtmektedir. Aslında bu
olasılıkların hepsi de gerçekleşmiştir. Kitle kültürü tümüyle yüksek kültüre
dönüştürülememiştir ancak her iki kültür ve de bunların çeşitli bileşkeleriy-‐
le bir arada getirilmiştir. Bu gelişmeler modernizmin zaten giderek yavaş-‐