Muhammet Fatih DEMİRDAĞ Journal of Islamic Research 2017;28(3):389-99
397
tan” konusundaki fikirleri de net olarak anlaşılamadığı gibi literatür incelendiğinde bu konunun da yok
denecek kadar az işlendiği görülecektir. Kuran-ı Kerim’e göre Şeytan, önceden melek iken daha sonra
Allah’ın “Âdem’e secde etmesi” emrine karşı geldiği için huzurdan kovularak lanetlenmiş bir varlıktır.
Bahaullah’ın sözleri incelendiğinde, bazı sözlerinde Şeytan’a uyulmaması gerektiğini öğütlediği görül-
mektedir.
49
2.3.3. Ahiret İnancı
Bahailer göre ölüm bir yok olma değil, aksine yeni bir başlangıçtır. Ölüm, Tanrı’ya olan yolculuğunun
başlangıcıdır. Ruhumuz vücudumuzdan ayrıldıktan sonra yaşamına devam eder ve Tanrı melekûtunda
ilerler. Fakat maddi olarak dünyaya tekrar gelmez.
50
Bir başka ifadeyle, Ahiret hayatı insanın ölümüyle
başlar. Reenkarnasyon ve tenasüh gibi inançları benimsemiş kimi dinlerde insan öldükten sonra ruh,
önceki hayatında yaptığı iyi ve kötü amellere göre farklı bir bedende tekrar dünyaya gelir. Ahiret inan-
cını benimseyen dinlerde ise her ruh bir bedende bir kere dünyaya gelir. İnsan öldükten sonra da ahret
hayatı başlar.
51
2.3.4. İbadetler
Bahailik’te ibadetin ne olduğunu Abdulbaha şu şekilde tanımlamaktadır; “Tüm yetenek ve çabası ile bir
tabaka kâğıt yapan ve bütün gününü onu kusursuz hale getirmek için kullanana bir kişi Tanrı’yı övmüş
olur. Kısacası, insanın içinden gelerek gösterdiği her türlü uğraş ve çaba, eğer en yüksek saiklere ve in-
sanlığa hizmet etme isteğine dayanıyorsa ibadettir. İbadet, insanlığa hizmet etmek ve insanların ihtiya-
cını karşılamaktır.” Bunlardan bazıları namaz, oruç, zekât, hac, dua okumak ve kutsal kitapların okun-
masıdır
52
. Ayrıca namaz 3 tipolojiye ayrılmıştır. Büyük namaz; aşka gelindiğinde, belli bir zamana bağlı
kalmadan günde bir defa kılınır. Orta namaz ise sabah, öğle ve akşam olmak üzere üç zaman diliminde-
dir. Küçük namaz; sadece öğle üzeri kılınır.
53
Son olarak Bahailikte namaz kimseye uyulmadan ve kim-
senin hatırlatması veya çağırması olmadan kişinin kendi kararı ile kılınır.
54
Bahaîler ibadetlerin Allah korkusuyla değil, Allah sevgisiyle yapılması gerektiğini sıkça vurgula-
maktadırlar. Abdulbaha da konu ile ilgili şunları söylemektedir; “Tanrı’dan veya cehennemden korktu-
ğunuz yahut Tanrı’nın ihsanına ve cennetine erişmek maksadıyla ibadet etmeyiniz. Tanrı’ya ibadetiniz
O’nu sevdiğiniz için olsun. En yüce ibadet budur.”
55
İbadetlerden bazıları İslam dinindeki ibadetlere
benzemekle birlikte, bazıları tamamen değişmiş sadece isim olarak kalmıştır.
2.4. BABİLİĞİN TEMEL PRENSİPLERİ VE ÖĞRETİLERİ
Bab
56
Kuran-ı Kerim yerine geçmek üzere El- beyan
57
adlı bir kitap yazmıştır. Bundan başka Delâil-i
Seb’a adlı müdafaanamesi Kayyum’ul Esma adlı diğer bir eseri mevcuttur. Bu eserlerden yola çıkarak
Babiliğin esas prensiplerini şu şekilde toplamak mümkündür;
49
Bahaullah,
Kurdun Oğlu Risalesi
, ( çev. Mecdettin İnan ), Özdemir Basımevi, İstanbul 1976, s. 45.
50
Huşmand Fatheazam,
Yeni Bahçe
, ( çev. Mehmet Niyazi ), Kemal Matbaası, 2. Baskı, Adana, 1995, s. 90.
51
Bekir Topaloğlu, “Ahiret”,
TDV İslam Ansiklopedisi
, C. 1, TDV Yayınları, İstanbul 1988, s. 543-546.
52
Fığlalı,
a.g.e.
s. 467.
53
Özşuca,
Bahaî Dininde Şer’i Hükümler ve İzahları
, s. 8.
54
Özşuca,
Bahai Dini Tarihi-Prensipleri ve Dini Hükümleri,
s.40.
55
Özşuca,
a.g.e.
s. 7.
56
Lugat anlamı kapı demek olan “Bâb” kelimesi, Arapçada farklı şekillerde ve mecazi anlamlarda kullanılmıştır. Terim olarak; tasavvufta, girilen kapı ve
derun ile münasebet sağlamaya yarayan vasıta; İsmaililik’te, mezhebin sırlarını öğreten ve Asâs denilen ruhani; Nusayrilik’te ise neşir ve irşada memur Sel-
man-ı Farisi demektir. Ancak bu kelime, kendisini ilahi hakikati tanımaya ileten kapı olarak ilan etmiş olan Şirazlı Seyyid Ali Muhammed tarafından özel
Muhammet Fatih DEMİRDAĞ Journal of Islamic Research 2017;28(3):389-99
398
■
Bütün Semavi Kitaplar ve Kur’an-ı Kerim’in Hükümleri ortadan kalkmıştır.
■
Yukarda belirttiğimiz veçhile, Bab, kendisinin görülmesiyle yeni bir devrin açılmış ve eski bir devrin
kapanmış olduğunu iddia ediyordu. Bu itibarla eski devre ait olan semavi kitapların artık bir değeri
kalamazdı. Açılan bu yeni devirle Kur’an-ı Kerim ve taşıdığı hükümler ve İslam Şeriatı tamamen or-
tadan kalkmış bulunuyordu. Artık Kelime-i Şahadet, namaz, oruç, zekat ve hac farz değildi. Bunların
yerine Babiliğin Kelime-i şehadeti, namazı, orucu, zekat ve haccı yer alacaktı.
■
Bab’a iman etmedikçe insanlara malları ve canları haramdır.
■
Haram olan bir şeyin yok edilmesi gerektiğinden baba karşı duranların gerek canına gerek malına
kıymak caizdi. Bu nedenle de zekat ve sadakanın yalnız Babî olanlara verilmesi gerekmekteydi.
■
Babın görünmesiyle İslamiyet kalktığından Mekke ve Beyt-i Mukaddes gibi yerlerin, Peygamber ve
Ehl-i Beyt’e ait kabirlerin yıkılıp bozulması gerekir.
■
İslamiyet’in prensiplerinden olan örtünmek yasaktır
■
Her çeşit mal müşterektir. Yalnız bu iştirak aile hayatına kadar uzanamazdı. Bununla beraber babın
en yakın arkadaşı olan Zerrin Taç adındaki kadın bu hususta birden fazla evliliği ileri sürmüş ve bir
kadının 9 erkekle evlenmesini 9 erkeğe birden zevcelik yapmasını uygun bulmuştur.
■
Kur’an-ı Kerim yerine Bab tarafından kaleme alınan Beyan adlı kitap yer almıştır. Bu kitaba dayan-
mayan her türlü istidlal haramdır.
■
Babi olarak ölenler pek az sonra tekrar dünyaya gelirler. Zira tenasüh tekrar dünyaya geliş vardır.
■
Bab’ın noktasında ölenler gerçek ölüme erişerek bütün sırları çözerler. Görüldüğü üzere Bab ortaya
sürdüğü bu prensiplerle kendisini bir peygamber süsü vererek hareket etmişti. Fakat sonraları bu-
nunla da yetinmeyip kendisini tanrılığa yaklaştırdı ve kendisi Allahın sureti örneği görünüşü olarak
öne sürdü. Bab yukarda adı geçen eserin Ben maddesinde şöyle diyordu: Ben bütün mahlukların
kendisinden yaratıldığı ilk noktayım. Ben parıltısı hiçbir zaman kararmayacak olan Allah’ın sureti-
yim, çehresiyim.
SONUÇ
Bahailik, burada dini hareketler perspektifinde ele alınmıştır. Bahailik üzerinde Babiliğin, Bâtınîliğin,
Hurûfîliğin ve Hristiyanlığın açık etkileri görülmektedir. Keza ABD’nin de dinlerin süpermarketi ko-
numunda olması ile dinler orada grift bir halde bulunmaktadır. Özellikle gençler bu farklı dini hareket-
lere rasyonel bir biçimde kayabilmekteler. Zira insanlar doğal ve kendiliğinden, bir araba markası seçer
gibi din değiştirebilmekteler. Bu bağlamda Bahailik de kendine çeşitli üyeler bulmuştur. Özellikle insan-
ların ebedi bir hayat talebi olduğu ifade edilmiş, bu hayat talebini en ikna edici şekilde sunan dinler (ha-
reketler), daha geniş bir üye kesimi açısından tercih sebebi olmaktadır.
Bahailiğin temel ilkesi, genel bir dilin konuşulması ve genel bir yazının kullanılmasıdır. Din birliği
esas olup dünya tek vatan, insanlar da bu vatanın vatandaşıdır. Vahiy süreklidir ve dünya barışının sağ-
lanması zorunludur. Haksızlığı önlemek için haksızlık yapana karşı bütün insanların birleşmesi gerek-
mektedir.
isim edinilmesi ile meşhur olmuştur; Metin Bozkuş, “Bahailiğin Arka Planı ve Söylemi Üzerine Bir Değerlendirme (Sivas Örneği)”,
Cumhuriyet Üniversitesi.
İlahiyat Fakültesi Dergisi
, C. 5, S. 2, Sivas 2002, s. 143.
57
Mirza Ali Muhammed’in en önemli eseri Maku kalesinde iken yazdığı Beyan’dır. Beyan 9 bölümden ve her bölüm de 9 babdan teşekkül eder. Yalnızca son
bölüm 10 babdır. Bahâiler Farsça yazılan bu Beyan’dan başka, Arapça yazılan ve 8000 ayetten oluşan Beyan’ın nazil olduğunu iddia ederler. Bu kitapta İslami
ahkamların kaldırıldığı ve yerine yenilerinin konduğu açıklanmakta ve cennet, cehennem, ölüm, kıyamet, haşir, dönüş, ölçü ve ceza gibi ifadeler batıni
tarzda yorumlanarak farklı şekilde anlamlandırılmaktadır; Özşuca,
a.g.e.
s. 26.
Muhammet Fatih DEMİRDAĞ Journal of Islamic Research 2017;28(3):389-99
399
Yukarıda ifade edilenlerle beraber Bahailiğin, efsane ve mitolojiye yakın olduğunu ifade edebiliriz.
Farklı dinlerin karışımıyla gelişmiş, bozuk ve heterojen bir yapıdadır. Başka bir ifadeyle, farklı dinlerin
bir silüetidir. Bir yerde mitsel/büyüsel kültbilgi şeklindedir. Buna ilaveten, bu şekliyle Amerikalılar, Av-
rupalılar ve dininden dönen çok az sayıdaki daha önceden Müslüman olan kişiler arasında yayılmıştır.
Zira donuk ve robotvari bir biçimde yaşayan insanlar bir boşluk doldurma isteği içindedirler.
Şurası da bir gerçektir ki; İslamofobinin yaygınlaştığı dinden uzaklaşma çağrıları döneminde, Bahaî-
lik faaliyetleri İslâm ülkelerinde gittikçe artmakta ve güçlenmektedir. Ayrıca kurumsallaşmasını ciddi
şekilde tamamlamıştır. Bu faaliyetler, Birinci ve İkinci dünya savaşları sonunda çok yoğunlaşmış olup,
günümüzde de yeni bir ivme kazanmış görünmektedirler.
KAYNAKÇA
Abdulhamid
, Muhsin,
İslam’a Yönelen Yıkıcı Hareket-
ler: Babilik ve Bahaîliğin İçyüzü, (çev. M. Saim
Yeprem-Hasan Güleç), Diyanet İşleri Başkanlığı
Yay., Ankara 1984.
Adanalı, Zeynel, Bahaîliğin Tarihsel Gelişimi, Erciyes
Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek
Lisans Tezi, Kayseri 2001.
Argyle, Michael, Benjamin Beit Hallahmi, “Dini Davra-
nış Teorileri”, Ali Kuşat, Mehmet Korkmaz ve
İsmail Güllü (çev.), Erciyes Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü Dergisi, 16:1 (2004), ss. 247-
280.
Bahaullah
, Kurdun Oğlu Risalesi, çev. Mecdi İnan,
Özdemir Basımevi, İstanbul 1976.
Bodur, Hüsnü Ezber, “Moonculuk Hareketi ve
Türkiye’de Benzer Bir Cemaat Yapılanmasının
Sosyolojik Analizi”, KSÜ ilahiyat Fakültesi
Dergisi, 2003, c.1, ss.13-50.
Bormley, David G., “The ‘Brainwashing’
Controversy”,
Teaching
New
Religious
Movements, ed. David G. Bromley, Oxford
University Press, Oxford 2007, ss. 143-145.
Bozkuş, Metin, “Bahâîliğin Arka Planı ve Söylemi
Üzerine Bir Değerlendirme (Sivas Örneği)”,
Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi
Dergisi, Sivas 2002, c. 5, sayı: 2, ss. 139-156.
Carrel, Micheal R., Daniel F. Jennings, Heavrin
Christina J.P., Fundamentals of Organizational
Behavior, Mc Graw Hill Book Companies, Inc.
Chicago1997, s. 469-470.
Çandır, Ahmet Fuat, Tarihten Günümüze Bahâîlik,
Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü,
Yüksek Lisans Tezi, İstanbul 2006.
Çapcıoğlu, İhsan, Şahin, Mehmet Cem, Gümüş, Emi-
ne, “Karizmatik Otoriteden Yeni Liderlik Vizyo-
nuna: Günümüz Liderlik Yaklaşımları”, BİDDER,
Sosyal Bilimler Dergisi, 2010,
c. 1, sayı:1 s. 27-
48.
Çapcıoğlu, İhsan,
Şahin, Mehmet Cem, Eedoğruca,
Nuran, “Max Weber Sosyolojisinde Karizmatik
Otorite ve Dini Liderlik”, Türkiye Sosyal Araştır-
malar Dergisi, Ağustos, Yıl: 14, Sayı:2, s. 51-76.
2010.
David G. Bromley, “The ‘Brainwashing’ Controversy”,
Teaching New Religious Movements, ed. David
G. Bromley, Oxford University Press, Oxford
2007, ss. 143-145.
Davis, Kingslet, Human Society, New York 1948.
Dilaver Tengilimioğlu, “Kamu ve Özel Sektör
Örgütlerinde Liderlik Davranışı Özelliklerinin
Belirlenmesine Yönelik Bir Alan Çalışması”,
Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi, 2005, c. 4,
sayı: 14, ss. 1-16.
Doğan, Çetinkaya, Tarih ve Kuram Arasında
Toplumsal Hareketler, Çetinkaya, Y. Doğan
(der.), Toplumsal Hareketler-Tarih, Teori ve
Deneyim, İletişim Yay., İstanbul 2008.
Doğan, Selen, Vizyona Dayalı Liderlik, Philip & Rich-
ard’s İnsan ve İş Kaynakları Danışmanlığı,
İstanbul 2001.
Fatheazam, Huşmand, Yeni Bahçe, çev. Mehmet
Niyazi, 2. Baskı Kemal Matbaası, Adana,
1995.
Fığlalı, Ethem Ruhi, Babilik ve Bahailik, Türkiye
Diyanet Vakfı Yay., Ankara 1994.
İnan, Mecdettin, İkan Kitabı, Baha Basımevi,
İstanbul,1991.
İpek, Yasin, İran’da Kaçar Türk Hanedanlığı Babilik ve
Bahâîlik, Ekim Yayınları, İstanbul, 2010.
Furseth, Inger ve Pal, Repstad, Din Sosyolojisine
Giriş Klasik ve Çağdaş Kuramlar. (çev. İhsan
Çapcıoğlu ve Halil Aydınalp ), , Birleşik Yayıne-
vi, Ankara 2011.
Gillespie, V. B., The Dynamics of Religious Conver-
sion, Alabama 1991.
Glock, Charles, “The role of Deprivation in the Origin
and Evolution of Religious Groups”, in R. Lee
and M. E. Marty (eds), Religion and social
conflict, Oxford University Press, New York
1964.
İpek, Yasin
, İran’da Kaçar Türk Hanedanlığı Babilik ve
Bahâîlik, Ekim Yayınları, İstanbul, 2010, s. 170.
Jasper, James, Ahlaki Protesto Sanatı, ( çev. Senem
Öner ), İstanbul 2002.
Kaya, Vahap, Toplumsal Değişme Açısından
Karizmanın Şiddeti Atatürk, Hitler, Humeyni, Sis
Yayınları, Ankara 1998.
Kirman, M. Ali, Yeni Dini Hareketler Sosyolojisi, Birle-
şik Yayınevi, Ankara 2010.
_____________, Din Sosyolojisi Terimleri Sözlüğü,
Rağbet Yayınları, İstanbul 2004.
Koçel, Tamer, İşletme Yöneticiliği, Yönetim ve
Organizasyon
Organizasyonlarda
Davranış
Klasik-Modern-Çağdaş ve Güncel Yaklaşımlar,
Beta
Basım
Yayım
Dağıtım,
İstanbul
2001.
Köse, Ali, “İhtida”, TDV İslâm Ansiklopedisi, İstanbul
2000, c. 21, s. 554-558.
Lelandais, Gülçin Erdi, “Sosyal Hareketler Teorileri ve
Küreselleşme”, Yeni Toplumsal Hareketler,
Kalkedon Yay., İstanbul 2009.
Loveland, Matthew T., Religious Switching: Prefer-
ence Develop-ment, Maintenance and Change‛,
Journal for the Scientific Study of Religion,
42(1), 2003, ss. 147-157.
Marks, Karl, Friedrik, Engels, “Din ve Sosyolojisi”,
(çev. Mevlüde Ayyıldız), Din Sosyolojisi, Yasin
Aktay ve M. Emin Köktaş (drl.). 3. Basım, Vadi
Yayınları, Ankara 2007, ss.121-131.
Neumueller, Caroline A. The 21st Century New Mus-
lim Generation. Converts in Britain and Germa-
ny, Scholars’ Press, Saarbrücken 2013.
Özşuca, Neyir, Bahâî Tarihi Özeti, Baha Dağıtım
Basım, İstanbul, 1987.
____________, Bahaî Dini; Tarihi, Prensipleri ve Dini
Hükümleri, Ankara 1967.
Rambo, Lewis, “Din Değiştirme Teorileri: Dini Değişi-
mi Anlama ve Yorumlama”, (çev. Hatice Gül),
KSÜ İlahiyat Fakültesi Dergisi, 17 (2011), ss.
204-226.
Robberts, Keith, Religion in Sociological Pespective,
California 1990.
Saliba, John A., “Disciplinary Perspectives on
New Religions Movements: Views from the
Humanities and Social Sciences”, Teaching
New Religious Movements, ed. David G. Brom-
ley, Oxford University Press, Oxford 2007, ss.
41-45.
Singer, Margaret,“Coming Out of the Cults”,
Psychology Today (Jan), 1979, ss.72-82.
Şimşek,
Aslı,
Duygusal
Zekânın,
Ana-Baba
Tutumunun ve Doğum Sırasının Tercih Edilen
Liderlik Tarzına Etkisi, Ankara Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi,
2006.
Topaloğlu, Bekir, “Ahiret”, TDV İslam Ansiklopedisi,
İstanbul 1988, c.1, s. 543-546.
Yörükoğlu, Atalay, Gençlik Çağı, 2. basım, Ankara
1986.