657
Karl Marks
Kapital I
aletlerin zanaaçýsý olmasý gerekir. Bu üretim tarzý, topraðýn parçalara
bölünmesini, diðer üretim araçlarýnýn daðýlmýþ olmasýný öngörür. Bu
üretim araçlarýnýn toplanmasýný dýþtaladýðý gibi, her ayrý üretim süreci
içindeki elbirliðini, iþbölümünü, toplum tarafýndan doða kuvvetlerinin
denetimi altýna alýnmasýný ve üretken biçimde kullanýlmasýný ve top-
lumsal üretken güçlerin serbestçe geliþmesini dýþtalar. Bu üretim tarzý,
ancak, dar ve azçok ilkel sýnýrlar içersinde hareket eden bir üretim sis-
temi ve toplum ile baðdaþabilir. Bunu sürgit hale getirmek, Pecqueurün
haklý olarak dediði gibi, alelâdeliðin evrenselliðini ilân etmek olur. Za-
ten geliþmesinin belli bir aþamasýnda, çözülüp daðýlmasýna yolaçacak
maddi öðeleri de yaratmýþ olur. O andan baþlayarak, toplumun göðsün-
den yepyeni güçler ve tutkular filiz verir, ama eski toplum düzeni bunlarý
engeller ve baský altýna alýr. Bu düzenin yokedilmesi gerekir ve yokedilir.
Bunun yokedilmesi, yani bireylerin malý olan daðýnýk üretim araçlarýnýn
toplumsal ve yoðunlaþmýþ birimler haline, pek çok insanin cüce mül-
kiyetinin birkaç kiþinin dev mülkiyeti haline dönüþtürülmesi, büyük halk
yýðýnlarýnýn, topraktan, geçim araçlarýndan ve emek araçlarýndan yoksun
hale getirilmesi; halk yýðýnlarýnýn bu korkunç ve ýstýraplý mülksüzIeþtiril-
mesi iþlemi, sermayenin tarihinin baþlangýcýný oluþturur. Bu, bir dizi,
zor yöntemlerini içerir ve biz, bunlardan, yalnýzca, ilkel sermaye birikimi
yöntemi olarak çað açýcý olan bazýlarýný gözden geçirmiþ bulunuyoruz.
Doðrudan üreticilerin mülksüzleþtirilmeleri, acýmasýz bir vahþetle ve en
bayaðý, en rezil, en küçültücü, en çirkin tutkularýn dürtüsü altýnda gerçek-
leþtirilmiþtir. Tecrit edilmiþ, baðýmsýz emekçi bireyin, deyim yerindeyse,
kendi emek koþullarýyla kaynaþmasýnýn sonucu olan özel mülkiyetin
yerini, öbürlerinin itibari olarak özgür emeðinin, yani ücretli-emeðin sö-
mürülmesine dayanan.kapitalist özel mülkiyet alýr.
68
[sayfa 781]
Bu dönüþüm sureci, eski toplumu, tepeden týrnaða yeter derece-
de çözüp ayýrýr ayýrmaz, emekçiler proletaryaya ve onlara ait emek
araçlarý sermayeye çevrilir çevrilmez, kapitalist üretim tarzý, kendi ayak-
larý üzerinde duracak hale gelir gelmez, emeðin daha geniþ ölçüde top-
lumsallaþmasý, toprak ile diðer üretim araçlarýnýn toplumsal olarak daha
fazla sömürülen ve dolayýsýyla ortak üretim araçlarý olarak geniþ ölçüde
kullanýlan üretim araçlarý haline dönüþtürülmesi ve özel mülk sahiple-
rinin daha fazla mülksüzleþtirilmeleri yeni bir biçim alýr. Þimdi mülksüz-
leþtirilecek olan kimse, artýk, kendi hesabýna çalýþan emekçi deðil, birçok
emekçiyi sömüren kapitalisttir. Bu mülksüzIeþtirme, kapitalist üretimin
kendi içinde taþýdýðý yasalarýn iþlemesiyle, sermayenin merkezileþmesi
ile gerçekleþir. Bir kapitalist, daima birçoklarýnýn baþýný yer. Emek-süreci-
nin, gitgide boyutlarý büyüyen kooperatif þekli, bilimin bilinçIi teknik
68
Nous sommes dans une condition tout-à-fait nouvelle de la société... nous tendens à
séparer toute espéce de propriété davec toute espèce de travail. [Toplum için tamamýyla
yeni bir durumda bulunuyoruz... her türlü mülkiyeti, her türlü emekten ayýrmaya çalýþýyoruz.]
(Sismondi, Nouveaux Principes dEcon. Polit., t. II, s. 434.)
658
Karl Marks
Kapital I
uygulamasý, topraðýn yöntemli bir biçimde iþlenmesi, emek araçlarýnýn
ancak ortaklaþa kullanýlabilir emek araçlarýna dönüþtürülmesi, bütün
emek araçlarýnýn bileþik toplumsal emeðin üretim araçlarý olarak kullanýl-
masýyla saðlanan tasarruf, bütün insanlarýn dünya pazarlarý aðýna sokul-
masý ve böylece kapitalist rejimin uluslararasý bir nitelik kazanmasý, bu
merkezileþme ya da birçok kapitalistin birkaç kapitalist tarafýndan mülk-
süzleþtirilmesi ile elele gider. Bu dönüþüm sürecinin bütün avantajlarýný
sömüren ve tekellerine alan büyük sermaye sahiplerinin sayýlarýndaki
sürekli azalmayla birlikte, sefalet, baský, kölelik, soysuzlaþma, sömürü
de alabildiðine artar; ama gene bununla birlikte, sayýlarý sürekli artan,
kapitalist üretim sürecinin kendi mekanizmasý ile eðitilen, birleþtirilen
ve örgütlenen iþçi sýnýfýnýn baþkal- dýrmalarý da geniþler, yaygýnlaþýr.
Sermaye tekeli, kendisiyle birlikte ve kendi egemenliði altýnda fýþkýrýp
boy atan üretim tarzýnýn ayakbaðý olur. Üretim araçlarýnýn merkezileþ-
mesi ve emeðin toplumsallaþmasý, en sonunda, bunlarýn kapitalist ka-
buklarýyla baðdaþamadýklarý bir noktaya ulaþýr. Böylece kabuk parçalanýr.
Kapitalist özel mülkiyetin çaný çalmýþtýr. Mülksüzleþtirenler mülksüzleþ-
tirilirler.
Kapitalist üretim tarzýnýn ürünü olan kapitalist mülk edinme tarzý,
kapitalist özel mülkiyeti yaratýr. Bu, mülk sahibinin emeðine dayanan
kiþisel özel mülkiyetin ilk yadsýmasýdýr. Ama
[sayfa 782]
kapitalist üretim
bir doða yasasýnýn kaçýnýlmaz zorunluluðu ile kendi yadsýnmasýný doðu-
rur. Bu, yadsýmanýn yadsýnmasýdýr. Bu, üretici için özel mülkiyetin yeni-
den kurulmasý deðildir, ama ona, kapitalist dönemde edinilen elbirliði
ve toprak ile üretim araçlarýnýn ortak sahipliði temeline dayanan birey-
sel mülkiyeti saðlar.
Kiþisel emekten doðan daðýnýk özel mülkiyetin kapitalist özel
mülkiyete dönüþmesi, halen toplumsallaþmýþ üretime fiilen dayanan
kapitalist özel mülkiyetin toplumsal mülkiyete dönüþmesinden kuþkusuz
kýyaslanamayacak kadar daha uzun süreli, daha þiddetli ve çetin bir
süreçtir. Birinci durumda, halk yýðýnlarýnýn birkaç gaspedici tarafýndan
mülksüzleþtirilmesi sözkonusuydu; ikincisinde ise, birkaç gaspedicinin,
halk yýðýnlarý tarafýndan mülksüzleþtirilmeleri sözkonusudur.
69
[sayfa 783]
69
Sanayiin, burjuvazinin elde olmayarak teþvik ettiði ilerleyiþi, emekçilerin rekabetten ileri
gelen yalýtýlmýþlýklarýnýn yerine, birlikteliklerinden ileri gelen devrimci dayanýþmalarýný kor. Demek
ki, büyük sanayiin geliþmesi, burjuvazinin ayaklarýnýn altýndan bizzat ürünleri ona dayanarak
ürettiði ve mülk edindiði temeli çeker alýr. Þu halde, burjuvazinin ürettiði, her þeyden önce,
kendi mezar kazýcýlarýdýr. Kendisinin devrilmesi ve proletaryanýn zaferi, ayný ölçüde
kaçýnýlmazdýr. Bugün burjuvazi ile karþý karþýya gelen bütün sýnýflar içersinde yalnýzca proletarya,
gerçekten devrimci bir sýnýftýr. Öteki sýnýflar büyük sanayi karþýsýnda erirler ve ensonu yokolurlar;
proletarya ise onun özel ve temel ürünüdür. Alt orta-sýnýf, küçük imalâtçý, dükkâncý, zanaatçý,
köylü, bütün bunlar, orta-sýnýfýn parçalarý olarak varlýklarýný yokolmaktan kurtarmak için,
burjuvaziye karþý savaþýrlar. Bunlar, þu halde, devrimci deðil, tutucudurlar. Hatta gericidirler,
çünkü tarihin tekerleðini gerisin geriye döndürmeye çalýþýrlar. (Karl Marx und Friedrich Engels,
Manifest der Kommunistischen Partei, London 1848, s. 11, 9. [Komünist Parti Manifestosu]