________________________________________________________ART-SANAT 2014/1______________________________________________________
25
biri, merkeze çekilmiş avlu bölümünün dört bir yandan koridorlarla çevrilmiş
olmasıdır. Bu uygulama daha sonra Antik Çağ ve Erken Orta Çağ tapınaklarında,
merkezi naos mekanlarının çevre düzenlemesinde görülecektir. Bu dönemde avlu
mekanında görülen ve ortasında ateş altarının bulunduğu dört ayaklı düzen, sonraki
yüzyıllarda ortaya çıkan tapınakların merkezi naos mekanlarına uygulanacaktır.
Yine bu dönem de görülen eyvan düzenin daha geç devir tapınaklarının özellikle
pronaos ve nadiren de olsa naos mekanlarında karşımıza çıkmaktadır.
Antik Çağ’a gelindiğinde, tapınakların daha simetrik ve aksiyal düzende
oldukları anlaşılmaktadır. Genellikle bir temenos duvarı içinde yer alan tapınakların
önlerinde avluları bulunurdu. Bu dönemde başlıca üç tip tapınak mimarisi ile
karşılaşıyoruz. Birinci tip merkezi, ikinci tip iki bölümlü ve üçüncü tip koridorludur.
Birinci tip, Antik Çağ Orta Asya tapınak mimarisi için en belirgin olanıdır. Bu
tipte merkezi naos mekanı, üç yada dört yönden koridor ile çevriliydi. Bazen bu
mekanların içinde dört ayak düzenlemesi oluyordu. Naos mekanları direk avluya
açılabildiği gibi bazen de önlerinde vestibül, eyvan biçimli pronaos veya portik
bulunuyordu. Antik Çağ’da benzeri merkezi planlı tapınakları İran, Afganistan,
Gandara (Kuzey Pakistan), Suriye ve Mezopotamya’da (Irak) Persler, Seleukoslar,
Partlar, Nabatiler ve Hint-Yunan dönemlerinde görüyoruz (Çeşmeli 2007). Bu tip
dört ayaklı, merkezi planlı ve çevre koridorlu tapınakları, Antik Çağ öncesi 1. binin
ortalarına doğru, Persler dönemi İran ateş tapınaklarında (Schippmann 1971: 496-
497) görüyoruz. İran’daki bu ateş tapınakları, Orta Asya’daki merkezi planlı
tapınakların öncüsü gibi durmaktadır. Tapınaklarda görülen naos-pronaos ile portik
ve peristil düzeni bize Yunan mimarisini hatırlatmasına karşın tapınaklardaki
merkezi planlı ve çevre koridorlu mimari anlayış Orta Asya ve Orta Doğu
özelliğindedir. Genel hatlarıyla İran ve Orta Doğu tapınak mimarisi geleneğinde olan
Orta Asya tapınaklarının çekirdeğini oluşturan naos-pronaos mekan düzeni, kökeni
megaronlara dayanan Yunan tapınak mimarisi etkisinde yapılmış gözükmektedir.
Antik Çağ’da Orta Asya’daki tapınakların mimari elemanlarında ve süslemelerinde
Hellenistik, Yunan-Budist ve Hindu etkilerini rahatlıkla söyleyebiliriz. Her ne kadar
Orta Asya’daki Antik Çağ dört ayaklı, merkezi planlı ve çevre koridorlu tapınak
mimarisi İran’daki ateş tapınaklarının devamcısı gibi dursa da köken olarak Orta
Asya’daki Margiana-Baktriana Bronz Çağı tapınaklarını gösterebiliriz. Merkezi avlu
ve çevre koridorlu düzeni Margiana ve Baktriana’da gerek dinsel mimari de gerekse
sivil mimari de Bronz devrinden itibaren görülmesine karşın merkezi kapalı mekan
ve çevre koridorlu şemayı Antik Çağ’dan itibaren dinsel mimariyle birlikte sivil
mimaride de görüyoruz. Aksiyal simetrik düzendeki merkezi planlı ve çevre
koridorlu tapınak mimarisini Erken Orta Çağ’da yapılmış Budist ve Zerdüşt
tapınaklarında da uygulandığını görüyoruz. Bu tapınaklar bazen tek başına yer aldığı
gibi bazen de bir kompleks veya manastır içinde değerlendirilmiştir. Bu dönemde
tapınakların içi Budizm, Hinduizm ve Zerdüştlük konulu heykeller, kabartmalar ve
duvar resimleri ile süslenmiştir.
________________________________________________________ART-SANAT 2014/1______________________________________________________
26
Orta Asya’da Antik Çağ’da Baktriana ve Sogdiana’da gördüğümüz ve bölgeye
yabancı bir mimari anlayış olan iki bölümlü tapınak modelinin kökeni, muhtemelen
Yeni Babil Krallığı döneminde M.Ö. 1. binin ilk yarısında, eski Mezopotamya’da
yapılmış olan tapınaklarda (Downey 1998: 21-151) yatıyor. Bu tip tapınaklar
sonrasında Seleukoslar zamanında, yine eski Mezopotamya’da yapılmış tapınaklarda
da karşımıza çıkıyor. Yine benzer tapınak modelini Hint-Yunan dönemi M.Ö. 1. yüzyıl
civarında Gandhara tapınaklarında da görüyoruz (Rapin 1995: 285).
Orta Asya’da koridorlu tip diyebileceğimiz, uzunlamasına mekana sahip
üçüncü tip tapınaklar (Kara Tepe ve Zar Tepe Budist tapınakları), Orta Asya’da
sadece Geç Antik Çağ Kuzey Baktriana bölgesi, Budist mimarisinde gözükmektedir.
Muhtemelen, uzunlamasına mekana sahip eski Hindistan mağara tapınak
mimarisine (Coomaraswamy, 1965: 28-29) dayanan, Antik Çağ’dan kalmış olan Kara
Tepe C kompleksindeki koridorlu tipteki mağara tapınaklarının benzerlerini, daha
sonra Orta Çağ’da Orta Asya’daki Hristiyan mimarisinde (Hmelnitskiy 2000: 250-
254, fig. 270) ve Sinkiang’daki (Doğu Türkistan/Çin) Budist mimarisinde
(Grünwedel 1912: 224, fig. 494) görmekteyiz. Orta Asya’da Budist mimarisinde
gördüğümüz mağara tapınak uygulaması (Kara Tepe A, B, C, D kompleksleri),
muhtemelen Hindistan’da M.Ö. 3. yüzyılda (Coomaraswamy, 1965; 18-19, 28-29)
yapımına başlamış olan, mağara tapınak geleneğine dayanmaktadır.
Yukarı da bahsettiğimiz tapınakların dışında manastır fonksiyonu ile öne
çıkan Budist yapıları da bulunuyordu. Kuzey Baktriana’da bulunan Fayaz Tepe (M.S.
1. yüzyıl), Dalverzin Tepe (DT-25 / M.S. 2. Yüzyıl) ve Adzina Tepe (7-8. Yüzyıl) gibi
Budist manastırları (Çeşmeli 2010: 76-80) genel hatlarıyla Eski Hindistan mimari
geleneğini (Fergusson 1910: 170-175) takip etmekte olup merkezi avlu etrafında
düzenlemiş çeşitli fonksiyonları olan mekanlardan oluşmuştur.
Dostları ilə paylaş: |