185
Ýlkel, Köleci
ve Feodal Toplum
ilân edilmiþti. Yaðmalama niyetleri, kâfirlere karþý savaþ çaðrýlarý
ile gizlenmiþti. Egemen sýnýf, dinsel baðnazlýðý körükleyerek, köylü-
ler ile aralarýndaki uzlaþmaz karþýtlýklarý hafifletmeyi ve olasý
hoþnutsuzluklarýn doðuþunu önlemeyi umuyordu.
Köylülük, kentlerin yoksul halký, içgüdüsel olarak, feodalle-
rin etkisinden kendilerini kurtarmayý ve Haçlý Seferi sýrasýnda her
þeyden önce senyörlerin baskýsýný sarsmayý, feodaller arasý iç
savaþýmlarýn sonucu olan yýkýmlarý önlemeyi diliyorlardý. Birinci feo-
dal haçlý seferinden önce gelen yoksullarýn seferini, buna kanýt ola-
rak gösterebiliriz.
1096 ilkyazýnda, daha çok Fransanýn kuzeyinden gelen köylü
kalabalýklarý, Kutsal Topraka doðru hareket ettiler. Yoksulluktan
ve yýkýmdan, kurtuluvereceklerini umuyorlardý. Örgütlenmemiþ,
silahsýz yýðýnlar, kadýnlar, çocuklar, yaþlýlarla birlikte, hiçbir geçim
aracýna sahip olmaksýzýn, dilencilikle, oradan buradan hýrsýzlýk
ederek göçüyorlardý. Sonunda, geçtikleri ülkelerin halklarý, olanlar-
dan onlarý sorumlu tuttular. Pek çok köylü, ölüp gitti.
Haçlý Seferlerinin Topraða Ýliþkin ve Ýktisadî Sonuçlarý
1096dan 1270e deðin, sekiz önemli haçlý seferine giriþildi.
Baþlangýçta, haçlýlar, Doðu Akdenizin ele geçirilen topraklarýnda bir-
kaç tipik feodal devlet kurdular. Seferlere katýlan köylüler, toprak
elde edemediler. Yerel müslüman halk acýmasýzca sömürüldü. Köle-
leþtirilen halklarý baðýmlý durumda
[sayfa 216]
tutabilmek için þövalye
birlikleri kuruldu: askerî birlikler, tampl tarikatýndan, ospitaliye tari-
katýndan, tötonlar tarikatýndan olanlarýn dinsel birlikleri gibi.
Önemli zararlara uðrayan, yalnýzca Asyada ve Kuzey Afrikada
haçlýlar tarafýndan istilâ edilen müslüman ülkelerin halký ve kültürü
deðildi; örneðin Bizans gibi hýristiyan devletler de sömürgecilerin
askerî seferlerinden büyük sýkýntý çektiler.
Sonunda, baþkaldýran halklarýn baskýsý altýnda, haçlýlar, Doðu
Akdenizi býrakýp gitmek zorunda kaldýlar.
Bununla birlikte, Haçlý Seferleri, Batý Avrupada izler býraktý.
Akdenizin doðu ve batý kesimleri arasýnda ticaret baðlarýnýn güçlen-
mesine yardým etti; bütünüyle, Avrupada, meta-para iliþkilerine uy-
gun bir ortam yarattý.
Doðu seferleri sýrasýnda, haçlýlar, o zamana deðin Batý Av-
186
Ýlkel, Köleci
ve Feodal Toplum
rupada tanýnmayan önemli kültürel ve teknik gerçekleþtirmelerle
içli-dýþlý oldular. Yeni üretim dallarý, özellikle ipekçilik, geliþmeye
baþlýyor. Silah yapým tekniði ve baþka madenî eþyalar yapýmý yet-
kinleþiyor. Kumaþ üretimi geliþtiriliyor vb.. Yeni tarým kollarý ortaya
çýkýyor: pirinç, karabuðday, kavun, vb..
Feodallerin, Doðu Akdenizde, daha yüksek maddî bir kültür-
le temas etmeleri, onlarýn gereksinmesini artýrdý, ve, sonuç olarak,
halk yýðýnlarýnýn sömürüsünü aðýrlaþtýrdý. Ve bu, Batý Avrupada, 13.
ve 14. yüzyýllarda, toplumsal çeliþkilerin keskinleþmesinin nedenle-
rinden biri oldu.
6. FEODAL TOPLUMLARIN ÝDEOLOJÝSÝ VE UYGARLIÐI
DÝNÝN VE KÝLÝSÝNENÝN ROLÜ
Emekçi yýðýnlar üzerindeki egemenliðini saðlamlaþtýrmak için,
feodal senyörler sýnýfý, iktisadî sömürü ve siyasal köleleþtirme ile
yetinmiyordu. Ýdeolojik etki, en iyi silahlarýndan biriydi. Ve feodal
toplumun ideolojisinde kesin rol, dine ve kiliseye düþüyordu. Yer-
yüzünde çekilen acýlarýn
[sayfa 217]
ödülü olarak göklerde mutluluk
vaatleriyle kilise, halk yýðýnlarýný, senyörlere karþý savaþýmdan saptý-
rýyor, halka, bilinçli olarak yumuþakbaþlýlýðý ve boyuneðmeyi aþýlý-
yordu. Bütün manevî yaþamýn dinden esinlendiði bu çaðda, kilise,
yürürlükte olan toplumsal düzeni, emekçilerin, köylülerin ve zana-
atçýlarýn aþýrý sömürülmesini kendi saygýnlýðý ile güven altýna alýyor-
du.
Ortaçaðýn bütün uygarlýðý, dinin ve kilisenin derin damgasýný
taþýyordu.
Katolik Kilisesi
Katoliklik, feodal toplumun baðrýnda dinin ve kilisenin rolü-
nün klasik bir örneðini verir. Bilindiði gibi, hýristiyanlýk, Roma impa-
ratorlarý zamanýnda köle sahiplerinin resmî dini olmuþtu. Ortaçaðda
iktidardaki sýnýf, hýristiyan kilisesini kendi ideolojik kalesi yapmýþtý.
11. yüzyýlda, Doðu Kilisesi ile Batý Kilisesinin kesin olarak birbirlerin-
den kopmasýndan sonra, katoliklik, bütün Avrupada, feodalitenin
ideolojik temeli oldu.
Katolik Kilisesi, yapýlarýna varýncaya deðin, feodalitenin
187
Ýlkel, Köleci
ve Feodal Toplum
hiyerarþisini yineliyordu. Baþýnda, papa ve papalýðýn hükümet ör-
gütü bulunuyordu. Ondan sonra, kardinaller, evekler, abbeler vb.
geliyordu. Bu merdivenin en alt basamaðýnda ruhanî bölgelerin pa-
pazlarý bulunuyordu.
Kilisenin kendisi, en büyük toprak sahiplerinden biriydi. Böy-
lece Paristeki Notre-Dame Ve Hollandadaki Saint Trond Abbeliði,
Avrupanýn en geniþ yurtluklarý arasýnda sayýlýyordu. Bunlar içinde
çiftlikler, baðlar, ormanlar, otlaklýklar, sayýsýz haralar, pek büyük sü-
rüler vardý. Kilise prensleri, bundan baþka, aþar, yani her köylünün
gelirinin onda-birini de alýyorlardý.
Köylülerin ve zanaatçýlarýn aþýrý sömürüsü, kilisenin zengin-
liðinin kaynaðý oldu.
[sayfa 218]
Manevî Yaþamda Kilisenin Tekeli
Yukarý-ortaçaðýn ve ilerlemiþ feodalitenin Batý uygarlýðý, kili-
se düþünüþünün, özellikle bunun katolik biçiminin etkisine girmiþti.
Katolik tanrýbilimi, antikçað felsefesinden uzaklaþmýþtý. Eski-
den felsefeye sýkýca baðlý olan matematik ve doða bilimleri kaybol-
du. Edebiyat Azizlerin Yaþamlarýna, tarih, keþiþlerin günlük notlarýna
indirgendi. Þiir, müzik, tüm plastik sanatlar, kilisenin hizmetinde
görev aldý. Okullar, eðitim, rahipler sýnýfýnýn tekelindeydi.
Bu kültür tekelini, kilise öyle durup dururken elde etmedi,
bir yandan feodal soylularla, öte yandan da özgür düþünce yanlýlarý,
halk yýðýnlarý ile çetin bir savaþýmýn sonunda kazandý. Katolik Kilise-
si (geri kalan bütün öteki kiliseler gibi) halkýn yaratýcý esinlerini en
açýk biçimde yansýtan mezhep sapkýnlýklarýndan korkunç bir biçim-
de öç alýyordu.
Müslüman Dini
Ýslâmiyet, feodalite çaðýnda, en yaygýn dinlerden biri oldu.
Arabistanda feodal imparatorluk, müslümanlarýn dinsel topluluðun-
dan (cemaatinden) baþlayarak kuruldu. Ýslâmiyet, Araplar tarafýn-
dan ele geçirilen bütün topraklarda ortaçað toplumunun ideolojik
yapýsýnýn dýþýnda oluþtu. Daha sonra, Asya ve Afrika ülkelerinde,
kýsmen de Avrupa ülkelerinde, geniþ bir biçimde yayýldý. Müslüman
öðretisi, Arapçadaki, baðýþlama, ferað, tevekkül ve sadýklar (mü-
Dostları ilə paylaş: |