anlamış olacaksınız. Bu cevabı ilk bölümde de anlayabilirsiniz, son sayfada da.
Carnegie’nin ricası üzerine kabul ettiğim yirmi yıllık görevi yerine getirirken
yüzlerce iyi tanınmış adamı inceledim. Bu adamların çoğu büyük servetlerini
Carnegie’nin sırrının yardımıyla elde
ettiklerini itiraf ediyorlar; bu kişilerin
arasında şu isimler bulunuyor:
Henry Ford Theodore Roosevelt King Gillette Alexander Graham Bell Thomas
A. Edison John D. Rockefeller William Wrigley John Wanamaker James J. Hill
Wilbur Wright
William Jennings Bryan Woodrow Wilson William Howard Taft Clarence
Darrow Elbert H. Gary
Bu
isimlerin, mali ya da diğer alanlardaki başarıları Carnegie sırrını anlayıp
uygulayanların hayatta yüksek yerlere ulaştıklarını kanıtlayan yüzlerce başarı
hikâyesinin sadece küçük bir kısmını oluşturmaktadır. Sırrı kullanmaya karar
verip de seçtiği alanda kayda değer bir başarıya ulaşmayan hiç kimseyi
tanımıyorum. Sır olmaksızın
kendini ünlü, seçkin biri kılan ya da her türlü
zenginliği elde eden birini de tanımıyorum. Bu iki gerçekten çıkardığım sonuç,
özgür irade için esas olan bilginin bir parçası olarak sırrın, “eğitim” yoluyla
kazanılanlardan daha önemli olduğudur.
Okumaya devam ederken sözünü ettiğim sır sayfadan dışarı atlayıp göze çarpar
şekilde karşınızda dikilecektir, tabü bunun için hazırsanız! Ortaya çıktığında
onu tanıyacaksınız. İşareti ilk ya da son sayfada da alsanız, bir an için durun ve
bu olay hayatınızdaki dönüm noktası olacağı için o anı kutlayın.
Kitabı okumaya devam ederken onun hayal ürünü olmayıp gerçeklerle
uğraştığını, amacının hazır olanlara neyi nasıl yapacaklarını öğrenecekleri
büyük evrensel gerçeği aktarmak olduğunu da unutmayın! Hazır
olanlar bir
başlangıç yapmak için gerekli uyaranı da alacaklardır.
Son bir hazırlık sözü olarak, birinci bölüme başlamadan önce size Carnegie
sırrının tanınmasına ilişkin bir ipucu verecek
olan küçük bir tavsiyede
bulunabilir miyim? Şöyle ki: Tüm başarılan, bütün kazanılmış zenginlikleri elde
edenler her şeye bir fikirle başladılar! Eğer sır için hazırsanız sırrın yarısına
sahipsiniz demektir; bu nedenle diğer yarısını da zihninize ulaşır ulaşmaz
tanıyacaksınız.
NAPOLEON HILL, 1937
8