Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Felsefe Anabilim Dalı



Yüklə 1,65 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə13/37
tarix28.11.2023
ölçüsü1,65 Mb.
#134390
1   ...   9   10   11   12   13   14   15   16   ...   37
1.2.4. Marcus Aurelius Antoninus 
Stoacı filozoflar arasından kısaca bahsedeceğimiz son isim ise Marcus Aurelius 
Antoninus (MS 121-180) olacaktır. 161 ile 180 yılları arasında Roma İmparatorluğu 
yapan Marcus Aurelius, 
Düşünceler
adlı eserinde Stoacılık ve kozmopolitik düşünce 
üzerine fikirlerini açıkça belirtir. 


17 
“Eğer anlak ortaklaşaysa, bizi, düşünen varlıklar yapan, us da ortaklaşadır. Bu 
böyleyse, yapılması ya da yapılmaması gerekeni buyuran us ortaklaşa olmalıdır. Bu 
böyleyse, aynı kentin insanlarıyız. Bu böyleyse, belirli bir ortaklaşa yönetime 
katılmaktayız. Bu böyleyse, tüm evren bir kent gibidir” (Antoninus, 2016, s. 30).
“Kentim ve yurdum, Antonin olarak Roma’dır; insan olarak evren. Öyleyse, bu iki 
kente yararlı olan şeyler benim için salt iyiliklerdir” (Antoninus, 2016, s. 64) 
Bu iki alıntıdan da açıkça anlaşılacağı üzere, Roma İmparatoru olan bir Stoacı için bile, 
insanın ait olduğu iki ayrı polis vardır. Doğumumuzla bağlandığımız 
polis
ve ortak akıl, 
ortak doğamızla bağlandığımız 
kozmopolis
. İnsan olmak bakımından ortak noktamız olan 
akıl, bizi evrenin yurttaşları olarak birleştirir. Ancak buradaki kozmopolites/evren-
yurttaşlığı, Kiniklerden farklı olarak yıkıcı ve apolitik değildir. Bu anlayışta ne evlilik, ne 
devlet görevinde bulunmak, ne de lüksten uzak bir şekilde ortalama bir yaşam 
gereklilikleri yasaklanmıştır. Stoacı bilge tüm bunları yapar ancak, ortak akla uygun 
şekilde yurttaşı bulunduğu evrensel düzeni de unutmaz. Diğerlerinin iyiliği için siyasete 
katılsa da, bilgenin erdemlerini gözardı etmeden yaşar.
1.3 SOKRATES VE KOZMOPOLİTİZM 
Bu noktada tarihsel çizgide geriye dönüp, farklı bir bakış açısı sunulabilir. Her ne kadar 
çoğunlukla kozmopolitizm denince akla gelen ilk isim Diogenes ve Kinikler olsa da
kavramın temelinin Sokrates’in fikirlerinden başka bir yerde aranmaması gerektiğini de 
düşünenler vardır. 
İzonomi ve Felsefenin Kökenleri
adlı eserinde Karatani, İyonyalı filozoflar ve Sokrates’in, 
Platon ve Aristoteles tarafından aktarılandan farklı ele alınabileceğini söyler (Karatani, 
2018, s. 54,55). Genel kanı, arkhe sorunu etrafında, doğa üzerine düşünen İyonya felsefi 
çevresinin aksine, Sokrates’in insan ve etik üzerine düşünerek felsefeyi bambaşka bir 
eksen üzerine oturttuğudur. Oysa Karatani’ye göre bireyin nasıl yaşaması gerektiği 
sorusuna odaklanan etik araştırmaları için, topluluktan ayrı bir birey kavramı ortaya 
konulması şarttır. Böylesi bir birey kavramının ise o dönemler Atina felsefi çevresinde 
oluşturulması mümkün değildir. Zira Atina’da, polis’ten bağımsız bir birey anlayışı 
yoktur. Oysa çeşitli topluluklardan gelen kolonicilerden oluşan İyonya toplumu, hem 
katıldığı topluluktan bağımsız bir birey olma, hem de kendi seçimi ile katıldığı bir polisin 
üyesi olma özelliğini göstermekteydi. Böylesi bağımsızlığa dayanan bir görüş, Atina’da 


18 
hoş karşılanmamaktadır. Polis’in tanrılarını reddeden, doğa felsefesine dayanan bu 
bireyci görüş, geleneksel toplumun dinamiti olarak görülmekte ve bu nedenle Atina’dan 
sürgün ya da Sokrates’in de maruz kaldığı gibi idam cezası gibi cezalarla engellenmeye 
çalışılmaktaydı. Karatani, Sokrates’i işte bu anlamda polis’ten bağımsız bir kozmopolit 
olarak görür. Sokrates, idam kararı karşısında Atina’dan kaçabilecekken, orada kalmayı 
tercih ederek, iradi bir şekilde, Atina polis’ine bağlılığını sürdürmüştür. Böylece doğuştan 
gelen bir polis üyeliği karşısında, bilge kişinin sahip olduğu özgürlük ile oluşturulmuş, 
etik bir tavır olarak sürdürülen bir yurttaşlık kavramı ortaya konmuş olur. Bu anlamda 
Sokrates’in tavrı, Diogenes’in apolitik kozmopolitliğinden farklı siyasi bir 
kozmopolitliktir. Karatani bu durumu şöyle özetler: “Kendi özel mevkinizde kalırken 
kamusal davranın, yani polis içinde kozmopolit olun.” (Karatani, 2018, s. 153) 
Bir kozmopolit olarak Sokrates, yaşamı boyunca sergilediği etik tavrıyla, başta Sokratik 
Okullar olmak üzere, pek çok felsefi düşüncenin betimlediği bilge karakterine model 
olmuştur. Hem toplumun ve devletin dayattığı belirlenimlerin dışında kalarak gerçek 
özgürlüğe sahip, hem de kendi iradesiyle polis içinde kalarak yurttaş olan Sokrates, daha 
çok Stoacı tarzda bir kozmopolitizmin ilk görünüşü olarak ele alınabilir. 

Yüklə 1,65 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   9   10   11   12   13   14   15   16   ...   37




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə