76
Gaziantep Tıp Dergisi
Gaziantep Medical Journal
Gaziantep Tıp Derg 2013;19(2): 76-80
Gaziantep Med J 2013;19(2): 76-80
Araştırma Makalesi
Research Article
DOI: 10.5455/GMJ-30-2012-122
www.gantep.edu.tr/~tipdergi
ISSN 1300-0888
Geliş Tarihi: 05.09.2012 Kabul Tarihi: 21.11.2012
Received: 05.09.2012 Accepted: 21.11.2012
İnterskalen brakiyal pleksus blok uygulamalarında ultrason
ve sinir stimülatörü tekniklerinin etkinliklerinin
karşılaştırılması
The comparison of the effectiveness of the ultrasound and peripheral nerve
stimulating techniques during interscalen block
Ayşe Mızrak¹, Reşit Saruhan¹, Levent Şahin¹, Vahap Sarıçiçek¹, Zeliha Beyza Bayrak¹,
Süleyman Ganidağlı¹, Sıtkı Göksu¹
1
Gaziantep Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı, Gaziantep
Özet
İnterskalen brakiyal pleksus bloğu uygulamalarında ultrasonografi ve periferik sinir stimülatörü tekniklerinin uygulanması sırasında
potasiyel olarak avantaj ve dezavantajlar bulunmaktadır. Bu çalışmada, ultrasonografi ve periferik sinir stimülatörü kullanımı ile
gerçekleştirilen interskalen blok uygulamalarında duyusal ve motor blok oluşma sürelerini ve postoperatif analjezik ihtiyacı sürelerini
karşılaştırılması amaçladık. Omuz cerrahisi sebebiyle interskalen blok uygulanacak olan ASA (American Society of
Anesthesiologysts) I-II grubu 60 hasta prospektif, çift kör planlanan çalışmaya kabul edildi. Her iki hasta grubuna da 25 ml % 0.5
Levobupivakain uygulandı. Duyusal blok pinpirik testi, motor blok ise Bromage skalası ile değerlendirildi. Duyusal ve motor blok
oluşma süreleri ile postoperatif ilk analjezik ihtiyacı süreleri kaydedildi. Gruplar arasında hastaların demografik özellikleri benzerdi.
Ultrason kullanılan grupta (Grup-U) duyusal ve motor blok oluşma süreleri periferik sinir stimülatörü kullanılan gruba (Grup-S) göre
istatistiksel olarak belirgin bir şekilde daha kısa olup ilk analjezik ihtiyacı süresi daha uzundu. Sonuç olarak; ultrason ve sinir
stimülatörü kullanılarak gerçekleştirilen interskalen brakiyal pleksus bloğunda; ultrason tekniği ile duyusal ve motor bloğun daha hızlı
geliştiği ve postoperatif ilk analjezik ihtiyaç süresinin daha uzun olduğu gözlenmiştir. Ayrıca, ultrason tekniği ile postoperatif hasta
konforunun da daha memnun edici olduğu belirlenmiştir..
Anahtar kelimeler: Analjezik ihtiyacı; blok süresi; interskalen blok; periferik sinir stimülatörü; ultrason.
Abstract
There are potential advantages and disadvantages during ultrasonographic and peripheral nerve stimulating techniques in interscalen
plexus blockade. In this study, we aimed to compare the sensory and motor blockade onset time and the duration of postoperative
analgesic requirement during interscalen blockade performed with ultrasound and peripheral nerve stimulating techniques. Sixty
patients in ASA (American Society of Anesthesiologysts) 1-2 groups were accepted in this prospective and double blind study for the
shoulder surgery. Twenty-five ml 0.5% Levobupivacaine was administered to each patient group. The sensory blockade was evaluated
with Pinprick test and the motor blockade was evaluated with the Bromage Scale. The duration of the sensorial and the motor blockade
and the duration of postoperative first analgesic requirement were noted. The demographic data were similar between the groups. The
onset time of sensorial and the motor blockades in group U was significantly shorter than in group S and the first analgesic
requirement time in group U was significantly longer than in group S. During the interscalen blockade performed with ultrasound and
peripheral nerve stimulator, it was observed that the sensorial and motor blockade was developed faster and the duration of first
analgesic requirement was longer with ultrasound technique. Furthermore, it was determined that postoperative patient comfort score
was more satisfied by ultrasound technique.
Keywords: Analgesic requirement; duration of blockade; ,interscalen blockade; peripheral nevre stimulator; ultrasound.
Giriş
Ultrasonografi (USG) eşliğinde sinir bloğu ilk kez La
Grange ve ark. (1) tarafından 1978’ de rapor edilmiştir,
Doppler USG eşliğinde supraklavikular brakiyal pleksus
bloğu uygulanmış ve başarı % 98 olarak bildirilmiştir.
İzleyen dönemde USG kullanımı ile ilgili yayınlar
enderdir (2-5). Ülkemizde 1993 yılında Güzeldemir ve
ark. (6) tarafından aksiller sinire USG eşliğinde kateter
yerleştirilerek blok uygulanmıştır.
Son yıllarda kullanıma giren USG yöntemi ile periferik
sinir
bloğu
uygulamaları,
diğer
konvansiyonel
yöntemlere karşı birçok avantaj sağlamakta ve günden
güne kullanımı artmaktadır. Bunlar, anatomik yapıların
(sinir, arter, tendon) ve verilen lokal anestezik (LA)
ilacın doğrudan görüntülenmesi, intranöral veya
intravasküler
enjeksiyon
gibi
komplikasyonların
önlenmesi,
sinir
stimülasyonundaki
gibi
ağrılı
kontraksiyonların olmaması, lokal anestezik ilaç
dozların azaltılmasıdır (7,8).
Periferal
sinir
blokları,
çocuk
ve
erişkinlerde
intraoperatif ve postoperatif mükemmel bir analjezi
sağlamaktadır (9).
İnterskalen blok brakial pleksusun boyunda C6
hizasında, interskalen (anterior ve median skalen kaslar
arasından) aralıkta bloke edilmesi tekniğidir. İnterskalen
blok, özellikle omuz ve üst kol ile ilgili cerrahilerde,
santral ağrının periferik ağrıdan ayırt edilmesi amacıyla,
stellat ganglion bloğu ile önlenemeyen bursit veya akut
herpes zosterin neden olduğu ciddi ağrılar ve stellat
ganglion bloğunun yapılamadığı durumlarda sempatik
sinirleri bloke etmek için uygulanabilir.
Bu çalışmada amacımız, ultrasonografi ve periferik sinir
stimülatörü kullanımı ile gerçekleştirilen interskalen
İletişim/Correspondence to: Reşit Saruhan,
Gaziantep
Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Anesteziyoloji ve Reanimasyon
Anabilim Dalı, Gaziantep, TÜRKİYE
Tel: +
90
342 3606060 / 77282
rstsrhn@mynet.com
77
Gaziantep Tıp Derg 2013;19(2): 76-80
Gaziantep Med J 2013;19(2): 76-80
Mızrak ve ark.
blok uygulamalarında duyusal ve motor blok oluşma
sürelerinin ve postoperatif analjezik ihtiyacı sürelerinin
karşılaştırılmasıdır.
Gereç ve Yöntemler
Bu çalışma Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi
Hastanesi
Anesteziyoloji
ve
Reanimasyon
AD
tarafından, Ortopedi ve Travmatoloji ameliyathanesinde,
Haziran 2010-2012 tarihleri arasında yapıldı. Yerel etik
kurul onayı ve tüm hastalardan yazılı onam alındıktan
sonra çalışmaya başlandı. Omuz cerrahisi planlanan
ASA I-II grubu, 18-75 yaş aralığında olan 60 hasta
çalışmaya dahil edildi. Kronik analjezik tedavisi alan,
kontrolsüz diyabet ve hipertansiyonu olan, psikiyatrik
hastalığı olan, brakiyal pleksusta nörolojik hasarı olan,
opiyoid allerjisi olan ve solunum yetmezlikli hastalar
çalışma dışı bırakıldı. Hastalar ameliyat salonuna
alındıktan sonra elektrokardiyogram (EKG), pulse
oksimetre, non-invaziv kan basıncı ölçümü için tansiyon
manşonu ile monitörize (S/5 Avance, Datex-Ohmeda,
Inc. Medison WI 53707-7550 USA) edildi. Bütün
hastalara işlemden önce 20 G kateter ile damar yolu
açıldı ve sedasyon amaçlı IV 0.05 mg/kg Midazolam
(Dormicum, DEVA, 15 mg/3 ml) yapıldı.
Omuz cerrahisi planlanan hastalar randomize olarak iki
gruba ayrıldı. Randomizasyon kura yöntemi ile
yapılmıştır. Gruplardaki hastalara, intraoperatif anestezi-
analjezi ve postoperatif analjezi amaçlı, ultrason (Grup-
U) ve periferik sinir stimülatörü (Grup-S) eşliğinde 25
ml % 0.5 Levobupivakain uygulandı. Grup-U ’da
pleksus blokları hastalara uygun pozisyon verildikten
sonra ultrason (Esoate MyLab30, Florence, İtalya)
kılavuzluğunda 10-18 MHz lineer prop kullanılarak
implane teknik ile uygun görüntü elde edildikten sonra
80 mm yalıtılmış iğne ucu ve ilaç dağılımı görülerek 25
ml Levobupivakain uygulandı. Grup-S’ de hastalara
uygun pozisyon verildikten sonra sinir stimülatörü iğnesi
20 G, 80 mm (Pajunk, Melsungen, Germany) sinir
stimülatörüne bağlanarak (Braun Stiumplex HNS11,
Melsungen, Germany) elektriksel uyarı 1 mA akım, 2
Hz hız ve 0,1 ms aralıklarla uyarı verilmek üzere
ayarlandı. Hastaların başı blok uygulanmayacak tarafa
çevrildi ve iğne interskalen aralıktan yani anterior ve
median skalen kaslar arasından, C6 hizasından gelen
transfer çizginin kesiştiği noktadan mediale 60 derece
açı ile girilerek sinir liflerine paralel olacak şekilde
yerleştirildi. Deltoid kas ile o taraf pektoralis majör
kasının kasılması, bize doğru lokalizasyonu işaret
ettiğinde akım 0.3 mA’re indirildi ve hala kas
kontraksiyonunu
görülüyorsa
her
5
ml’de
bir
absorbsiyondan sonra 25 ml Levobupivakain yavaşça
verildi (Winnie Tekniği) (10). Pleksus lokalizasyonu
veya test dozu sırasında parastezi veya ağrı olduğunu
belirten hastalarda iğne hafif geri çekildi.
Motor blok ve duyusal blok, tam motor blok ve
ağrısızlık duyusu elde edilene kadar birer dakika
aralıklarla değerlendirildi ve kaydedildi. Grupların tüm
verilerinin değerlendirilmesi gruplar hakkında bilgisi
olmayan deneyimli ve sabit bir anestezist tarafından
gerçekleştirilmiştir. Motor blok Modifiye Bromage
skalası (0=motor blok yok, 1=omuz abdüksiyonu yok,
2=hem omuz abdüksiyonu hem de dirsek fleksiyonu
yok, 3=tam motor blok ) (11), duyusal blok C4-T1
dermatomlarında “pinpirik testi” (0=ağrı duyusu var,
1=ağrı duyusu yok) ile değerlendirildi. Lokal anestezik
enjeksiyonunun tamamlandığı an başlangıç zamanı
olarak kabul edildi.
Cerrahinin başlaması için, C4-T1 dermatomlarında
uygulanan
“pinpirik
testi”,
ağrı
duyusunun
kaybolduğunu ve “Modifiye Bromage skorunun" ≥1
olduğu durum da yeterli kas gevşemesinin olduğunu
gösterdi ve bu durum yeterli anestezi düzeyi olarak
kabul edildi. Daha sonra cerrahi işlem başlatıldı.
Cerrahi
işlem
bittikten
sonra
bütün
hastalar
değerlendirme
odasına
alındı
ve
hastaların
değerlendirmesi bittikten sonra ağrı değerlendirmesi için
vizüel ağrı skalası (VAS) ve sayısal ağrı skalası (NRS)
(0=ağrı yok, 10=dayanılmaz şiddette ağrı) kullanıldı
(12). Hasta memnuniyeti operasyondan sonra hastalara
geçirdikleri
operasyonu
nasıl
değerlendirdikleri
sorularak derecelendirildi (0=memnun değil, 1=orta
derece
memnun,
2=memnun,
3=çok
memnun).
Postoperatif 0, 1, 2, 4, 6, 12. ve 24. saatlerde hastaların
kalp hızı (KH), ortalama arter basıncı (OAB), ağrı
skorları ve ilk analjezi ihtiyacı süreleri değerlendirildi ve
kaydedildi. Hastaların ağrı skoru C4-T1 arası her bir
dermatomda duyusal bloğun gerilemesi açısından
değerlendirildi. Motor blok süresi hastaların omuzlarını
ilk
hareket
ettirdikleri
veya
önkol
fleksiyonu
yapabildikleri zamana kadar geçen süre olarak kabul
edildi.
Postoperatif analjezi VAS>3 ve NRS>3 olduğu zaman
intravenöz 75 mg Diklofen (Farmakos, 3 ml, diklofenak
sodyum) kullanılarak sağlandı. Hastalar rutin oral
analjezik (Parasetamol) protokolü ile taburcu edildi. Bir
hafta sonra hastalar ağrı semptomları açısından
değerlendirildi.
İstatistik
Verilerin
istatistiği
için
SPSS
10.0
sürümü
kullanılmıştır. Parametrik veriler ortalama±standart
sapma şeklinde ifade edildi. Non parametrik veriler
median (min-maks) olarak ifade edildi. Gruplar arası
parametrik veriler Student t testi ile ve non parametrik
veriler Mann-Whitney U testi ile karşılaştırıldı. Gruplar
arsındaki istatistiksel farklılık P<0,05 olduğunda anlamlı
kabul edildi.
Sonuçlar
Gruplar yaş, cinsiyet, erkek/kadın oranı ve vücut kitle
indeksi açısından karşılaştırıldığında istatistiksel açıdan
herhangi bir fark görülmemiştir (Tablo 1). OAB ve KH
değerleri karşılaştırıldığında gruplar arasında benzer
özellikler vardı (Şekil1 ve 2). İki grup duyusal blok
oluşma süreleri açısından karşılaştırıldığında Grup-U’da
Grup-S’ye göre anlamlı bir şekilde daha kısa bulundu
(P=0,03). İki grup motor blok oluşma süreleri açısından
karşılaştırıldığında Grup-U’da Grup-S’ye göre anlamlı
bir şekilde daha kısa bulundu (P=0,0001). Gruplar hasta
memnuniyeti açısından karşılaştırıldığında Grup-U’da
Grup-S’ye göre anlamlı bir şekilde daha yüksek bulundu
78
Gaziantep Tıp Derg 2013;19(2): 76-80
Gaziantep Med J 2013;19(2): 76-80
Mızrak ve ark.
(P=0,0001). Ayrıca, gruplar postoperatif ilk analjezik
ihtiyaç süreleri açısından karşılaştırıldığında Grup-U’da
Grup-S’ye göre anlamlı bir şekilde daha uzun olduğu
görüldü (P=0,0001) (Tablo 2).
Tablo 1. Grupların demografik verileri (Ort.± SD).
Grup-U
Grup-S
P
Yaş (yıl)
34,5 ± 16,7
37,2 ± 19,0
0.5
Cinsiyet (E/K)*
16/12
15/15
0.8
BMI**
23,8 ± 2,1
24,3 ± 2,6
0,4
*E:Erkek, K:Kadın; **BMI: Body Mass Index (Vücut Kitle İndeksi)
İşlem sırasında hiçbir hastada intranöral enjeksiyon veya
lokal anestezik toksisitesi görülmemiştir. Postoperatif
dönemde
de
hastalarda
önemli
bir
nörolojik
komplikasyon gelişmemiştir. Her iki gruptaki hastaların
hemen hemen tamamında Horner Sendromu gelişmiştir.
Tablo 2. Grupların duyusal blok ve motor başlama süresi, hasta
memnuniyeti ve ilk analjezik ihtiyaç süresi (Ort.± SD).
Grup-U
Grup-S
P
Duyusal blok
oluşma
süresi
(dakika)
8,9 ± 2,4
11,4 ± 5,9
0,03
Motor blok
oluşma
süresi
(dakika)
18,8 ± 3,0
26,1 ± 9,0
0,0001
Hasta
memnuniyeti
median
(min-maks)
3,0 (1,0-3,0)
1,0 (1,0-2,0)
0,0001
İlk analjezik
ihtiyacı
süresi
(dakika)
398,3 ± 95,6
217,6 ± 74,2
0,0001
Şekil 1. Grupların ortalama arteriyel kan basınçları (OAB).
Şekil 2. Grupların kalp hızları.
79
Gaziantep Tıp Derg 2013;19(2): 76-80
Gaziantep Med J 2013;19(2): 76-80
Mızrak ve ark.
Tartışma
USG’nin eşzamanlı görüntüleme sağlaması ve arter ven
ayrımını yapabilmesi rejyonel anestezide çok önemli
avantaj sağlamaktadır. USG klavuzluğunda imkansız
veya zor rejyonel uygulamalar dahi yapılabılir hale
gelmiştir (13). Günümüzde periferik sinir blokları
anatomik
işaret
noktalarından
yararlanarak
sinir
stimülatörü ile gerçekleştirilmektedir. Ancak, en uygun
koşullarda dahi bu bloklar “kör” yöntemlerdir. Oysa
USG rehberliği, alternatif bir yöntem sunmaktadır. USG
ile rejyonal blok uygulanırken iğne ile sinir ilişkisinin
eşzamanlı görüntülenmesi sağlanır (14-16).
İki grup duyusal ve motor blok oluşma süreleri açısından
karşılaştırıldığında
Grup-U’da
Grup-S’ye
göre
istatistiksel olarak anlamlı bir şekilde daha kısa bulundu.
Bizce bunun sebebi; iğnenin ve lokal anestezik
enjeksiyonunun görülmesi olup periferik sinir stimülatör
kullanımına göre USG uygulaması daha kolay ve daha
hızlı
blok
yapılmasını
sağlamaktadır.
Gruplar
postoperatif ilk analjezik ihtiyaç süreleri açısından
karşılaştırıldığında
Grup-U’da
Grup-S’ye
göre
istatistiksel olarak anlamlı bir şekilde daha uzun olduğu
görülmüştür. USG eşliğinde görülerek tespit edilen nöral
pleksuslara uygun dozlarda lokal anestezik solüsyonu
verilerek optimal blok oluşması sağlanmıştır. Bu durum
periferik sinir stimülatörüne göre duyusal ve motor
bloğun daha erken başlamasını ve daha uzun sürmesini
sağlamıştır. Davis ve ark.(17) ve Martinoli ve ark.’ nın
(18) yaptıkları çalışmaya göre interskalen blok
uygulaması sırasında USG kullanımı lokal anestezik
ilacın sinirin gövde ve köklerine kolayca yayılması,
iğnenin pozisyonunun ayarlanması ile optimal düzeyde
sağlamaktadır. Ayrıca USG brakiyal pleksusun en iyi
şekilde bloke olabileceği en uygun seviyede bloğun
yapılmasına olanak vermektedir (19-21).
Riazi ve ark.ları 20 ml’den fazla verilen lokal anestezik
volümünün duyusal ve motor blok başlama süresini
etkilediğini belirtmektedir. 20 ml solüsyon frenik sinir
blokajı olasılığını arttırmakla birlikte brakiyal pleksus
bloğu başarısını da arttırmaktadır ve blok oluşma
süresinin 20-30 dakika arasında olduğunu belirtmektedir
(22). Biz de benzer şekilde 25 ml lokal anestezik
kullandık. Duyusal ve motor bloğun başlama süresinin
daha kısa olmasının, daha başarılı bir blokaj elde
edilmesinin
ve
daha
konforlu
bir
operasyon
geçirilmesinin bu uygulamanın sonucu olabileceğini
düşünüyoruz.
Periferal
sinir
blokları,
çocuk
ve
erişkinlerde
intraoperatif ve postoperatif mükemmel bir analjezi
sağlamaktadır. USG eşliğinde yapılan rejional blokların
geleneksel sinir stimulasyonu yöntemine göre daha
avantajlı olduğu görülmüştür (9). USG’ nin kılavuzluğu
ile imkansız veya zor uygulamalar dahi yapılabilir hale
gelmiştir (13). Gruplar hasta memnuniyeti açısından
karşılaştırıldığında
Grup-U’da
Grup-S’ye
göre
istatistiksel olarak anlamlı bir şekilde daha yüksek
bulundu. Perifer sinir stimülatörü kullanımında sinir
pleksusuna
ulaşılamadığında
işlem
tekrarlanmak
zorunda kalınmaktadır. Hem uygulama süresinin uzun
olması ve böylece daha invaziv olması nedeniyle USG
kullanımı, perifer sinir stimülatörüne göre daha konforlu
bulunmuştur.
Çalışmamızda, kalıcı sinir hasarı % 0 iken yayınlanan
bir derlemede bu oran % 2,8 olarak bulunmuştur (23).
Yapılan diğer prospektif ve retrospektif çalışmalara göre
USG ve perifer sinir stimülatörü karşılaştırıldığında
USG’nin gereksiz çoklu periferik sinir bloğu riskini
azalttığı görülmüştür (24,25). Periferik sinir stimülatörü
ile yapılan interskalen blok sırasında gelişen frenik sinir
bloğuna bağlı hemidiafragmatik paraliziler ve pulmoner
fonksiyonlarda azalma ve rekürren laringeal sinir
bloğuna bağlı vokal kord paralizileri gelişebilmektedir
(26-28). Bizim çalışmamızda önemli bir nörolojik hasar
gelişmemiştir. Her iki gruptaki hastaların hemen hemen
tamamında başarılı interskalen bloğun bir göstergesi
olan Horner Sendromu gelişmiştir (29).
Çalışmamızın dezavantajı, denek sayımızın çok fazla
olmamasıdır. Bu çalışma daha geniş bir denek grubu ile
tekrarlanabilir.
Sonuç
olarak;
omuz
cerrahisi
anestezisi
için
ultrasonografi kullanılarak 25 ml % 0.5 Levobupivakain
ile gerçekleştirilen interskalen blok uygulamasında
duyusal ve motor bloğun PSS uygulamasına göre daha
hızlı oluştuğu, postoperatif ilk analjezik ihtiyaç süresinin
daha uzun olduğu gözlenmiştir.
Kaynaklar
1. la Grange P, Foster PA, Pretorius LK. Application of the
Doppler ultrasound bloodflow detector in supraclavicular
brachial plexus block. Br J Anaesth 1978;50(9):965-67.
2. Abramowitz HB, Cohen C. Use of Doppler for difficult axillary
block. Anesthesiology 1981;55(5):603.
3. Kestembaum AD, Steuer M, Marano M. Doppler-guided
axillary block in a burn patient. Anesthesiology 1990;73(3):586-
7.
4. Vaghadia H, Jenkins LC. Use of a Doppler ultrasound
stethoscope for intercostal nerve block. Can J Anaesth
1988;35(1):86-9.
5. Kirvela O, Svedström E, Lundbom N. Ultrasonic guidance of
lumbar sympathetic and celiac plexus block: a new technique.
Reg Anesth 1992;17(1):43-6.
6. Güzeldemir ME, Üstünöz B. Ultrasonographic guidance in
placing a catheter for continuous axillary brachial plexus block.
Anesth Analg 1995;81(4):882-3.
7. Daneli G, Fanelli A, Ghisi D, Moschini E, Rossi M, Ortu A, et
al. Ultrasound vs nerve stimulation multiple injection technique
for posterior popliteal sciatic nerve block. Anesthesia
2009;64(6):638-42.
8. Perlas A, Brull R, Chan VW, McCartney CJ, Nuica A, Abbas S.
Ultrasound guidance improves the success of sciatic nerve block
at the popliteal fossa. Reg Anesth Pain Med 2008;33(3):259-65.
9. Gray AT. Ultrasound-guided regional anesthesia: current state
of the art. Anesthesiology 2006;104(2):368–373.
10. Marhofer P, Chan VW. Ultrasound-guided regional anesthesia:
current
concepts
and
future
trends.
Anesth
Analg
2007;104(5):1265-9.
11. Marhofer P, Frickey N. Ultrasonographic guidance in pediatric
regional anesthesia. Part 1: theoretical background. Paediatr
Anaesth 2006;16(10):1008-18.
12. Roberts S. Ultrasonographic guidance in pediatric regional
anesthesia.
Part
2:
techniques.
Paediatr
Anaesth
2006;16(11):1112-24.
13. Jan van Geffen G, Tielens L, Gielen M. Ultrasound-guided
interscalene brachial plexus block in a child with femur fibula
ulna syndrome. Paediatr Anaesth 2006;16(3):330-2.
14. Winnie AP. Interscalene brachial plexus block. Anesth Analg
1970;49(3):455-66.
80
Gaziantep Tıp Derg 2013;19(2): 76-80
Gaziantep Med J 2013;19(2): 76-80
Mızrak ve ark.
15. Bromage PR. A comparison of the hydrochloride and carbon
dioxide salts of lidocaine and prilocaine in epidural analgesia.
Acta Anesthesiol Scand Suppl.1965;16:55–69.
16. Dworkin RH, Turk DC, Farrar JT, Haythornthwaite JA, Jensen
MP, Katz NP, et al. Core outcome measures for chronic pain
clinical trials: IMMPACT recommendations. Pain 2005;113(1-
2):9–19.
17. Davis JJ, Swenson JD, Greis PE, Burks RT, Tashjian RZ.
Interscalene block for postoperative analgesia using only
ultrasound guidance: the outcome in 200 patients. J Clin Anesth
2009;21(4):272–7.
18. Martinoli C, Bianchi S, Santacroce E, Pugliese F, Graif M,
Derchi LE. Brachial plexus sonography: a technique for
assessing
the
root
level.
AJR
Am
J
Roentgenol
2002;179(3):699–702.
19. Perlas A, Chan VW, Simons M. Brachial plexus examination
and localization using ultrasound and electrical stimulation: a
vounteer study. Anesthesiology 2005;99(2):429–35.
20. Chan VW. Applying ultrasound imaging to interscalene brachial
plexus block. Reg Anesth Pain Med 2003;28(4):340–3.
21. Royse CE, Sha S, Soeding PF, Royse AG. Anatomical study of
the brachial plexus using surface ultrasound. Anaesth Intensive
Care 2006;34(2):203–10.
22. Riazi S, Carmichael N, Awad I, Holtby RM, McCartney CJ.
Effect of local anaesthetic volume (20 vs 5ml) on the efficacy
and respiratory consequences of uktrasound-guided interscalene
brachial plexus block. Br J Anaesth 2008;101(4):549–56.
23. Brull R, McCartney CJ, Chan VW, El-Beheiry H. Neurological
complications after regional anesthesia: contemporary estimates
of risk. Anesth Analg 2007;104(4):965–74.
24. Barrington MJ, Watts SA, Gledhill SR, Thomas RD, Said SA,
Snyder GL, et al. Preliminary results of the Australasian
Regional Anaesthesia Collaboration: a prospective audit of
more than 7000 peripheral nerve and plexus blocks for
neurologic and other complications. Reg Anesth Pain Med
2009;34(6):534–41.
25. Orebaugh SL, Williams BA, Vallejo M, Kentor ML. Adverse
outcomes associated with stimulator-based peripheral nerve
blocks with versus without ultrasound visualization. Reg Anesth
Pain Med 2009;34(3):251–5.
26. Urmey WF, Gloeggler PJ. Pulmonary function changes during
interscalene brachial plexus block: effects of decreasing local
anesthetic injection volume. Reg Anesth 1993;18(4):244–9.
27. Bigeleisen PE. Anatomical variations of the phrenic nerve and
its clinical implication for supraclavicular block. Br J Anaesth
2003;91(6):916–7.
28. Plit ML, Chhajed PN, Macdonald P, Cole IE, Harrison GA.
Bilateral vocal cord palsy following interscalene brachial plexus
nerve block. Anaesth Intensive Care 2002;30(4):499–501.
29. Hoşten T, Gürkan Y, Solak M, Toker K. A case of Horner’s
syndrome following lateral sagittal infraclavikular blok. Agri
2008;20(4):45-8.
Dostları ilə paylaş: |