Discussions



Yüklə 125,53 Kb.
səhifə11/12
tarix27.12.2023
ölçüsü125,53 Kb.
#164003
1   ...   4   5   6   7   8   9   10   11   12
ULUSLARARASIFNANSALKRZLER (2) (1)

SONUÇ


Küreselleşen dünyada ülkeler birbirleri ile olan iletişimlerinde ileri boyutlara ulaşmış, sosyal, kültürel ve ekonomik olarak birbirle- rine uyum sağlamada büyük mesafe katetmişlerdir. Bunlardan ekonomi ile ilgili kısmı daha fazla önem arzetmektedir. Finansal bütünleşme ile birlikte ülkelerin birbirleri arasındaki dış ticaretleri gelişmeye başlamıştır. Ticareti yapılan malların ödemelerinde, si- gortalanmalarında ve kredilendirilmelerinde finansal bütünleşmenin büyük rolü bulunmaktadır.
Ayrıca finansal bütünleşme ülkeler arasında parasal sermaye- nin engelsiz bir biçimde dolaşıp sermaye sahiplerinin gelirlerini artırmalarına neden olmaktadır. Bununla birlikte gittiği ülkelerdeki sermaye açıklarını kapatmada yardımcı olmakta ise de bunun ya- nında sermaye giriş çıkışlarının herhangi bir kısıta tabi olmaması nedeniyle ani ve büyük miktarlarda ülkelerden çıkış yapılması du-
rumunda büyük oranda kriz sebebi olabilmektedir. Bu durumda en fazla zarar gören tasarruf oranları düşük ve aynı zamanda sermaye bakımından yetersiz olan gelişmekte olan ülkeler olmaktadır.
Diğer taraftan finansal bütünleşme ile birlikte ülkelerin ekono- milerinde meydana gelen krizlerin sadece o ülkenin ekonomisine zararı dokunmamakta ticaret yaptığı veya finansal piyasalar vasıta- sıyla etkileşimde bulunduğu diğer ülkelere de krizin zararlı etkileri ulaşmaktadır. Özellikle küreselleşmenin tüm yönleriyle özellikle ekonomik olarak tüm dünyayı etkisi altına aldığı 80’lı yıllardan iti- baren finansal kriz olgusu literatürde önemli bir yer edinmiştir. Bu konuda özellikle krizlerin nasıl tanımlanacağı, ne tür krizler olduğu, krizlerin nedenlerini açıklayan modellerin neler olabileceği ile ilgili çalışmalar ağırlık kazanmıştır.
Son olarak 2008 yılında yaşanan küresel finansal kriz en yakın ve en etkili örnek olarak karşımıza çıkmaktadır. Finansal piyasalar- da yaşanan krizlerin reel piyasalara doğru kayması ise ayrı bir tar- tışma konusudur. 2008 küresel finansal krizinde dış ticarette yaşa- nan büyük çöküş literatürde önemli bir araştırma konusu olarak yer tutmuştur.
Bu çalışmada ise uluslararası finansal kriz ve küresel pazarlar- da yapılan uluslararası ticaret arasındaki etkileşim incelenmiştir. Finansal sistem reel sektör ile tam bir uyum içinde işlediği zaman üretim ve dış ticarette ülkenin ilerleme kaydedebileceği şüphesizdir. Finansman reel sektör için can suyu mesabesindedir. Dolayısıyla finansal sistem ekonomide son derece önemli bir işleve sahiptir çünkü fonların üretken yatırım imkânları olmayan ekonomik ajan- lardan bu tür fırsatlara sahip olanlara geçmesini sağlar. Finansal sistem bu işi etkili bir şekilde yapamazsa, ekonomi verimli bir şekil- de işlemeyecek ve ekonomik büyüme ciddi şekilde engellenecektir.
Finansal krizler ise hemen hemen aynı yollardan reel sektöre dolayısıyla da uluslararası ticarete zarar verebilmektedir. Çalışmada da bahsedildiği üzere özellikle finansal krizler neticesinde faiz oran- larındaki meydana gelen artışlar reel sektörün maliyetlerini doğru-
dan arttırıcı bir etkiye sahip olması nedeniyle üretimden ticarete kadar tüm aşamalarda yıkıcı bir etkiye sahiptir. Finansal krizlerin küresel pazarlardaki uluslararası ticareti etkileme kanallarının dördü de bu çalışmada incelenmiştir.
Sonuç olarak finansal sektör ile reel sektör arasındaki ilişkinin büyük bir önemde olması nedeniyle finansal krizlerin reel sektöre bakan bir yüzü mutlaka bulunmaktadır. Burada reel sektörün finan- sal krizlerden etkilenme sorunun üstesinden gelmek için öncelikle ülkelerin finansal sektör yapısını sağlamlaştırmaları ve finansal piya- saların derinleşmesinin sağlanması gerekmektedir. Böylelikle finan- sal krizlerin yaşanması önlenmelidir. Sıcak para tabir edilen yabancı sermaye hareketlerinin finansal sektör içindeki payının daha az olması sağlanmalı bunu başarabilmek içinse doğrudan yatırımların teşvik edilerek arttırılması, ülkenin tasarruf oranlarının arttırılarak yabancı sermayeye olan ihtiyacın azaltılması, firmaların borsaya açılarak yatırımları için gerekli olan sermaye ihtiyaçlarının bir kısmı- nı buradan temin etmeleri gibi tedbirlerin alınması gerekmektedir. Burada ekonomik olarak karar alıcıların uyguladıkları politikaları bu tedbirleri sağlayacak şekilde yapmaları önem arz etmektedir.



Yüklə 125,53 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   4   5   6   7   8   9   10   11   12




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə