14
dedi. Saul Davut’un ölümü kendi elinde değil Filistliler’in
66
elinde olsun diye
düşünüyordu. Ne var ki Saul’ün kızı Merav Davut’a verileceği zaman geldiğinde kız
Davut yerine bir başkasına eş olarak verildi. Bu arada Saul’ün öbür kızı Davut’a gönül
vermişti. Bunu duyan Saul, Mikal’i Davut’a eş olarak vermeyi düşündü. Öyle ki Mikal
Davut’u tuzağa düşürür; Filistliler de onu öldürürdü. Saul başlık parası olarak Davut’un
yüz Filistli’nin sünnet derisini getirmesini istedi. Davut’la adamları gidip iki yüz Filistli
öldürdüler. Davut, kralın damadı olabilmek için Filistliler’in sünnet derilerini tam
tamına getirip krala sundu. Saul’da buna karşılık kızı Mikal’i eş olarak ona verdi.
67
Saul’ün kızı Mikal’in ölene dek çocuğu olmadı.
68
Davut’un diğer hanımları ise Ahinoam, Avigayil, Geşur Kralı Talmay’ın kızı
Maaka, Hagit, Avital, Egla’dır. Davut’un bu hanımlarından ve cariyelerinden birçok
çocuğu dünyaya geldi. Hevron’da
69
doğan oğullarının isimleri şunlardır: Amnon, Kilav,
Avşalom, Adoniya, Şefatya ve Yitream.
70
Davut Hevron’dan ayrıldıktan sonra
Yeruşalim’de
71
kendine daha birçok cariye ve eş aldı. Yeruşalim’de doğan çocuklarının
adları ise şunlardır: Şammua, Şovav, Natan, Süleyman, Yivhar, Elişua, Nefeg, Yafia,
Elişama, Elyada ve Elifelet.
72
Kitab-ı Mukaddes’in bir başka yerinde Davut’un
Yeruşalim’de doğan oğulları olarak şunlar sayılır: Şima, Şovav, Natan ve Süleyman. Bu
dördü Ammiel’in kızı Bat-Şevadan doğdular. Davut’un diğer oğulları: Yivhar, Elişama,
66
Deniz kavimlerin Filistliler milattan önce 1200’lerde vuku bulan Kavimler göçü sırasında bölgeye
gelmiş ve bugünkü Gazze şeridi ve civarında beş büyük şehir kurarak burayı yurt edinmişlerdir. Hangi
ırka mensup oldukları bilinmeyen Filistliler bölgede demir çağını başlatmışlardır. Bir süre sonra yerli
halka karışarak benliklerini kaybetmişlerdir. Bugün Filistin, adını Filistliler’den alır. Daha geniş bilgi için
bkz. M. Lutfullah Karaman, “Filistin”
DİA, TDVY. İstanbul 1996, c. 13, s. 90.
67
Kitab-ı Mukaddes, I. Samuel, 18/12-27.
68
Kitab-ı Mukaddes, II. Samuel, 6/23.
69
Hevron başka bir Kitab-ı Mukaddes tercümesinde Hebron diye geçer. Bkz.
Kitab-ı Mukaddes, Kitab-ı
Mukaddes Şirketi, Baskı: Kaplan Ofset, İstanbul 2012. Hebron Filistin’deki Hâlil şehrinin İbranicedeki
adıdır. Bkz. http://tr.wikipedia.org/wiki/El-Halil. Erişim Tarihi: 24.05.2013; Milat’tan önce II. Binyılın
ilk yarısında Ken’ânîler tarafından kurulmuştur. Mustafa L. Bilge, “Halîl”,
DİA, Türkiye Diyanet Vakfı
Yayınları, İstanbul 1997, c. 15, s. 305.
70
Kitab-ı Mukaddes, II. Samuel, 3/2-5; I
.
Tarihler, 3/1-4’te Davut’un Hevron’da doğan çocukları arasında
Kilav sayılmaz. II. Samuel, 3/2-5’de ise Daniel sayılmaz.
71
Yeruşalim, Kudüs’ün İbranice’deki adıdır. Eski Ahid’in Âramîce metinlerinde Yerûşâlem şeklinde
telaffuz edilmektedir. Latinceye Jerusalem olarak geçmiştir. Yeruşalim
yeru ve
şalim olmak üzere iki
kelimeden oluşmaktadır. Yeru’nun kurmak, tesis etmek manasındaki ‘yârâh’tan gelmesi daha
muhtemeldir. Kelimenin ikinci kısmını oluşturan şalim ise ‘barış’ anlamına gelir. Bkz. Harman, “Kudüs”,
DİA, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, Ankara 2002, c. 26, s. 323.
72
Kitab-ı Mukaddes, II. Samuel, 5/13-16.
15
Elifelet, Nogah, Nefeg, Yafia, Elişama, Elyada ve Elifelet olmak üzere toplam dokuz
kişiydiler. Tamar onların kız kardeşidir.
73
Kur’an ve Kitab-ı Mukaddes metinlerini karşılaştıracak olursak Kur’an, Hz.
Davut’un annesinden, babasından soyundan, hanımlarından bahsetmemiştir. Hz.
Davut’un çocuklarından sadece oğlu Hz. Süleyman’dan bahsetmiştir. Kitab-ı Mukaddes
ise Davut’un soyunu sırasıyla Hz. İbrahim’e kadar dayandırmış ve bunları tek tek
saymıştır. Davut’un onlarca çocuğunun ve hanımının ismini vermiştir. Davut’un bazı
hanımlarıyla evleniş serüveninden uzun uzadıya bahsetmiştir. Onun hanımlarından
başka çok sayıda cariyeleri olduğunu söylemiştir. Kur’an, Hz. Davut’un şekil ve
şemailinden hiç bahsetmemiştir. Kitab-ı Mukaddes ise Davut’un şekil ve şemailinden
bahsetmiş, Davut’un kızıl saçlı, yakışıklı, gözleri pırıl pırıl birisi olduğunu söylemiştir.
Kur’an Hz. Davut’un güzel ahlakıyla ilgili olarak onun Allah’a çok yöneldiğini,
Rabbinden mağfiret dilediğini, eğilerek secdeye kapandığını, tevbe edip Allah’a
döndüğünü, Allah’ın yanında onun bir yakınlığı ve güzel bir geleceği olduğunu
bildirirken; Kitab-ı Mukaddes ise onun yürekli, güçlü savaşçı ve akıllı konuşan, cesareti
güçlü,
ilişkilerde tedbirli, alımlı bir kişi olduğunu bildirmiştir.
73
Kitab-ı Mukaddes, I. Tarihler, 3/5-8.