Bulanık gözünde toplanan hırsı
Kanlı bir maksadın çirkin pıhtısı
Dağlardan indi o keskin dişiyle,
Vahşetin titreyen bir gidişiyle
Yayıldı yollara zalim nefesi,
Boğuldu yamaçta mazlumun sesi.
Tamam gücüyle o haykırdıkca
Binlerce yüreği tutup kırdıkca
Kükrüyor, kükrüyor bütün coşuyor,
Benliği zulümden zulme koşuyor.
Kanlı çöllerin bu azğın yolcusu
Bu yerde neden kurmuştur pusu?
Alev görünce o, tez kaçar geri
Ateşgedeyi yak, durma, Azeri!
16 Nisan 1925
53
KOMÜNİZM “DEHA”SINA
—
Türkiye’nin genç şairi Mes’ud Saffet’e—
Sen her zaman bana diş gıcırdattın,
Gülüş saçmalıydın, hiddet fırlattın.
Ben insanım, ancak aşka layıkım,
Senden de insanlık beklemek hakkım.
Güvenip gücüne, haris kafana
Bana
Tahakküm etmeğe hakkın var mı?.. Yok.
Bağırmak istersen, dağ, orman pek çok.
Ey ademoğlu,
Ey hırsın kulu,
Sen bana tahakküm eyleyemezsin.
Sesin bir ruh gibi ufukta gezsin.
Madem ki kafan var, bir dimağın var;
O benim gövdemi daima arar.
Eğer hakim olmak istersen bana,
Bulaştır elini kana!
Önce başımı kes, kalbimi yırt, at,
Sonra cesedime zülmünü uzat;
—
Dışarda gece var.
—Sus: ölüm ve mezar..
İstersem, yanlış bir iş mi olacak
Bu koca dünyadan bir karış toprak?
Toprak
, evet toprak yaşayanındır;
Ey mahluk, o da bir başka canandır.
Bana toprak verin serbest yaşayım.
Hakka ulaşayım...
Yürek-
kokan bir leş, çehre-temiz, saf..
Ne tuhaf,
Ölürsem eğer,
Ey sersem beşer,
54
Benim cesedimi gömmek için siz
Üç arşın yer, toprak lütfedersiniz.
İstemem o sizin olsun hep sizin,
Yalnız hayatta iken cenk etmeksizin
Bana lütfen verin üç karış toprak,
Yaşayım ben asıl bir insan gibi...
Biz insan gibi...
Ey arzın mihverini deviren eller,
Arabamızı fena sürüyorsunuz:
“Halley” den korkun, “Fay” dan eyleyin hezer
Of, sıkıldım, ne olur
Serbest ve mağrur
Yaşayabilmek için
Kardeşcesine sevmek, sevilmek için
Gidebilsem cihanın maverasına
Tükürüp insanların pis dünyasına.
Gidebilsem şu yerden uzak, çok uzak..
Ah, bir avuç serbest azade toprak!...
Yaşayım daima azad olarak!
4 Teşrin-i evvel 1924
55
AĞLA GÖZEL GELIN
Ağla, gözel gelin, güneşin soldu,
Gurubun hüznüne karışsın rengin.
Yarinin kabrine şimdi tac oldu
Düğünde başına konan çelengin..
Göz yaşlarınla in her gön sahile,
Bağrı kanla dolan Hazerle dertleş.
Dalğalar üzgündür bin iniltiyle,
Ağlayan denize sen de ol bir eş.
Ey gözel elleri kınalı gelin,
O taze yüreği yaralı gelin!
Bakü’nun seması ne kadar hazin..
Derdinle o da solgundur sanki.
Hasretle sararan gül renkli benzin
Hazanın ruhuyla doludur sanki.
Git de, bir damla göz yaşı takdim et
Nişanlını vurup öldüren rusa
De ki: yarim için bu-olsun diyet,
Kendi gitti, bari mezarı dursa!...
Bakma elindeki kınaya gelin,
Gönlün bürünsün karaya gelin!
Akşam yayılırken öksüz beldeye
Çemberekendde yükselt sesini
10
Kucakla mezarı sen vatan diye,
Millet duysun solan taş nefesini...
10
Çemberekend Bakü mezaristanının bulunduğu mahallin adıdır.
56
Gelin, nazlı gelin, ez, üz kendini,
Vatanında garip olan gamın az.
Azerbaycan’ın o acı derdini,
Yarinin kabrine hıçkırıkla yaz.
Gitmeden elinin kınası gelin,
Elle bera
ber tut bu yası gelin!...
1 Mart 1924
57
Dostları ilə paylaş: |