Ders İçeriği Organizmanın yapısal düzeyi Canlıların ortak özellikleri Hücre Dokular ( sistemler) Epitel doku Bağ doku Kemik dokusu Kas dokusu Sinir dokusu Kas fizyolojisi Kan fizyolojisi Solunum sisitemi Dolaşım sistemi Enerji üretim mekanizmaları Toparlanma
fizyoloji fizyoloji Hayvan fiz insan fiz bitki fiz egzersiz fiz
Organizmanın yapısal düzeyi Atom Molekuller Hücre Doku Organ Sistem organizma
Canlıların ortak özellikleri 1-Kendine özgü organizasyonun olması 2-Metabolizma Canlılığın devamı metabolizmaya bağlıdır 2'ye ayrılır: a-Anabolizma: Basit moleküllerden büyük meloküllerin yapılmasıdır. b-Katebolizma: Kompleks meloküllerim biokimyasal tepkimeleri ile parçalanmasıdır.Katobolik işlemler sonucunda enerji üretilir. Enerji oluşumu ,yağların korunması ,hücrelerin gelişimi ve yönlenmesi metabolizmaya bağlıdır.
3-Hareket Organizmanın bir bütün olarak veya bir kısım organlarının.şekil ve pozisyon değiştirme yeteneğidir.Yürüme ,koşma,atlama gibi 4-Uyarılma Canlının çevresindeki ve vücut içerisindeki değişikliklere reaksiyon gösterme yeteneğidir. 5-Büyüme Vücut parçalarının veya tamamının şeklinde önemli bir değişiklik olmaksızın ölçülerinin veya hacminin artmasıdır. 6-Üreme Bir organizmanın yada bir çift organizmanın yeni organizmalar meydana getirme işlemidir.Bir canlılın bir başka canlıdan oluştuğudur. 3-Hareket Organizmanın bir bütün olarak veya bir kısım organlarının.şekil ve pozisyon değiştirme yeteneğidir.Yürüme ,koşma,atlama gibi 4-Uyarılma Canlının çevresindeki ve vücut içerisindeki değişikliklere reaksiyon gösterme yeteneğidir. 5-Büyüme Vücut parçalarının veya tamamının şeklinde önemli bir değişiklik olmaksızın ölçülerinin veya hacminin artmasıdır. 6-Üreme Bir organizmanın yada bir çift organizmanın yeni organizmalar meydana getirme işlemidir.Bir canlılın bir başka canlıdan oluştuğudur.
7-Çevreye uyum Canlılar içinde yaşadığı çevreye uyum sağlayacak mekanizmalara sahiptirler..Bunların sayesinde çevre şartlarına uyum gösterirler. 8-Solunum Besinlerde var olan enerjiyi açığa çıkarmak için inspirasyonla O2 nin verilmesi. 9-Sindirim Besinlerin kimyasal olarak basit formlara ayrılmasıdır. 10-Emilim (Absorbsiyon) Sindirilen besin partiküllerinin bağırsaklardan emilerek kan dolaşımına geçirilmesidir. 11-Dolaşım Kan vasıtasıyla moleküllerin vücut içerisinde taşınmasıdır. 7-Çevreye uyum Canlılar içinde yaşadığı çevreye uyum sağlayacak mekanizmalara sahiptirler..Bunların sayesinde çevre şartlarına uyum gösterirler. 8-Solunum Besinlerde var olan enerjiyi açığa çıkarmak için inspirasyonla O2 nin verilmesi. 9-Sindirim Besinlerin kimyasal olarak basit formlara ayrılmasıdır. 10-Emilim (Absorbsiyon) Sindirilen besin partiküllerinin bağırsaklardan emilerek kan dolaşımına geçirilmesidir. 11-Dolaşım Kan vasıtasıyla moleküllerin vücut içerisinde taşınmasıdır.
12-Özümleme (asimilasyon) Sindirilen besin maddelerinin organizmaya göre sentezlenmesidir. Örneğin:Sindirim sonrası hemen kullanılmayan ihtiyaç fazlası glikoz, karaciğer ve kas hücrelerinde glikojen halinde depo edilir.Depoların alabileceği miktardan fazla glikoz var ise yağa dönüşerek dokuda depo edilir 12-Özümleme (asimilasyon) Sindirilen besin maddelerinin organizmaya göre sentezlenmesidir. Örneğin:Sindirim sonrası hemen kullanılmayan ihtiyaç fazlası glikoz, karaciğer ve kas hücrelerinde glikojen halinde depo edilir.Depoların alabileceği miktardan fazla glikoz var ise yağa dönüşerek dokuda depo edilir
Canlılığın devamı için gerekli faktörler Su Besin Oksijen Isı basınç
Hücre
HÜCRE FİZYOLOJİSİ Özellikleri: Hücreler hem morfolojik (şekilsel) hem de metabolik olarak çok büyük farklılıklar gösterirler. Hücreler yaşayan organizmaların yapısal ve fonksiyonel birimleridir. Dört bölümde incelenir. Plazma Stoplazma Organeller Salgı ve depo alanları
Hücrelerin Fonksiyonel Özellikleri ortamdan ham materyali alırlar Enerji üretirler: Bu enerji iç ortam dengesini sağlamak, ve sentez reaksiyonlarını yürütmek için gereklidir. Termodinamiğin 2. Kanununa karşı koymak ancak enerji ile mümkündür. Kendi moleküllerini sentez ederler. Organize bir şekilde büyürler. Çevreden gelen uyarılara cevap verirler. Çoğalırlar .
Hücrelerin Yapısal Özellikleri Kalıtsal bilgiler DNA içinde saklanır. Genetik kod temelde aynıdır. Bilgi DNA dan proteinlere RNA aracılığı ile geçer. Proteinler hücrenin fonksiyon ve yapısını düzenlerler. Bütün hücreler seçici geçirgen bir zar olan plazma membranı ile çevrilmiştir
HÜCREDNİN KİMYASAL YAPISI Su Hücrenin %75-90 ı sudur. Hücre içi sıvıya stoplazma adı verilir. Fiziksel olarak yarı geçirgen ve içinde birçok kimyasal madde bulunan sıvı olarak tanımlanır. Stoplazmadaki organik maddeler: protein, yağ, karbonhidrat, vitamin, enzim ve hormonlar. İnorganik maddeler: Ca (kalsiyum) K (potasyum) Mg (magnezyum) N (azot) P(fosfor) Fe (demir) ve çeşitleri
Hücre içi ve Dışı sıvılar: Hücre içi ve Dışı sıvılar: Bir insanın yaklaşık %60 su , %18 protein, %15 yağ ve %7 si Mineraldir. Ekstraseluler sıvı: hücre dışı sıvı İnterselüller sıvı : hücre içi sıvı Oksijen (O2) ve Karbondioksit (CO2) İnorganik bileşikler. Çoğu iyon formunda bulunan asit baz ve tuzlardır. Hücrede meydana gelen metabolik reaksiyonları kontrol ederler. Kemik oluşumu, kas kasılması gibi reaksiyonlarda rol alırlar. Sodyum, kalsiyum, potasyum, bikarbonat, karbonat, sülfat, (kas kasılmasında ve sinir sisteminde potasyum ve sodyum önemlidir.)
Karbonhidratlar: hücre yapısının %1 lik bir bölümünü oluşturur. Enerji kaynağıdır. Karbonhidratlar: hücre yapısının %1 lik bir bölümünü oluşturur. Enerji kaynağıdır.
Yağlar(lipidler) : hücre yapısında hayati önem taşır. suda çözünmezler ya da çok az çözünürler. Yağlar(lipidler) : hücre yapısında hayati önem taşır. suda çözünmezler ya da çok az çözünürler. Yapılarını C H O elementleri oluşturur. Ayrıca yapılarında P N elementleri de bulunabilir. İçerdikleri karbon miktarı, oksijene göre daha fazla olduğundan, yağlar vücutta yakıldığı zaman karbonhidrat ve proteinlere göre daha çok enerji verir. Yağların yakılması için daha çok oksijene gereksinim vardır. Genellikle enerji ve yapı maddeleri olarak kullanıla
Proteinler: aminoasitlerin zincir halinde birbirlerine bağlanmasından oluşan büyük organik bileşiklerdir. Bu zincirde bir amino asitin karboksil grubunun bir diğerinin amino grubuna bağlanmasıyla oluşan bağ peptit bağı olarak adlandırılır. Proteinler: aminoasitlerin zincir halinde birbirlerine bağlanmasından oluşan büyük organik bileşiklerdir. Bu zincirde bir amino asitin karboksil grubunun bir diğerinin amino grubuna bağlanmasıyla oluşan bağ peptit bağı olarak adlandırılır.
Hücrenin fiziksel yapısı Hücre zarı Mitokondri Lizozom ,:sindirim Golgi kompleksi: protein salgılama Endoplazmik retikulum: sentez depo Çekirdek Ribozom, protein sentezi Sentroil,; bölünme
Hücre Zarı - lipit, protein ve az miktarda karbonhidrattan oluşmuştur -dış ortamdan korunma - DNA, RNA ve benzeri yaşamsal moleküllerini dağılmaktan korumalıdır.
- Hücre molekül yada organellerine zarar verebilecek yabancı molekülleri uzak tutmalıdır.
Dış ortamla iletişim ve madde alış verişi Biyolojik membranlar bilipit katmandan oluşur. Membran yarı geçirgen
Hücre zarından geçişme 1- pasif taşıma Difüzyon Kolaylaştırılmış difüzyon
OSMOZ
FİLTRASYON
2- aktif taşıma 2- aktif taşıma Endositoz= zarda değişiklik yapılarak -Pinositoz= hücre içmesi -Fagositoz= hücre yemesi Ekzositoz= hücre dışına taşınması
Endoplazmik retikulum lipid, protein (ribozomlar aracılığı ile) ve kompleks karbonhidratların yapım yeridir. Endoplazmik retikulum hücredeki toplam membranların yarısından fazlasını oluşturur. Endoplazmik retikulum iki membrandan oluşur, iki membran arasında kalan boşluğa endoplazmik retikulum lümeni denir.
Golgi Kompleksi Golgi kompleksi hem yapı hem de fonksiyon yönünden endoplazmik retikulum ile yakından ilişkilidir. Bu organel birbirine paralel bir dizi membranöz kanaldan oluşur ve salgı yapan hücrelerde iyi gelişmiştir. Golgi kompleksinin fonksiyonu endoplazmik retikulumda sentezlenen maddelere son şeklini vermek ve bu maddeleri bir membranla çevrelemektir. Ayrıca hücre zarının yenilenmesi ve yüzeyinin genişletilmesi görevini de üstlenir.
Lizozom Hücreiçi sindirimi sağlamak üzere yaklaşık 40 civarında enzim içerirler. Lizozom membranı lizozomun hücreyi tümüyle sindirmesini önler.
Ribozom Ribozomlar proteinlerin sentez edildikleri yerdir. Protein sentezi için gerekli bilgi DNA dadır, bu bilgi RNA ya transfer edilir, ve ribozomlarda RNA da ki bu bilgiyle protein yapılır. hücrede binlerce ribozom bulunur. Ribozomlar ya sitoplazmada serbestçe yüzerler ya da endoplazmik retikuluma bağlı olarak bulunur. Ribozomların membranı yoktur.
Mitokondri Mitokondriler eukaryotik hücrelerde ana enerji üretim merkezleridir. Biri iç diğeri dış olmak üzere iki membranı vardır. İç membranda çok sayıda katlanmalar vardır, bu membranın yüzey alanını genişleterek, membran bağımlı raksiyonların daha fazla sayıda olamasını sağlar. Mitokondrilerin kendi DNA ve ribozomları vardır
Çekirdek (Nükleus) Nükleus DNA nın bulunduğu ve DNA daki bilginin RNA ya aktarıldığı yerdir. Çift katlı bir membranla sarılmıştır, Çekirdeğin içini dolduran esas madde DeoksiriboNükleik Asit ve protein molekülleridir. Bu DNA molekülleri nükleus içinde rastgele dağılmış olamayıp kromozom denilen yapılar içinde protein molekülleri ile birlikte organize olmuşlardır. . DNA molekülleri hücrede mevcut bütün proteinlerin nasıl yapılacağının genetik bilgisini içerirler. özelliklerinin yeni hücre nesillerine aktarılması da sağlanır.
Diğer yapılar Sentriyoller :Sentriyoller çekirdeğe yakın olarak yer alan bir çift silindirik yapıdır. Her biri üçerli guruplar halinde dokuz tübülden oluşmuştur. Sentriyoller hücre bölünmesi sırasında kromozomların hücre kutuplarına çekilmesini sağlarlar. Mikrotübüller: Mikrutübüller tübülin denilen alt birimlerden oluşmuştur. Görevi hücreyi yerinde tutmaktır Aktin filamentleri : Aktin filamentleri ise hücrenin şeklini değiştirmesinde görev alırlar
HEMOSTASİZ Madde kapsamı ve yoğunluğu O2- CO2 yoğunluğu Kan volümü-basıncı-yoğunluğu Kan glikoz düzeyi Vücut ısıs pH
pH
Asit-Baz Dengesi Reaksiyonların baskılanması Proton verici molekül yada iyonlar asit olarak tanımlanır. Proton alıcı molekül yada iyonlarda baz olarak tanımlanır Vücuttaki normal asit-baz dengesiyle ilgili asit ve bazlar zayıf asit ve bazlardır. Bunların en önemlileri karbonik asit ve bikarbonat bazlarıdır
Vücut Sıvılarında pH konsantrasyonu Arteryal kanda normal pH 7,4 tür. Venöz kan : karbonik asiti oluşturan karbondioksitin fazladan katılmasıyla pH 7,35 kadar düşer . en düşük sınır 6,8 en yüksek sınır 8,0 kadardır.
Asit-Baz Tampon Mekanizmaları Bir asit-baz tamponu kimyasal bileşik içeren bir eriyiktir Asidoz ve alkalozu önleyici çeşitli kontrol sistemleri bulunmaktadır.
Karbondioksit dolayısıyla karbonik asit için en önemli tampon hemoglobindir. Hemoglobin meydana gelen hidrojenin %20 sini bağlayarak tamponlama etkisine katkıda bulunur. Bu sistemde karbonik anhidraz enzimi de etkilidir.
Bikarbonat Tampon Sistemi HCO3 bikarbonat H2CO3 karbonik asit
Fosfat Tampon Sistemi
Protein Tampon Sistemi vücut sıvılarındaki bütün kimyasal tampon gücünün yaklaşık 4/3 ünün hücre içinde bulunduğunu onun çoğununda intrasellüler proteinlerden kaynaklanmaktadır.
Asit-Baz Dengesinin Solunumla Düzenlenmesi
Asit-Baz Dengesinin Böbreklerle Düzenlenmesi böbrekler, tubuluslarında bir seri karmaşık reaksiyonla hidrojen iyon konsantrasyonunu başlıca vücut sıvılardaki bikarbonat konsantrasyonunu azaltıp çoğaltarak dengeler.
Asidozda ekstrasellüler sıvılarda karbondioksitin bikarbonat iyonlarına oranı artar. Bu edenle tubuluslarda hidrojen iyon sekrasyon hızı bikarbonat iyonlarının filtrasyon hızının çok üstünde bir düzeye çıkar. Sonuçta tubuluslada az miktardaki bikarbonat iyonlarının tutabileceğinden daha fazla hidrojen iyonu salgılanır. Hidrojen iyonlarının bu fazlası tubulus sıvılarındaki tamponlarla birleşerek idrarla atılır Asidozda ekstrasellüler sıvılarda karbondioksitin bikarbonat iyonlarına oranı artar. Bu edenle tubuluslarda hidrojen iyon sekrasyon hızı bikarbonat iyonlarının filtrasyon hızının çok üstünde bir düzeye çıkar. Sonuçta tubuluslada az miktardaki bikarbonat iyonlarının tutabileceğinden daha fazla hidrojen iyonu salgılanır. Hidrojen iyonlarının bu fazlası tubulus sıvılarındaki tamponlarla birleşerek idrarla atılır
Alkaloz da bikarbonat iyonlarının erimiş karbondioksit moleküllerine oranı yükselir. Ayrıca fazla hidrojen iyonları tubulus tamponlarıyla , fosfat tamponuyla ve amonyak tampon sistemiyle idrara taşınır oradan da vücuttan uzaklaştırırlar. Alkaloz da bikarbonat iyonlarının erimiş karbondioksit moleküllerine oranı yükselir. Ayrıca fazla hidrojen iyonları tubulus tamponlarıyla , fosfat tamponuyla ve amonyak tampon sistemiyle idrara taşınır oradan da vücuttan uzaklaştırırlar.
Asidoz ve Alkaloz un Sebepleri 1. Solunum Asidozu akciğer ventilasyon hızının azalması ekstrasellüler sıvılarda erimiş karbondioksit konsantrasyonunu arttırır. Buda karbonik asit ve hidrojen iyon konsantrasyonunu arttırarak asidoz yaratır. Bu tip solunumdaki anormalliklerin neden olduğu asidoza solunum asidozu denir. Solunum Alkalozu akciğer ventilasyonunun artması karbondioksitin ve hidrojen iyonlarının azalarak pH nın yükselmesine dolayısıyla alkaozun oluşmasına neden olur. Bu duruma ise solunum alkalozu denir
Metabolik Asidoz yağların tam yanmaması, karbonhidratların anaerobik olarak yakılması ile laktikasitin oluşumu dokularda oksijen eksikliği ve HCO3 kaybı metabolik asidozun sebepleridir.
Metabolik Alkaloz metabolizmada baz özeliğine sahip tuzlar ve hidroksil iyonları yoğunluğu artarsa ve K* eksikliği yüzünden hidrojen iyonları yoğunluğu azalırsa metabolik alkaloz oluşur. HCO3 atılımı ile alkaloz normale dönüşür3
Egzersiz ve Asit-Baz Dengesi
Antrenmanın etkisi Antrenmanın etkisi Daha yüksek LA düzeyinde daha uzun süre çalışabilme Daha geç LA birikimi Daha hızlı tamponlama MaxVO2 deki artış Dayanıklılık sporları için önemi
İnsan organizmasındaki sistemler Deri Bağ iskelet Dolaşım solunum Kas
Epitel doku İçerden ve dışarıdan vücut yüzeyini örten dokudur. Hücre katmanlarına göre -basit epitel doku -çok katlı epitel doku Hücre çeşidine göre -yassı epitel -kubik epitel -Silindirik epitel.
Bağ ve destek doku Görevleri Doku ve organları bağlar, korur ve destek sağlar Enfeksiyonlara karşı koruma sağlarlar ve onarım yaparlar.
Bağ dokunun ana hücreleri 3 çeşit ana hücre vardır. Fibroblast hücreler: (elastik) Mast hücreleri: (histamin ve heparin içerirler, bağışıklık) Makrofajlar. (savunma)
Bağ dokular Gevşek bağ doku : organları bağlar Yağ dokusu Fibroz bağ dokusu: tendon, ligament, deri, göz Elastik bağ doku:
Kas sistemi
İskelet kasının yapıları
Fasikül
Kas hücresi
Miyoflament
Güç-Enerji Birimleri
iş-Work (W) • is kuvvet ve mesafeden (yol) türemis bir terimdir, • Kuvvet ve yolun çarpımıyla bulunur • Zaman boyutu yoktur. • W(is)=F(kuvvet)XD(mesafe-yol) • Birimi kg.m veya Nm dir.
Güç-Power (P;W) Güç isin zamansal olarak ifadesidir. Diger bir deyisle birim zamanda ortaya konan is miktarıdır. is hızıdır P(güç)=W(is)/t(zaman) Güç metabolik enerjinin fiziksel performansa çevrilmesinde de kullanılır. Örnegin anaerobik güç ve aerobik güç gibi. Birimi kg.m.dk-1, (watt), kg.m.sn-1
Enerji –Energy(E) • Enerji is yapabilme veya ortaya koyabilme yetenegi olarak tanımlanır. • Dogada mevcut 6 enerji sekli vardır ve bunlar birbirine dönüsebilir. – Isı – Radyasyon – Isık – Kimyasal-potansiyel – Mekanik-kinetik
ENERJi BİRİM ?
BAZAL METABOLİZMA Hücrelerin canlı kalabilmesi için gerekli enerji miktarı
ENERJİ SİSTEMLERİ Anaerobik Sistem/Yol/Oksijensiz Sistem – ATP-Kreatin fosfat sistemi=Fosfojen sistem ATP ADP + Enerji ADP+Kreatin fosfat ATP+Kreatin – Glikolitik sistem=Laktik asit sistemi Glikojen Laktik asit + ATP Aerobik Sistem/Yol/Oksijenli sistem – Aerobik glikoliz Glikoz(karbonhidrat)+Yag+Protein+O2 ATP
Enerji sistemlerinin
Kan FİZYOLOJİSİ Fiziksel özellikleri Görevleri Bileşimi Hücresel elemanların üretimi Hücresel elemanların idamesi Hücresel elemanların uzaklaştırılması
Fiziksel özellikleri Rengi kırmızı pH Vücut ağırlığının %8’i - Yaş, vücut tipi ve cinsiyete göre değişir
- E;5-6l, K;4-5l
- Yenidoğanda 83 ml/kg,
- 15 yaşında 71ml/kg
Kanın bulunduğu damar bölgeleri %88 sistemik dolaşım - Arter
- Kapiller
- Ven
- Kalp odacıkları
%12 pulmoner dolaşım
Kan ve bileşenleri Sıvı kısım-plazma Hücresel kısım - Eritrosit (%99)
- Lökosit
- Trombosit
Kan ve bileşenleri Sıvı kısım-plazma - Su
- Suda çözünmüş organik-inorganik maddeler
Hücresel kısım - Eritrosit (%99)
- Lökosit
- Trombosit
plazma Su İnorganik maddeler Organik maddeler
plazma Su İnorganik maddeler Organik maddeler
Plazma organik bileşenler
ŞEKİLLİ ELEMENTLER ERİTROSİTLER LÖKOSİTLER TROMBOSİTLER
ERİTROSİTLER Oksijeni Akciğerlerden dokulara götüren Hemoglobini taşıyan hücrelerdir. Büyük miktarda Karbonik anhidraz içerirler. Ortalama yarıçapı 8 mikron,kalınlıkları kenarda 2 mikron merkezde 1 mikron olan bikonkav şekilli elementlerdir. Ortalama hacimleri 83 mikrondur.
ERİTROSİTLER Kan konsantrasyonları Erkekte:5,200,000(±300,000) Kadında:4,900,000(±300,000) Bu değerler kişinin yaşına ve yaşadığı yere göre değişiklik göstermektedir.
ERİTROSİTLER Hücredeki Hemoglobin Miktarı Hematokrit kanın % olarak eritrosit değeridir. Normal değeri %40-45 arasında değişir.
ERİTROSİTLER Hematocrit ve Hücrelerin eritrosit değerleri normal olduğu sürece kadında %14gr ve erkekte %16gr Hemoglobin bulunur.
ERİTROSİT ÜRETİM YERLERİ Vitellüs kesesi Karaciğer Dalak Kemik iliği Prenatal Dönem
ERİTROSİTLERİN GELİŞİMİ Kemik iliğinde bulunan Pluropotent stem cell (Kök Hücre) denilen çok yöne farklılaşabilen hücreler vardır.Bu hücrelerden her tip kan hücresi gelişebilir.Bu kök hücrelerden Ünipotent (Yönlendirilmiş) hücre oluşur.Bu hücrelerden hangi grup kan hücresi üretilecekse o yönde farklılaşma yaşanır.(ERİTROPOEZ)
ERİTROSİT ÜRETİMİNİN STİMÜLASYONU ERİTROPOETİN: Böbreklerden üretilen glikoprotein yapıda, Eritrosit üretimini asıl stimüle eden hormundur. - Vitamin B12 (Olgunlaşma faktörü) B12Vitamini bütün vücut hücreleri için esaslı bir besin maddesidir.Bu vitamin eksikliğinde dokuların büyümesi genel olarak deprese olur.Bu B12 vitaminin DNA sentezi için gerekli olmasından kaynaklanmaktadır.
B12 Vitamini Eritrosit Üretimi için Gerekli Vitaminler - Vitamin B12 (Olgunlaşma faktörü) B12Vitamini bütün vücut hücreleri için esaslı bir besin maddesidir.Bu vitamin eksikliğinde dokuların büyümesi genel olarak deprese olur.Bu B12 vitaminin DNA sentezi için gerekli olmasından kaynaklanmaktadır.
- Bu vitamin eksikliğinde eritrosit üretim hızı inhibe edilir.Aynı zamanda eritropoez sürecinde olgunlaşma bozukluğuna da yol açar.
- DNA sentezindeki yetersizlik hücrelerin bölünme hızını yavaşlatır.Böylece normalden daha fazla RNA oluşarak öteki bütün sitoplazmik içeriğin,hemoglobin dahil,aşırı miktarda gelişmesine neden olur.Buda hücreyi büyütür. Makrositer Eritrosit
PERNİSYÖZ ANEMİ B12 vitamininin absorbsiyon bozukluğuna bağlı olarak ortaya çıkan Olgunlaşma Kusurudur. Mide bez epitelinden salgılanan ve B12 vitaminin emilimi için elzem olan İntrensek Faktör eksikliğine bağlı olarak gelişmektedir.
Eritrosit Üretimi için Gerekli Vitaminler Eritrosit olgunlaşmasında Folik Asidin Etkisi - Folik asitte B12 vitamini gibi eritrosit olgunlaşmasında DNA yapımı için gereklidir.
HEMOGLOBİN YAPIMI Hemoglobin sentezi eritroblastlarda başlayarak retikülosit evresine kadar devam eder.retikülositler kemik iliğini terk edip dolaşım kanına geçtikten bir gün yada daha uzun süre hemoglobin yapımı sürer.
ANEMİLER Kan Kaybı Anemisi Hemoraji Aplastik Anemi Megablastik Anemi Hemolitik anemi - Aneminin Dolaşım Sistemine Etkileri
- POLİSİTEMİ
- Polisiteminin Dolaşım Sistemine Etkileri
toparlanma Oksijen borcu Alaktasit Laktasit
Dostları ilə paylaş: |