Gürcüm, B. H. ve Arslan, A. (2016). Süfraj Hareketini Hazırlayan Etmenlerin Tekstil Sanayi Bağlamında İrdelenmesi. idil, 5 (25), s.1305-1350.
.
www.idildergisi.com
1320
olduğu kadar, özgürlük sonrasında, tüm yurttaşların eşit konumda olduğuna dair sözde
ilkeye de aykırıydı. Ancak yurttaşlık idealinin varsayılan bu esası öyle sık ihlal ediliyordu
ki kölelikten tam yurttaşlığa hızlı geçiş hiç de olası görünmüyordu.
Amerika’da 19 yüzyılda yaşanan göçmen sorununda ise köle kökenleri ve
beyaz topluma entegrasyonlarına engel olan deri renkleri ile köle sorununda olmayan
farklı din ve dil engeli vardır. 19. yüzyılda Avrupa ve Asya’dan gelen göçmenler
İngilizce öğrenerek yurttaşlık hakkını elde etmişlerdir (Heater,2007:141). Amerika bu
dönemlerde doğudan batıya doğru gerçekleşen iç göç nedeniyle de yüksek düzeyde bir
coğrafi hareketliliğe tanık olmuştur. Bu da çok sayıda insanın yeni yerlerde yeni
kimlikler edinmek ihtiyacında olduğunu göstermektedir.
Kırsaldan şehre göçle beraber insanların şehirleşmesiyle artan yalnızlıkları
kişiyi dış görünüş olarak başkalarıyla birleşmeye sevk etmektedir ki bu da moda ile
gerçekleşmektedir (Barbarosoğlu, 1995:79). 19. yüzyılın ikinci yarısında Amerika’ya
gelen çok sayıda göçmenin geleneksel giysilerini gelir gelmez bıraktığı, eski
kimliklerinden kurtulmak ve yenilerini kurmak için modern giysilerini kullandıkları
(Heinze, 1990:90) görülmüştür. Aynı nedenden dolayı Paris’te modaya uygun giysi
talebi bu dönemde çok yüksektir. Buna karşın Paris’in sönük bir taklidi olan taşra
kentleri ve geleneklere son derece bağlı olan kırsal kesim çiftçi toplulukları için yeni
giysilere erişmek kolay değildir (Crane, 2003:16).
Statü, Sınıf ve Toplumsal Kimliklerde Yaşanan Değişimler
Sanayi Devrimi sırasında bireyin toplum içinde değişik kimliklerle farklı
sosyal konumlara yerleşmesini bireyin sosyal kimliği sağlamaktadır (Aktaş,2013:57).
Bireyler, bireysel kimlikleri ve benzer giysiler giyen farklı toplumsal gruplara aidiyet
ile gelen toplumsal kimlik arasındaki ilişkiyi yorumlamak, kişiler arasındaki
dinamikleri yorumlamak, toplumsal ayırım ve sınırları belirlemek, kişisel geçmişe
ilişkin anlatılar kurmak ve bunları dönüştürmek için moda söylemlerini kullanırlar
(Thompson ve Haytko, 1997; Beyhan, 2010:14’dan).
Fransa ve İngiltere 19. yüzyılın sınıflı toplumlarına örnektir, ABD’nin durumu
ise belirsizdir: Bu ülkede yukarı doğru hareketlilik olanağının daha fazla olduğuna
inanılmıştır ama bu eşitlikçiliğin kapsamı abartılmış gibi görünmektedir. Cinsiyet
rollerinin en muhafazakâr tanımlarına Fransa’da rastlanır, İngiltere ve ABD ise daha
liberaldir (Crane, 2003:35). Giyim söylemleri kümesi her dönemde hem toplumsal
DOI: 10.7816/idil-05-25-01 idil, 2016, Cilt 5, Sayı 25, Volume 5, Issue 25
1321
www.idildergisi.com
rollere ilişkin egemen görüşlere uyumculuğu destekleyen hem de toplumsal rollere
ilişkin hemen herkesin kabul ettiği görüşleri yeni yönlere sürükleyen toplumsal
gerilimleri ifade eden söylemlerden oluşur (Smith 1988). Bunlardan ikincisi, statü ya
da cinsiyet rollerine ilişkin egemen görüşlere göre istisnai ya da marjinal giyim
davranışlarını kabul ettirmeye çalışan marjinal grupların bakış açılarını içerir.
Bir sembolik iletişim biçimi olan giyim, giyenin toplumsal rolüne, toplumsal
statüsüne ve karakterine ilişkin bilgi veren bir araç olarak 19. yüzyılda büyük önem
taşımıştır. Üst ve orta sınıf kadınları kendilerini toplumsal çevrelerdeki bireylere
uygun biçimde gösterebilmek için incelikli gardıroplar oluşturmaya bir hayli zaman ve
para harcamışlardır (Smith, 1981). Ortaya konulan olayın moda olması veya yok olup
gitmesi bireyin sahiplenmesi ile güçlenerek etki alanını genişletmiştir (İmre, 2011:14).
Modaya uygun giysiler diğer toplumsal kurumlar tarafından desteklenen ayrık alanlar
doktrinine örnek oluşturmuşlardır. Bu da kadınlardan canlandırmaları beklenen arka
planda kalan pasif toplumsal rollere uymaktadır. Sanayileşme, Avrupa ve
Amerika’daki orta ve üst sınıf kadınlarının çoğunu ekonomiye aktif katılımdan
uzaklaştırmıştır. Aristokratik aylaklık orta ve üst sınıf kadınlarına uygun bir faaliyet
olarak görülmüş, kamusal alanlara etkin katılımları sınırlı bir alan haricinde
reddedilen kadınlar sık sık giyimlerine göre tanımlanmışlardır. Kadınlık konulu
gündelik hicivler ve yorumlar ya da politik karikatürler kadın giysilerini kullanmış
örneğin hicivler ve eleştirilerde “jüponlar”la kadınlara gönderme yapılmıştır (Rolley
1990:48).
19. yüzyılda, büyük iktisadi gelişmenin olağanüstü döneminde, Fransa’da yeni
toplumsal kategoriyi oluşturan burjuva sınıfı, yeni giysi ve biçimlere yoğun ilgi
göstermiştir. Dönemin, ünlü zenginleşin sloganının en yaygın biçimde belirgin
sonuçlarından biridir bu. Kadın terzileri ve modacılar, bütün 19. yüzyıl boyunca
Fransa’da yukarı ve orta burjuvaziden kadın ve erkek müşterilerine albümlerden
modeller önermişlerdir. 1880-1890’dan itibaren fotoğrafın yaşamın içine girmesi
modayı bu albümler, gazete ve dergilerle yayımlanabilir ve eskisinden çok daha geniş
kitlelere ulaşılabilir kılmıştır (Waquet ve Laporte, 2011: 104)
19. yüzyılın sanayileşen toplumlarında sınıf bağları kimliğin en belirgin
yönlerinden birisidir ve toplumsal sınıfların giyim davranışları arasındaki farklar
sanayileşen toplumlardaki farklı sınıflara üye bireyler arasındaki ilişkinin niteliğini
yansıtmaktadır. O dönemde orta ve üst sınıflarla alt sınıflar arasındaki toplumsal
uçurum çok büyüktür. Buna rağmen yüzyılın sonlarında, nüfusun ezici çoğunluğunu