T. C. Ankara üNİversitesi sosyal biLİmler enstiTÜSÜ antropoloji (SOSYAL antropoloji) anabiLİm dali



Yüklə 1,25 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə77/80
tarix22.07.2018
ölçüsü1,25 Mb.
#58208
1   ...   72   73   74   75   76   77   78   79   80

260 
 
 Atatürk’ün  belirttiği  üzere  Türkiye  Cumhuriyetinin  temeli  kültürdür.  Ancak 
bu  kültür  ün  neleri  kapsayıp  neleri  kapsamadığı  henüz  tam  anlamıyla  açıklığa 
kavuşmamıştır.  Bu  durum  iktidara  gelen  her  hükümetin  kendi  siyasi  görüşüne  göre 
kültür  alanında  ciddi  değişikliklere  gitmesine  sebep  olmaktadır.  Neredeyse  her  on 
yılda bir yapılan bu değişiklikler ise ülkemizde sağlam ve tutarlı bir kültür ve eğitim 
politikasının  oluşmasını  engellemektedir.  Ülkemizin  karşılaştığı  en  temel  sorun 
Başgöz’ün  kitabında  belirttiği  gibi  eğitim  sorunudur.  Bu  sorunun  hafifletilmesinde 
halkbilimi  eğitime  yardımcı  olabilir.  Sosyal  gelişimin  temel  kaynağının  da  sosyal 
bilimler  olduğu  göz  önüne  alınırsa  halkbilimine  de  bu  alanda  önemli  bir  rol 
düşmektedir. Yeter ki siyasi ve ekonomik liderler tarafından desteklensin.  
Boratav,  halkbilimin  önemini  ortaya  koymaya  çalışırken,  tarih  çalışmalarına 
değinir  ve  burada  toplumların  tarihinin  sadece  resmi  tarih  kaynaklarına  dayanılarak 
değil,  folklorik  malzemelerin  kullanılarak  ortaya  konması  gerektiğini  savunur. 
Dolayısıyla  çalışmalarını  yazılı  halk  edebiyatı  üzerinde  de  yoğunlaştırır.  Bunun 
sonucu olarak Dede Korkut, Nasreddin Hoca, Köroğlu, Pir Sultan Abdal ve benzeri 
kişilerle  ilgili  yazılı  kaynaklara  yönelir,  bu  kaynakların  verilerini  yorumlamaya 
çalışır. Başgöz ise, Boratav’dan farklı olarak, resmi tarih meselesine pek girmez. Bu, 
onun  kaynağı  belli  konulara  değil,  anonim  türlere  ilgi  duyuyor  olmasıyla 
açıklanabilir.  Türküler,  bilmeceler  onun  gözde  konusudur  ve  bu  malzemelerin 
toplumun tarihini yazma noktasında fazla bir işlevleri yoktur. 
Halkbiliminin  diğer  işlevi  olan  halkın  tarihinin  araştırılması  konusunda  da 
ülkemizde ciddi sorunlar bulunmaktadır. Devletin resmi tarih tezleri ile çoğu alanda 
çakışan  ve  çatışan  halkbilimi  araştırmaları  bu  anlamda  da  ciddi  engellemelerle 
karşılaşmaktadırlar.  Tüm  dün  ya  da  resmi  tarih  ve  gayri  resmi  tarih  arasında  ciddi 


261 
 
farklılıklar vardır. Bu iki tarih anlayışı arasındaki farklılıklar Halil Berktay tarafından 
kısaca şu şekilde belirtilmektedir: 
Zira dolaysız insan tecrübelerinin kapsamına giren birey ve aile anıları 
başka; “ulusal bellek” (national memory) dediğimiz kurgulanmış, inşa edilmiş 
söylem,  büyük  anlatı  (grand  narrative)  ise  gene  başka.  Ernest  Renan’da 
olmayan  bu  ayırım,  Benedict  Anderson’ın  “hayalî  cemaatler”  ve  Hobsbawm 
ile  Ranger’in  “geleneğin  icadı”  kavramları  başta  olmak  üzere,  günümüzün 
milliyetçilikten  millete  giden  “sübjektif”  yaklaşımları  için  çok  kuvvetle  geçerli. 
Anderson’ın  milleti,  “ortak  acı”larını  illâ  dolaysızca  yaşamış  olması 
gerekmeyen,  ama  yaşadığı  kendisine  öğretilmiş,  dolayısıyla  kendini  bütün 
bunları yaşamış gibi hisseden veya hayal eden, buna alıştırılmış bir cemaat. 
Kim(ler) tarafından? Hem Hroch’a, hem Anderson’a göre, milliyetçiliğin henüz 
bir muhalefet akımı olarak yükselişi sırasında, düşünsel öncüleri arasında yer 
alan aydın, yazar, şair, romancı, gazeteci ve “millî tarih”çiler tarafından.
161
 
Ulaş  Başar  Gezgin  adlı  bir  sosyal  bilimcinin  Reha  Çamuroğlu’ndan  aldığı 
bilgiler  ışığında  yaptığı  bazı  çıkarımlara  göre  halk  tarihi  resmi  tarih  ayrımı  ve  bu 
ayrımın siyasi görünümü şu şekilde olmaktadır: 
Yalnızca  yabancıların  sömürgeci  olduğu,  ‘kendi  insanının’  sömürgeci 
olamayacağı  savı,  yalnızca  devlet  içinden  bakınca  mantıklı  görünür. 
Dolayısıyla,  burada  yerli  sömürgeci-yabancı  sömürgeci  ayrımı  ortaya 
atılmaktadır  (bu  ayrımı  dile  getirmese  de,  halktan  bakış  ve  devletten  bakış 
                                                             
161
 Halil Berktay, ‘Ortak Acı’ ları Kurgulayıp Yayanlar, Taraf, 15 Kasım 2008 


262 
 
ayrımını  Selçuklu  dönemi  ayaklanmaları  bağlamında  ele  alan  Çamuroğlu 
(2000)’e bakınız). Yerli sömürgeciler sömürdükçe, halk, barbarları bekler. 
Yine  yalnızca  devlet  içinden  bakıldığında,  kalkınma  yenilikçilerle 
tutucular arasında bir çekişme olarak görünür. Halktan bakış ise, kalkınmayı 
devletin  insanına  verdiği  değerle  açıklar:  Halk,  devlet  tarafından,  köleci 
toplumlarda köle; derebeylik düzenlerinde toprağa bağlı köylü olarak görülür. 
Yine  halktan  bir  bakış,  kalkınmayı  paranın  yabancı  paralara  göre  değeriyle 
değil,  ‘yaşam  kalitesi’  göstergeleriyle  açıklar:  Bebek  ölümleri,  beklenen 
yaşam süresi, toplumsal hizmetlerden yararlanabilme düzeyi vb.
162
 
Ülkemizde  ise  tarih  alanındaki  bu  ayrımlar  çok  daha  derindir.  Özellikle 
araştırma  yapılan  alanlar  ya  da  konular  söz  konusu  olduğunda  ayrım  araştırmacı 
açısından  tehlikeli  bir  boyuta  varmaktadır.  Bu  durum  pek  çok  araştırmacının  doğal 
olarak bu alana girmekte çekingen olmasına sebebiyet vermektedir. Elimizdeki tezde 
özellikle  Nasreddin  Hoca,  Pir  Sultan  Abdal  ve  Yunus  Emre  konularında 
gözlemlediğimiz  bu  ayrım  da  maalesef  dönemin  siyasi  otoritesinden  bağımsız 
değildir.  Siyasetin  bu  alanlardan  (halkbilimi  ve  diğer  sosyal  bilimlerin  alanından) 
elini çekmesi ise maalesef pek olası gözükmemektedir. Şöyle ki döneminin düzenine 
muhalif olan halk adamları pek çok alanda bugün için de muhalif kabul edilmektedir. 
Büyük  oranda  eğitim  sistemi  kaynaklı  tolerans  ve  empati  sorunu  olan  bir  toplum 
olduğumuza  göre  bu  halk  adamlarının  dönemlerinin  sorularına  takındıkları  muhalif 
ve  eleştirel  tavır  günümüzün  genel  okuyucusu  için  de  rahatsız  edici  bir  nitelik 
taşıyabilmektedir.  Durum  böyle  olduğu  müddetçe  maalesef  Boratav’ın  özlediği 
anlamda  bir  halk  tarihi  araştırmamız  olmayacaktır.  Yeni  yetişen  nesiller  de  büyük 
                                                             
162
 Ulaş Başar Gezgin, "Tüfek, Mikrop ve Çelik" Üstüne, Teori Org internet sitesi, 11 Mart 2006 


Yüklə 1,25 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   72   73   74   75   76   77   78   79   80




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə