Postmodern Sanatta
Eklektik Nesneler
241
• Eklektizmin genelde sanat tarihi ve felsefe bilimiyle ilgili olduğu
söylenmektedir.
• Postmodern sanatta eklektik nesnelerin sıradan objeler olarak se-‐
çildiği, hiçbir sanatsal kaygı taşımaksızın rastgele yapıldığı ifade edilmekte-‐
dir.
Sınırlılıklar
Araştırma her ne kadar Postmodern dönemle ilişkilendirilmişse de
modern öncesi, modern ve 20. yüzyılın avangard hareketleri de çalışmaya
dahil edilmiştir. Bunun temel sebebi postmodernizmin, modern’in bir par-‐
çası olduğu, eklektik özellikler taşıyan postmodern sanatın her dönemden
etkilenmesidir.
Postmodern çalışma ve ifadelerden anlaşıldığı kadarıyla eklektik sanat
eserlerinin oluşumu sadece tüketim toplumu denilen 1960’lı dönemlerden
ibaret değildir. Sanatçıların yaptıkları eserlere bakıldığında kullanılan en
fazla eklektik nesnelerin daha çok Antik dönem eserlerinden geldiği göz-‐
lemlenmektedir. Şu halde çalışmanın sınırlarını sadece 1960 sonrası olarak
belirlemek yetersiz kalacaktır.
Yöntem
Genel tarama modelleri, çok sayıda elemandan oluşan bir evrende, ev-‐
ren hakkında genel bir yargıya varmak amacı ile evrenin tümü ya da ondan
alınacak bir grup, örnek ya da örneklem üzerinde yapılan tarama düzenle-‐
meleridir Genel tarama modelleri ile ilişkisel taramalarda yapılmaktadır.
İlişkisel Tarama Modeli ise: İki veya daha çok değişken arasındaki birlikte
değişim varlığını veya derecesini belirlemeyi amaçlayan araştırma modelle-‐
ridir (Karasar, 2005: 79).
Araştırmada literatür tarama yöntemi tercih edilmiştir. Konuyla ilgili
kaynakların yanı sıra konuyu besleyecek yan kaynaklar edinilmiş ve ince-‐
lenmiştir.
Araştırmanın metni, konuyu problem durumundan uzaklaştırıp
dağıtmayacak ancak sonuçla ilgili çıkarımları destekleyip bütünleştirecek
bir üslupla derlenmeye çalışılmıştır. Metin içerisinde yer alan görseller,
konu içinde ismi geçen ya da metni betimleyeceği düşünülen örneklerden
seçilmiştir.
BULGULAR VE YORUM
Postmodern Sanatta Eklektizm
Postmodern eleştiri diyebileceğimiz durum 1960’ların kültürüyle ilin-‐
tili olmadan 1970’lerin sonunda, mimari gelişmelerle ve yeni toplumsal
hareketlerin moderniteye getirdiği radikal eleştiri bağlamında ortaya çıktığı
gözlemlenmektedir. 1970’lerin sonlarına doğru “postmodernizm” Avru-‐
Hikmet Şahin
242
pa’da varlığını hissettirmeye başlamıştır. Terimi Fransa’da Kristeva ve Lyo-‐
tard; Almanya’da Habermas ele almıştır (Yamaner, 2007: 15).
1980’li yıllarda postmodernizm kendisini tüm sanat dallarında gös-‐
termiştir. Postmodernliğin Batı entelektüelleri tarafından eleştirildiği de
belirtilmesi gereken bir durumdur. Bu eleştirinin temel noktası; postmo-‐
dern felsefenin ve sanatın sağlam temeller üzerinde bulunmaması olarak
görülmesidir:
“1980’lerin ortasında Fransa’dan ithal edilen ve Frederic Jameson gibi
Amerikalı akademisyenlerin hemen taptığı postmodernizm ufukta belirmeye
başladığında düzenlenen ICA (International Critical Assembly-‐Uluslararısı
Eleştirmenler Birliği) konferansında, en hafif ifadesiyle, insafsız bir tepkiyle
karşılaşmıştı…” (McRobbie, 1999: 8).
Artık modernizmden postmodernizme geçişin önemli kanıtları sunul-‐
maktadır. Bu anlamdaki önemli göstergelerden biri modernizm ve gelenek
ilişkisidir. Modernizm gelenek ve şimdi arasında bir karşıtlık kurmuş, gele-‐
neğe sırtını dönmüştür. Çünkü gelenek gerici olarak nitelendirilebilecekken,
buna karşılık modernizm tek başına devrimci ve gelişmecidir (Yamaner,
2007: 16). Buna rağmen postmodern sanatta durum farklı olarak değerlen-‐
dirilmektedir. Postmodernist sanatçılar geçmişle köprülerin yeniden ku-‐
rulmasını sağlamış, dünya kültürünü ve yerel kültür özelliklerini benimse-‐
mişlerdir.
Modernist sanatçıların tersine postmodern sanatçılar Antik dönemden
başlayarak; Ortaçağ, Romantizm, Neo-‐Klasisizm gibi akımlardan etkilenmiş-‐
ler, bu etkileri çalışmalarına eklektik bir yöntemle yansıtmışlardır (kolaj,
asamblaj gibi).
Jean-‐François Lyotard, The Post-‐Modern Condition (Postmodern Du-‐
rum) adlı kitabınca postmoderizmi şöyle tanımlamaktadır:
“Eklektizm çağdaş genel kültürün sıfır noktasıdır: reggae dinlenir, wes-‐
tern seyredilir, öğlen yemeği McDonald’s da akşam yemeği ise mahalli lokan-‐
tada yenilir. Tokya’da Paris parfümü sürülür, Hong Kong’da “retro” giysiler
giyilir; Bilgi, tv oyunlarının konusudur.” demiştir (Lyotard, 1997: 151).
Postmodern dönemde ortaya çıkan sanatın tam olarak kökenine inmek
neredeyse imkansız bir hal almaktadır. Eklektik (sentetik) bir sanat an-‐
layışıyla çalışmalar yapan sanatçılar hiçbir tahakküm altına girmeden eser-‐
lerinde başka sanat ve kültürlerin değerlerini kullanmışlardır. Kowdo Es-‐
hun postmodernist kültür ve görüntüsü hakkındaki ifadesi:
“Yapay kumaştan dikilmiş elbise usta işi bir taklit. Ragga berbat bir
postmodern ve elbiselerin sentetik oldukları da su götürmez. Pejmurde görü-‐
nüşlü ikinci-‐el grunge estetiğine sahip beyazların sokak stilinin tersine, otan-‐
tik, olgun ve antika olana hiç ilgi yok. Bunun yerine bayağı dişilik gösteren adi
kumaş ve dikimler var.” (Aktaran: McRobbie, 1999: 7).