11
mineraller bu bo
şluklarda birikecek olurlarsa, bir damar oluşacaktır. Şayet okuyucu, ilksel
kırık üzerine ters yönde hareket deneyini yaparsa o zaman fayın daha dik kesimlerinin temas
yüzeyleri olarak hareket etti
ğini ve daha az dik olan eğimli kısımlarda genişlemiş (dilatant)
zonların (bo
şlukların) oluştuğunu görecektir. Damarlar genellikle kırık sistemleri içinde
geli
şirler ve bu yüzden yönlenmelerinde bazı kurallar sergilerler (Şekil 4).
Ş
eyl
Kumta
ş
ı
Ş
eyl
Şekil 3-A: Damarlarda daralma ve genişleme yapılarının oluşumu; Farklı dayanımdaki
katmanları kesen kırılmayı gösteren ilksel kırıklanma.
Kumta
ş
ı
Temas yüzeyleri
Şekil 3-B: Damarlarda daralma ve genişleme yapılarının oluşumu ; Kırık boyunca
hareket bo
şlukların büyümesine yol açar.
12
Şekil 4: Đngiltere, Northern Penin Cevher sahasının Alston Bloğunda damar sistemleri.
Üç hakim damar yönü oldu
ğuna dikkat ediniz (Dunham, 1959 dan değiştirilerek
alınmı
ştır.)
Damarların dolması tek bir mineral ile olabilir fakat daha yaygın olarak damar, cevher
ve gang minerallerinin birlikte geli
şiminden oluşur. Damar cevher kütlelerinin sınırları damar
duvarları olabilir veya damarlar içinde bu sınırlar limit sınırları olu
şturabilir.
1.1.2. Hortum (Silindirik)
Şekilli (Tubular) Cevher Kütleleri
Bu kütleler iki yönde oldukça kısa fakat üçüncü yönde uzun kütlelerdir. E
ğer cevher
kütlesi dikey veya yarı dikey ise o zaman “baca” (pipe veya chimney), yatay ve yarı yatay ise
“manto” (manto) adını alır.
Đspanyolca bir sözcük olan mantonun literatürdeki çevirisi “örtü”
(blanket) dür. Ancak manto sözcü
ğü, Đngilizce Jeoloji literatürüne aynen girmiştir. Bu sözcük,
bazı çalı
şmacılar tarafından “ düz (yatay) uzanan levhamsı kütleler ” olarak kullanılmaktadır.
Fakat tamamıyla kabul edilebilir “düz (flat)” sözcü
ğü bu tipler için uygun olabilir bazen de
uygun de
ğildir. Bu nedenle eğer okuyucu metinde “manto” deyimine rastlarsa dikkatli
olmalıdır.
Cevherin damarları
Ana yapısal
özellikler
Florit zonunun
Dı
ş
sınırı
Stublick fay sistemi
13
Do
ğu Avustralya’da Queensland’dan New South Wales’e kadar uzanan 2400 km’lik
ku
şak boyunca granit intrüzyonlarına yakın ve onların içinde yüzlerce baca vardır. Bunlardan
ço
ğu kuvars dolguları ve bazıları da bizmut, molibden, volfram ve kalay cevherleşmeleridir.
Bir örnek
Şekil 5 de gösterilmiştir. Bacalar çeşitli tipte ve kökende olabilir. Cevherli
(mineralize) baca dolguları özellikle yaygındır. Bunlara bir örnek olarak Güney Afrika’daki
Messine bakır içeren bre
ş bacası verilebilir.
Şekil 5: Queensland , Herberton’da Vulcan kalay bacasının diyagramı. Ortalama tenör
% 4.5 Sn’dir(Mason 1953’e göre).
Mantolar ve bacalar kollara ayrılabilir ve kolların birle
şmesinden oluşabilir. Kollara
ayrılmaya bir örnek
Şekil 6 da verilmiştir. Mantolar ve bacalar sık sık birlikte bulunabilirler
ve bacalar ço
ğunlukla mantolara besleyici olarak görev yapabilirler. Bazen mantolar
yukarılara do
ğru katmandan katmana baca bağıntıları ile geçebilirler, yukarı doğru giderken
kollara ayrılabilirler. Buna güzel bir örnek Meksika’daki Providencia’ dır. Orada derinde tek
bir baca yüzeye yakın 20 mantoyu beslemektedir. Bazı silindirik yataklar, cevher içeren
sıvıların yataya yakın akı
şları ile olmuşlardır. Cevherleşme sürekli olmayabilir. Böylece
Saskatchevan’daki Mc Clean yata
ğında olduğu gibi cep (pod) şekilli cevher kütleleri ortaya
çıkar(
Şekil 7 ve 8). Bu cepler veya mercekler kayaç örtüsü (regolith) ile onu örten
Proterozoyik Athabaska Grubu sedimanları arsındaki uyumsuzluk boyunca dalgalanmalar
(ondülasyonlar) gösterirler ve bunların konumları, dikey olarak yer alan bir fay sistemi
tarafından kontrol edilir gözükmektedir.
Blok Diyagram
14
Şekil 6: Utah, Ophir Maden Bölgesinin Hidden Treasure mantosunun bir kısmının
harita ve kesiti (Gilluly, 1932’ye göre).
Şekil 7 : Kuzey Saskatchevan, McClean yataklarında uranyum cevher kütlelerinin
da
ğılımı (Wallis ve diğ. 1984’e göre).
Harita
Kesit
Kesit
Pod : Cep)