2 Endüstriyel Hammaddeler Sempozyumu, 16-17 Ekim 1997izmir Türkiye
Bor Minerallerinin Özellikleri ve Madenciliği
Ş G. ÖZKAN, H. ÇEBÎ, S. DELİCE, M. DOĞAN
Etıbank Bor Araştırma Merkezi, 35471, Menderes, IZMIR
ÖZET: Bu çalışmada, bor elementi ve mineralleri hakkında özet bilgilerle birlikte bor cevherlerinin
değerlendirilmesine yönelik madencilik ve cevher hazırlama yöntemlerini içeren çeşitli derlemelere yer
verilmiştir. Türkiye'nin maden ihracatında önemli bir paya sahip bor madenlerinin daha iyi tanıtılabilmesi için
hazırlanan bu makalede, madencilik camiası için çok yararlı olacağına inandığımız ve her biri farklı
kaynaklarda yer alan teknik bilgilerin bir araya getirilmesi amaçlanmıştır.
ABSTRACT: In this study, a brief information on elemental boron and boron minerals was presented while
mining and mineral processing methods for evaluation of boron ores were investigated from several references.
This paper covers the introduction of boron ores which dominates Türkiye's minerals export. The paper aims to
gather technical information which we believe it will be useful for mining industry.
1. GENEL BİLGİLER
/ / Tanım ve Tarihçe
Yer kabuğunda 51. yaygın element olarak boratlar ve
borosilikatlar halinde yer alan bor elementi, yaklaşık
3 ppm'lik konsantrasyon değerine sahiptir. Kimyasal
sembolü "B" olup, periyodik cetvelde IHA grubunun
metal olmayan tek elementidir. Atom numarası 5,
atom ağırlığı 10,81 ve özgül ağırlığı 2,30-2,46 olan
bor elementinin amorf bir toz halindeki rengi koyu
kahverengi ve çok gevrek, sert yapılı monoklinik
kristal halinin rengi ise sarımsı kahverengidir. Ergime
noktası yaklaşık 2300 °C'dir. Elementlerin periyodik
cetvelindeki MA grubunda karbon ve silisyum
elementlerine benzerliği en fazla ve oksijene karşı
afinitesı çok yüksek olan bir elementtir. Doğada
sırasıyla % 19,10-20,31 ve % 79,69-80,90 oranında
, 0
B ve "B ile gösterilen iki adet dengeli izotopa
sahiptir. Bor izotoplarının doğada bulunuş miktarları
bölgelere göre farklı olmasına rağmen, bilinen bor
yataklarındaki
I 0
B miktarı A.B.D. California'da
düşük. Türkiye'de ise yüksektir.
Elementel bor 1808 yılında Fransız Kimyacısı Gay
Lussac, Thenard ve ingiliz Kimyacısı Sir Humphry
Davy tarafından aynı zamanda elde edilmiştir. Bu
bilim adamları saflığı % 50'den fazla olrp ayan koyu
renkli ve yanıcı özellik gösteren bor elementini elde
etmeyi başarmışlardır. 1895 yılında Henri Moissan
borik oksit ve magnezyumu indirgeme işlemine tabi
tutarak yaklaşık % 86 saflıkta ve yüksek miktarda
elementel bor elde edebilmiştir Moissan prosesi
günümüzde de ticari olarak düşük saflıkta bor
elementi eldesinın temelini oluşturmaktadır. 1909
yılında Weintrauss BCI3 bileşiğim bir elektrik ark
ocağında ergiterek % 99 saflıkta bor elementi elde
etmiştir. Bu tarihten sonra da yüksek saflıkta bor
elementi eldesi için yeni yöntemler geliştirilmesine
devam edilmektedir.
Bor içeren doğal minerallere genel olarak boratlar
denilmekte ve boratlar insanoğlu tarafından binlerce
yıldır kullanılmaktadır. Arapça'da boraks anlamına
gelen "baurach" sözcüğüne 2000 yıl öncesinden
kalan eski İran ve Arabistan'daki el yazmalarında
rastlanılmaktadır. Boraks dekahidrat kimyasal
bileşiğinin doğal hali olan tinkal ise Sanskritçe'de
boraks anlamına gelen tincana'dan türemiştir.
Boratların M.Ö. 300 yıllarından kalan Çin
seramiklerinde ve Babil uygarlığı zamanından önce
altın dökümü için ergitıcı olarak kullanıldığı
bilinmektedir. Marco Polo 13. yüzyılın sonlarında
boraksı Tibet'ten Avrupa'ya getirmiş ve bu tarihlerde
boraks lehimleme ve sırlama malzemesi olarak
224
Özkun, (/.$., Çebı, H., Delice, S., Doğan, M
kullanılmaya başlamıştır. Türkiye'deki boratlar ise
13. yüzyıldan bu yana bilinmesine rağmen son
zamanlara kadar çok az miktarda kullanılmıştır. 1772
yılında İtalya'nın Tuscany bölgesindeki sıcak su
kaynaklarında doğal borik asit olan sasolit minerali
keşfedilmiştir. 1836 yılında ise Şili ve Arjantin'deki
boratlar bulunmuş ve bu yataklar 19. yüzyılın
sonlarına kadar Dünyada bor elde edilen en büyük
kaynaklar haline gelmiştir. 1864 yılında A.B.D.'nin
California ve Nevada eyaletierindeki bor madeni
yatakları keşfedilmiştir (Cebi ve Yersel, 1994),
(Konuk ve Yersel, 1993), (Lyday, 1995), (Özkan,
1994), (Roskill, 1995).
1.2. Önemli Bor Mineralleri ve Doğada Bulunuş
Şekilleri
Oksijene olan yüksek afinitesinden dolayı bor
elementi yer kabuğunda serbest halde bulunmaz.
Doğadaki yaklaşık 150 mineralin bor elementi
içerdiği bilinmesine rağmen, ticari açıdan
değerlendirilen bor mineralleri tinkal, kolemanit,
probertit, üleksit, kernit ve szaibelyite olarak sınırlı
sayıdadır. Bu mineraller ve bunlara ait önemli
özellikler Çizelge l'de verilmektedir.
Ticari bor minerallerinin en önemlilerinden olan
tinkal ya da doğal boraks dekahidrat, doğada
genellikle renksiz ve saydam olmasına rağmen
bünyesindeki diğer bileşenlere göre pembe veya
sarımsı gri renkler de taşıyabilir. Sertliği 2-2,5 olup,
dilinimi nadiren iyi, gevrek ve konkoidal kırınımlıdır.
Monoklinal ve kristal yapısı kısa prizma şeklindedir.
Özgül ağırlığı 1,72 olup, maden yataklarında killerle
ara katkılı üleksit ve tinkalkonit ile birlikte bulunur.
En önemli özelliği suda kolaylıkla çözünmesidir.
Çizelge 1 : Ticari Önem Taşıyan Bor Mineralleri (Özkan, 1994)
MİNERAL
Sasolit
Tinkal
Kernit (Razorit)
Kolemanit
Üleksit
Probertit
Inyoit
Hidroborasit
Borasit
Szaibelyite
Datolit
KİMYASAL FORMÜL
B(OH),
N a
7
0 . 2 B
7
0 , 10H
7
O
Na
7
0.2 B
7
0
3
4 H
7
Ö
2Ca0.3 820^5 H
7
0
Na,0.2Ca0.5 B
7
0^ 16H
2
0
Na
7
0.2Ca0.5 B
7
0^ 10 H
7
0
2Ca0.3 B
2
0} 13 H
7
0
CaO.MgO.3 B
7
0
s
6 H
7
0
MR,B
7
OnCl
MgB0
7
(OH)
Ca
7
B
4
Si
7
0|
2
-2H
7
O
B
7
0-i %
56.4
36.5
51.0
50.8
43.0
49.6
37.6
50.5
62.2
41.4
26.7
BULUNDUĞU YERLER
İtalya'daki volkanik sular
Türkiye, A.B.D., G. Amerika
A.B.D., G. Amerika
Türkiye, A.B.D., G. Amerika
Türkiye, A.B.D., G. Amerika
A.B.D., Türkiye
A.B.D., Türkiye
B.D.T. (Rusya)
Potas yataklarında yan ürün
B.D.T. (Kazakistan), Çin
B.D.T. (Kazakistan, Rusya)
Kolemanit minerali monoklinaldir ve bir çok yatakta
parlak kristaller halinde ve oyuklar içinde yer alır.
Beyaz-gri ve yeşilimsi gri gibi tipik renkleri vardır.
Sertliği 4-4,5 ve özgül ağırlığı 2,52 olup suda hemen
hemen hiç çözünmemesine rağmen asitte çok kolay
erir. 25 °C'de sudaki çözünürlüğü yaklaşık 0.81
g/l'dir. 400 °C'nin üzerinde ısıtıldığı zaman
çatırdayarak pudra halinde kavrulur (dekrepitasyon).
Üleksit tek tek büyük kristallerden ziyade ipek gibi
lif demetleri oluşturur. Beyaza çalan hafif şeffaf bir
mineral olup görünüşüne uygun olarak pamuk gülü
olarak da adlandırılır. Sertliği 2,5 ve özgül ağırlığı
1,96'dır. Üleksit soğuk suda az, sıcak suda ve asit
içerisinde kolayca çözünür. 25 °C'de sudaki
çözünürlüğü 7.60 g/l"dir. Kernit monoklinal
olmasına rağmen kristal şekli genellikle yarılma ile
kaplanır. Yarılma iki yönde mükemmel olsa da diğer
yönlerde bunun aksidir. Dağınık, kıymık lifler
halinde kolayca ezilir. Doğada renksiz, saydam ve
uzunlamasına iğne şeklinde küme kristaller halinde
bulunur. Sertliği 2,5-3 ve özgül ağırlığı 1,91'dir.
Soğuk suda az çözünür.
Dünyadaki önemli borat yatakları denizsel olmayan
kil ve kireç taşı tabakaları arasına sıkışmış evaporitler
halinde oluşmuşlardır. Bor kaynağı bölgelerdeki
volkanik aktiviteye bağlıdır. Yüksek oranda bor
içeren akışkanlar volkanik kaynaklar tarafından
yatakların bulunduğu yere taşınır ve çözünmüş halde
bulunan bor. burada buharlaşmaya bağlı olarak
çökelmeye başlar. Bor. burada çökeldikten sonra kil
ve kireç taşı çökellerinin oluşturduğu bir tabakanın
altında kalarak jeolojik ortama yerleşir. Çözünürlüğü
225
2. Endüstriyel Hammaddeler Sempozyumu, 16-17 Ekim 1997 İzmir Türkiye
yüksek olan boratlar, eğer üzerleri örtülü değilse
yüzey suları ile çok kolay çözünmüş hale gelirler.
Bununla birlikte, jeolojik olarak tersiyer yaş
öncesinde denizsel olmayan ortamlarda oluşan bor
yataklarının yokluğu, örtü tabakasının çözünmeden
korunmak için yeterli olmadığı sonucunu doğurur.
Denizsel olmayan boratlar genellikle tinkal ve
kolemanit gibi sodyum ve kalsiyumca zengin ve
ticari olarak işlenen bor mineralleridir. Denizlerdeki
buharlaşmaya bağlı olarak oluşan borat yatakları
diğer minerallerin de işlendiği yerlerde önem kazanır.
Permıyen yaşlı potas yatakları bazen borca
zengindirler.
Böyle yatakların oluştuğu denizsel bölgelerde deniz
altındaki volkanik damarlar aracılığıyla da bor
elementi ortama taşınmaktadır. Denizsel borat
yataklarının en yaygın bileşeni magnezyum boratlar
olup, szaibelyite minerali bu yataklarda ticari önem
kazanır.
Boratların çok yüksek çözünürlüğe sahip olmalarına
bağlı olarak, bor elementi tuzlu bataklık
çamurlarında da yer almaktadır. Bu çamurlar sadece
içerdikleri bor için işletilmeseler dahi, burada yer
alan boratlar diğer minerallerin çözelti madenciliği
yoluyla eldesinde ara ürün olarak değerlendirilirler.
Bor mineralleri genellikle senozoik yaşlı kuşaklarda
oluşmaktadır. Bununla birlikte, borlu sahalarda
volkanik kayaçlara da rastlamak mümkündür. Bu
volkanik kayaçlar genellikle dasit ve andezitlerdir.
Sedimanter tabaka görüntüsü veren tüf ve volkanik
küllerden ibaret arakatlara da yer yer rastlanmaktadır.
Bütün bu tabakaların en üstünde altere olmuş
kalkerler bulunur. Bunların bor minerallerine
kalsiyum verdiği ve bu suretle ramplase veya absorbe
oldukları kabul edilmektedir. Stratigrafık bakımdan
bor yataklarında en üstte kalker ve daha sonra sıra ile
marn, volkanik arakatlı cevherli killer, taban
marnları, volkanik tüfler. dasit ve andezit gelir.
Andezitler en altta olmalarına rağmen genç
kayaçlardır. Mevcut sedimanların sonradan altına
girerek mineral izasyona sebep oldukları
anlaşılmaktadır. Bor yataklarının oluşumu genel
olarak pegmatit-pnömatolitik, ekskalatif-sedimanter
ve sedimanter devre olmak üzere üç grupta
incelenebilir.
Pegmatit-pnömatolitik devrede bor içeren silikat
mineralleri oluşmaktadır. Özellikle turmalin ve
plutonitlerin kalkerle olan kontakt zonlarında oluşan
aksinit ve ludwigite mineralleri bu devrede yer
alırlar. Pnömatolitik devre bor elementi magmanın
hafif uçucu kısımlarında büyük rol oynar.
Ekskalatif-sedimanter devre, bor içeren sıcak su
kaynaklarından oluşmaktadır. Plutonik hidrotermal
ve subvolkanik devrede bor oluşumuna
rastlanmamasına rağmen volkanik-ekskalatif safhada
önemli miktarda bor bulunmaktadır. Çabuk uçucu ve
yüksek buhar basınçlı ortamda bor elementi borik
asite bağlı olarak oluşmaktadır. Volkanik
ekskalasyonlarda meydana gelen borik asit göl suları
içerisinden geçerken alkalilerle reaksiyona girerek
sodyum ve kalsiyumlu boratları oluşturur.
Sedimanter devrede oluşan bor minerallerinin ana
kayaçları konsantrasyona uğradıkları bölgelerin
yakınlarındaki genç volkanik kayaçlar ve asidik
ekstrüzif kayaçlar olup, bor mineralleri bir çok
şekilde yer değiştirmek zorunda kalmışlar, primer
yataklarından akarsular tarafından eritilerek
sürüklenip göl ve denizlere karışmışlardır, iklimin
değişmesine bağlı olarak buharlaşmanın sonucunda
çökelmiş ve boraks göllerinde toplanmışlardır
(Lyday, 1995), (Özkan, 1994), (Özkan ve Lyday,
1995), (Roskill, 1995).
2. BOR MADENCİLİĞİ
2.1. Madencilik Yöntemleri
Doğadaki bor cevherlerinin işlenmesi, diğer
endüstriyel hammaddelerin madenciliğinde olduğu
gibi genellikle sığ derinliklerden, pazara yakın olan
yataklardan ve çıkarılan mineralin kullanım alanının
genişliğinden kaynaklanan faktörlerin teknik,
ekonomik ve sosyal etkenler de göz önünde
bulundurulması ile gerçekleştirilir. Günümüzde yerin
460 m altına kadar inilerek ekonomik olarak bor
mineralleri madenciliği yapılabilir. Çizelge 2'de
işletilebilir borat yataklarına ait minimum
gereksinimler gösterilmektedir. Bor minerallerinin
işletilmesi maden yatağında bulunan yararlı
minerallere duyulan talep ve maden yatağına
uygulanabilecek en uygun kazı yöntemi gibi
faktörlerin göz önünde bulundurulmasıyla
gerçekleştirilir. Günümüzde bor madenleri genellikle
sığ derinliklerden açık işletme yöntemleriyle
işletilmektedirler. Ancak, A.B.D. ve Türkiye'deki
birkaç bor madeninde kapalı işletme yöntemleri
uygulandığı da bilinmektedir. Açık ve kapalı işletme
yöntemlerinin yanı sıra A.B.D.'deki göl sularından ve
çözelti madenciliği yoluyla derin bor yataklarından
bor işletilebilmektedir. Açık işletmelerde genellikle
delme, patlatma, gevşetme, dekapaj ve
basamaklandırma işlemleri uygulanmaktadır. Kapalı
Ozkan, G $., Çebı, H,, Delice, S, Doğan, hA
işletmelerde ise bor minerallerinin yataklanmasına
bağlı olarak geri dönümlü ilerletimli uzun ayak
yöntemi daha yaygın olarak uygulanmaktadır (Cebi
ve Yersel, 1994), (Lyday, 1995). (Roskill, 1995).
Çizelge 2: Ekonomik Olarak İşletilebilir Bor Yataklarına Ait Özellikler (Özkan, 1994)
Mineraller
Tinkal
Kolemanit
Kompleks Göl Çamurları
Üleksit
Kapasite
(Milyon ton)
1.0-5.0
0.5-2.0
Çok büyük
0.5-1.0
Minimum Tenor
(B,0, %)
10
15
1
20
Maksimum
Derinlik (m)
460
460
460
460
2 2 Cevher Hazırlama ve Zenginleştirme Yöntemleri
Bor minerallerinin her biri için uygulanan cevher
hazırlama ve zenginleştirme yöntemi, üretilecek bor
ürünü için piyasada oluşan genel eğilime ve talebe
bağlı olarak değişebilir. Bor cevherlerine uygulanan
cevher hazırlama yöntemleri genel olarak kırma,
öğütme, eleme ve sınıflandırma işlemlerini kapsar ve
diğer endüstriyel ham maddeler için uygulanan
yöntemlerle benzerlikler gösterir. Örneğin, iri kırma
işlemleri için çeneli kırıcılar kullanılırken, ince kırma
işlemleri için çekiçli ve şoklu kırıcılar tercih
edilmektedir. Tüvenan bor cevherleri genellikle
yüksek tenörlü olduğundan sadece kırma, eleme ve
sınıflandırma işlemleri yoluyla da kolayca
zenginleştirilebilmektedirler.
Bor cevherleri için uygulanan en eski ve önemli
cevher zenginleştirme yöntemi optik ayırma ya da
eski adıyla tavuklama işlemidir.
Tavuklarr yönteminde, tüvenan bor cevherleri 100
mm tane boyunun altına kırıldıktan sonra 25 mm'lik
elekte elenir ve -100 + 25 mm tane sınıfı bir bant
üzerinden geçirilir. Bantın çevresindeki işçiler
tarafından ayırımı yapılan faydalı bor minerali ile
yantaş arasındaki renk, özgül ağırlık v.b. gibi
özelliklerden faydalanılarak zenginleştirme işlemi
gerçekleştirilir. Piyasa talebine göre tane aralığı
rahatlıkla değiştirilebilir. Yüksek B2O3 içerikli ve iri
taneli bor cevherleri için tavuklama ya da triyaj
işlemi halen Türkiye'deki birçok tesiste
uygulanmaktadır.
Tavuklama işleminden önce 25 mm tane boyutunun
altında kalan tüvenan bor cevherleri için kullanılan
en yaygın yöntem aşındırarak yıkama ve boyuta göre
sınıflandırma işlemleridir. Bu işlemler genellikle orta
boydaki tane sınıfı için etkin olmakta, ancak taneler
inceldikçe verim ve tenor değerlerinde istenilen
değerlere ulaşılamamaktadır. Bor mineralleri, maden
yataklarında genellikle killer ile birlikte
bulunduğundan ve karmaşık tabakalı yapı gösteren
bu yataklarda selektif madencilik yöntemleri
uygulanamadığından, tüvenan bor cevherleri iri
boyutta yantaşlarından kolayca arındırılmasına
rağmen, tane boyutu inceldikçe killerin bor
mineralleri yüzeyine daha fazla yapışması yüzünden
aşındırarak mekanik dağıtma ve yıkama işlemi ile
faydalı bor minerali ve yantaşları olan killer
birbirinden ayrılabilmektedir. Ayırma işlemi için
aktarma tamburu, spiral klasifıkatör, pervaneli
aşındırma hücreleri ve hidrosiklon gibi cihazlar
kullanılmaktadır. Bor mineralleri genellikle yantaşla
benzer özgül ağırlığa sahip olmakla birlikte, eğer
maden yatağında faydalı bor mineralinden daha hafif
ya da ağır mineraller mevcutsa özgül ağırlık farkına
dayalı ağır ortam zengileştirme işlemi de bu
cevherlere uygulanabilmektedir. Jig ve ağır ortam
tamburu gibi aygıtlar kullanan özgül ağırlık farkına
dayalı işlemler genellikle iri tane sınıflarında verimli
olabilmektedir. Klasik cevher hazırlama ve
zenginleştirme yöntemleri ile çok ince tane
boyutundaki bor cevherlerinin değerlendirilmesi pek
mümkün olmamaktadır. Tavuklama, aşındınmlı
yıkama ve sınıflandırma işlemlerinde çok ince tare
boyutunda ve B
2
0
3
içeriği yüksek malzeme artıl
olarak tabir edilmektedir. Tesislerin verimlerin
büyük ölçüde düşüren bu ince taneli bor
cevherlerinin değerlendirilmesi için flotasyon,
elektrostatik ve manyetik ayırma yöntemlerinin
uygulanabilirliği konusunda araştırmalara halen
devam edilmektedir (Konuk ve Yersel, 1993),
(Özkan. 1994), (Özkan ve Lyday, 1995), (Poslu ve
Arslan, 1995)
227
2 Endüstriyel Hammaddeler Sempozyumu, 16-17 Ekim 1997 İzmir Türkiye
2 3 Metalurjik
Yöntemleri
ve Kimyasal Zenginleştirme
Bor cevherlerinin bazı sanayi kollarında rafine bor
bileşiklerine dönüştürülmesi gerekmekte ve bu da
metalurjik ve kimyasal işlemlerden geçirilmesini
gerektirmektedir. Bu yöntemler genellikle ön
metalurjik işlemler olan kalsinasyon ve kavurma ya
da hidrometalurjik süreçler olan çözündürme, katı-
sıvı ayırımı, kristalizasyon, evaporasyon, solvent
ekstraksiyon ve ergitme gibi işlemlerdir.
Kolemanit cevherinden borik asit eldesinde,
kolemanitin ısıtıldığında çatırdayarak patlaması olayı
olan dekrepitasyon ya da kalsinasyon işlemi
kullanılmaktadır. Konsantre kolemanitin direkt
olarak sülfürik asitle çözündürülmesi yerine
dekrepite edildikten sonra çözündürülmesi yoluyla
daha verimli sonuçlar alınabilmektedir. Kolemanitin
dekrepitasyon işlemi için genellikle 450-500 °C'lik
sıcaklıklar kullanılmakta, kristal suyu bu yolla
ayrışan ve toz haline gelen malzeme belli tane
boyutunda elenerek kalsıne ürün elde edilmektedir
Tınkal cevherlerinden rafine boraks deka ve
pentahidrat eldesi için ise tinkalin sıcak suda kolayca
çözünmesinden faydalanılmaktadır. Konsantre tinkal
once yaklaşık 90-100 °C'deki sıcak su içinde
çözündürülmekte, daha sonra kristalizatör
aracılığıyla kontrollü soğutma yoluyla, isteğe bağlı
olarak boraks deka yada pentahidrat elde
edilmektedir (Konuk ve Yersel, 1993). (Lyday.
1995), (Özkan, 1994), (Özkan ve Lyday, 1995),
(Poslu ve Arslan, 1995).
Thesis, 208 s., The University of Birmingham,
Birmingham, İngiltere
Özkan, Ş.G. ve Lyday, P.A, 1995, Physical and
Chemical Treatment of Boron Ores, SME Annual
Meeting, Phoneix, Arizona, A.B.D.
Poslu, K. ve Arslan, İ.H., 1995, Dünya Bor
Mineralleri Üretiminde Türkiye'nin Yeri, Endüstriyel
Hammaddeler Sempozyumu, s. 33-42, izmir
Roskill Information Ltd., 1995, The Economics of
Boron, Londra, ingiltere
KAYNAKLAR
Çebı, H. ve Yersel, E., 1994, DPT VII. Beş Yıllık
Kalkınma Planı, Özel ihtisas Alt Komisyonu,
Endüstriyel Hammaddeler Raporu (Bor Madenleri),
Etibank Bor Araştırma Merkezi Yayını, Sayı:14,
izmir
Konuk, I. ve Yersel, E., 1993, Borik Oksit, Borik
Asit ve Boratlar, Etibank Bor Araştırma Merkezi
Yayını. Sayı. 10, izmir
Lyday. P.A.. 1995. Boron Annual Review, U.S
Bureau of Mines. Washington. A.B.D.
Özkan, Ş.G., 1994, Flotation Studies of Colemanite
Ores from the Emet Deposits of Türkiye, Ph.D.
228
Dostları ilə paylaş: |