Ankara üNİversitesi sosyal biLİmler enstiTÜSÜ İKTİsat anabiLİm dali



Yüklə 5,01 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə16/42
tarix14.05.2018
ölçüsü5,01 Kb.
#44066
1   ...   12   13   14   15   16   17   18   19   ...   42

42 
 
 
Malthus, bu kitabında, insanlığın  mutluluğunu engellediğini  düşündüğü  nüfus 
artışı  konusu  ile  ilgilendi  ve  Ricardo  bölümünde  kısaca  bahsedilen  ünlü  “Nüfus 
Kuramı”nı oluşturdu. Marx’ın daha sonra yetkinlikle eleştireceği nüfus kuramı, bunu 
destekleyen iktisatçılarca, ücretlerin geçimlik düzeyde belirlendiği  görüşünün teorik 
temelini  oluşturdu.  Bu  görüş,  ücretlerin  doğa  yasalarıyla  belirlendiğini  ileri  süren, 
“ücretlerin çelik yasası” (Polanyi, 2011: 186) idi.
19
 
Kaçınılmaz doğa  yasalarımız  uyarınca bazı insanların yoksulluk acısı çekmek zorunda 
olduğu  görülmektedir.  Bunlar  hayat  piyangosunun  isabet  etmediği  mutsuz  kişilerdir 
(Malthus’tan aktaran Hunt, 2009: 110).  
Malthus’un ikinci önemli çalışması 1820’de yayınlanan Principles of Political 
Economy  (Politik  İktisadın  İlkeleri)’dir.  Bu  esere  Malthus,  politik  iktisadın 
matematikten çok ahlak ve politika bilimi olduğunu söyleyerek başladı. Politik iktisat 
biliminde,  bilimin  bütün  önemli  önermeleri  için  sağlanacak  evrensel  kabuller 
beklenmemesi gerektiğini ekledi (Malthus, 1974: 3).  
Newton  1687’de  yayınlanan  Philosophiæ  Naturalis  Principia  Mathematica 
(Doğa Felsefesinin Matematiksel İlkeleri) eserinde dünyadaki nesnelerin hareketleri 
ile  gökyüzündeki  nesnelerin  aynı  doğal  yasalar  ile  yönetildiklerini  göstermişti. 
Newton’un doğal yasa düşüncesi, iktisadi düşünceyi de etkiledi, özellikle hayranı olan 
Adam Smith’i. Smith’in iktisatta doğal yasa düşüncesi Newton’un doğal yasa fikrinin 
etkisinde oluştu (Hetherington, 1983; Monsalve, 2011). 
                                                 
19
 Polanyi’ye göre, ortodoks iktisatçıları (Ricardo ve Malthus), “iktisadın temellerini natüralizmde aramaya 
iten,  büyük  üretici  kitlelerin  başka  türlü  açıklanamayacak  sefaletiydi”  (Polanyi,  2011:  182-183).  “Yoksulluk 
toplumda yaşayan doğaydı, yiyeceklerin sınırlı ve insanın sayıca sınırsızlığının tam sonsuz bir servet artışı umudu 
yayıldığı sırada konu olup çıkması, çelişkinin acılığını artırıyordu” (ibid, s. 134). 
 


43 
 
 
Malthus,  politik  iktisatçıların  “Newton’un  hayranlık  duyulacak  yasasına 
haddinden  fazla  riayet  etmemeleri”  gerektiğini  (ibid,  s.  5)  söyledi  ve  politik 
iktisatçıların  genel  yasalara  ulaşma  eğilimlerini  eleştirdi  çünkü  bu  eğilim,  olayları 
açıklarken belirli bir sebebe odaklanarak diğer gerçeklerin gözden kaçmasına sebep 
olabilirdi.  
Malthus’a  göre,  politik  iktisat  bilimi  pratik  ve  insan  yaşamının  genel 
meselelerine uygulanabilir olmalıydı. “Beşeri bilimlerin pek az dalında yanlış görüşler 
daha fazla zarar, doğru görüşler daha fazla yarar sağlar” (Malthus, 1974: 9). Politik 
iktisat  biliminin  yüksek amacı ise, Smith’te olduğu  gibi,  zenginlik  artışını  etkileyen 
sebepleri araştırmaktır (ibid, s. 21). 
Malthus  zenginliği,  “bir  insana  bireyler  ya  da  uluslar  tarafından  iradi  olarak 
tahsis edilen gerekli, yararlı ya da hoşa giden maddi nesneler” olarak tanımladı (ibid, 
s. 33). Bu tanıma bir dipnot ekledi: 1927 yılında yayınlanan Definitions in Political 
Economy (Politik İktisadın Tanımları) isimli kısa çalışmasında, zenginliği, hava, ışık, 
yağmur gibi nesneleri dışarda bırakmak için “üretilmesi ya da tahsis edilmesi için insan 
emeğinin bir kısmının harcanmasını gerektiren gerekli, yararlı ya da hoşa giden maddi 
nesneler” olarak tanımlamıştı. Fakat tanımdaki emek kelimesi itiraza yol açtı. Çünkü 
elmas  ya  da  ağaç  dalındaki  meyve  örneğinde  olduğu  gibi,  elde  etmek  için  çaba 
sarfedilmeyen  nesneler  de  insan  için  yararlı  olabilirdi.  Malthus,  bu  tanımıyla 
zenginliği emek nesnesi olarak tanımlayan Adam Smith’ten ayrıldı.  
Malthus,  değişim  değerini  mübadeledeki  bir  malın  diğer  malla  ilişkisi  olarak 
tanımladı  (ibid,  s.  50).  Malların  göreli  değerlerinin  ise,  Senior’un  bu  konudaki 
görüşünü  onaylayarak,  her  bir  tarafın  metaya  sahip  olma  konusundaki  isteğine  ve 


44 
 
 
karşılığında vereceği metayı elde etmek için gereken zorluğa bağlı olduğunu söyledi 
(ibid, 50, 56).  
Kişilerin  bir  metaya  olan  isteklerinde  ya  da  mübadele  edecekleri  metayı  elde 
etme güçlerinde başlangıçta var olan farklılık, aynı malların farklı kişiler arasındaki 
mübadelelerinde  farklı  oranlar  olmasına  yol  açacaktır.  Fakat  zamanla  insanlar  kârlı 
olan  değişimden  haberdar  olduklarında  bu  değişim  oranları  birbirine  yaklaşacaktır. 
Böylece,  belirli  bir  süre  sonra,  mübadele  oranında  bir  ortalama  tesis  edilmesi 
beklenebilir. Bu durumda, toplumun  sahip  olduğu metaların  değeri, kişilerin  onlara 
olan alışılmış istekleri ve elde etmek için gereken alışılmış zorluğa göre değerlendirilir. 
Her metanın diğer metalara karşı göreli değeri bu şekilde bulunabilir (ibid, s. 51).  
Ricardo,  malların  göreli  değerlerinin,  içerdikleri  emek  miktarı  tarafından 
belirlendiğini söylemişti. Malthus ise, metanın değerinin temel sebebinin ona katılan 
emek olduğunu kabul etse de (ibid, s. 83) malların göreli değerlerinin belirlenmesinde 
emek  miktarından  hiç  bahsetmedi.  Mübadeleyi  talep  yönünden  soyut  ve  öznel  bir 
“istek”  ile,  arz  yönünden  ise  malı  elde  etmek  için  gereken  “zorluk”la  açıkladı  ve 
mübadele  oranını  bu  istek  ve  zorluğun  alışılmış  düzeyinin  piyasada  karşı  karşıya 
geldikleri oran olarak tanımladı.  
Metanın değişim değeri, arz ve talebe ve temel üretim maliyetine göre belirlenir 
(ibid,  s.60).  Fakat  farklı  meta  gruplarının  değişim  değerleri  farklı  şekilde  oluşur. 
Monopol  malının  değeri,  kuşkusuz  temel  üretim  maliyetine  herhangi  bir  başvuruya 
gerek  olmadan,  arz  ve  taleple  belirlenir.  “Hammaddelerin  genellikle  ucuz  olduğu 
imalat  mallarının  piyasa  fiyatı  ise  genellikle  üretim  maliyetiyle  uyuşur  ve  onun 
tarafından belirlendiği söylenebilir” (ibid, s. 70).  Üretimde bir bolluk olduğunda da 
fiyatlar, üretim maliyetine göre değil arz ve talebe göre belirlenir. (ibid, s. 73). 


Yüklə 5,01 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   12   13   14   15   16   17   18   19   ...   42




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə