ÖZET
Primer hiperaldosteronizmin başlıca klinik özellik-
leri; aşırı aldosteron salgısına bağlı olarak normal
veya yüksek kan basıncı, hipopotasemi, sodyum ve
sıvı retansiyonu ve metabolik alkalozdur. Hipertan-
siyonu olan, düzenli medikal tedavi almasına rağ-
men, uç organ hasarları oluşan bu olguyu; perope-
ratif anestezi riskleri bulunması nedeniyle, anestezi
yönetimine dikkat çekmek amacıyla sunuyoruz.
Bu tür bir olguda hastanın hipertansiyonunun pre-
operatif regüle edilmesi ve uygun premedikasyon
yapılmasının, dengeli bir solüsyon verilerek sıvı rep-
lasmanının kısıtlanmasının, hiperventilasyondan
kaçınılmasının ve düşük doz nöromusküler bloker
ajan uygulanmasının olası komplikasyonları engel-
lediği düşüncesindeyiz.
Anahtar kelimeler: Conn sendromu, anestezi komp-
likasyonları
SUMMARY
Primary Hyperaldosteronism (Conn Syndrome) and
Anaesthesia: A Case Report
Clinical characteristics of primary hyperaldostero-
nism are normotension or hypertension, hypoka-
lemia, sodium and fluid retention depending on
excessive aldosteron secretion. We aimed that to
report the anaesthesia management of this hyper-
tensive patient with peculiar peroperative anaest-
hetic risks who developed end- organ damage des-
pite regular medical treatment he was receiving.
We conceive that in similar cases, preoperative re-
gulation of hypertension, proper premedication,
limitation of additional fluid replacement with ba-
lanced solutions, avoidance of hyperventilation and
usage of low dose neuromusculer blocker agents
can prevent occurrence of potential complications.
Key words: Conn syndrome, anaesthetic complica-
tions
Conn Sendromu (Primer Hiperaldosteronizm) ve
Anestezi
Fulya Baturay, Ayşın Ersoy, Nurdan Ünlü, Aysel Altan
S.B. Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Kliniği
GİRİŞ
Primer hiperaldosteronizm; sürrenal korteks-
den, genellikle tek bir adenom ya da 2 taraflı
hiperplazi, ender olarak da bu ikisinin varyant-
ları şeklinde görülebilen otonom aldosteron
salgılanması ve plazma renin aktivitesinin bas-
kılanmasından kaynaklanan bir sendromdur
(1)
. Kadınlarda daha sık görülür. Primer hipe-
raldosteronizmin başlıca klinik özellikleri; aşırı
aldosteron salgısına bağlı olarak normal veya
yüksek kan basıncı, idrarla aşırı potasyum ile
hidrojen iyonu atılımı sonucunda hipopotase-
mi ve hipervolemi, böbreklerden sodyum ile
sıvı retansiyonu ve metabolik alkalozdur
(1,2)
.
Hipopotasemiye bağlı olarak proksimal kas
güçsüzlüğü, kramplar, poliüri, polidipsi ve hal-
sizlik ortaya çıkar. Bu olguların çoğunluğunda
potasyum düzeyi 4.0 mEqL’nin altındadır; ay-
rıca kalp ve böbrek hasarı diğer hipertansiyon
hastalarından daha fazla görülür
(2)
.
Primer hiperaldosteronizm olgularının tespiti,
cerrahi olarak tedavi edilebilen bir hipertansi-
yon nedeni olması nedeniyle önemlidir
(3)
.
Hipertansiyonu olan, düzenli medikal tedavi
almasına rağmen, uç organ hasarları oluşan
bu olguyu; peroperatif anestezi riskleri bulun-
ması nedeniyle, anestezi yönetimine dikkat
çekmek amacıyla sunuyoruz.
OLGU
Altmış sekiz yaşında (70 kg) kadın hasta tansi-
yonunun sürekli yüksek seyretmesi ve halsizlik
Olgu
Alındığı Tarih: 27.12.2010
Kabul Tarihi: 20.01.2011
Yazışma adresi: Dr. Fulya Baturay, S.B. Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi Anesteziyoloji ve Reanimsyon Kliniği, İstanbul
e-posta: fbaturay@gmail.com
167
Okmeydanı Tıp Dergisi 27(3):167-169, 2011
doi:10.5222/otd.2011.167
yakınmasıyla hastanemiz dahiliye polikliniği-
ne başvurdu. Fizik muayenesinde tansiyonu
170/100 mmHg olduğu tespit edilen hastanın
biyokimya tahlilinde kreatinin: 1.5 mg dl
-1
,
üre: 59 mg dl
-1
, AST: 18 UL
-1
, ALT: 20 UL
-1
, Na:
+
142 mmol L
-1
, K
+
: 3.7 mmol L
-1
olduğu görül-
dü. Renal ultrasonografisinde patolojik bulgu
yoktu. Tiroid hormonları, kortizol ve seks hor-
monları normal sınırlarda idi. İleri tetkik için
batın MR’ı istendi. Batın MR’ında sol sürrenal
bezde yaklaşık 1 cm boyutunda yağ baskıla-
yıcı sekansta sinyal kaybı gösteren, ilk planda
adenom düşündüren lezyon saptandı. Endok-
rinoloji polikliniğinde aldosteronoma tanısı
aldıktan ve tedavisine 100 mg spirinolakton
eklendikten sonra cerrahi kliniğine sevk edi-
len hastaya, laparoskopik sol sürrenalektomi
planlandı.
Preoperatif değerlendirmede; 20 yıl önce geçi-
rilmiş total abdominal histerektomi ve bilate-
ral salfingoooferektomi, 10 yıl önce geçirilmiş
apendektomi ve hipertansiyon saptandı. Gem-
fibrozil 600 mg, nifedipin 60 mg ve doksazosin
mesilat 2 mg kullandığı öğrenildi. Biyokimya
tahlilinde üre ve kreatinin değerlerinde yük-
selme saptanan hastadan nefroloji konsültas-
yonu istendi. Diğer rutin hematolojik testleri
normaldi. Elektrokardiyografisindesinde gö-
ğüs derivasyonlarında; ST elevasyonu ve akci-
ğer grafisinde mediastende genişleme ile kar-
diyotorasik indekste artış belirlenmesi üzerine
kardiyoloji konsültasyonu da istendi. Hastaya
yapılan ekokardiyografisinde; sol ventrikül hi-
pertrofisi, dejeneratif kapak hastalığı, 1+ aort
yetersizliği, 1+ mitral yetersizliği, 1+ trikuspit
yetersizliği mevcuttu. Ejeksiyon fraksiyonu ise
% 74.49 idi. Nefroloji ve kardiyoloji poliklini-
ği tarafından onay alan hasta, 8 saatlik açlığı
takiben ve 3 mg intramuskuler midazolam ile
premedikasyon yapıldıktan 30 dk. sonra ame-
liyat odasına alındı. 1 mcg kg
-1
fentanil, 2 mg
kg
-1
propofol ve 0.15 mg kg
-1
sisatrakuryum
ile indüksiyondan sonra entübe edildi. Hasta;
entübasyondan sonra volüm kontrollü venti-
lasyon (VCV) modunda düşük tidal volüm uy-
gulamak amacıyla 7 ml kg
-1
tidal volüm ve 11/
dk. frekans ile ventile edilmek üzere anestezi
cihazına bağlandı. İnvaziv arter monitörizas-
yonu yapılan ve arteriyel tansiyonu 155/80
mmHg olarak tespit edilen hastaya sağ late-
ral dekübitis pozisyonu verildi. Hastaya ope-
rasyon süresince hipervolemiden kaçınılarak
600ml isolayt-s mayi gönderildi. Toplam 300
ml idrar çıkışı saptandı. Preoperatif ve pero-
peratif yapılan arteriyel kan gazı analizlerinin
sonuçları normaldi. İki buçuk saat süren ope-
rasyonda vital bulgular değişmedi ve kompli-
kasyon gelişmedi.
TARTIŞMA
Klasik primer hiperaldosteronizm’in; tüm hiper-
tansiyon hastaları içindeki oranı % 0.5-2.2’dir
(1)
. Bu ilginç sendromun ayırt edici özellikleri
1955’te Conn tarafından tanımlanmıştır
(2)
. Az
sayıdaki istisna dışında primer hiperaldostero-
nizmli hastalar hipertansifdir. Ancak, olgumu-
zun yüksek olan tansiyonu preoperatif yapılan
farmakolojik hazırlık ile regüle edilmişti.
Yine primer hiperaldosteronizmde aldostero-
nun mineralokortikoid reseptörü ile etkileşimi
genomik etkilere yol açar. Bu etkileşim; damar,
kalp ve böbrekte fibrozisi uyarır
(4,5)
. Bu olgu-
larda sol ventrikül hipertrofisi ve miyokard
iskemisi, serebrovasküler hastalık ve böbrek
yetersizliği prevalansları yüksek bulunmuştur
(6)
. Olgumuzda da sol ventrikül hipertrofisi ve
kardiyomegali mevcuttu. Bu kardiyomegali
ve hipopotasemiye sekonder olarak aritmiler;
preload artışı ile de hipervolemi oluşur
(7)
. Ol-
gumuzda hipervolemiye sekonder olarak geli-
şebilecek konjestif kalp yetmezliğini engelle-
mek amacıyla sıvı replasmanımızı kısıtladık ve
hastaya 3 ml/kg
-1
h
-1
dengeli solüsyon verdik.
Primer hiperaldosteronizmde aldosteron artı-
şı, potasyum atılımını arttırdıkça H
+
kaybı ar-
tarken NH
3
+
yapımı da artar ve metabolik al-
kaloz gelişir
(8,9)
. Bu durumu göz önüne alarak
biz de hastayı düşük tidal volümle ventile ede-
rek peroperatif hiperventilasyondan kaçındık
ve böylece gelişebilecek metabolik alkaloza
engel olmayı amaçladık. Hipopotasemi aynı
zamanda kas gevşeticilere yanıtı potansiyelize
edebilir
(7)
; bu nedenle nöromusküler blokeri
de düşük dozda uyguladık.
168
Okmeydanı Tıp Dergisi 27(3):167-169, 2011
SONUÇ
Primer hiperaldosteronizmi olan hastalarda
hipertansiyonunun preoperatif regüle edil-
mesi ve uygun premedikasyon yapılmasının,
dengeli bir solüsyon verilerek sıvı replasmanı-
nın kısıtlanmasının, hiperventilasyondan kaçı-
nılmasının ve düşük doz nöromusküler bloker
ajan uygulanmasının olası komplikasyonları
engellediği düşüncesindeyiz.
KAYNAKLAR
1. Stewart PM. Mineralocorticoid hypertension.
Lancet 1999; 353:1341-1347.
http://dx.doi.org/10.1016/S0140-6736(98)06102-9
2. Kaplan NM. Klinik Hipertansiyon. 8. baskı. İs-
tanbul: Turgut Yayıncılık: 2003.
3. Young WF Jr. Adrenal causes of hypertension:
pheochromocytoma and primary aldostero-
nism. Rev Endocr Metab Disord 2007; 8(4):309-
20. Review.
http://dx.doi.org/10.1007/s11154-007-9055-z
PMid:17914676
4. Duprez D, De Buyzere M, Clement DL. Aldeste-
rone and vascular damage. Cur Hypertens Rep
2000; 2:327-334.
http://dx.doi.org/10.1007/s11906-000-0017-z
PMid:10981167
5. Weber KT. Heart-hitting tales of salt and dest-
ruction. J Lab Clin Med 2000; 136:7-13.
http://dx.doi.org/10.1067/mlc.2000.107301
PMid:10882222
6. Napoli C, Di Gregorio F, et al. Evidence of
exercise-induced myocardial ischemia in pa-
tients with primary aldesteronism: the cross-
sectional primary aldesteronism and heart
Italian multicenter study. J Investig Med 1999;
47:212-221.
PMid:10361380
7. Roizen MF, Fleisher LA. Denkel T. Ed. Klinik
Anestezi Esasları. İstanbul: 2000.
8. W. F, Bagg W, Drury PL. Progression of accelera-
ted hypertension in untreated primary aldeste-
ronism. Aus Z J Med 2000; 30:91.
9. Kaplan NM. Cautions over the current epidemic
of primary aldesteronism. Lancet 2001; 357:953-
954.
http://dx.doi.org/10.1016/S0140-6736(00)04223-9
169
F. Baturay ve ark., Conn Sendromu (Primer Hiperaldosteronizm) ve Anestezi