Turkish Studies -
International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or Turkic
Volume 8/3, Winter 2013, p. 427-435, ANKARA-TURKEY
GÜNEY KAFKASYA'DA KADİM YERLEŞMENİN
PALEOCOĞRAFİ DURUMUNA BİR ÖRNEK: NAHÇIVAN
Fatih İMAT
Nazım BABABEYLİ
Mustafa ÖZDEMİR
ÖZET
Nahçıvan, Yakın ve Orta Doğu’da, aynı zamanda Bağımsız
Devletler Topluluğu içinde yer alan çok eski yaşam alanlarından biridir.
Geçmişi yaklaşık 5000-6000 yıl öncesine dayanan Nahçıvan etrafındaki
ilkin (birincil) yerleşmede coğrafi konum, iklim ve doğal kaynaklar
önemli rol oynamıştır.
Nahçıvan dolaylarının jeolojik oluşum yönünden 420 milyon yıla
yakın bir geçmişi vardır. Nahçıvan diyarının bugünkü jeo-morfolojik
görünümü üzerinde uzun bir jeolojik (litolojik, stratigrafik ve tektonik)
geçmişin etkisi vardır. Devon döneminde okyanus sularıyla kaplanan
arazi daha sonraları bir çok kez denizlerin transgresyon ve
regresyonuna maruz kalmış ve Miyosen dönemi sonuna doğru deniz
suları bölgeyi tamamen terk etmiştir. Pliyosenin son döneminde ise
Nahçıvan ve çevresi şu anki orografik görüntüsünü almıştır.
Karmaşık jeolojik gelişim süreçleri (volkanizma, tektonik
hareketler, farklı stratigrafik basamaklar) çeşitli mineral doğal
kaynakların oluşmasına bu da gelecekteki yerleşmede ihtiyaç duyulan
hammaddenin meydana gelmesine zemin hazırlamıştır.
10-12 bin yıl önce Nahçıvan’ın orta ve alçak dağlık arazilerinde
ılıman soğuk ve rutubetli iklimin hakim olduğu Boreal iklim dönemi
yerini; 8-9 bin yıl önce Sıcak Rutubetli Vereal iklim dönemine ve 6-8 bin
yıl önce de Holosen’in Soğuk Atlantik iklim dönemine bırakmıştır.
Yaklaşık 4.5 - 5 bin yıl önce Subboreal iklim döneminde dağlarda
yeniden ılıman sıcak iklimin hakim olmaya başlamasıyla birlikte Hazar
denizi, Kura ve Nahçıvan düzlüklerini istila etmiştir. Bu durum
insanların batıya doğru göç etmesine ve dolayısıyla bugünkü Nahçıvan
şehri ve çevresindeki birçok yaşam alanlarının da temelinin atılmasına
sebep olmuştur.
Nahçıvan’da görülen ilk yerleşmelerde mağaralar, doğal barınaklar
ve doğal kaleler önemli bir rol oynamıştır. Bununla birlikte jeolojik
gelişim sürecinde transgresyonlar sonucu denizlerin Nahçıvan’a
armağan ettiği tuz maden yatakları, Nahçıvan’ın elverişli coğrafi
Yrd.Doç.Dr. Kastamonu Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü, El-mek: fimat@kastamonu.edu.tr
Prof.Dr. Nahçıvan Devlet Üniversitesi Tabiatşunaslık Fakültesi Coğrafya Bölümü, El-mek: nazimnym@mail.ru
Doç.Dr.Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü, El-mek: mudemir@atauni.edu.tr
428 Fatih İMAT – Nazım BABABEYLİ – Mustafa ÖZDEMİR
Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic
Volume 8/3, Winter 2013
konumu ve eski kervan yollarının buradan geçmesi Nahçıvan’daki
yerleşmenin zaman içinde gelişmesine neden olmuştur.
Anahtar Kelimeler: Nahçıvan, Tuz Madeni, Paleocoğrafik durum,
Eski yerleşme
AN EXAMPLE TO PALEOGEOGRAPHY OF THE ANCIENT
SETTLEMENT IN SOUTH CAUCASUS: NAKHCHIVAN
ABSTRACT
Naxcivan is one of the oldest settlement that has found a place in
Near and Middle East as well as Commonwealth of Independent States
(CIS). Geographical position, climate and natural sources contribute to
Naxcivan's primary settlement which is founded around 5000-6000
years ago. The fact that Naxcivan has a backround around 420 million
years indicates a long geological period to have its today's view. The
lands covered by ocean water in the Devonian period were exposed to
transgression and regression of seas not a few times, later. Sea water
leaves towards the end of Miocene epoch. Naxcivan and its environs
have today's orographic view towards the end of Pliocene epoch.
Multi-faceted geological development periods (volcanism, tectonic
movements, different stratigraphic sequences) contribute to formation of
various natural mineral resources. This paves the way for getting raw
materials needed for future's settlements. Boreal climate period which
has temperate, cold and moist climate at mountainous lands of medium
or low heights in Naxcivan 10-12 thousand years ago, changes into
Sultry Vereal Climate period 8-9 thousand years ago firstly and Cold
Atlantic Climate period of Holocene epoch 6-8 thousand years ago,
later. Caspian Sea overruns the plains of Kura and Naxcivan as a result
of temperate and hot effects of Subboreal Climate period on mountains
again 4.5 or 5 thousand years ago. This causes immigration towards
the west and basis of today's Naxcivan and its environs as settlements.
Caves and natural strongholds play a major role in primary
settlements of the town of Naxcivan. Furthermore, mineral deposits of
sodium chloride as a present of seas to Naxcivan, Naxcivan' s strategic
position and the oldest caravan routes contribute to the development of
settlement in Naxcivan in the lenght of time.
Key Words: Nakhchivan, Salt Mine, Paleogeographic Condition,
The ancient settlement
Giriş
Bir çok coğrafi kaynakta Nahçıvan, Yakın ve Orta Doğu'nun en kadim şehirlerinden biri
olarak kabul edilmektedir (Словарь от географических названий, 1986;315) (По Закавказью,
1972; 213) (Краткая географическая энциклопедия, 1962; 69 ) (Знание-сила ;1988 ) (Babayev,
1999; 5-8) ( Halilov, 2012; 206 ).
Coğrafi Konum; Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti Azerbaycan Cumhuriyeti sınırları içinde
özerk bir devlettir. Kuzeyde ve doğuda Ermenistan (246 km), batıda ve güneyde Türkiye (11 km)
Güney Kafkasya'da Kadim Yerleşmenin Paleocoğrafi Durumuna Bir Örnek: Nahçıvan 429
Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic
Volume 8/3, Winter 2013
ve İran İslam Cumhuriyetleri ile (204 km) komşudur. Özerk Cumhuriyet‟in Ermenistan doğal
sınırını, esasen Küçük Kafkas dağlarına ait edilen Zengezur ve Dereleyiz sıradağları, Türkiye ve
İran sınırını ise Aras nehri oluşturmaktadır. Arazi kuzeybatıdan güneydoğuya doğru 158 km
mesafede uzanmaktadır. Kuzeyde en yüksek noktası Kömürlü dağıdır (2064 m). Kuzeyden güneye
uzantısı 75 km kadardır. Eski Azerbaycan toprağı olan Zengezur ilçesinin 1920 yılında Sovyet
yönetimi tarafından yasadışı olarak Ermenistan‟a verilmesi sonucunda Nahçıvan Özerk
Cumhuriyeti, Azerbaycan Cumhuriyeti‟nin diğer topraklarından ayırılmıştır. Nahçıvan Özerk
Cumhuriyeti‟nin adı; 1920
‐1923 yıllarında Nahçıvan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti, 1923‐1924
yıllarında Nahçıvan Özerk Diyarı, 1924‐1990‟lı yıllarda Nahçıvan Özerk Sovyet Sosyalist
Cumhuriyeti şeklinde adlandırılmıştır. 1990 yılından sonra ise Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti adı ile
anılmaya başlanmıştır (Halilov,2012;206).
Harita 1: Nahçıvan Özerk Cumhuriyetinin Güney Kafkasya‟daki konumunu gösteren
lokasyon harita.
(Kaynak:
‘’http://www.michaeltotten.com/archives/2008/08/the-explosive-c.php‟‟
sayfasından alınarak düzenlenmiştir.)
Nahçıvan'ın Doğal ve Beşeri Ortam Özellikleri
İnsanlık tarihi boyunca bütün yerleşme tiplerinde birinci derecede doğal coğrafi şartlar
etkili olmuştur. Nüfusun ve yerleşmenin coğrafi alansal dağılışı dikkate alındığında yerleşme
coğrafyasında üç temel gruptan bahsetmek mümkündür. Bu gruplaştırmaya binaen dünya
nüfusunun tahminen %80‟i elverişli, %19‟u kısmen elverişli, % 1‟i ise eksternal ortamda
yaşamakta ve yaşam faaliyetlerini devam ettirmektedirler. Elverişli coğrafi alan denildiğinde;
yaşam için en uygun coğrafi konum, iklim ve doğal kaynaklar, jeoloji, jeomorfoloji ve hidrolojik
şartlarla birlikte, özellikle toprak, bitki örtüsü ve mineral hammaddenin mevcutluğu
anlaşılmaktadır (Doğanay H, Özdemir Ü ve Şahin İ.F; 2011).
Yukarıda belirtilen şartları dikkate aldığımızda Nahçıvan‟da ilk yerleşmenin, daha
sonrasında ise şehirleşmenin (urbanizasyanın) ortaya çıkması ve gelişmesine tesir eden faktörleri
birkaç grupta incelemek mümkündür. Bunlar;
-Arazinin coğrafi konumu,
430 Fatih İMAT – Nazım BABABEYLİ – Mustafa ÖZDEMİR
Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic
Volume 8/3, Winter 2013
-Doğal - İklim şartları,
-Doğal kaynaklarla zenginliği,
-Jeolojisi,
-Jeomorfolojisi,
-Paleocoğrafi durumu ve diğer özellikleridir.
Nahçıvan diyarının oluşarak bugünkü görüntüsünü alması onun uzun bir jeolojik zaman
diliminde gerçekleştiğini göstermektedir. Bu gelişim aşaması sırasında Nahçıvan arazisi defalarca
denizlerin istilasına maruz kalmıştır. Ş.A.Azizbeyov‟a göre 420 milyon yıl önce Sederek
massifindeki Dehne ve Velidağ, bölgede su altından yüzeye çıkan ilk kara parçası oldu ve bu kara
parçası birçok kez de deniz dibine dönüştü (Азизбеков, 1961; 48). Zaman zaman denizin dibinden
yüzeye çıkan volkan konileri ve tektonik yükselme hareketleri bu kara parçasını daha da büyüttü ve
nihayet Paleosende kara kütlesinin hakimiyeti başlamış oldu. Miyosende arazinin deniz rejimi
tekrar başladı ve Nahçıvan çökekliği sadece doğudan ve güney doğudan kara ile kuşatıldı. Karakan
döneminin öncesinde ısınan iklim sığ deniz körfezinde tuzlu tabakaların formalaşmasına neden
oldu. Miyosenin sonu pliyosenin öncesinde ise deniz, Azerbaycan‟ın şimdiki arazisi dâhilinde
yalnız Nahçıvan çökekliğini son kez terk etmiş oldu.
Pliyosenin sonunda ve dördüncü devirde dağ oluşumları aktifleşmiş ve günümüzdeki
rölyefin formalaşması başlamıştır. Vurgulamak gerekir ki, yeryüzünde gözlenen çeşitli dağ
oluşumlarının bütün genetik tiplerine Nahçıvan diyarında rast gelmek mümkündür. Karmaşık (çok
dönemli-toplam) jeolojik gelişim, volkanizma, zengin stratigrafi, tektonik hadiseler arazide zengin
ve farklı kökenli doğal mineral kaynakların oluşmasına, bu ise beraberinde gelecekte yerleşmede
ihtiyaç duyulan hammaddenin elde edilmesine ve yeterli derecede teminine zemin hazırlamıştır.
Nahçıvan diyarı jeolojik yaşına göre de bölgede farklı bir statüye sahiptir. Yakın zamanda içinde
Culfa ilçesi Gülüstan köyü ortaokul öğretmeni Vagif Babayev‟in araziden bulduğu deniz fosilleri
içerisinde Silur dönemine ait Clymenia unduata‟nın olması (Jeoloji Enstitüsü tarafından
incelenmiştir) Nahçıvan arazisinin bilinenin aksine 420 milyon değil 450 milyon yaşında olduğunu
ispat etmektedir.
Arazideki yerleşmede paleocoğrafik koşullar da çok önemli rol oynamıştır. Gemikaya
ekspedisyası dahilinde yapılan araştırmalar kaya üstü petrogliflerin bazılarının 4,5-5 bin yıl öncesi
döneme ait olduğunu göstermektedir (Bababeyli, 2005; 140).
Gemikaya‟daki kabirler, taşlarla çepeçevre kuşatılan savunma yerlerine malik yaşam
alanları ve diğer yerleşme izleri arazide uzun zaman önce insanların yaşadığını hem de çeşitli
faaliyetler gösterdiğini ispat etmektedir. Gemikaya‟nın bugünkü doğal şartları incelendiğinde iklim
özellikleri (çok yıllık kar örtüsü, düşük sıcaklık değerleri), tarım alanlarının ve imkânlarının
sınırlılığı, mürekkep rölyef kuruluşu ve yükselti, yerleşme vb. özelliklerin elverişsizliği dikkati
çekmektedir.
Kadim insanlar yüksek dağ zirvelerinde sert iklim ve mürekkep rölyef şartlarında niçin
yaşamışlardır? Başka bir açıdan bakıldığında orta dağlıktan farklı olarak bu arazide Elince,
Nehecir, Çalkankale masiflerinde olduğu gibi doğal istihkâm alanları yoktur. Olsa bile iklim
şartlarının elverişsizliği onların önemini kaybetmesine neden olmaktadır (Азизбеков, 1961; 139).
Azerbaycanlı bilim adamları B.C. Aleskerov ve R.F.Kerimov iklimin son 12 bin yıl içinde
çok belirgin şekilde 6 kez değiştiğini ispat etmişlerdir (Ələsgərov ve Kərimov, 2003; 124). Onların
araştırmaları sonucunda Azık, Tağlar, Damcılı, Daşsalahlı mağaraları, Leylatepe, Çatağantepe,
Kültepe, Üçoğlan, Şabran gibi yaşam alanlarında bulunan ocak izleri, külün, ağaç kömürünün
tahlili paleocoğrafi durumun öğrenilmesine imkan yaratmıştır. Araştırmaların sonucunda elde
Güney Kafkasya'da Kadim Yerleşmenin Paleocoğrafi Durumuna Bir Örnek: Nahçıvan 431
Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic
Volume 8/3, Winter 2013
edilen bulgular, bölgede yaşam için uygun şartların son buzlaşma çağından sonraki Holosen
döneminde olduğunu gösterir (Ələsgərov ve Kərimov, 2003; 124).
10-12 bin yıl önce Nahçıvan‟ın orta ve alçak dağlık arazilerinde ılıman soğuk ve rutubetli
iklimin hakim olduğu Boreal iklim dönemi yerini; 8-9 bin yıl önce Sıcak Rutubetli Vereal iklim
dönemine ve 6-8 bin yıl önce de Holosen‟in Soğuk Atlantik iklim dönemine bırakmıştır.
Tahminen 4,5 – 5 bin yıl önce Subboreal dönemde Kafkas dağlarında yeniden ılıman sıcak,
düzen arazilerde ise rutubetli subtropik iklimin hakimiyeti başlamıştır. Sürekli yağışlar, sel ve
taşkınlar, Hazar denizinin seviyesinin yükselmesine neden olmuştur. Bu durum insanları batıya
doğru (dağ yamaçlarına ve iklimin bölgede yaşam için en uygun olduğu, kış iklim şartlarının ılıman
geçtiği, yüksek dağlığa) göçe zorlamıştır. Gemikaya, Hazaryurd, Nebiyurdu, Garanguş platosunda
ilk meskunlaşma başlamıştır. Tarihçilerin Kura-Aras medeniyeti dönemi, coğrafyacı ve jeologların
Holosen‟in Subboreal dönem olarak adlandırdıkları bu dönem çerçevesinde Kura-Aras ovalığında
150 civarında mesken su altında kalmış ve insanlar batıdaki dağlara (özellikle Zengezur‟un
Murovdağ‟ın, Karabağ volkanik yaylasının vs. yüksek kısımlarına) doğru göç etmişlerdir. Geniş
mecra ile akan Kura ve Aras, onların irili ufaklı kolları en bol sulu dönemlerini yaşamıştır. Ayrıca
Hazar denizinden Akdenize kadar devam eden diğer akarsu havzaları da sık ormanlarla
örtülmüştur. Holosen‟in sonuna doğru, tahminen 4 bin yıl önce Azerbaycan'ın bütün dağlık
arazilerinde iklim tekrar soğumuştur. İklim değişikliği insanları yüksek dağlık alanları terk etmeye
ve yeni yerleşim yerleri aramaya zorlamış, insanlar yeniden depresyon alanlarına veya alçak dağlık
arazilere göç etmeye mecbur kalmıştır. İşte bu dönemde Nahçıvan şehrinin de temelleri atılmıştır
(Bababeyli, 2011; 86) (Bababeyli ve İmat, 2010) (İmat ve diğ, 2012; 203-219).
Foto 1: Eski Tuzdağ madeni yatağının birinde oluşturulan Fizyo Terapi Merkezi.
Denizlerin Nahçıvan'a sunduğu en büyük ekonomik menbalardan biri olan tuz madeni
kaynakları, yerleşme hareketinin güçlenmesine ve gelişmesine olanak sağlamıştır (Müseyibov,
1998; 57) (Caterina Marro, 2012;31-39) . Bu dönemde kısmi toplu yerleşme ile birlikte dağınık
yerleşme de hızla gelişmiştir. Bunun en kapsamlı örneği insanları farklı iklim koşullarından ve
mevsimsel değişikliklerden koruyan mağaralardır. Hacı Kadir Kadirzade, Ali Gurbanov ve Vagif
Babayev‟le birlikte Dereşam mağarasında yapılan çalışmalar sırasında bulunan tahta kaşık veya
Vilayet Babayev, Yakup Bababeyli, Ali Gurbanov‟la birlikte yapılan çalışmalar sırasında Velibaba
mağarasında bulunan saksı kaplarının terkibindeki karbonun ve kül kalıntıları içerisindeki bitki
432 Fatih İMAT – Nazım BABABEYLİ – Mustafa ÖZDEMİR
Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic
Volume 8/3, Winter 2013
polenlerinin tahlili Nahçıvanda mağara yerleşmesinin çok kadim olduğunu ispat etmektedir
(Bababeyli ve ark,2002; Bababeyli ve ark, 2005).
Mağaralar, insanlığın yerleşme tarihi dolayısıyla yerleşme coğrafyası açısından büyük
öneme sahiptir. Çünkü ilk yerleşme olayları insanların birer doğal barınak olan mağaralara
yerleşmesi ile başlamıştır (Doğanay, 1992; 426).
Foto 2: Tuz dağ (Duzdağ) tuz madeni yatağı.
Foto 3: Tuz dağ etrafında doğal mağara girişi.
Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti arazisinde mağaraların çeşitli oluşum tipleri mevcuttur.
Bunların içerisinde en çok yayılmış olanları suffosion (alüvyal dolin) ve blok mağaralardır. Duzdağ
platosunda çok sayıda açık ve kapalı karst mağaraları mevcuttur ve bunların bazıları yakın geçmiş
tarihe kadar insanlar tarafından yaşam alanı olarak kullanılmıştır.
Arazinin doğal mineral kaynakları yerleşmenin gelişmesinde, sanatkarlığın ve ilkel üretim
alanlarının şekillenmesinde önemli role sahiptir. Farklı kil türleri, dolomit, kalsit, holtsedan ve
Güney Kafkasya'da Kadim Yerleşmenin Paleocoğrafi Durumuna Bir Örnek: Nahçıvan 433
Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic
Volume 8/3, Winter 2013
yemek tuzu vs. arazideki önemli kaynaklardır. Bunlarla birlikte piritin varlığı saksı kap için, inşaat
malzemeleri üretimi metal imalatı için teminat rolü oynamıştır. Bunlardan bazıları, özellikle yemek
tuzu ihracat mahsülüne dönüşmüş, zamanla kervan yollarının bu araziden geçmesine hem de
ticaretin bölgede her geçen gün gelişip canlanmasına sebep olmuştur. Kervan ticaret yollarında
kaliteli tuzla birlikte yerel ipek mahsulleri ve kurutulmuş meyve de taşınırmış. Nahçıvan
arazisinden çıkarıltılan tuzda, tuza acı tad veren magnezyum ve kalsiyum bileşiklerinin olmaması
veya çok az oranda olması bu tuza olan talebin dahada artmasına neden olmuştur.
Harita 2: Bazı önemli coğrafi objelerin özerk cumhuriyet içindeki konumu
Kaynak:
‘http://en.wikipedia.org/wiki/Nakhchivan ‟ web adresinden alınarak
düzenlenmiştir.
Nahçıvan'ın yerleşme tarihinde ve yerleşme hareketinin gelişmesinde doğal savunma
alanları önemli role sahiptir. Elverişli doğal nesnelerden özellikle volkan lakolitleri doğal kale
olarak kullanılmıştır. Arazideki bir çok korunma alanı ve savunma kalelerinin büyük bir bölümü bu
volkan lakolitleri üzerine inşa edilmiştir. Bu objeler düşman akınları sırasında köy ve kentlerde
yaşayan nüfusu korumakla birlikte, hem de onları su ve gıda, hayvanları ise yemle tedarik
edebilmiştir. Dede Korkut destanında adı geçen Çalkan kalesindeki Ağgaya zirvesi (Babayev,
1999; 83); (Kitabi-Dədə Qorqud, 1988; 118) ve Velibaba mağarasındaki (Bababeyli ve ark. 2005;
85) çalışmalarımız sırasında kaleyi Çehri çayıyla birleştiren karst tüneline rastgeldik. Kalsitli
dolomitli katmanlar içerisinde akan su, kaleyi akarsu ile birleştiren doğal gizli bir yoldur. Bu yol
kalede yaşayan insanların içecek su ihtiyacının karşılanmasında önemli rol oynamıştır. Benzer karst
tüneline Nehecir massifinde de rastgelinmiştir. Zamanında kadim insanların sığınak yeri olarak
kullandığı Dereşam mağarasının sonuncu salonunda bulunan mağara sifonu onu Harabe Culfa şehri
ile birleştirmiştir. Uzun süren savaş savunmaları sırasında doğal istihkam alanlarındaki insanlar
hayvancılıkla ilgilenmiş, zorunlu kullandıkları arazilerde; dokuma, demir, seramik vs. zanaatkarlık
işleriyle uğraşıp böylece şehir medeniyetini de korumuşlardır. Belirtmek gerekir ki, bugün de
Çalkan ve Nehecir üzerindeki platolar otlak yeri olarak kullanılmaktadır.
Şehirlerin büyümesinde ticaret yolları ve ticaret kavşakları önemli role sahiptir. Ticaret
yollarının Nahçıvan arazisinden geçmesinin diğer önemli sebeplerinden biri de arazinin son derece
434 Fatih İMAT – Nazım BABABEYLİ – Mustafa ÖZDEMİR
Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic
Volume 8/3, Winter 2013
elverişli coğrafi konumu ve kervandaki hayvanlar için yem üssünün ( yüksek dağlıkta alpin ve
supalpin çimenliklerinin, Nahçıvan ovalarında ise kış otlaklarının, kariz sistemlerinin, hem de pınar
ve akarsuların) varlığıdır. Gittikleri yerlerden dönüp gelen kervanlar bu doğal özellikleri de
dikkate alıp Nahçıvandan geçişe özel önem vermişler. Küçük Kafkas dağlarının Zengezur –
Dereleyez sıradağlarında yerleşen Biçenek, Gedik, Havuş, Ayıçıngıl, Buzgov, Hezremescid, Eşşek
Meydanı gibi aşınımlar kervan yollarını çok çok kısaltımış ve onları Nahçıvana‟a doğru
yönlendirmiştir.
Kore yarımadasından başlayarak Orta Asyadan; Taklamakan, Gobi, Moğalistan Çölleri ve
Bin Kum‟a, Turan ovalığından Anadolu'ya oradan Avrupaya kadar uzanan kervan yollarının
bazıları, özellikle sıcak mevsimde Nahçıvandan geçmek durumunda kalıyorlardı. Bu yollarla Kore
ve Çin‟den seramik eşyalar, jenşen ve çumiza bitkisi, ipek, kağıt, kağıt istihsal eden aletler, el
işleriyle yapılmış çeşitli parçalar, barut, pusula, baharat ve s. taşınırken ters (zıt) yönde ise; çelik
kılıç, hancer, gümüş ve gümüş eşyalar, süs taşları ve eşyaları, kürk, ceviz, biber, havuç vb. alet ve
yiyecek mahsülleri ile birlikte hristiyanlık inancını tebliğ eden kitaplar, yağlı boya ile çizilmiş
resimler vs. taşınırdı (김영종 (Kim, Young - Jong), 2004; 53) (실크로드의 예술(Bakjintae), 2008;
19).
Taşınan bu yüklere Nahçıvandan kaliteli tuz, sürme, kurutulmuş çekirdekli meyveler ve
sumak eklenirdi.
Yunan şair ve edebiyatçısı Homer M.Ö VIII. yüzyılda tuzu „‟ilahi varlık‟‟ olarak
adlandırmıştır. Roma imparatorluğu zamanında asker ve memurlara mükafat olarak verilen tuzun
önemli bir kısmını Nahçıvan tuz yatakları karşılamıştır (www.alhimik.ru/EATS/eda24.html).
Zamanı gelmişken vurgulamak gerekir ki, antik devirden Yakın ve Orta asırlara kadar Batı
Avrupada çok kez tuz ihtilalleri ve tuz savaşları olmuştur.
I Fridrix döneminde Romadaki tuz kuyuları düşmanın en önemli hedefi haline gelmiştir.
Avrupada tuz sıkıntısı arttıkça Nahçıvan tuz ticaretinin merkezi haline dönüşmüş, Nahçıvanın ve
yakın coğrafyada bulunan tuz yataklarındaki tuzun çıkarılması ve taşınması Nahçıvanda
yerleşmenin ve ticaretin daha da gelişmesine olanak sağlamıştır.
Sonuç
Bu günkü Nahçıvan şehrindeki ilk yerleşmede, aynı zamanda yerleşmenin gelişimi ve
şekillenmesinde; coğrafi faktörler, coğrafi konum, doğal-iklim şartları, doğal kaynakların
çeşitliliği, paleocoğrafik özellikler vs. önemli rol oynamıştır. Aynı zamanda bu özellikler
Nahçıvan'ın tahminen 5-6 bin yıldır varlığını korumasına ve bu güne kadar gelişip büyümesine
neden olmuştur.
Coğrafi kaynaklarda bahsedildiği gibi Nahçıvan'da kadim yerleşmenin gelişmesinde bu
araziden geçen kervan yolları, kervanların buradan geçmesinde de arazi dahilindeki yer üstü doğal
kaynaklarla birlikte yer altı kaynaklardan özellikle tuz madeni kaynakları büyük öneme sahip
olmuştur. Arazideki doğal kaynakların oluşmasında da elbette jeolojik gelişim süreçleri ve
paleocoğrafi özellikler oldukça önemlidir.
KAYNAKÇA
Азизбеков М.А. (1961) Геология Нахичеванской АССР. Москва, 502 s.
Babayev S. Y. (1999 ) Nahçıvan Muxtar Respublikasının Coğrafyası. Elm neşriyat Bakü, 226 s.
Babayev S.Y. (1999)Naxçıvanda “Kitabi-Dədə Qorqud toponimləri. Elm neşriyat Bakü, 222 s.
Güney Kafkasya'da Kadim Yerleşmenin Paleocoğrafi Durumuna Bir Örnek: Nahçıvan 435
Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic
Volume 8/3, Winter 2013
Bababeyli N. S. (2011) Gəmiqaya Tasvirleri Altay Dil Ailesinin Ortak Mirasıdır. Elm və Həyat,
(Scıence and Life), No 4, Bakü s: 85-89.
Bababəyli N.S. (2005) Gəmiqayanın Bəzi Geoloji Xüsusiyyətlərinə və Paleocoğrafi Şəraitinə Dair.
AMEA Naxçıvan Bölməsi. Xəbərlər. Nahçıvan, No:1 s: 137-141.
Bababəyli N., Babayev V., Qədirzadə Q., Qurbanov Ə. (2002) Dərəşam. Bakı Universitetinin
Xəbərləri, No: 3, s: 237-242.
Bababəyli Nazim, İmat Fatih. (2010) Naxçıvan Diyarı Nuh Tufanından Əvvəl və Sonra. Nuh
Peyğəmbər, Dünya tufanı və Naxçıvan. Beynəlxalq Simpozium Materialları. Naxçıvan,
299 s.
Bababəyli N., Qurbanov Ə., Bababəyli Y., Babayev V. (2005) Naxçıvanda Vəlibaba Mağarası.
Xəbərlər. NDU. Naxçıvan. No: 16, s:83-85
Doğanay H. (1992) Ekonomik Coğrafya, Doğal Kaynaklar. Atatürk Üniversitesi Yayınları No:740.
Erzurum, 474 s.
Doğanay H., Özdemir Ü., Şahin İ.F. (2011) Genel Beşeri ve Ekonomi Coğrafya. Pegem-
Akademi, Ankara. 420 s.
Caterina Marro. Archaeogical Investigatıons At The Salt Mıne Of Duzdagı (2008-2011)
Nahçıvan: İlk Yaşayış ve Şehersalma Yeri Kimi. Acemi Neşriyat, 2012 s:31-39
Halilov T. (2012 ) Nahçıvanda Hayvanlarla İlgili Dini Görünümlerin Arkeolojik Bulgularla Onayı.
Tarihin Peşinde, Uluslararası Tarih ve Sosyal Araştırma Dergisi. Sayı:7, s: 205-208
İmat F., Bababeyli N., Özdemir M., Yaung M. (2012) Kars – Kağızman (Türkiye), Gemikaya
(Azerbaycan), Ulsan (Güney Kore) ve Alta (Norveç) Kaya Petrogliflerinin Benzer
Özellikleri ve Motiflerine Dair. Zeitschrift für die Welt der Türken / Journal of World of
Turks, Vol. 4, (3), s:203-219.
Kitabi-Dədə Qorqud Dəstanı. (1988) Bakı, 176 s.
Краткая географическая энциклопедия. (1962) Москва, Том 3. 580 c.
Müseyibov M.A. (1998) Azerbaycanın Fiziki Coğrafyası. Maarif Neşriyatı, Bakü. 400 s.
Словарь от географических названий. (1986) Москва, 551 c.
Ələsgərov B.C., Kərimov R.F. (2003) Holosendə Azərbaycanın Landşaft-İqlim Şəraiti.
Azərbaycan Coğrafiya Cəmiyyətinin əsərləri. VIII cild. Bakı, s: 117-124.
По Закавказью. (1972) Москва «Мысль». 327 c.
Знание-сила. (1988) Москва. No 7,
김영종, “실크로드 길위의 역사와 사람들”, 한국, 2004, 367 쪽.
박진태
, “실크로드의 예술”, 한국, 2008, 289 쪽.
www.alhimik.ru/EATS/eda24.html
http://en.wikipedia.org/wiki/Nakhchivan
http://www.michaeltotten.com/archives/2008/08/the-explosive-c.php
Dostları ilə paylaş: |