Orman Ekosistemlerinin Ürün Miktarına Göre Sınıflandırılması ve Verim
Güçlerinin Tahmini
Orman ekosistemlerinin ürün miktarı ve üretim gücü üzerinde rol oynayan faktörler
çok çeşitli olup, bunların birbiri üzerindeki etki şiddeti de çok değişmektedir. Bu
yüzden orman ekosistemlerinin ürün miktarı doğada çok geniş sınırlar içinde
değişmektedir.
Orman ekosistemleri verdikleri ürün miktarına göre sınıflara ayrılır. Bunlardan her
birine “hasılat sınıfı=verim sınıfı” veya “bonitet” denmektedir.
Bonitet,
normal kapalılıkta, normal silvikültürel muamele görmüş, belirli bir yaş
sınıfındaki bir meşcerenin belirli bir ağaç türü için gelişim derecesini ifade eder.
Pratik olarak ormancılıkta üç veya beş bonitet sınıfı ayrılmakta ve I, II, III, IV, V
şeklinde romen sayıları ile gösterilmektedir.
Bonitet veya verimlilik sınıflarının ayrılmasında başlıca iki ana yöntem vardır.
Bunlardan birincisi mevcut meşcerelerdeki ağaçlarda yapılacak bazı ölçmelerle
meşcerelerin bonitetini belirleme yoludur.
Diğeri ise orman ağaçlarının gelişimini etkileyen bazı ekosistem faktörlerinin
gösterge veya bir ölçü değeri olarak alınması yoludur. Bu ikinci yol, özellikle orman
ekosistemlerinin potansiyel verim gücünü ortaya koymak, iyi ve kötü artıma neden
olan faktörleri belirleyebilmek ve orman örtüsü olmayan yerlerin bonitetini tahmin
edebilmek amacı ile baş vurulması zorunlu olan yoldur.
Orman Ekosistemlerinin Doğrudan Doğruya Ölçülmesi, Aktüel Bonitet
Sınıflarının Belirlenmesi
Bu yolla belirlenen bonitete Aktüel Bonitet ismi verilmektedir ormanın insan etkisi
altında değiştirilmiş bulunan bugünkü verim gücünü ifade eder. Aktüel bonitet
sınıflarının ayrılmasında, meşcere üst boyu bir gösterge olarak kullanılmaktadır
.
Bonitet Ölçüsü Olarak Meşcere Üst Boyu
Belirli bir tür için bir meşcerede serbest büyümüş ağaçların boyu, yetiştiği çevrenin
odun üretim gücü kapasitesini diğer ölçü değerlerine kıyasla çok daha iyi yansıtır.
Budan başka serbest büyümüş ağaçların boyu, meşcere sıklığından diğer ölçülen
boyutlara kıyasla daha az etkilenmektedir. Onun için aynı yaşlı fakat değişik sıklıktaki
meşcereler için iyi bir bonitet göstergesi olarak kabul edilmektedir.
Çeşitli bölgelerde yayılmış olan belirli bir ağaç türüne ait meşcerelerin bonitetlerini
belirlemek için, değişik bölgelerdeki çeşitli yaş sınıflarına ait aynı yaşlı meşcerelerden
deneme alanları seçilir. Bunlarda meşcere üst boyu (dominant ve kodominant
ağaçların ortalama boyu) ve ortalama yaşı belirlenir.
Bu amaçla ölçülmesi gereken ağaç
sayısı için ortalama bir değer olarak
hektarda 100 ağaç kabul edilir.
Meşcere üst boyu ile yaş arasındaki
ilişkiye göre çizilen eğriler yardımıyla
bonitet sınıfları ayrılır ve yine bu
eğriler yardımıyla standart yaştaki
meşcere üst boyu belirlenir ve buna
göre çeşitli bonitetlere ait meşcere üst
boyu sınır değerleri de saptanmış olur.
Bu hususta ekolojik açıdan bazı noktalara değinilecektir:
1.)
Her yaş sınıfı için yetişme ortamı kalitesi aynı değildir. Gen meşcerelerde belki
daha çok nem ve daha çok besin maddesi bulunabilir. Buna bağlı olarak da boy eğrisi
genç meşcerelerde daha dik, yaşlı meşcerelerde daha yatık gidebilir.
2.)
Bu yöntemde aynı ağaç türü için her yetişme ortamında boy artım eğrisinin
şeklinin aynı olduğu kabul edilmektedir. Fakat iklim ve toprak koşullarının farklı
olduğu yerlerde boy büyümesinin de farklı olacağı doğaldır.
3.)
Bir ağaç türünün bonitetinin belirlenmesi için standart olarak 50 ve 100 yaş kabul
edilmektedir. Bunun anlamı bu ağaç türünün, 50 veya 100 yaşına kadar boy
büyümesinin en hızlı olacağının kabul edilmiş olmasıdır bu varsayımda her zaman
gerçekleşmez.
4.)
Meçcere üst boyu belki en kolay ölçülen ve orman yetişme ortamının verim
gücünü en iyi yansıtan bir faktördür. Fakat bu, diğer çevre faktörlerinin de aynı
amaçla kullanılmayacağı veya meşcere üst boyu her zaman için tam anlamıyla
yansıtacağı anlamına gelmez.
Orman Ekosistemlerinin Verim Güçlerinin Bazı Çevre Faktörlerine Göre
Tahmin Edilmesi ve Potansiyel Bonitet Sınıflarının Belirlenmesi
Her canlı gibi bitkiler, dolayısı ile orman ağaçları da orman ekosistemini oluşturan
tüm faktörlerin toplu etkisi altındadır. Onun için bir yerde orman olmasa bile bu
ekosistemin ağaç yetiştirme bakımından gücü tahmin edilebilmelidir.
Ayrıca orman ağaçlarının iyi veya kötü artımına neden olan faktörler aranarak ortaya
çıkarılmalıdır. Bu belirli bir ortamın orman yetiştirme bakımından gerçek gücünü,
yani potansiyel yetişme ortamı bonitetini belirli faktörler veya faktörler grubu ile
dolaylı olarak tahmin etme veya ortaya koyma demektir.
Bu konuda ölçü alınabilecek faktörler şu şekilde sıralanabilir:
1.)
Canlı Çevre Faktörleri
Toprak florası
Siper altı ve üstündeki vejetasyonun kombinasyonu
Yapraklardaki besin maddeleri
2.)
Cansız Çevre Faktörleri
Fizyografik faktörler
Edafik faktörler
İklim faktörleri
3.)
Canlı ve Cansız Ekosistem Faktörlerinin Kombinasyonu
Her bir faktör hakkında bonitet ölçüsü olarak verilecek bilgiler şu şekilde
özetlenebilir:
Potansiyel Bonitet Sınıflarının Belirlenmesinde Ölçü Olarak Alınabilecek Canlı
Çevre Faktörleri
Bir orman ekosistemindeki ağaçlar, ağaçların yaprakları ve toprak florası bonitet
belirlenmesi için bir ölçü olabilmektedir.
Bonitet Ölçüsü Olarak Toprak Florası
Toprak florası, üzerindeki meşcereden ve
geçmişteki olaylardan daha çok
etkilenmesine karşılık, birçok hallerde
ağaçlara kıyasla daha iyi bir yetişme
ortamı verimlilik göstergesidir. Bu kural,
özellikle egemen ağaç türlerinin sayıca
az olduğu, ladin, göknar, çam, huş, titrek
kavak- kuzey enlem derecesindeki boreal
ormanlar için geçerlidir.
I. Bonitet (Myrtillus Tipi)
Bu bonitetin tipik toprak florası en çok miktarda rastlanan Vaccinium myrtillus’tur.
Zengin toprakları ve klimaks vejetasyon olarak ladinin bulunduğu yerleri
göstermektedir. Likenler çok azdır.
II. Bonitet (Vaccinium Tipi)
Bu bonitet Vaccinium vitis-idaea ile temsil edilmekte, orta derecede kurak kumlu
alanlarda ve moren yığıntılarında meydana gelmektedir. Yosun ve likenler o kadar
yer tutmaz.
III. Bonitet (Calluna Tipi)
Yosunlar ve likenlere genellikle rastlanmakta ise de tür Calluna vulgaris’tir.
Juniperus communis de çok olarak görünmektedir. Egemen ağaç türü sarıçam olup,
buna üst tabakada huş ve ladin de karışmaktadır.
IV. Bonitet (Cladonia Tipi)
Likenler, genellikle Cladonia alpestria ile karakterize edilir. Kurak ve en fakir
orman yetişme ortamlarını temsil eder.
Bonitet Ölçüsü Olarak Orman Siperi Altındaki
Vejetasyon İle Üst tabakadaki Vejetasyonun
Kombinasyonu
Bitki örtüsü tür bakımından zengin olunca
Cajander sisteminde olduğu gibi sadece bir tür
bonitet için gösterge olamamaktadır. Onun için
fiziksel çevre koşulları ve buna bağlı olarak
vejetasyon
bakımından
kompleks
orman
ekosistemlerinde
bonitet
sınıflaması
için
vejetasyon daha değişik bir kombinasyonla ölçü
olarak alınmaktadır. Örneğin belirli bir bitki
türünün karakterize ettiği bir yerde herhangi bir
sebeple ve yakın zamanda o bitki türü ortadan
kaldırılmış olabilir. Bu takdirde bu yetişme
ortamını o bitkinin karakterize ettiği tipe sokmak
güç olur. Onun içindir ki bir veya iki bitki türü
yerine birkaç türden oluşan tür grupları veya
gösterge spektrumu orman ekosistemlerinin
kalitesini belirtme ve sınıflama için ölçü olarak
alınabilirler. Bu yöntem A.B.D ve Almanya’ da
uygulanmaktadır.
Bonitet Ölçüsü Olarak Yapraklardaki
Besin Maddeleri
Bitki tarafından alınan besin maddelerinin
miktarı beslenme üzerinde etkisi bulunan
çeşitli toprak, iklim ve genetik özelliklerle
sıkı
bir
ilişkiye
sahip
olduğundan,
yapraklardaki besin maddesi miktarı çeşitli
çevre koşullarını da kapsamına alarak
bunların
elverişlilik
derecelerini
yansıtmaktadır. Bu yöntemin uygulanmasında
dikkat edilecek bazı önemli hususlar vardır.
Elverişli yaprak örneğinin alım zamanının
saptanmasıdır. Bu da yapraklardaki büyüme
hızının yavaşladığı, normal büyüklüğünü
aldığı bir zaman kesimidir. Onun için
yapraklar şiddetle geliştiği ilkbaharda ve bazı
besin maddelerinin yapraklardan gövdeye
döndüğü, yağışlarla yıkandığı geç sonbaharda
yaprak örneği almak doğru değildir.
Bonitet Ölçüsü Olarak Yapraklardaki Besin Maddeleri
Bitki tarafından alınan besin maddelerinin miktarı beslenme üzerinde etkisi bulunan
çeşitli toprak, iklim ve genetik özelliklerle sıkı bir ilişkiye sahip olduğundan,
yapraklardaki besin maddesi miktarı çeşitli çevre koşullarını da kapsamına alarak
bunların elverişlilik derecelerini yansıtmaktadır. Bu yöntemin uygulanmasında dikkat
edilecek bazı önemli hususlar vardır. Bu nedenle çeşitli ağaç türleri için
yapraklardaki bazı besin maddesi konsantrasyonu ile bonitet arasında sıkı ilişkiler
bulunmuştur.
Elverişli yaprak örneğinin alım zamanının saptanmasıdır. Bu da yapraklardaki
büyüme hızının yavaşladığı, normal büyüklüğünü aldığı bir zaman kesimidir. Onun
için yapraklar şiddetle geliştiği ilkbaharda ve bazı besin maddelerinin yapraklardan
gövdeye döndüğü, yağışlarla yıkandığı geç sonbaharda yaprak örneği almak doğru
değildir.
Bu periyotlarda yaprakların içerdiği
besin maddesi konsantrasyonu bonitetin
değil,
mevsimlik
değişimin
göstergesidir. Onun için ön araştırma ile
çeşitli bölgeler için elverişli örnek alma
zamanının saptanması gerekmektedir.
Bundan başka örneklerin alındığı bölge
ne kadar dar ise, ilişki o kadar sıkıdır.
Onun için bu yöntem bol yaprak
analizine gereksinme gösterir. Ayrıca
hangi besin maddesinin verimlilik veya
bonitet ile sıkı bir ilişkisi olacağı
peşinen bilinmediğinden birçok besin
maddesine ait analizlerin yapılması
gerekir. Bu nedenle zaman alıcı ve
pahalı bir yöntemdir.
Potansiyel Bonitet Sınıflarının Belirlenmesinde Fiziksel Çevre Faktörlerinin
Ölçü Olarak Alınması
Bir orman ekosistemindeki ağaçların boy veya hacim olarak doğrudan doğruya
ölçülmesi toprak florasının veya yapraklardaki besin maddelerinin belirlenmesi ve bu
değerlerin bonitet için esas alınması ile o ekosistemin bonitetti belirlenmiş olur. Fakat
ölçülen değerler her zaman doğal yetişme ortamı koşullarının üretim gücü için bir
ölçü olamaz. İnsanların ormanlar üzerinde bir çok olumlu ve olumsuz etkiler
yapması, ağaçların kendine özgü genetik karakteristiklerinin bulunması başlıca
nedenlerini oluşturur.
Aşırı otlatma ve yararlanma, yapılan yangınlarla, ormanların önemli derecede zarara
uğratılması, insan etkilerine tipik birer örnektirler. İşte bu şekilde tahrip edilmiş
yerler ile, ağaçlandırılacak tarım alanları ve çıplak alanlar, tür değişikliğine gidilecek
çevreler için ve buna benzer durumlarda söz konusu çevrenin orman ürünleri
bakımından verimliliğini tahmin etme ve yaklaşık olarak belirleme amacı ile fiziksel
çevre faktörleri denilen fizyografik, edafik ve klimatik faktörler ölçü değeri olarak
alınırlar.
Şimdi fiziksel çevre faktörlerinin verimlilik ölçüsü olarak değerlendirilmesi
üzerinde durulacaktır.
Bonitet Ölçüsü Olarak Fizyografik ( Reliyef ) Faktörler
Basit olarak belirlenebilmesi ve diğer çevre faktörleri üzerinde etkili olması nedeniyle
bakı, denizden yükseklik, yamaç eğim derecesi, ormanın yamaç üzerindeki lokal
mevkii (üst, orta, alt yamaç), arazi yüzü şekli (düz, içbükey, dışbükey) gibi birtakım
fizyografik faktörlerin bir orman yetişme ortamı verimliliğinin göstergesi olup
olmadıkları araştırılmıştır.
Bu araştırmalar sonucunda fizyografik faktörlerin verimlilik üzerindeki etki derecesini
gösteren basit ve çoğul regresyon denklemleri elde edilmiştir. Örneğin kavak
ağaçlarının boy boniteti ile fizyografik faktörler arasındaki ilişkileri gösteren şu
regresyon denklemleri bulunmuştur:
Y = 68.1- 1.36X
1
– 3.08X
2
+ 3.51 X
3
– 3.53X
4
bu denklemde:
Y = metre cinsinden üst boy
X
1
= metre olarak denizden yükseklik
X
2
= bakı
X
3
= meşcerenin yamaç üzerindeki yeri
X
4
= yamaç eğimidir.
Üzerinde kavak olmayan bir yere ait bu değerler ölçülüp denklemde yerine konursa
belirli yaşta kavak meşcerelerinin üst boyunun ne olacağı bulunur.
Ülkemiz koşullarında kızılçam meşcerelerinin boy artımı ile reliyef faktörleri
arasındaki ilişkilere ait şu sonuçlar bulunmuştur. Kızılçamların boy artımı ile
meşcerelerin yamaç üzerindeki yeri arasında bir ilişki vardır (r=0.603). Bu faktörün
boy artımı üzerindeki etki derecesi tüm faktörlerin etki derecesinin %14’ü kadardır.
Bonitet Ölçüsü Olarak Toprak Özellikleri
Toprak, orman ağaçlarının köklerini içine yayarak tutunduğu, böylece uzun
gövdelerinin yükselmesini sağladığı bir destek, besin ve suyunu temin ettiği bir
beslenme ortamıdır. Toprak derinliği, tekstürü, organik madde miktarı, reaksiyonu,
nemi ve çeşitli mineral besin maddeleri ve buna benzer toprak özellikleri, üzerinde
yaşadığı ormanın verim gücünü belirlemede bir ölçü olarak kullanılmak istenmiştir.
Toprak özelliklerinden hangilerinin ne derecede ölçü olabileceğini tespit için birçok
araştırmalar yapılmıştır. Sonuç olarak ormanın verimi için ölçü alınabilecek toprak
özelliklerinin türü bölgeden bölgeye değişmektedir. Antalya bölgesinde Kızılçam
ormanlarında yapılan bir araştırma ile boy artımının % 83’ ünü etkileyen faktörlerin
şu toprak özellikleri olduğu saptanmıştır:
1. Toprağın yararlanabilir su tutma kapasitesi
2. Organik madde miktarı
3. Üst toprağın asitliliği
4. A ve B horizonunda ki kil miktarı
5. A ve B horizonunda ki iskelet miktarı
Bonitet Ölçüsü Olarak İklim Verileri
Dünya üzerindeki bitki yayılışını ve yaşamını sağlayan veya sınırlayan faktörlerin
genel olarak iklim olduğu düşünülürse, bonitet ölçüsü olarak alınacak faktörler
arasında iklimin en başta gelmesi gerekir. Fakat gerçekte iklim faktörü sadece geniş
alanlardaki ormanların bölgesel verimliliği için kaba bir göstergedir. Özellikle yağış
ve sıcaklık faktörleri, ancak benzer toprak özelliklerine sahip çeşitli coğrafi bölgeler
için ormanın gelişim ölçüsü olarak alınabilir.
Bitkilerin gelişimi ile ışık, sıcaklık ve su arasındaki ilişkiler düşünülürse, iklim
verilerinin bir orman ekosisteminin üretim gücü üzerinde ne dereceye kadar etkili
olduğu kolayca anlaşılır. Özellikle bu husus lokal iklim için çok önemlidir. Fakat
bütün bunlara karşın iklim, orman yetişme ortamlarının verimlilik ölçüsü olarak çok
nadir hallerde kullanılmıştır.
Bunun başlıca iki nedeni vardır :
1.) İklim etkisinin lokal arazi şekli ve toprak özellikleri tarafından önemli derecede
değiştirilebilmesi,
2.) Arazinin geçmişteki kullanış şekli ve ormana yapılan insan müdahalesinin verim üzerinde
etkili olması.
İklim verileri ile ormanın verim gücü arasındaki ilişkilerin matematik formüller ile ifade
edilmeye çalışılmıştır.
Tv.P.G.E
I = CVP Index = ————————
Ta. 1200
Fakat yukarıdaki formül çok genel sonuçlar vermektedir. Onun için bu formülden, çeşitli su ve
besin ekonomisine sahip ekosistemlere sahip ekosistemlere göre artım gücünü hesaplamaya
yarayan denklemeler geliştirilmiştir.
Bu formül göz önünde tutularak matematiksel bir irdeleme yapılırsa, formülde sıcaklık, yağış,
vejetasyon süresi radyasyon %’sinin artmasıyla verimliliğinde artacağı anlaşılır. Fakat bu Liebig
ve Vater kanunlarına göre doğru olmaz. Ayrıca sıcaklık 30 °C yi aşınca ağaç türlerinin genetik
özellikleri, fotoperiyodizm gibi faktörlerin de artımı kontrolü altında bulundurduğu düşünülürse
genel olarak ağaçların gelişimi ile iklim faktörleri arasında sıkı bir ilişkide elde edilmesi
olasılığı çok zayıflar.
Potansiyel Bonitet Sınıflarının Belirlenmesinde Ölçü Olarak Alınabilecek Canlı
ve Cansız Çevre Faktörlerinin Kombinasyonu
Bundan önceki bölümlerde orman yetişme ortamlarının verim gücünü tahmin
edebilmek için
toprak
,
iklim
,
arazi şekli
ve
toprak florasına
ait özellikler ayrı ayrı ele
alınarak bunların verimlilik göstergesi olarak durumları incelenmişti. Oysa orman
ekosisteminin kalitesi veya verimliliği, orman ağaçlarının ve diğer vejetasyonun
üretim gücü üzerinde rol oynayan bütün faktörlerin toplu etkisinin bir sonucudur.
Orman ekosistemlerinin verim güçlerinin göstergesi aranırken
klimatik
,
edafik
,
fizyografik
ve
biyotik
faktörlerin hepsinin göz önünde bulundurulması gerekir. Bu
nedenledir ki orman ekosistemlerinin verimliliklerini belirleyebilmek için ne kadar
çok faktör hesaba katılırsa, o derece isabetli bir bonitet ve verimlilik potansiyeli
tahmin edilebilir.
Ülkemizde Antalya civarındaki kızılçam ormanlarının boy artımı üzerinde arazi şekli
ve toprak özelliklerinin toplu etkisi araştırılmış ve elde edilen sonuçlara göre yamaç
üst kenarından uzaklık, ölü örtü kalınlığı, A ve B horizonlarının yararlanılabilir su
tutma kapasitesi, A horiznunun reaksiyonu ve kalınlığının verimlilik hususunda ölçü
olarak alınabilecekleri, bunların toplu etkisinin 50 yaşındaki kızılçam meşcerelerinin
boy artımının %79’unu kontrolü altında bulundurduğu anlaşılmıştır.
Orman Yetişme Ortamlarının Sınıflandırılması ve Haritalanması
Orman yetişme ortamlarının verim güçlerinin tahmini ve ana karakteristiklerinin
bilinmesi için bazı ekolojik faktörlerin ayrıntılı olarak incelenmesi ve bunlara göre
belirli bölge veya yörelerin orman yetişme ortamı olarak en önemli özelliklerinin
ortaya konması gerekir. Diğer bir anlatımla orman yetişme ortamlarının
sınıflandırılması zorunluluğu vardır.
Orman Yetişme Ortamlarının Sınıflandırılması Amaçları
Orman yetişme ortamlarının sınıflandırılması ve haritalandırılmasının amaç ve yararları
şu şekilde özetlenebilir:
1)
Başarılı bir amenajman, silvikültür ve işletme planı yapabilme için gerekli temel
bilgileri vermeyi amaçlar ayrıca yöresel ve bölgesel ormancılık planlamasının isabetli
bir şekilde yapılabilmesini de sağlamış olur.
2) Silvikültür ve işletme planlarının başarılı bir şekilde uygulanmasını sağlar.
3)
Bir ülkenin genel arazi kullanma politikasının saptanmasında da orman yetişme
ortamlarının sınıflaması büyük önem taşır. Böylece gerçeğe uygun bir arazi kullanma
planlaması yapılabilir.
4)
Ormancılık önlemlerinin lokal koşullara göre ayarlanmasını sağlar. O yetişme
ortamında üretim gücünün artırılması için ne gibi olanakların bulunduğunu ortaya
koyar
Orman Yetişme Ortamlarının Sınıflandırılması
Orman yetişme ortamları (orman ekosistemleri) sınıflamasında yöntem bakımından
üzerinde durulması gerekli başlıca iki husus vardır. Bunlardan biri yetişme
ortamlarının ayrılmasında değer ölçüsü olarak kullanılacak faktörlerin neler
olacağıdır. İkincisi de meydana getirilen sınıflama birimlerinin sistematik isimleri ve
kapsamlarının neler olacağı ve nasıl tanımlanacaklarıdır.
Her ülke kendine özgü bir sınıflandırma sistemi meydana getirmiştir. Fakat yinede
orman yetişme çevrelerinin sınıflandırma sistemlerinde çeşitli ülkelere göre ölçek
olarak alınan faktörler genel hatlarıyla birbirine benzemektedir. Bu konuda çeşitli
ülkelerde yapılan araştırma ve uygulamalara göre orman yetişme çevrelerinin
sınıflandırılması ve haritalanması için alınan
ölçü değerleri şu şekilde özetlenebilir:
1)
Vejetasyon bilgisi esaslarına göre çeşitli bitki toplumları bir ölçü değeri olarak
alınır.
2)
Mevkii, iklim ve toprak karakteristikleri (fizyografik faktörler) ölçü olarak alınır.
3)
Vejetasyon ve fizyografik faktörlerin kombinasyonu (birleştirilmiş şekli) ölçü
olarak alınır.
Orman Yetişme Ortamlarını Bölgesel ve Yöresel Olarak Sınıflandırma Birimleri
Varlıklar sistematik olarak sınıflandırıldıklarında belirli özellikler bakımından birbirine
benzeyenler belirli gruplarda toplanırlar. Bu gruplamada ilkin çok genel özellikleri
birbirine benzeyenler bir araya getirilir, sonra aynı grup içinde bazı özellikler
bakımından farklılık gösterenler ayrı alt gruplara bölünür.
Orman ekosistemlerinin taksonomik olarak sınıflandırılmasında kullanılan birimler en
yükseğinden en basitine doğru şu şekilde sıralanabilir;
1.
Orman yetişme bölgeleri
2.
Orman yetişme yöreleri
3.
Orman yetişme birimleri
Orman Yetişme Bölgeleri (Orman Yetişme Ortamı Bölgeleri)
Orman yetişme bölgesi veya yetişme bölgesi deyince kendine özgü karakteristikleri
olan büyük arazi parçaları, diğer bir deyime geniş coğrafi bölgeler anlaşılır. Bu
bölgelerin ayrılmasında geniş mekan içerisinde etkili olabilecek ekolojik özellikler
ayrım ölçütü olarak alınır.
Bu özellikler bir yetişme bölgesini diğerinden bir bütün
olarak ayırabilecek makroiklim ve genel arazi şekilleridir. Onun için orman
yetişme bölgeleri şu şekilde tanımlanır:
Orman yetişme bölgesi;
Arazinin morfolojik yapısına göre yatay yönde yapılan ve geniş bölgeleri kapsayan
bir ayrım ünitesidir veya makroiklim, topoğrafik yapı bakımından genel olarak
benzer özelliklere sahip büyük orman bölgeleridir. Bu açıklamalardan anlaşıldığına
göre bir yetişme bölgesi içinde denizden yükseklik bakımından farklı vejetasyon
kuşakları, çeşitli lokal iklim mozaikleri bulunabilir.
Bu tanımlamadan anlaşılacağı
üzere orman yetişme bölgelerinin ayrımında birbirinden büyük farklılıklar gösteren
jeomorfoloji ve makroiklim birer ölçüt olarak alınmaktadır. Böylece yetişme
bölgeleri kendine özgü karakteristikleri olan büyük jeomorfolojik bölgelerdir.
Bundan başka içinde egemen olan benzer bitki toplumu yanında orman toplumu
kompleksi, genel iklim ve arazi şekli karakteristikleri, orman toplumunun gelişim
bakımından oldukça büyük benzerlikler gösteren taksonomik birimler olarak da
tanımlanabilir.
Orman ekosistemi bölgelerinin (orman yetişme bölgeleri) şu özelliklere sahip olması
gerekmektedir:
1)
Her bir orman ekosistem bölgesi makroiklimlerin etkilerini, ormancıya ekolojik
ilişkilerin farklılığını anlatacak şekilde yansıtmalıdır.
2)
Bir orman ekosistem bölgesi, orman ağaçları ile karakterize edilmelidir.
3)
Orman ekosistem bölgelerini temsil eden vejetasyon birlikleri öncü bitki grupları (
pionir ) değil son bitki grupları ( klimax ) olmalıdır.
4)
Ekosistem bölgesi serileri geniş coğrafi alanlarda makroiklime göre değişen ağaç
türü topluluklarını kapsamalıdır.
5)
Orman ekosistem bölgelerinin tanıtımı ve haritalanması bir bölgedeki lokal
ekosistemlerin çok iyi bilinen karakteristiklerine göre yapılmalı (arazi yüzü şekilleri,
jeolojik özellikler, iklim, toprak özellikleri, vejetasyon ).
6)
Bölgeyi karakterize eden ekosistemler aktüel tipler olmalıdır.
Orman Yetişme Yöreleri (Orman Yetişme Ortamı Yöreleri)
Orman yetişme bölgeleri, eğer birbirine bitişik geniş alanlarda, orman toplumunun
bileşimi, ağaç türü karışımı, gelişim derecesi ve yetişme ilişkileri bakımından önem
taşıyan jeomorfolojik, jeolojik, klimatik farklılıklara sahipse o zaman yetişme ortamı
yöreleri gruplarına veya bireysel yetişme ortamı yörelerine ayrılır.
Orman yetişme yörelerinin ayrılmasında ölçü olarak alınan bölgesel iklimin
farklılıkları, vejetasyon bileşimi, ağaç türlerinin rekabeti, meşcerelerin gelişim
değişiklikleri üzerinde farklı etkiler meydana getirecek iklim koşullarının bir ifadesi
olmalıdır. Bir yetişme ortamı yöresinde lokal olarak farklı iklim ve toprak özellikleri
olabilir.
Onun için; orman yetişme yöreleri, yöresel ekolojik özellikler bakımından
farklılık arzeden orman yetişme yerleridir. Bu yöresel ekolojik özellikler iklim,
jeoloji, jeomorfoloji ve bitki toplumları gibi karakteristiklerdir.
Kontinental iklim ve deniz iklimi, ultrabazik ve kalker anataşlar, yüksek dağlık ve
orta dağlık bölgeler, srin nemli göknar, kayın ormanları ve soğuk bölgeler kurakçıl
sarıçam ormanları gibi farklı ekolojik özellikler bu hususta birer örnek ve ayrım
ölçüsü olarak verilebilir.
Yetişme Ortamı Birimleri
Bir yetişme yöresi içinde lokal iklim ve lokal toprak özellikleri bakımından
birbirinden kolayca ayrılabilecek yerler varsa bunlar yetişme ortamı birimleri veya
yetişme ortamı üniteleri olarak ayrılır.
Bu ünitelerin her biri
bitki toplumu, arazi şekli,
jeolojik temel
ve buna bağlı olarak
toprak özellikleri
bakımından kendine özgü
karakteristiklere sahiptir. Onun için yetişme ortamı birimleri jeomorfolojik, jeolojik,
pedolojik ve vejetasyon bilgisi esaslarının kombinasyonuna göre ayrılmış orman
ekosistemi birimleridir.
Örneğin : kurak yamaçların, asit kumlu toprakları üzerinde
meşe ormanı, ıslak tabanların balçık toprakları üzerinde dişbudak ormanları gibi.
Orman yetişme ortamı birimleri o şekilde sınıflandırılmalıdır ki ormancılık
uygulaması bakımından aynı muameleye tabi tutulacak bir orman alanlarını kapsasın.
Bu yüzden orman işletmesi ve tekniği bakımından önemli olan birimlerdir.
JKB: Üst jura kalker-dolomitik kalker yapılar
üzerinde gelişmiş yetişme ortamları.
Dik ve sarp yamaçlar, orta ve yüksek dağlık orman
kuşağı, batı, güneybatı ve güney bakılı genelde
iskelet yapılar ve çürüntülü müll tipi humus. Çs ve
KnG birlikleri.
EK: Eosen fosilli/yumrulu kireçtaşları üzerinde
gelişmiş yetişme ortamları. Yüksek dağlık orman
kuşağı, taşlık kayalık yağılar hakim, çürüntülü mül
tipi humus. Çs, GÇsÇk ve yer yer Kn
Orman Ekosistemlerin Verim Güçlerinin Arttırılması Olanakları
Dünya üzerindeki orman ekosistemlerinin pek azı optimum derecede bir verim
gücüne sahiptir. Birçokları canlı ve cansız çevre faktörlerinden bir veya bir kaçının
yetersizliği veya olumsuz yöndeki etkileri ile optimum altı verime sahip
bulunmaktadır.
Orman ekosistemlerinin normalin altında verim gücüne sahip olanlarını optimum
düzeye çıkarmak, optimum verim gücüne sahip olanlarda bu durumun devamlılığını
sağlamak amacı ile birtakım önlemler alınabilir.
Bunlar:
1. Koruyucu önlemler
2. Islah önlemleri olmak üzere başlıca iki grup altında toplanabilir.
Koruyucu Önlemler
Koruyucu önlemler, belirli bir ekosistemin doğal dengesinin bozulmaması için
alınacak çeşitli önlemlerdir. Orman ekosisteminde normal madde ve enerji akımını
değiştirecek her türlü zararı etkiye karşı alınacak koruyucu nitelikli önlemler bu gruba
girer.
Orman vejetasyonu hayvansal ve bitkisel zararlara, toprak taşınmalarına, yangın
rüzgar, çığ ve otlatma zararlarına karşı koruyacak çeşitli önlemler bu hususta
verilecek tipik örneklerden bir kaçını oluştururlar.
Orman fidanlıklarında, genç fidanların aşırı güneşlenmeye karşı korunması için
gölgeleme ve yabani otlarla savaş yöntemleri bu hususta örnek verilebilir.
Islah Önlemleri
Orman ekosistemlerindeki çeşitli faktörlerin verim üzerindeki etkileri bazı ıslah
önlemleri ile önemli derecede arttırılabilir.
Elverişsiz su ekonomisinin düzeltilmesi için bazı önlemler alınabilir. Örneğin fazla
suyun akıtılması için tekniğine uygun drenaj hendekleri açılabilir. Yaş yetişme
ortamlarında uygun ağaçlandırma tekniği ile fidan dikilebilir. Bunun aksine kurak
olan eğimli arazilerde teras dikimi yapılarak kuraklığa karşı bir önlem alınmış olunur.
Elverişsiz toprak derinliği koşullarında yüksek oranda bir fizyolojik derinlik
oluşturabilen ağaç türleri seçilerek ağaçlandırma yapılır. Rüzgar perdeleri veya
meşcere mantosu ile, traşlama kesimlerinin dar şeritler halinde yapılması ile yine
meşcerenin elverişsiz nem koşulları düzeltilebilir.
Yetişme ortamına uygun ağaç türleri seçip o ağaç türlerinin orada yetiştirilmesi de bir
ıslah önlemidir. Örneğin besin maddeleri bakımından fakir bir orman ekosisteminde
besin maddesi istekleri az olan ağaç türlerinin yetiştirilmesi bunun tipik bir örneğidir.
Elverişsiz ekosistemlerin ıslahı için çeşitli yöntemler vardır, bunlarda şu şekilde
sıralanabilir:
1)
Elverişsiz özelliklerin bazı mekanik uygulamalarla düzeltilmesi (drenaj kanalı
açma, toprak işleme, gübreleme, sel deresi havzalarında teknik objeler kurma, çığlara
karşı çitler, çığ köprüleri vb. yapılar).
2)
Elverişli silvikültür ve ağaçlandırma tekniği uygulama
3)
Genetik ıslah
Bunlar içerisinde orman ekolojisini en çok ilgilendiren ve orman topraklarının besin
ekonomisini düzelterek orman ürünlerinin arttırılmasını sağlayan
Ormancılıkta
gübreleme
konusu üzerinde durulacaktır.
Ormancılıkta Gübreleme
Ormancılıkta gübreleme, odun ürününün optimum düzeye yükseltilmesi için orman
toprağında eksik olarak bulunan besin maddelerinin toprağa verilmesidir. Bugün
ormancılıkta gübrelemenin yaralı ve ekonomik olduğu tartışma götürmez bir şekilde
saptanmış bulunmaktadır.
Tarıma kıyasla ormancılıkta gübreleme uygulamasına çok geç başlanması ve öneminin
ancak 30-40 yılda anlaşılmasının nedenleri şu şekilde sıralanabilir;
1.
Tarımda vereceği sonuç 1 yıl içinde kesinlikle anlaşılabileceği halde, ormancılıkta
birçok yıllardan sonra bir sonuç elde edilebilir.
2.
Ormancılıkta yapılacak gübrelemenin ekonomik olup olmadığının saptanmasında
birçok güçlükler vardır. Bu güçlüklerin birisi ormancılığın uzun süreli bir işletme olması
ve bu süre içinde odun ve gübre fiyatlarının nasıl ve hangi oranda değişeceğinin
bilinmemesidir.
3.
Başarılı bir gübreleme için orman ağaçlarının beslenmesine ve beslenme ile artım
arasındaki ilişkilere ait temel bilgilere ihtiyaç vardır. Ormanın beslenmesine ait
bilgilerimiz ise içinde bulunduğumuz yıllarda bile çok eksiktir.
4.
Odun ham maddesi fiyatları ancak son yıllarda çok yükselmiş ve böylece gübreleme
masraflarının fazlasıyla karşılanabileceği anca son 10 yıllarda belirgin ortaya çıkmıştır.
Ormancılıkta Gübrelemenin Sağladığı Yararlar
Orman toprağına verilen gübrelerin yararları şu şekilde özetlenebilir;
1.
Gübreleme çeşitli yaşlardaki meşcerelerin odun ham maddesi artımını
yükseltmektedir (%40-300).
2.
Gübreleme, silvikültür tekniği bakımından orman yetişme ortamının kötü yetişme
koşullarını ıslah eden bir önlemdir. Özellikle ham humusu ayrıştırması, toprak
canlılarının aktivitesini artırması gibi etkiler bu hususta verilecek tipik örneklerdir.
3.
Ormancılıkta gübreleme orman korunması hususunda rol oynayan en önemli
önlemlerden biridir.
Dostları ilə paylaş: |