Nisan 2009 • Sayı 18 issn 1306-5297



Yüklə 146,29 Kb.
Pdf görüntüsü
tarix14.04.2018
ölçüsü146,29 Kb.
#38375


Nisan 2009 • Sayı 18

ISSN 1306-5297

Türkiye’den STÖ’lerle 

Erivan’daydık

Ermenistan ve Türkiye 

arasındaki sivil diyaloğu ge-

liştirmek için 14-15 Mart’ta 

Ermenistan’dan STÖ’lerle 

bir araya geldik.

KAMER Tuncelili kadınlar için 

merkez açtı

KAMER’in, Tunceli’de açtığı 

çok amaçlı kadın merkezinin 

misafirhanesine kadın erkek 

herkes davetli.

Gökova Sürekli Eylem Kurulu 

ve Muğla Kadın Dayanışma 

Grubu’ndan Gaye Cön:

“Örgütlü çalışmanın neler 

yapabildiğini gördüm. Kadının 

ve doğanın özgürleşmesi, 

ataerkil sistem rollerinin ve 

ezberlerinin bozulmasıyla 

gerçekleşecek.”

AB Komisyonu tarafından desteklenen ve STGM tarafından yürütülen Türkiye’de Sivil Toplumun Gelişiminin ve Sivil Diyaloğun Desteklenmesi Projesi bültenidir, iki ayda bir yayımlanır. 

Bu yayının içeriğinden yalnızca STGM sorumlu olup, hiçbir şekilde Avrupa Birliği’nin görüşlerini yansıtıyor olarak algılanmamalıdır.

“Uygar Adam der ki: ben Benim, ben Efendiyim, geri 

kalan her şey Öteki-dışarıda, altta, altımda, itaatkâr. 

Ben sahip olurum, ben kullanırım, ben araştırırım, 

ben sömürürüm, ben denetlerim. Önemli olan benim 

yaptığımdır. İsteklerim maddenin varolma sebebidir. 

Ben benim, geri kalanıysa uygun gördüğüm şekilde 

kullanılacak kadınlar ve vahşi doğa.” 

Ünlü bilimkurgu ve ütopya yazarı, “bilge kocakarı” Ursula Le 

Guin’den alıntıladığımız bu sözler aslında yeşil hareketle feminiz-

min birlikteliğinden ortaya çıkan ekofeminizmin mücadele ettiği 

şeye tam olarak işaret ediyor: Ataerkillik. 

Bir soyu ortadan kaldırma için kullanılan jenosid kavramından 

yola çıkarak kullanılan bir kavram ekosid. Kapitalizm ve 

ataerkilliğin elele vererek doğayı, ekolojik sistemi yok etmek 

için özellikle son 60 yıldır yoğun bir çaba sarfettiği hepimi-

zin malumu. Belki o yüzden, ekosistemi tek tek ve örgütlü, 

bireysel yarar ya da kar amacıyla talan edenlerin yanı sıra, 

hem yeşil hareket içinde yer alanlara hem de çevre meselesi-

ni hiç hesaba katmadan feminist mücadele verenlere söyleyecek bir 

sözü var ekofeministlerin: “Erkeklerin yeldeğirmenleri inşa ederken 

kadınların sessizce söz dinledikleri, ekmek pişirip kilim dokudukları 

bir ekolojik toplum istemiyoruz.”* Ekolojist bakış açısıyla örülmüş 

bir feminizmi benimsemezsek de, çok uzak değil, insan, çocuk, engelli, 

herhangi bir hak mücadelesi verecek, herhangi bir kültürün yok olma-

ması için çırpınacak bir dünya kalmayacak ellerimizde. 

Örneğin, çevresel etki değerlendirme raporlarının (ÇED) yalnızca 

doğal kaynaklar, doğa, biyolojik çeşitlilik üzerindeki etkileri değil 

insanlar üzerindeki etkilerini de göz önünde bulundurmak gerekmez 

mi? Ancak bu şekilde toplum üzerindeki eşitsiz etkiler ortaya konarak 

olumsuz dış etkenler üzerinde düzenlemeler yapılabiliyor. İşte ekofe-

minizm tam burada gerekiyor. Bir plan, proje uygulanırken toplumun 

yoksul, dezavantajlı grupları üzerindeki etkileri özel olarak ele alın-

Ekosidi engellemek için 

ekofeminizm

malı ki sürdürülebilirlik, koruma ve o pek sevip toz 

kondurmadığımız ‘kalkınma’ mümkün olsun. 

Çevre sorunlarından birinci derecede et-

kilenen yoksul, köyde yaşayan kadınların 

karar aşamalarında öncelikle yer almalarını 

sağlamak o nedenle elzem. Çünkü geleneksel olarak 

kadınlar evin gıda güvenliğini sağlayan kişilerdir ve 

biliyoruz ki Anadolu’da birçok kadın geçmişten  

 

 

 



 

 

 



bugüne sandıklarında sakladıkları tohumlarla biyolojik çeşitliliğin sür-

mesini ve daha da önemlisi kıtlık zamanlarının görece kolay geçmesini 

sağladılar. Bugün de tohum çalışması yapan, aralarında çok sayıda 

kadının bulunduğu ve özellikle ellerinde eski usul tohum bulunduran 

köylü kadınlarla görüşüp, yerel çeşitlerin pazara inmesini sağlayan 

çalışmalar yapan gruplar var. Sebze, meyve, tahıl gibi belirli konu-

larda uzmanlaşan bu gruplardan Muğla Meyve Mirası Grubu tümüyle 

kadınlardan oluşuyor (meyvemirasi.org). Emanetçiler’in içinde çok 

sayıda çiftçi var (emanetciler.org). Kirazlı Ekolojik Yaşam Derneği 

ve Yer Gök Anadolu Derneği de biyolojik çeşitliliğe bu yolla katkı 

sağlayan gruplardan. 

Ekofeminizm kadının doğayla güçlü bağına vurgu yapıp, bu bağı sa-

hipleniyor ve erkeklere de doğayla ilişkilerini güçlendirme çağrısı yapı-

yor. Hâlâ yapabileceğimiz bir şeyler varken, ekosidin geri dönülemez 

noktasında yapabileceğimiz tek şey ağlamak olmasın diye…

*

Petra Kelly’den aktaran Mary Mellor, 



Sınırları Yıkmak, Ayrıntı Yay., 1993, s. 54.


“Türkiye’de Sivil Toplumun Desteklenmesi: Katılımcı Demokrasi İçin Yerel Hareket Hibe Programı” 

Kapsamında Hibe Almaya Hak Kazanan Proje Listesi



Kuruluşun Adı

Projenin Adı

Yer

SİVAS İLİ ÇEVRE KORUMA VAKFI

ÇÖPTEKİ SERVET

SİVAS


KAMER DERNEĞİ-KAMER DER

KADIN HAKLARI İNSAN HAKLARIDIR

DİYARBAKIR

DENİZLİ SOROPTİMİST KULÜBÜ DERNEĞİ 

(İŞ ve MESLEK KADINLARI DERNEĞİ)

TOPLUM DUYSUN, ŞİDDET SON BULSUN

DENİZLİ

DEVECİUŞAĞI ÇEVRE KORUMA VE KALKINMA DERNEĞİ



YUMURTALIK LAGÜNLERİNDE TARIM KAYNAKLI 

KİRLİLİĞİN ÖNLENMESİ

ADANA

ÜSTÜN ZEKALI VE YETENEKLİ ÇOCUKLAR DERNEĞİ



ÜSTÜN ZEKALI VE YETENEKLİ ÇOCUKLAR İÇİN 

KURUMSAL DUYARLILIK

ANKARA

ULUSLARARASI ÇOCUK MERKEZİ DERNEĞİ



GAZİANTEP BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİNDE ÇOCUK 

HAKLARI BİRİMİ KURULMASI PROJESİ

GAZİANTEP

AMARAT KÖYÜ GÜZELLEŞTİRME ve FAKİRLERE YARDIM DERNEĞİ

HAMARAT AMARAT

KAYSERI


İLK ADIM KOOPERATİFİ

KADINA YÖNELİK ŞİDDETİN ÖNLENMESİ EĞİTİM PROJESİ

İSTANBUL

KADINLAR DAYANIŞMA YARDIMLAŞMA VE KÜLTÜR DERNEĞİ (GÜL- DER)

TOLUMSAL CİNSİYETTE POZİTİF AYRIMCILIK

SİVAS


İSTİKRAR VE SOSYAL KALKINMA DERNEĞİ

HAKLARIMLA VARIM

ADANA

SELİS KADIN DERNEĞİ



TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTLİĞİ İÇİN 4 ADIM PROJESİ

DİYARBAKIR

İÇ ANADOLU ENGELLİLER DERNEĞİ

ANKARA’YA ENGELLİLERİN SORUNLARINI 

ANLATIYORUZ PROJESİ

ANKARA


ALTIN IŞIK EĞİTİM KÜLTÜR KALKINMA DAYANIŞMA  DERNEĞİ

DAHA İYİ YAŞAM İÇİN, ÇOCUKLAR ÇALIŞMASIN

BİNGÖL

ESKRİM ANTRENÖRLERİ DERNEĞİ



GENÇ ESKRİMCİLERDE SİVİL TOPLUM KURULUŞU 

BİLİNCİNİ GELİŞTİRME PROJESİ

ANKARA

UŞAK ÇEVRE GÖNÜLLÜLERİ DERNEĞİ



ÇEVRE BİLİNCİNİ GELİŞTİRME PROJESİ

UŞAK


KAYSERİ ÇEVRE DOSTLARI DERNEĞİ

ÇEVRENİN KÜÇÜK DEDEKTİFLERİ

KAYSERI

GÜNDEM ÇOCUK: ÇOCUK HAKLARINI TANITMA,YAYGINLAŞTIRMA, 



UYGULAMA VE UYGULAMALARI İZLEME DERNEĞİ

MESAJIM VAR!

ANKARA

SOSYAL İYİLEŞTİRME ARAŞTIRMA DERNEĞİ



VAN GÖLÜ HEPİMİZİN ! TOPLUMSAL DUYARLILIK 

OLUŞTURMA PROJESİ

VAN

GENÇ ADIM DERNEĞİ



BİRLİKTE YÖNETELİM

ÇANAKKALE

S.S. KONYA BÖLGESİ SULAMA KOOPERATİFİ BİRLİĞİ

KONYA BÖLGESİ SULAMA KOOPERATİFLERİ BİRLİĞİNİN 

KURUMSAL GÜÇLENDİRİLMESİ PROJESİ

KONYA


TÜRKİYE CAN ÇOCUKLAR EĞİTİM KORUMA VE YAŞAM VAKFI 

(CANEV)


ZİHİNSEL ENGELLİ BİYER AİLELERİN FARKINDALIK 

DÜZEYLERİNİN ARTIRILMASI PROJESİ

ADANA

BAYBURT BİLİM-EĞİTİM VE KÜLTÜR DERNEĞİ



GELECEK ZAMANIN MASAL ANLATICI ÇOCUKLARI

BAYBURT


KAHRAMANMARAŞ ÇEVRE VE KÜLTÜR DERNEĞİ

KARAGÖL KURU GÖL  OLMASIN

K.MARAŞ

BAYBURT ŞAİRLER VE  YAZARLAR DERNEĞİ



EFSANELER UNUTULMASIN

BAYBURT


KAHRAMANMARAŞ TARIM DOĞA ÇEVRE veKÜLTÜR DERNEĞİ

KUMAŞIR GÖLÜ BİZİM GÖLÜMÜZ

K.MARAŞ

GENÇ BİRİKİM DERNEĞİ



AKTİF VE DEMOKRATİK GENÇLER DOĞU’DA BULUŞUYOR BATMAN, MUŞ, 

VAN


ÇEVRESEL DEĞERLERİ KORUMA DERNEĞİ

EVSEL KATI ATIKLARIN KAYNAĞINDA AYRIŞTIRILMASI 

PROJESİ (EKAKAP)

MALATYA


HAYAT OKULU EĞİTİM KÜLTÜR VE GENÇLİK DERNEĞİ

SİHİRLİ PARMAKLAR

GAZİANTEP

BEYAZ EĞİTİM SPOR KULÜBÜ DERNEĞİ

ENGELSİZ SPOR TURNUVASI

ANKARA


BAŞKENT KADIN PLATFORMU DERNEĞİ

DAHA BİLİNÇLİ VE KATILIMCI KADINLAR

ANKARA

UŞAK ZİHİNSEL ÖZÜRLÜ KİŞİLERİ EĞİTME ve KORUMA VAKFI 



ENGELSİZ YAŞAM PROJESİ

UŞAK


ADANA GENÇLİK BİRLİĞİ DERNEĞİ

DOĞU AKDENİZ SİVİL TOPLUMU BİLİNÇLENİYOR

ADANA

MARDİN ÇOK AMAÇLI TOPLUM MERKEZİ DERNEĞİ



ÇOCUKLARIN DİLİYLE ÇOCUK HAKLARI

MARDİN


VAN SOSYAL HİZMETLER DERNEĞİ

YALNIZ DEĞİLSİNİZ

VAN

KARATAŞ KADIN YARDIM VE DAYANIŞMA DERNEĞİ



KADINLAR İÇİN SOSYAL VE KÜLTÜREL GELİŞİM PROJESİ

ADANA


ZİHİNSEL YETERSİZ ÇOCUKLARI YETİŞTİRME ve KORUMA VAKFI

HEP ÇOCUK KALANLAR

ADANA

AKTİF EĞİTİMCİLER DERNEĞİ



İLKÖĞRETİMDE SÜRDÜRÜLEBİLİR ÇEVRE EĞİTİMİ PROJESİ

MANİSA


KAHRAMANMARAŞ ORTOPEDİK ENGELLİLER DERNEĞİ

ENGELSİZİZ PROJESİ

K.MARAŞ

KALKINMA PROJELERİ AKADEMİSİ DERNEĞİ



STK’LAR GENÇLEŞİYOR

ADIYAMAN


ZİHİNSEL ENGELLİ AİLELERİ YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA DERNEĞİ

ZİHİNSEL ENGELLİLER VE AİLELERİYLE BULUŞMA (ZE-AB)

ANKARA

DR. AHMET KEMAL  KÖKSAL SOSYAL HİZMET VAKFI



BÜYÜK GELECEKLER İÇİN KÜÇÜK ADIMLAR PROJESİ

SİVAS


LALEZAR KADIN DERNEĞİ

FARKLI OLMADIĞINI FARKET

RİZE

KAYSERİ ANADOLU SAKATLAR DERNEĞİ



ENGELSİZ ENGELLİ TOPLUM (TENGEL)

KAYSERİ, 

NEVŞEHİR, 

SİVAS


TEBESSÜM  EĞİTİM -KÜLTÜR-ÇEVRE ve DAYANIŞMA DERNEĞİ

ELİNDEKİ ÇÖPÜ ATMA,GELECEĞİMİZİ KARARTMA!

K.MARAŞ

HAKKARİ EĞİTİMCİLER DERNEĞİ



AİLE DANIŞMANLIK HİZMETLERİ EVİ

HAKKARİ


TÜRKOĞLU GÜÇBİRLİĞİ DERNEĞİ

HER ATIK ÇÖP DEĞİLDİR

K.MARAŞ

GÜLBAHAR HATUN EĞİTİM, KÜLTÜR, SOSYAL YARDIMLAŞMA VE 



DAYANIŞMA DERNEĞİ

DÜNDEN BUGÜNE KADIN EMEĞİ

RİZE

Projelerden Haberler



Projelerden Haberler

“Türkiye’de Çevrenin Korunmasında Kadının Rolü”

Kadın  Adayları  Destekleme  Derneği  Ankara  Şubesi  (Ka-Der  Ankara) 

ve  Doğa  Derneği  ortaklığı  ile  yürütülen  “Türkiye’de  Çevrenin  Korun-

masında  Kadının  Rolü”  Projesi  30  Mart  itibariyle  tamamlandı.  Pro-

jenin  genel  amacı  Türkiye’de  STÖ’lerin  karar  alma  süreçlerine  aktif 

katılımının artırılması ve kadın ve çevre konularında çalışan STÖ’ler 

arasında işbirliklerinin artması ve problemlere bütüncül yaklaşımların 

oluşturulmasıydı. Proje kapsamında 11 – 12 Şubat tarihinde “Kadın ve 

Çevre”  konulu bir çalıştay düzenlendi ve çalıştaya toplumsal cinsiyet ve 

doğa koruma alanında çalışan 30 aktivist katıldı. Çalıştayın sonuçları 

bir kitapçık olarak proje sonunda yayımlanacak.  

Hakkârili kadınlar sosyalleşiyor 

Hakkâri  Eğitimciler  Derneği’nin  kullanıma  açtığı  “Aile  Danışmanlık 

Hizmetleri  Evi”nde  Hakkâri’ye  göç  nedeniyle  gelen  ve  eğitim  ve  ge-

lir düzeyi düşük, çok çocuklu kadınların çeşitli konularda görecekleri 

eğitimlerle  sosyal  durumları  iyileştirilecek.  Mart  ayı  içinde  başlayan 

eğitimlere derneğin gönüllüleri tarafından ev ziyaretleri yapılarak 30’a 

yakın kadının katılması sağlandı. Verilecek eğitimler sağlıktan çocuk 

bakımına, anne-baba-çocuk ilişkisinden dengeli beslenmeye değin bir-

çok konuyu içeriyor. Anneleri eğitim seminerine katılırken beraberin-

deki küçük çocukları da derneğin gönüllü bakıcı tarafından gözetilip, 

çeşitli  oyuncak  ve  oyunlarla  vakit  geçiriyorlar.  Böylelikle,  kadınların 

gündelik ev işlerine ve ağır sosyal koşullara biraz olsun ara verip 50 

saate yakın seminer ve birbirleriyle iletişim kurma fırsatıyla kendilerini 

geliştirmeleri amaçlanıyor.

“Yarınlar Çöpe Gitmesin” 

Rize  Doğal  Kaynakları  ve  Yaban  Hayatı  Koruma  Derneği  (RİDOK), 

ortağı  Tarımda  Kaliteyi  Arttırma  Derneği’yle  (TAKADER)  birlikte 

Rize’yi çevresel açıdan tehdit eden katı atık sorunun çözümlenmesine 

yönelik  “Yarınlar  Çöpe  Gitmesin”  projesini  yürütüyor.  Gönüllü  eğit-

menlerin  katkısıyla  Çamlıhemşin’de  halen  devam  eden  çevre  bilinci 

eğitimleriyle  ve  Kaçkar  Dağları  Milli  Parkı’nın  yoğun  ziyaret  aldığı 

günlerde yapılacak atık toplama gezileriyle ilçedeki yaklaşık 700 ilköğ-

retim öğrencisinde olumlu davranışlar geliştirerek, hem Rizelilere hem 

de Milli Park’ı ziyaret edenlere çocukların örnek olması amaçlanıyor. 

Çamlıhemşin’deki okullar ve önemli noktalara yerleştirilecek katı atık 

kutularıyla  toplanacak  atıklarla  hem  dönüşüm  bağlantısı  kurulacak 

hem de okullar elde edecekleri gelirle eğitim materyali eksikliklerini ta-

mamlayacaklar. Ayrıntılı bilgi için: http://www.ayder53.com/modules.

php?name=News&file=print&sid=700

“Van Gölü Hepimizin!” 

Dünyanın en büyük sodalı gölü olan Van Gölü, son yıllarda şehirleşme-

nin de büyük etkisiyle hızla kirleniyor. Sosyal İyileştirme ve Araştırma 

Derneği ve ortağı Yaşadıkça Eğitim Derneği Van Gölü kıyısında yaşa-

yan tüm insanların bu kirlenmeye “dur” diyebilmesi için kamuoyunda 

duyarlılık  oluşturma  çalışmaları  yürütüyor.  Van  Gölü’ndeki  kirliliğe 

dikkatlerin  çekilmesi,  konuyla  ilgili  kamuoyunun  bilgilendirilmesi/bi-

linçlendirilmesi ve böylece yerel iktidarlar üzerinde kamuoyu baskısı-

nın oluşturulmasını amaçlayan projede, tamamı gönüllü meslek yüksek 

okulu öğrencileri ve öğretim görevlilerinin çabasıyla 15 Şubat’tan bu-

güne kadar her cumartesi Van şehir merkezinde bir kampanya masası 

açılıyor ve insanlar broşürlerle Nisan ayı içinde yapılacak olan panele 

davet ediliyor. Kampanya masaları Erciş, Edremit, Gevaş, Tatvan, Ah-

lat ve Adilcevaz’da da birer gün açılacak. Bunun yanı sıra, bir yerel 

televizyonda gün boyunca Van Gölü’ne ilişkin duyurular yapılıyor. Van 

Gölü’nün kirlilik sorununa değinilecek panelin çıktılarının bir kitapçık 

haline getirilerek ilgili kesimlere dağıtılması planlanıyor.

Türkiye’de Sivil Toplumun Güçlendirilmesi: Sivil Topluma Bütüncül Yaklaşım ve Katılımcı Yerel Projeler Programı ile Katılımcı Demokrasi İçin 

Yerel Hareket Programı kapsamında hibe desteği alan STÖ’ler (sivil toplum örgütü) çalışmalarına devam ediyor. Bu sayımızda başladığımız pro-

jelerden haberlere önümüzdeki sayılarda da devam etmeyi planlıyoruz.



“Sen de Katıl, Birlikte Değiştirelim” 

STGM’nin sivil toplum örgütleri ile birlikte tasarlayıp yürüttüğü “Ör-

gütlenme Özgürlüğü Kampanyası” sürüyor. Kampanya başta sivil top-

lum örgütleri olmak üzere değişim talep eden herkese “Sen de Katıl, 

Birlikte 

Değiştirelim” 

çağrısı  yapıyor.  Var  olan 

hak  ve    özgürlüklerimi-

zi  daha  etkin  bir  şekilde 

kullanmak  ve  geliştir-

mek  için  birlikte  hareket 

etmeye  çağıran  kampanya  Adana,  Denizli,  Diyarbakır  ve  Es-

kişehir  sokak  ve  meydan  aktiviteleri  ile  devam  ediyor.  

Ayrıntılı bilgi için: http://kampanya.stgm.org.tr

Meydan etkinliklerinin tarihleri: 

Adana: 8 Mayıs, Cuma

Diyarbakır: 15 Mayıs, Cuma

Eskişehir: 28 Mayıs, Perşembe

Denizli: 4 Haziran, Perşembe

Zorlu bir alan, güçlü bir platform

2 Nisan “Dünya Otizm Farkındalık Günü”nü fırsat bildik, Otizm Plat-

formu üyeleriyle minik bir söyleşi yaptık. Çoğunluğunu otistik bireylerin 

ailelerinin oluşturduğu örgütlerden meydana gelen platform 2006 yılın-

da STGM’nin de destek verdiği bir çalışma ile kuruldu. Türkiye’de otiz-

min bilinirliğini sağlamayı ve etkili bir kamuoyu yaratmayı başarabilen 

platform üyelerine otizmi ve bu alandaki çalışmalarını sorduk. 

Otizm nedir?

Otizm, doğuştan gelişen, yaşamın ilk üç senesinde belirtileri gözlemle-

nebilen, beynin ve sinir sisteminin farklı yapısından ya da işleyişinden 

kaynaklandığı  kabul  edilen  nörogelişimsel  bir  bozukluk.  Başkalarıyla 

etkileşimde  bulunmayı  engelleyen  ve  kişinin  kendi  iç  dünyasıyla  baş 

başa kalmasına yol açan otizm, genellikle üç yaşından önce ortaya çı-

karak,  bireylerin  sosyal  iletişim,  etkileşim  ve  davranışlarını  olumsuz 

şekilde etkiliyor.

Hem bir otistik birey yakını hem de sivil toplum örgütü üyesi ola-

rak sizce bu alandaki önemli sorunlar neler?

Bugün ülkemizde toplam 450 bin otizmli birey bulunduğu ve 0-14 yaş 

grubunda ise 125 bin otizmli çocuk olduğu tahmin ediliyor. Ancak bu 

çocukların sadece 2 bin tanesi okullarımızda eğitim görebiliyor. Otizm 

konusunda yeterli sayıda okul, öğretmen ve öğretim görevlisi bulunma-

ması en büyük sorunumuz. Ayrıca dünyada bilimsel olarak kanıtlanmış 

olan erken yaştaki çocuklar için yoğun eğitim süresi bireysel ve grup 

eğitimi olarak haftada 40 saatken, Türkiye’de bu 10 saatle sınırlı ka-

lıyor. Yetişkin otizmli bireyler için de yeterli iş ve yaşam olanaklarının 

olmaması aileler için en zor durumlardan biri.

Otizm Platformu neler yapıyor?  

Otizm  Platformu  Türkiye’deki  otizmli  bireylerin  ekonomik,  sosyal  ve 

kültürel hayata tam katılımlarının sağlanması amacıyla çalışan 16 sivil 

toplum örgütünün kurduğu bir oluşum. Bu kuruluşlar ağırlıklı olarak 

otizmden birinci derecede etkilenen aile bireylerinden oluşuyor. Plat-

form otizm konusunda toplumsal ve kamusal anlamda otizmin bilinir-

liğini  sağlamak  ve  etkili  bir  kamuoyu  yaratmak  için  çalışıyor.    Aynı 

zamanda Otizm Platformu hükümetlerin tartıştığı otizm ile ilgili bütün 

kararların ortam ve süreçlerine dahil olmayı talep ederek bu konularda 

destek vermek için çabalıyor.

Türkiye ve Ermenistan’dan STÖ’ler Erivan’da bir 

araya geldi!

Ermenistan ve Türkiye’den sivil toplum örgütleri iki ülkenin diplomatik 

tarihinde ilk defa bir araya geldiler. 30’dan fazla sivil toplum örgütünün 

katıldığı forum 14-15 Mart tarihinde Ermenistan’ın başkenti Erivan’da 

gerçekleşti. İki ülke arasındaki sivil diyaloğun gelişmesini amaçlayan 

forumda demokrasi ve insan hakları, toplumsal cinsiyet, gençlik ve çev-

re alanlarında ortak çalışmalar yapılması planlandı.

Türkiye ve Ermenistan’dan farklı alanlarda faaliyet gösteren sivil top-

lum örgütlerinin (STÖ) katıldığı forum Türkiye’den Sivil Toplumu Ge-

liştirme  Merkezi  (STGM)  ve  Ermenistan’dan  Sivil  Toplum  Enstitüsü 

(CSI) işbirliğiyle gerçekleşti. 14–15 Mart tarihlerinde Erivan’da ger-

çekleşen toplantıya 30’dan fazla sivil örgüt katıldı. 

Forumun,  başta  iki  toplum  arasında  var  olan  ön  yargıların  ortadan 

kalkması, karşılıklı ilişkilerin geliştirilmesi ve her türlü sınırın kaldırıl-

ması sürecinde STÖ’lerin daha aktif rol oynaması, ortak çalışma alan-

larının arttırılması için başlangıç oluşturması temenni edildi. Forumda 

öncelikli olarak demokrasi ve insan hakları, toplumsal cinsiyet, gençlik 

ve çevre alanında faaliyet gösteren sivil örgütler arasındaki bilgi ve de-

neyim paylaşımının arttırılarak ortak projelerin üretilmesi, STÖ’leri bir 

araya getirebilecek sürdürülebilir, katılımcı ve güçlü sivil inisiyatiflerin 

oluşturulması isteği ön plana çıktı.

İzleme ve İstişare Kurulu Toplantısı verimli geçti

STGM’nin  kamu  kuruluşlarıyla  bir  araya  geldiği  rutin  toplantılardan 

biri  olan  İzleme  ve  İstişare  Kurulu  Toplantısı  10  Mart’ta  STGM’nin 

Ankara’da  bulunan  merkez  ofisinde  yapıldı.  STGM’nin  yürüttüğü  fa-

aliyetler  hakkında  kısa  bir  sunuş  yapılmasıyla  başlayan  toplantıda, 

STGM’nin gelecek planları içinde yer alan, STÖ müzakere ve deneyim 

paylaşımı toplantıları, yerel platformlar buluşması ve TBMM Başkan-

lığı, tematik sivil ağlar ve parlamenterler buluşması, yerel idare, yerel 

yönetimler  ve  yerel  STÖ’lerin  buluşmaları  ve  sivil  toplum  konferansı 

başlıkları konuşuldu. 

Toplantıya Avrupa Birliği Genel Sekreterliği, Merkezi Finans ve İhale 

Birimi, Maliye Bakanlığı AB ve Dış İlişkiler Dairesi Başkanlığı, Genç-

lik ve Spor Genel Müdürlüğü, Devlet Planlama Teşkilatı, GAP Bölge 

Kalkınma İdaresi Başkanlığı’ndan temsilciler katıldı.

  

 




“Sığınma evinden önce, sığınma evinden sonra”

 

Adana Kadın Dayanışma ve Kadın Merkezi Derneği (AKDAM) başka-



nı Münire Dağ dernek olarak yapmış oldukları özverili çalışmalardan 

dolayı Çağ Üniversitesi tarafından plâketle ödüllendirildi. Bu ayki te-

mamız kadın hakları olunca, biz de Adana sayfasına kendisini konuk 

edelim istedik.  

AKDAM ne zaman ve hangi amaçla kuruldu?

AKDAM  1998’de  Adana’da  ihtiyaç  üzerine  “şiddete  sıfır  hoşgörü”, 

“hiçbir şiddet haklı değildir”, “şiddeti gören değil, yapan utansın” di-

yerek yola çıkan gönüllüler tarafından kuruldu.

Merkezde kadınlara yönelik verilen hizmetler neler?

Merkezde  kadınlara  psikolojik  desteğin  yanı  sıra  sosyal  ve  hukuksal 

destek veriyoruz. İstihdam ve barınma hizmeti de verdiğimiz hizmetler 

arasında  yer  alıyor.  Kent  Konseyi,  Adana  Barosu  Kadın  Komisyonu, 

Adana Emniyet Müdürlüğü, Çukurova Üniversitesi ve SHÇEK ile işbir-

liği yaparak çalışmalarımızı sürdürüyoruz. 100 kadına gönüllü danış-

manlık eğitimi verdik, bunun yanında çeşitli mahallelerdeki okullarda 

velilere  yönelik  çalışmalar  yaptık.  Bu  çalışmalar  kapsamında  4320 

sayılı  Ailenin  Korunması  Kanunu’nun  maddelerini  anlatarak,  kadın 

hakları konusunda binlerce kadını bilinçlendirdik. Adana’daki 13 ka-

rakolu ziyaret ederek polis ile birlikte çalışıp, şiddetle ilgili farkındalık 

yarattık. Adana’da iki tane sığınma evi var, oysa ki çoğu ilde danışma 

merkezi veya sığınma evi ne yazık ki hala yok.   

Yakın  gelecekte  kadınlara  yönelik  çalışmalarınızda  öncelikleriniz 

neler?

“Sığınma evinden önce, sığınma evinden sonra” projemiz var. Ayrıca 



istihdama yönelik eğitim çalışmalarımız kapsamında İşkur ile ortak ça-

lışmalarımız var. Yaptığımız tüm çalışmalar sığınma evlerinde misafir 

olan kadınlarımızın kendi ayakları üzerinde durarak kendi hayatlarını 

kurmalarına yönelik.

Kadınlar siyasette yer almalı

Adana Kadın Kuruluşları Birliği tarafından “Yerel Siyaset ve Kadınla-

rın Yerel Deneyimleri” semineri düzenlendi. Toplumsal cinsiyet uzmanı 

İlknur Üstün tarafından verilen seminere sivil toplum kuruluşlarından 

temsilciler katıldı.

“Siyaset nedir?” sorusu ile başlayan toplantıda, ulusal ve yerel siyaset 

ve  siyasetçiler  karşılaştırılarak  yerelde  yaşanan  sorunların  yereldeki 

karar vericiler ile çözülebileceği, yerel halkın kendi sorunlarına sahip 

çıkması için karar verme mekanizmalarında yer almaları gerektiği vur-

gulandı. TBMM ve yerel yönetimlerde yer alan kadın sayısının azlığına 

dikkat çekilen toplantıda, kadın sorunlarının çözümü için sorunları ya-

şayan kadınların siyasette yer almasının önemi belirtildi.  Her STÖ’nün 

Kent Konseyi’ne girmesi gerektiği, sadece kadın, gençlik, engelli mec-

lislerinin çalışmasının yeterli olmadığı, kültür-sanat, kadın erkek fırsat 

eşitliği komisyonları gibi komisyonların da kurulması gerektiği üzerin-

de duruldu.

DASP’ın misafirleri Ruhi Sarı ve Natali Yeres’ti

Doğu Akdeniz Sivil Toplum Platformu’nun (DASP) 8 Mart Dünya Ka-

dınlar  Günü  nedeniyle  düzenlediği  etkinliğin  konukları  sinema  ve  ti-

yatro oyuncusu Ruhi Sarı ile sanat yönetmeni Natali Yeres oldu. Ruhi 

Sarı’yla “Erkek Gözüyle Kadın”, sanat yönetmeni Natali Yeres’le “Ka-

dın  Gözüyle  Kadın”  konusunda  söyleşi  yapılan  etkinliğe  DASP  üyesi 

STÖ temsilcilerinin yanı sıra gençlerin ilgisi de büyüktü.

t

Adana  Büyükşehir  Belediyesi  Tiyatro  salonunda  düzenlenen  etkinlik 



DASP’ın tanıtımı ile başladı. Şair Saniye Çelik’in “Türkiyeli Kadın” şi-

irini sunmasının ardından “Adana’da İlklerin Kadınları” slayt gösterisi 

yapıldı. Kentsel Yaşamı Destekleme Derneği Başkanı Mehmet Acevit 

tarafından yazılan, Adana Sabancı Anadolu Tekstil Lisesi öğretmenle-

rinin müziklerini yapıp yönettiği “Kadınlar Olmazsa” komedi türündeki 

oyun, okulun tiyatro grubunca sahnelendi.

Kampanya, medya ve iletişim eğitimi tamamlandı

 

STGM Adana Yerel Destek Merkezi “Kampanya, Medya ve İletişim” 



eğitiminin ilkini 26 Şubat – 01 Mart tarihleri arasında 20 katılımcıyla 

tamamladı.

Adana, Adıyaman, Mersin, Kahramanmaraş, Gaziantep ve Niğde’den 

eğitime katılan 20 STÖ temsilcisi dört gün süresince etkileşimli yön-

temle grup çalışması yaparak kampanya, medya ve iletişim eğitimi aldı. 

Farklı illerden gelen katılımcıların birbiriyle tanışma ve kendi bölgele-

rinde yaptıkları çalışmalar konusunda bilgiler vererek deneyim paylaş-

ma fırsatı yakaladığı eğitime tam katılım sağlayan STÖ temsilcilerine 

eğitimin son gününde katılım belgeleri verildi.



Sosyal Boyuta Geçerken

Denizli  Sivil  Toplum  Kuruluşları  Gelişme  Platformu  (DESGEP),  Pa-

mukkale Üniversitesi ve Denizli Valiliği işbirliği ile sosyal sorunların 

çözümü için sivil toplum örgütleri (STÖ),  kurum ve kuruluşları bir ara-

ya getirmek, sorunlara ortak çözüm aramak amacıyla “Sosyal Boyuta 

Geçerken” çalıştayı düzenlendi.

Pamukkale  Üniversitesi  İktisadi  ve  İdari  Bilimler  Fakültesi’nde  ger-

çekleştirilen çalıştaya, 50’nin üzerinde sivil toplum kuruluşu temsilci-

sinin yanı sıra, Denizli İş-Kur Müdürlüğü, Denizli Sosyal Hizmetler İl 

Müdürlüğü, Denizli İl Milli Eğitim Müdürlüğü temsilcileri de katıldı. 

Çalıştayın  açılış  konuşmasını  yapan  DESGEP  Koordinatörü  Mehmet 

Yüksel, “Denizli’de sosyal sorunların çözümü için kişi, kurum ve kuru-

luşları bir araya getirmeyi, örnek girişimleri paylaşmayı, yeni girişim-

lere farkındalık sağlamayı ve ilgililerin çözüm seçeneklerini çoğaltmayı 

amaçlıyoruz” dedi.

Çalıştay katılımcıları,  Necla Zarakol kolaylaştırıcılığında “Kurumsal 

Sosyal Sorumluluk”, Mert Altıntaş moderatörlüğünde “Bireysel Sosyal 

Sorumluluk” ve Hüseyin Özgür moderatörlüğünde “ Sosyal Ağlar” ol-

mak üzere eş zamanlı üç çalışma grubunda çalışmalar yürüttü. Çalıştay 

sonuçlarına www.desgep.org adresinden ulaşabilirsiniz. 

Ayrımcılık ve toplumsal cinsiyet

Sivil Toplum Geliştirme Merkezi (STGM), Denizli’de STGM Yönetim 

Kurulu Üyesi - İHOP Koordinatörü Feray Salman, İHOP Koordinatör 

Asistanı Murat Çekiç ve KA-DER Yönetim Kurulu Üyesi İlknur Üstün 

kolaylaştırıcılığında  19  –  22  Mart  2009  tarihlerinde  “Ayrımcılık  ve 

Toplumsal Cinsiyet” eğitimi düzenledi. 

Hak  temelli  örgütlerin  faaliyetlerinde,  yapılanmalarında,  ayrımcılığa 

ilişkin  farkındalığın  arttırılması  ve  önlenmesi,  toplumsal  cinsiyet  te-

melli  hareket  etme  kapasitelerinin  geliştirilmesine  katkıda  bulunmak 

amacıyla  düzenlenen  eğitime  Uşak,  Denizli,  İzmir,  Muğla,  Aydın  ve 

Bursa’dan sivil toplum örgütleri katıldı.

Toplumsal  cinsiyet  ve  ayrımcılık  kavramlarına  ilişkin  temel  bilgi-

lerin  verildiği  eğitimde,  katılımcılar  grup  çalışmaları,  vaka  analiz-

leri  ve  egzersizlerle  bir  STÖ  olarak  toplumsal  cinsiyet  ve  ayrımcılık 

anlayışına  ne  şekilde  yaklaştıklarını  ve  faaliyetlerinde  bunu  na-

sıl  yansıttıklarına  ilişkin  kendilerini  sorgulama  olanağı  buldular. 

İzmirli kadın sanatçılar

İzmir’de  faaliyet  gösteren  30  ayrı  kadın  kuruluşundan  oluşan  İzmir 

Kadın Kuruluşları Birliği tarafından 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kut-

lamaları çerçevesinde İzmir’de yaşayan kadın sanatçıları desteklemek 

amacı ile  “İzmirli Kadın Sanatçılar“ sergisi açıldı. 

İzmir Büyükşehir Belediyesi, Ayşe Mayda ve özel bir kuruluşun katkı-

ları  ile  düzenlenen  serginin  açılış 

kokteyli  ve  ödül  töreni,  Büyükşe-

hir  Belediyesi  Başkan  Vekili  Yu-

suf Ali Karaman, Ege Üniversitesi 

Rektör Yardımcısı Atilla Silkü ve 

İKKB  Başkanı  Engin  Demir’in 

konuşmalarıyla başladı. Sergi ko-

ordinatörü Sümbül Çelebi sergiye 

katılan  kadın  sanatçılara  katılım 

belgelerini dağıttı.




STGM Diyarbakır Yerel Destek Merkezi 

çalışmalarını Danışma Kurulu’yla güçlendiriyor!

STGM Diyarbakır Yerel Destek Merkezi (YDM) çalışmalarını daha et-

kin ve etkili bir biçimde sürdürebilmek için Danışma Kurulu modelini 

seçti. Yerel STÖ temsilcilerinin katılımıyla bir dizi toplantı sonucunda 

hazırlanan mutabakat metninin 23 Şubat 2008 tarihinde katılımcılar 

tarafından  imzalanmasıyla  STGM  Diyarbakır  YDM  Danışma  Kuru-

lu  oluşturuldu.    Danışma  Kurulu’nun  amacı,  STGM  Diyarbakır  Yerel 

Destek  Merkezi’nin  kapsama  alanı  içinde  olan  bölgede  sivil  toplum 

alanında  çalışan  yerel  dinamiklerin  ihtiyaç,  beklenti  ve  eksikliklerini 

gösterecek niteliksel ve niceliksel gereksinimleri gidermeyi amaçlayan 

yöntem ve hizmet önerilerini geliştirmek, tavsiyede bulunmak,  YDM 

faaliyetlerinin etkililik düzeyini izlemek ve değerlendirmek. STGM Di-

yarbakır YDM Danışma Kurulunun işlevi ise Diyarbakır Yerel Destek 

Merkezi hizmetlerinin bölgede en etkili ve yaygın şekilde kullanılması 

için gayret göstermek, bu yönde YDM’ye rehberlik ve kolaylaştırıcılık 

sağlamak. 

Danışma  Kurulu’na  Diyarbakır  YDM’nin  kapsama  alanında  bulunan 

illerden sivil toplum alanında çalışan ve benimsenmiş ilkeler doğrultu-

sunda emek ve zaman ayıran her örgüt üye olabiliyor. Üye örgüt listesi 

şöyle:  

Bağlar  Kadın  Kooperatifi,  Ceren  Kadın  Derneği,  Çocuklar  Aynı  Çatı 

Altında Derneği , Deren Eğitim ve Danışmalık Derneği, Dicle TOG, Di-

yarbakır İHD Şubesi, Diyarbakır Çevre Gönüllüleri Derneği, Diyarbakır 

Sanat  Merkezi,  Diyarbakır  YG21  Engelliler  Meclisi,  Diyarbakır  Ka-

mer Kadın Derneği, Diyarbakır Mazlum, Der Şubesi, Diyarbakır Kadın 

Sorunlarını  Araştırma  ve  Uygulama  Merkezi,  EPİDEM,  Hasankeyf’i 

Yaşatma  Girişimi,  Piramid  LGBTT  Diyarbakır  Oluşumu,  Sarmaşık 

Yoksullukla Mücadele ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği, Selis Ka-

dın Derneği, Mezopotamya Dayanışma Derneği, Mezopotamya Sosyal 

Forumu

STGM  Diyarbakır  YDM  Danışma  Kurulu’nun  mutabakat  metnine  



http://diyarbakir.stgm.org.tr adresinden ulaşabilirsiniz.

KAMER Tuncelili kadınlar için merkez açtı

KAMER Vakfı Tunceli’de çok amaçlı bir kadın merkezi açtı. KAMER’in 

kendi tasarruflarıyla aldığı arsaya Türkiye’nin birçok yerinden sponsor 

katkı sundu. Kadınlara yönelik birçok etkinliğin gerçekleştirildiği mer-

kezde, mesleki eğitim, spor gibi faaliyetlerin yanı sıra çocuklara yönelik 

hizmetler de mevcut. Üretime yönelik ve kadın katılımcılarla gerçekleş-

tirilen atölyelerde kadınlara mesleki eğitimin dışında ekonomik olarak 

da üretime katılma fırsatı sunuluyor. KAMER yetkilileri merkezle ilgili 

şu bilgileri verdi: “Diyarbakır KAMER’de başarılı sonuç veren ‘çanta 

atölyesi’ modeli Tunceli’de de uygulanacak. Pazarı bulunmuş bir ürün 

üretilecek ve kadınlar ürettikleri kadar gelir elde edecekler. Üretim sü-

reci içinde belki de ilk kez karşılaşacakları ‘kalite kontrol’ teriminin ne 

olduğunu uygulayarak görecekler. Üretim atölyelerinde kazanacakları 

parayı öncelikle çocuklarının eğitimine harcayan kadınlar, emeklerinin 

karşılığını  aldıklarında  yaşadıkları  zorluklarla  daha  kolay  başa  çıka-

caklar. Aynı zamanda merkezin üçüncü ve dördüncü katlarında faali-

yete geçecek olan yedi odalı misafirhanesi Tunceli’ye gelen kadın erkek 

tüm konuklara açık olacak.” 

STGM Diyarbakır YDM eğitimlerle STÖ’lerle 

buluşuyor...

Diyarbakır YDM, Kampanya, Gönüllüler ile İşbirliği ve İletişim eğiti-

mini  kapsama  alanındaki  illerden  gelen  katılımcılarla  gerçekleştirdi.  

Yerinde kurumsal destek eğitimleri için Diyarbakır İHD Şubesine mi-

safir olan Diyarbakır YDM, 5 Şubat ve 21–22 Şubat 2009 tarihlerinde 

“Savunuculuk  ve  Savunuculuk  Araçlarının  Etkin  Kullanımı”  konulu 

eğitimler verdi. STGM Diyarbakır YDM ve İHD Diyarbakır Şube çalı-

şanlarının ortak organizasyonuyla gerçekleşen eğitime İHD Diyarbakır 

Şube yöneticileri ve gönüllüleri katıldı.

Kent dışındaki derneklerle de ortak eğitim çalışmaları yürüten Diyar-

bakır YDM, Bitlis’te kadın alanında faaliyet yürüten STÖ aktivistleri ve 

Güldünya Bitlis Kadın Derneği yönetici ve gönüllülerine “Kadına Yöne-

lik Aile İçi Şiddet ve Kadın Dayanışması Temelli Mücadele Mekaniz-

maları” konulu bir eğitim düzenledi.

STGM aynı zamanda homofobiyle mücadele etmek için Diyarbakır’da 

örgütlenme çalışmaları yürüten Piramid LGBTT Oluşumu’yla iki gün-

lük “İhtiyaç Analizi ve Örgütün Önceliklerinin Belirlenmesi” çalışması 

gerçekleştirdi. 




“Kadınlar Sokağa, Özgürleşmeye!”

Eskişehir Demokratik Kadın Platformu (EDKP) 8 Mart Dünya Kadınlar 

Günü’nü kutlamak üzere 7 Mart Cumartesi günü Eskişehir’de yürüyüş 

düzenledi. Yürüyüş boyunca “Yaşasın 8 Mart, yaşasın kadın dayanış-

ması”, “Geceleri de sokakları da istiyoruz”, “Cinsel, ulusal, sınıfsal sö-

mürüye son”, “Jin, jiyan, azadi” ve “Teşhirci değil, travestiyiz”, “Kör 

kör parmağım gözüne; lezbiyenim, biseksüelim kime ne” gibi Türkçe ve 

Kürtçe çeşitli sloganlar atıldı.

Adalar Migros önünde EDKP’yi temsilen basın açıklaması yapan Pelin 

Kalkan, 1910’dan bu yana 8 Mart’ın kadınlara yasaklanan bütün alan-

larda kadınların mücadelesinin simgesi olduğunu belirtti. Kadına yöne-

lik şiddetin münferit olmadığını belirten Kalkan, kadına yönelik şidde-

tin gerek kadınların medyada sunumu ile gerekse yasalar tarafından, 

haksız tahrik indirimi gibi gerekçelerle meşrulaştırıldığını vurguladı.

Açıklamada ayrıca; “Sistemin yeniden ve yeniden ürettiği erkek şiddeti 

sadece kadınlara değil lezbiyen, gey, biseksüel, travesti ve transseksüel 

(LGBTT)  bireylere  yönelik  olarak  da  kendini  göstermektedir.  LGBTT 

bireylere yönelik taciz, psikolojik şiddet, para cezaları, ev mühürleme-

leri, keyfi gözaltılar, kötü muameleler, işkence ve nefret cinayetleri gibi 

insan  hakları  ihlalleri  erkek  egemen  sistemden  beslenerek  yoğun  bir 

şekilde devam etmektedir” denildi. 

ESYO  ve  STGM  Eskişehir  Yerel  Destek  Merkezi 

kadınlarından destek

Eskişehir Sivil Yerel Oluşumu ve STGM Eskişehir, 8 Mart Dünya Ka-

dınlar günü vesilesiyle bir basın açıklaması yaparak kadın örgütlenme-

sine desteklerini yinelediler:

“Bizler eşitlik ve hakkaniyetten yanayız. Bu, eşitliğin her alanda olması 

ve farklılıkların zenginliği ile ilişkilidir. Sivil toplumun gelişimi ve iler-

lemesi kadın-erkek demeden herkesin gelişmesi ve eşit düzeyde katılımı 

ile olacaktır.

Biz “Kadın ve erkek eşittir” demiyoruz, bunun algılarda kabul edilme-

si ve yerleşmesi gerekliliğini savunuyoruz. Algılardaki bu kapsamdaki 

değişim, kadının her alanda yerini almasını ve katılımcılığını kolaylaş-

tıracaktır. Kafalardaki bu yanlış algı, kadının zaten kendisinin olan bu 

hakkını  kullanmasına  engel  olmaktadır.    Kadın  hakları  insan  hakları 

kavramından  ayrı  tutulamaz.  Kadın  her  yerde  ve  herkes  için  geçerli 

olan haklara sahiptir. Eskişehir Sivil Yerel Oluşumu ve STGM Eskişe-

hir Yerel Destek Merkezi olarak örgütlenmeyi, özellikle “kadın” ala-

nında gösterilen örgütlü çabayı önemsiyoruz ve destekliyoruz. 

Herkesin eşit olarak algılandığı ve yaşadığı bir sivil toplum mümkündür 

ve bu yaşamda gelişim; herkesin öncelikle düşünsel anlamda gelişimi ile 

başlayacaktır, diyoruz.”

Üniversiteli kadınlardan sergi

Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği Eskişehir Şubesi, Neo Sanat Gale-

risi ve Anadolu Üniversitesi seramik sanatçısı öğretim elemanlarından 

oluşan 8K+ Grubu üyeleri NEO Alışveriş Merkezi’nde “Boş Çanaklar” 

isimli seramik sergisi açtı. Geliri 8 Mart Dünya Kadınlar günü nede-

niyle,  Eskişehir  Cezaevi’nde  tutuklu  kadın  mahkumlara  ve  çocukları-

na  bağışlanacak  olan  sergide  yer  alan  eserlerle  her  sanatçının  kendi 

yorumuyla ve kullandığı teknikle, güncel yaşamın hareketli temposuna 

ayak uydurma ve ailesiyle paylaşacağı çanağı doldurma uğraşısına bir 

gönderme yapılması amaçlandı. 

Eskişehir fark yarattı

17  Ocak  2009  tarihinde  düzenlenen,  Eskişehir  Sivil  Yerel  Oluşumu 

(ESYO)’nun  Eskişehir  yürütücülüğünü  yaptığı  TBMM  Ortak  Çalışma 

Grubu ve Eskişehir Yerel Forum toplantısına 74 STÖ temsilcisi ve 4 

milletvekiliyle katılım sağlandı. Ocak 2009’da diğer 16 ilde gerçekleş-

tirilen toplantılara ise OÇG’ye üye olan 151 milletvekilinden sadece 1 

milletvekili katıldı.

TBMM Ortak Çalışma Grupları ve Forum yöneticileri yaptıkları açık-

lamada  “Toplam  6  Eskişehir  milletvekilinin  4’ünün  katıldığı  Eskişe-

hir  toplantısı  hariç,  diğer  tüm  illerde  milletvekili  koltukları  ne  yazık 

ki bomboş kaldı. Eskişehir farklı, çünkü orada sivil toplum yan yana 

gelmeyi başarmış. ESYO bunun en güzel örneği. 6 milletvekilinin dördü 

Forum’a katıldılar, hem de gayet aktif olarak” diyerek Eskişehir ba-

şarısını örnek gösterdiler. Gerçekleşen Milletvekili-STK Buluşmasında 

Murat Mercan (AKP), Nedim Öztürk (AKP), Murat Sönmez (CHP) ve 

Beytullah Asil (MHP) hazır bulundular.




Eğitimlerimiz devam ediyor

Kurumsal kapasite geliştirme eğitimleri

STGM,  kurumsallaşmayı  hedef  olarak  belirlemiş  sivil  örgütlerin  ihti-

yaçlarına  cevap  vermek  amacıyla  düzenlediği  kurumsal  kapasite  ge-

liştirme  eğitimlerini  günümüze  kadar  Ankara,  İstanbul,  İzmir,  Van, 

Bursa,  Kayseri,  Trabzon  illerinde  düzenledi.  200’den  fazla  katılımcı 

ile  düzenlenen  bu  eğitimler  süresince  katılımcı  örgütlerin  vizyon  ve 

misyon çalışmalarında örgütlere yol gösterecek olan taslak ça-

lışmalar yapıldı, örnek stratejik planlar hazırlandı. Stra-

tejik yönetim yanında STÖ yönetimi konu başlıklarının 

ayrıntılı bir şekilde ele alındığı eğitimlerimiz yoğun 

ilgi gördü ve düzenlenen 9 eğitime toplam 900’den 

fazla başvuru geldi.

Proje döngüsü yönetimi  

eğitimleri 

Proje  döngüsü  yönetimi  eğitimleri  (PDY)  ku-

rumsallaşma yolunda faaliyetlerini projelendir-

meyi amaçlayan STÖ’lerin bilgi seviyelerini 

artırmayı  hedefliyor.  2005  yılından 

günümüze  kadar  30’dan  fazla 

ilde  düzenlediğimiz  PDY  eği-

timleri  sonucunda  1000’e 

yakın  sivil  aktivist  PDY 

eğitimlerimize  katıldı. 

PDY eğitimleri 4 gün 

sürüyor ve eğitim ça-

lışması kapsamında 

sorun analizi, hedef 

analizi,  mantıksal 

çerçeve  yaklaşı-

mı,  faaliyetlerin 

planlanması,  büt-

çelendirme, izleme-

değerlendirme  konu 

başlıklarında çalışma-

lar yapılıyor.

Yerel destek  

merkezleri kapasite  

geliştirme eğitimleri

STGM yerel destek merkezlerinin kurulmuş olduğu 

Adana,  Denizli,  Diyarbakır  ve  Eskişehir  illerinde 

kapasite geliştirme eğitimlerimiz devam ediyor. 2009 

Ağustos ayına kadar her yerel destek merkezinde 

Toplumsal Cinsiyet ve Ayırımcılıkla Mücadele

Proje Döngüsü Yönetimi Kampanya, Gönüllüler ile İşbirliği 

ve  İletişim  konularını  kapsayan  eğitimlerimizi  tamamlamış 

olacağız. 

İhtiyaç temelli eğitimler

     Katılımcı STÖ’lerle içeriklerine birlikte karar verdiğimiz ve orga-

nizasyonunu başvuran örgütlerle birlikte yürüttüğümüz ihtiyaç temelli 

eğitimlerden 2007 Aralık ayından günümüze ka-

dar 17 adet düzenledik.  İletişim, kampan-

yacılık, savunuculuk, gönüllü yönetimi, 

uyuşmazlık  çözümleme,  finansal 

yönetim,  STÖ  yönetimi  konula-

rını  kapsayan  eğitim  çalışma-

larından  hedef  grubumuzda 

bulunan hak temelli örgütler 

yararlanabiliyor.



Sivil Toplum Geliştirme Merkezi

89.Sok. 14/9, 06550 Yıldız Çankaya / Ankara

Tel: (312) 442 42 62 (pbx)

Faks: (312) 442 57 55

e-posta: bilgi@stgm.org.tr

web: www.stgm.org.tr

STGM Adana Yerel Destek Merkezi

Adana İş Geliştirme Merkezi Kocavezir Mahallesi

Kocavezir İş Merkezi Kat: 2 No: 17 Adana

Tel: (322) 365 04 04  Faks: (322) 365 04 11

e-posta: adana@stgm.org.tr

web: http://adana.stgm.org.tr

STGM Eskişehir Yerel Destek Merkezi

Deliklitaş Mah. Gürman Sok.

No: 16, 26090 Eskişehir

Tel: (222) 220 40 36  Faks: (222) 220 40 76

e-posta: eskisehir@stgm.org.tr

web: http://eskisehir.stgm.org.tr

STGM Denizli Yerel Destek Merkezi

Saltak Mah. 1521 Sok.

No: 16  D: 1, 20100 Denizli

Tel: (258) 241 60 11  Faks: (258) 241 50 11

e-posta: denizli@stgm.org.tr

web: http://denizli.stgm.org.tr

STGM Diyarbakır Yerel Destek Merkezi

Fabrika Cad. Sümerpark Kampüsü

Kent Gönüllüleri Binası Kat: 1 Diyarbakır

Tel: (412)226 60 77, 0533 323 64 42  Faks: (412)223 05 88

e-posta: diyarbakir@stgm.org.tr

web: http://diyarbakir.stgm.org.tr

STGMD Yönetim Kurulu

Yönetim Kurulu Başkanı: Levent Korkut

Başkan Yardımcısı: Serpil Sancar

Genel Sekreter: Gürcan Banger

Sayman: Feray Salman

Üyeler: Şeyhmus Diken, Uygar Özesmi, Öyküm Bağcı

Sivil Toplum Geliştirme Merkezi Derneği adına sahibi: Levent Korkut

Sorumlu Yazıişleri Müdürü: Gamze Göker

İllüstrasyonlar: Ferit Avcı

ISSN 1306-5297

Size göre ekofeminist kime denir?

Bana ve benim gibi düşünenlere denir. Kendimin bu noktaya nasıl gel-

diğinden bahsedeyim kısaca. ‘80’li yılların ortalarında kendi sorgulama 

sürecimde kadın olarak nerede durduğumu ve nasıl haksızlıklarla karşı-

laştığımı düşünürken erkek egemen toplumun ve ataerkil yapının kadın 

üzerindeki  etkilerini  de  fark  etmeye  başladım.  ‘90’lı  yılların  başında 

ise, yaşadığım yöredeki çevre sorunlarına kadın olarak baktığımda fark 

ettiğim şey, kendimi sorgularken fark ettiğimin aynısıydı. Kısaca, do-

ğanın  ve  kadının  ezilmişliğini  yaratan  sistem  aynı  sistemdi:  Ataerkil 

sistem. 


Bir ekofeminist aktivistin günlük yaşamı nasıldır?

Hani  derler  ya;  “Hocanın  söylediğini  yap,  yaptığını  yapma”  diye. 

Muğla’da sefertası gibi bir apartmanda, profesyonel ve çok koşuştur-

macılı bir yaşamın içinde eko-yaşam sürmeniz çok zorlaşıyor. Son yıl-

larda en çok dikkat ettiğim şey, küresel iklim değişikliğine neden olacak 

tüm davranış ve alışkanlıklarımdan vazgeçmeye çalışmak. En azından 

komşular çöplerini atarken dikkat ediyor. Belediyeden katı atık uygula-

masında en başarılı apartmanlardan biri seçilmemizdeki katkım konu-

sunda hiç alçak gönüllü değilim. Tabii apartman yardımcımızın kadın 

olduğunu söylememe gerek yok. Pazardan yaptığım alış-verişlerde de 

kadın  üreticilerden  ve  mevsim sebzelerini almaya özen gösteriyorum. 

Çünkü kadınlar doğayı tanımakta ve anlamakta bence daha başarılılar-

dır. Burada ister istemez pozitif bir ayrımcılık yapıyorum.

Türkiye’de ekofeminizm yeterince biliniyor mu? Kaç kişisiniz?

Türkiye’nin  ekofeminizmle  tanışması  çok  yeni.  Yeşiller  hareketinden 

sonra  dilimize  ve  yaşamımıza  girmeye  başladı,  ama  hala  sayıca  çok 

azız. İnanın ben bile yıllardır çevre ve kadın hareketinde olmama rağ-

men kendimin ekofeminist olduğumu epey geç fark ettim. Çevre hareke-

ti ile kadın hareketi birbirinden uzak çalışma yapıyor.  

Kadın ve doğa konusunda çalışan örgütlerin birlikte bir şeyler yap-

ması neden önemli?

Ataerkil  sistem  her  iki  grubun  da  ortak  düşmanı.  Fakat  nedense 

Türkiye’de çevre ve kadın hareketi birbirine dokunmuyor hatta birbi-

Gaye Cön Şakar (Gökova Sürekli Eylem Kurulu, Muğla Kadın Dayanışma Grubu)

8 Mart Dünya Kadınlar Günü, 22 Mart Dünya Su Günü ve 22 Nisan Dünya Günü’nü vesile bilerek çevre ve kadın temalarını tek bir aktivistte 

birleştirip bir ekofeministle söyleşi yaptık bu sayımızda. Nedir ekofeminizm? Kabaca, kadınların ve doğanın sömürülmesinin nedenini ataerkil 

sistem ve kültürde gören ve ataerkil yapılanmaların sona erdirilmesiyle kadın ve doğanın birlikte özgürleşeceği varsayımına dayanan, ekoloji 

ve feminizmi birlikte temel alan bir feminizm ekolü diyebiliriz.  Türkiye’deki ekofeministler kimler, diye şöyle bir düşününce Gaye Cön aklı-

mıza gelen birkaç isimden biri oldu. Çünkü Gaye Cön her iki alanda da kelimenin tam anlamıyla aktivist. 

Cön’ün kadın hareketiyle tanışması Türkiye’deki birçok feminist gibi ‘80’lerin ortalarına denk geliyor. ‘87’de birkaç kadın bir araya gelip 

Muğla’da ilk kadın grubunu oluşturuyorlar, etraftan gelen “kendini ispat etmeye çalışan orta direk kadınları”, “feministler Muğla’yı bastı” 

laflarına kulak asmadan çalışıp “Kadın Dayanışma” gazetesini çıkartıyorlar. 1994’teki yerel seçimler öncesinde düzenledikleri “Kadınla-

rın Yerel Yönetimden Beklentileri” paneli çok ilgi görüyor ve yıllar içinde gelenekselleşiyor. Talepleri sonucunda 2004’te Muğla’da Kadın 

Dayanışma Merkezi, 2007’de daha protokol seviyesinde de olsa da geçici barınma istasyonu açılıyor. Cön’ün fikir annesi olduğu Ege Kadın 

Buluşması’nın bu yıl dördüncüsü gerçekleşti. 2004’te grubuyla birlikte Ege illerinde kadın farkındalığı çalışmalarına başlayan Cön, listesine 

kadın aday koymayan siyasi partilere karşı eylemler gerçekleştirerek, kadınların karar mekanizmalarında da yüzde 50 temsil edilmesi için 

baskı çalışmaları yaptı.  

Öte yandan, 1993 yılında Muğla yöresindeki termik santrallerden doğan hava kirliliği nedeniyle, bir sabah radyasyon alarmıyla uyanınca 

Gaye Cön kendini çevre hareketinin içinde bulur. Muğla Kadın Dayanışma Grubu sözcüsü olarak yörede ne kadar çevre hareketine gönül 

vermiş insan varsa hepsini Muğla’ya toplayarak ne yapacaklarını konuşup eyleme geçerler. 2003 yılına kadar Türkiye’de nerede bir çevre 

katliamı var, ulaşabildiği her yerde arkadaşlarıyla eylem yapar. Gökova Sürekli Eylem Kurulu’nun sözcülüğünü yürüten Cön’ün birlikte ça-

lışma yaptığı diğer örgütler ise şöyle: Batı Akdeniz Çevre Platformu, Akdeniz Çevre Platformu, Muğla Kadın Dayanışma Grubu, Ev Eksenli 

Çalışan Kadınlar Çalışma Grubu, Muğla Kadın Platformu, Sekibaşı Kadın Dayanışma Merkezi. 

rimizi tanımıyoruz bile. STGM’nin 2005’te düzenlediği insan hakları, 

çevre ve kadın örgütlerini bir araya getiren BÜTÜN toplantısında her 

örgütün diğerinin yerine geçtiği bir çalışma yaptık ve gördük ki birbi-

rimizi tanımıyor ve anlayamıyoruz. Kendimden de bir örnek vereyim, 

ben yıllardır kadın ve çevre hareketi içinde mücadele ediyorum. Çevre 

hareketinin içindeki arkadaşlar, benim bu mücadeleme kadın kimliğim 

ile dahil olduğumu bildikleri halde sadece feminist düşüncemi konuşup, 

tartışırlar. Hiçbir zaman bana neden çevre hareketinin içinde olduğumu 

sormadılar.  

Çevre  ve  feminizm  alanındaki  çalışmalar  ayrı  ayrı  ya  da  birlikte 

yaşamınıza ne kattı?

Önce sorgulamamı tamamlayarak kendimle barıştım. Sonra da toplum-

daki bireylerin barışı için mücadele vermeye başladım. Barışı sağlamak 

için önce örgütlendim, sonra da doğaya ve kadına yapılan saldırıların 

yok olması için mücadele arkadaşlarımla eylemlere başladım.

Kadın hareketi bana, ayrımcılığın, şiddetin ve hiyerarşinin reddedilerek 

barış  içinde,  savaşsız  bir  dünyaya  merhaba  demek  gerektiğini;  çevre 

hareketi  ise  bir  yurttaş  olarak  yasaları  çok  iyi  bilmemiz  gerektiğini, 

sağlıklı bir çevrede yaşamak istiyorsak önce kendimizi değiştirmek ve 

dönüştürmek gerektiğini öğretti. Her yaptığımız eylem sonrası anaya-

sal ve ona bağlı olarak diğer haklarımızı teker teker öğrendim. Bilgiyi 

paylaşmanın ve yaygınlaştırmanın ne kadar önemli olduğunu bu çalış-

malarda öğrendim. Kadın farkındalığının ve duyarlılığının gerek top-

lumsal gerekse siyasal yaşamdaki gücünün önemini kavradım. Örgütlü 

çalışmanın ve örgütlerin baskı grupları oluşturarak neler yapabildiğini 

gördüm. Kadının ve doğanın özgürleşmesi, ataerkil sistem rollerinin ve 

ezberlerinin bozulmasıyla gerçekleşecek.

Gökova Sürekli Eylem Kurulu ve Muğla Kadın Dayanışma Grubu’ndan 

Gaye Cön’e ulaşmak için: 



gayeconsakar@gmail.com

Yüklə 146,29 Kb.

Dostları ilə paylaş:




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə