Katapleksi ile pozitif narkolepsi



Yüklə 445 b.
tarix10.11.2017
ölçüsü445 b.
#9396





Katapleksi ile pozitif narkolepsi

  • Katapleksi ile pozitif narkolepsi

  • Katapleksi negatif narkolepsi

  • Medikal hastalıklara bağlı narkolepsi

  • Gruplandırılamayan narkolepsi

  • Tekrarlayıcı Hipersomniler

  • Kleine-Levin sendromu

  • Menstürasyon ile ilişkili hipersomni



  • Uzun uyku süresi ile birlikte idiopatik hipersomni

  • Uzun uyku süresi olmayan idiopatik hipersomni

  • Davranışsal olarak ortaya çıkan yetersiz uyku sendromu

  • Medikal hastalıklara bağlı hipersomni

  • İlaç ya da madde kullanımına bağlı hipersomni

  • Organik kaynaklı olmayan sınıflandırılamayan hipersomniler

  • Organik, sınıflandırılamayan hipersomniler







    • Gündüz aşırı uykululuk yapan önemli bir santral sinir sistemi hastalığıdır.
    •   Obstrüktif uyku-apne sendromundan sonra en sık görülen gündüz aşırı uykululuk sebebidir.


Semptomlar ilk kez 1877’de Almanya’da tanımlanmış. (Westpal)

  • Semptomlar ilk kez 1877’de Almanya’da tanımlanmış. (Westpal)

  • 1880’de ilk kez Gelineau tarafından narkolepsi terimi kullanılmış.

  • Narkolepsi “seized of somnolence ”

  • 1950’den sonra hypersomni, katapleksi, hipnogojik halüsinasyonlar ve uyku paralizisi ile karakterize tetrad tanımlanmış.





Narkolepsi Batı Avrupa ve Kuzey Amerika’da 2000 kişiden birini etkilemektedir

  • Narkolepsi Batı Avrupa ve Kuzey Amerika’da 2000 kişiden birini etkilemektedir

  • E/K oranı eşit

  • Tipik olarak 15-25 yaş arası başlamakla birlikte 5 yaş altı ve 40 yaş üzerinde başlayan vakalar da bulunmaktadır.

  • Semptomlar hastalığın ilk yılllarında kötüleşme göstermekte ardından da yaşam boyu sürmektedir.



  • Narkolepsi hastalarının tümünde kronik bir uykululuk bulunmaktadır.

  • 24 saatlik dönem içerisinde normal kontrollere göre daha fazla uyumamakla birlikte gün içerisinde, uygunsuz koşullarda dahi var olan bir uykuya meyil söz konusudur.

  • Dinlendirici nitelikte uyku atakları (1-2dk.-1 saat arası)

  • Tedavi edilmemiş hastalarda “Epworth Uykululuk Skalası“ skoru 15’in üzerindedir.



Hipnogojik halüsinasyonlar

  • Hipnogojik halüsinasyonlar

  • Uyku paralizisi

  • Katapleksi



  • Uykuya dalma anında ortaya çıkan canlı, genellikle korkutucu halüsinasyonlar

  • Halüsinasyonlar REM uykusunda ortaya çıkan rüyalar ve uyanıklığın karışması olarak değerlendirilmektedir



Uyanmadan hemen önce ortaya çıkan hareket edememe hali

  • Uyanmadan hemen önce ortaya çıkan hareket edememe hali

  • Uyku paralizisi epizodlarına hipnogojik halüsinasyonlar eşlik edebilir.



Kaslarda bilateral olarak ortaya çıkan parsiyel ya da tam kas tonusu kaybı

  • Kaslarda bilateral olarak ortaya çıkan parsiyel ya da tam kas tonusu kaybı

  • Genellikle gülme, sinirlenme ya da heyecan gibi emosyonel dürtülerle orta çıkmaktadır

  • Katapleksi epizodları 1-2 dakika süreli olmakta ve bilinç kaybı bu epizodlara eşlik etmemektedir

  • Narkolepsi hastalarının %60’ında katapleksi gelişmektedir.





Uykuyu sürdürme güçlüğü

  • Uykuyu sürdürme güçlüğü

  • Diğer uyku bozuklukları ile yüksek oranda birliktelik

  • Tip 2 DM, obezite ve migren tipi başağrılarının insidansında hafif düzeyde artış



  • Narkolepsinin uyku-uyanıklık geçiş kontrolündeki bozukluktan ortaya çıktığı düşünülmektedir.

  • Uyku elemanları uyanıklık içerisine, uyanıklık elemanları da uyku içerisine geçiş yapmaktadır.

  • Stabil olmayan bu durum da hastalığın karakteristik semptomlarını ortaya çıkarmaktadır.



Nörokimyasal bir bozukluk mu?

  • Nörokimyasal bir bozukluk mu?

  • Otoimmün bir hastalık mı?

  • Genetik bir durum mu?

  • HEPSİ Mİ?

  • Hipocretin ve reseptörlerinin tanımlanması (1999-2000)



Hipocretinerjik sistem beslenme, metabolizma, vücut ısısı, otonom ve endokrin sistemle ilişkili işlevlere sahip

  • Hipocretinerjik sistem beslenme, metabolizma, vücut ısısı, otonom ve endokrin sistemle ilişkili işlevlere sahip

  • Düzgün çalışan bir uyanıklık sisteminin hipocretin ile ilişkili sistemlerden uyarıları düzgün bir şekilde alması gerekli

  • Lateral hipotalamustaki Hcrt nöronları arousal mekanizmasını yürüten yapılardan (tüberomamiller nucleus, dorsal raphe ve beyin sapı diğer nöronları) uyarı alır.



Lateral hipotalamusta yer alan nöronlar tarafından yapılan oreksin(hipokretin)adlı nöropeptidin fonksiyonlarında kayıp

  • Lateral hipotalamusta yer alan nöronlar tarafından yapılan oreksin(hipokretin)adlı nöropeptidin fonksiyonlarında kayıp

  • Oreksin postsinaptik nöronlarda ox1 ve ox2 receptörleri aracılığı ile eksitatör etki yaratmaktadır.



Oreksin uyanıklık sırasında sinaptik aralıktan salınarak uyanıklığı aktive etmek için beynin bir çok bölgesinde aktivitesini arttıran bir nöropeptid

  • Oreksin uyanıklık sırasında sinaptik aralıktan salınarak uyanıklığı aktive etmek için beynin bir çok bölgesinde aktivitesini arttıran bir nöropeptid

  • Oreksin aktivitesinin en yoğun olduğu bölgeler Locus coeruleus, raphe nucleusu ve tuberomamiller nükleustur.

  • Oreksin uyanıklığı stabilize ederek REM ya da non-REM uyku dönemlerinin uyanıklık içerisine uygunsuz bir şekilde geçişini engellemektedir.



Oreksinin narkolepsideki önemi ilk kez hayvan modellerinde tanımlanmıştır.

  • Oreksinin narkolepsideki önemi ilk kez hayvan modellerinde tanımlanmıştır.

  • Narkoleptik hastalarda oreksin eksikliği olduğu ortaya konmuştur.

  • Katapleksi (+) narkolepsi hastalarının %90’ında BOS’ta oreksin ya hiç yok ya da çok düşük seviyede bulunmaktadır.

  • Otoimmün ya da nörodejeneratif süreçlerin oreksin nöronlarında kayba yol açtığı düşünülmektedir.

  • Katapleksi (-) narkolepsi hastalığının BOS’ta normal oreksin düzeyleri ile giden farklı bir hastalık olabileceği de ileri sürülmektedir.



Genellikle sporadik olmakla birlikte genetik faktörler de hastalığın gelişiminde önemli rol oynamaktadır.

  • Genellikle sporadik olmakla birlikte genetik faktörler de hastalığın gelişiminde önemli rol oynamaktadır.

  • Narkolepsi hastalarının %50-90’ında HLA DR2 and DQB1*0602(+)’tir.

  • Çevresel faktörlerin hastalık gelişiminde daha önemli rol oynadığı, tek yumurta ikizlerinde hastalık görülme oranlarının %25 olduğu bildirilmektedir.

  • Nadir vakalarda narkolepsi tüm aile bireylerini etkleyebilmektedir..



Orta beyin yaralanmalarında narkolepsiye benzer semptomlar ortaya çıkmaktadır.

  • Orta beyin yaralanmalarında narkolepsiye benzer semptomlar ortaya çıkmaktadır.



Tümörler, vasküler malformasyonlar ve inme en sık bildirilen sekonder narkolepsi sebepleridir.

  • Tümörler, vasküler malformasyonlar ve inme en sık bildirilen sekonder narkolepsi sebepleridir.

  • Bu intrakranyal süreçlerin oreksin nöronlarında ya da projeksiyonlarında hasar oluşturarak narkolepsi semptomlarına yol açtığı düşünülmektedir.

  • Tüm sekonder narkolepsi hastalarında kognitif, motor ya da göz küresi hareketlerinde bozukluğun eşlik ettiği nörolojik muayene bulguları mevcuttur.

  • Dolayısıyla normal nörolojik muayene bulguları olan bir hastadan görüntüleme tetkiki istemek gereksizdir.



Polisomnografi

  • Polisomnografi

  • Multiple Sleep Latency Test (MSLT)

  • Noktürnal polisomnografi ve MSLT spesifik bir zaman periyodu içerisinde ortaya çıkan uykunun miktarı ve özelliklerini belirleyerek tanıya destek olur.



Sabah kalkıştan 1.5-3 saat sonra başlayan, 2 saat aralıklarla yapılan 4-5 test

  • Sabah kalkıştan 1.5-3 saat sonra başlayan, 2 saat aralıklarla yapılan 4-5 test

  • Sağlıklı erişkinlerde uykuya dalış süresi 10 dakikanın üzerindedir.



Narkolepsi hastalarında uyku latansı 5 dakikanın altındadır.

  • Narkolepsi hastalarında uyku latansı 5 dakikanın altındadır.

  • Narkolepsi hastalarında testlerin en az iki ya da daha fazlasında REM uykusu ile başlayan uyku periyodunun bulunması narkolepsi tanısını destekleyen temel özelliklerden biridir.



MSLT ‘de %20-30 oranında yanlış negatif sonuçlar alınabilir.

  • MSLT ‘de %20-30 oranında yanlış negatif sonuçlar alınabilir.

  • Hastadan alınan öykü kuvvetle narkolepsiyi düşündürüyorsa ve MSLT negatif ise test mutlaka tekrarlanmalıdır

  • Yaş arttıkça uyku latansının uzaması ve REM ile başlayan uyku periyodlarının daha az ortaya çıkması nedeniyle MSLT’nin tanıya yardımcı olmadaki duyarlılığı azalabilir



Yalancı pozitiflik: REM ile başlayan uyku periyodları başka hastalıkların seyrinde de olabilir.

  • Yalancı pozitiflik: REM ile başlayan uyku periyodları başka hastalıkların seyrinde de olabilir.

  • -uyku deprivasyonu

  • -tedavi edilmemiş uyku apnesi

  • -gecikmiş uyku fazı sendromu

  • -depresyon



REM uykusunu baskılayan ilaçlar (TCA, SSRI) ya da bu ilaçların kesilmesi REM uykusu ile başlayan uyku periyodlarına yol açabilir.

  • REM uykusunu baskılayan ilaçlar (TCA, SSRI) ya da bu ilaçların kesilmesi REM uykusu ile başlayan uyku periyodlarına yol açabilir.

  • Bu tür ilaçların MSLT yapılmadan en az 3 hafta önce kesilmesi gereklidir.



Katapleksi (+):

  • Katapleksi (+):

    • Hipotalamik lezyonlar
    • Prader-Willi sendromu
    • Niemann-Pick hastalığı tipC
    • Norrie hastalığı
  • Katapleksi (-):

    • - OSA
    • - PLMD
    • - İdiyopatik hipersomni


Tedavinin ana temeli

  • Tedavinin ana temeli

  • -Gündüz uykululuğun tedavisi için stimülan ilaçlar

  • -Katapleksi tedavisi için REM uykusunu baskılayan ilaçlar

  • Gündüz uykuları ve uyku hijyeni

  • Psikososyal destek



Birçok hastada uyanıklığı sağlayacak ilaçlara ihtiyaç duyulmaktadır

  • Birçok hastada uyanıklığı sağlayacak ilaçlara ihtiyaç duyulmaktadır

  • Bu ilaçlar reaksiyon zamanını ve araç kullanma simülasyonları ile ölçülen performans düzeyini arttıran ilaçlardır

  • İlaçlarla performans genellikle normal kontrol seviyesinin %70-80’inin aşmamaktadır

  • Amaç hastaların uyanık kalınan saatlerde normal uyanıklık düzeyinde tutulabilmesidir.



Non-amfetamin “uyanıklık sağlayıcı” bir ilaçtır.

  • Non-amfetamin “uyanıklık sağlayıcı” bir ilaçtır.

  • Etki mekanizması henüz tam olarak anlaşılamamıştır

  • Biyoyararlanımın en yüksek olduğu seviyeye ilaç alımından 2 saat sonra ulaşılır

  • Kullanımı kolaydır.

  • Tolerans gelişmez



  • Yapılan plasebo kontrollü büyük çalışmalarda MWT ve Epworth Uykululuk testlerinde belirgin olarak iyileşme elde edilmiştir.

  • Karaciğer tarafından metabolize edilen modafinil sitokrom P450 enzim sistemini indükler, dolayısıyla oral kontraseptiflerin etkinliğini azaltır.



Tipik doz şeması sabah alınan 200-400mg günlük dozdur.

  • Tipik doz şeması sabah alınan 200-400mg günlük dozdur.

  • Bu doz sabah erken saatlerde ve öğlen saatlerinde alınacak 2 doza bölünebilir.

  • Yan etkileri azdır, en sık görülen yan etkiler başağrısı, bulantı, ağız kuruluğu, iştahsızlık ve ishaldir.

  • Sempotomimetik etkilerinin olmaması modafinili hipertansiyonu ve kalp hastalığı olan yaşlı hastalar için de iyi bir seçenek haline getirmektedir.



1930’lardan beri uykululuğun kontrolü için kullanılmaktadır

  • 1930’lardan beri uykululuğun kontrolü için kullanılmaktadır

  • Metilfenidat, Dekstroamfetamin

  • Etkinlikleri iyi olmakla birlikte sempatomimetik yan etkileri çoktur.

  • Pemoline ölüme sebebiyet verecek düzeyde hepatotoksik olduğundan rutin olarak kullanılmamaktadır.



Katapleksi (+) narkolepsi hastalarının %30’u tedaviye ihtiyaç göstermektedir.

  • Katapleksi (+) narkolepsi hastalarının %30’u tedaviye ihtiyaç göstermektedir.

  • Beyin sapında REM uykusunun oluşumunu baskılayan 2 madde norepinefrin ve serotonindir.

  • Noradrenerjik ve serotonerjik aktiviteyi arttıran ilaçlar REM uykusunu, dolayısıyla katapleksiyi baskılarlar



TCA: Protiptilin ve klomipramin (çok etkili, ancak antikolinerjik yan etkileri nedeniyle kullanımı kısıtlı)

  • TCA: Protiptilin ve klomipramin (çok etkili, ancak antikolinerjik yan etkileri nedeniyle kullanımı kısıtlı)

  • Yeni antidepresan ilaçlardan venlafaxin ve fluoksetin etkili ve iyi tolere edilebilir ilaçlar

  • Bu ilaçların ani olarak kesilmesi status kataplektikus adı verilen süreklilik gösteren katapleksiye yol açabilir.



2002- FDA tarafından katapleksi tedavisi için onaylanan bir ilaç(GABA metaboliti)

  • 2002- FDA tarafından katapleksi tedavisi için onaylanan bir ilaç(GABA metaboliti)

  • Ağır kataplektik atakları olan hastalarda özellikle tercih edilmekte

  • Gündüz uykululuk halini de engelleyebiliyor

  • Kataplekside etki mekanizması bilinmiyor



Yan etkileri bulantı ve dengesizlik (%30)

  • Yan etkileri bulantı ve dengesizlik (%30)

  • %14 oranında idrar kaçırma ve uyurgezerlik

  • Kötüye kullanım potansiyeline sahip

  • Anksiyete, deliryum ve uykusuzluk

  • Aşırı dozda respiratuar depresyon, koma ve ölüm





Yüklə 445 b.

Dostları ilə paylaş:




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə