15
Karl Marks
Kapital I
ALMANCA BÝRÝNCÝ BASKIYA ÖNSÖZ
ÞÝMDÝ birinci cildini kamuoyuna sunduðum yapýt, 1859da yayým-
lanan Ekonomi Politiðin Eleþtirisine Katký adlý yapýtýmýn devamýný oluþ-
turur. Birinci kýsým ile onun devamý arasýndaki uzun aralýk, çalýþmamý
tekrar tekrar kesen, uzun yýllar süren bir hastalýktan ötürüdür.
Daha önce yapýtýn içeriði, bu cildin ilk üç bölümünde özetlenmiþ-
tir. Bu, yalnýzca, aradaki iliþki ve bütünlük yönünden yapýlmamýþtýr.
Konunun sunuluþu da. geliþtirilmiþtir. Daha önceki kitapta yalnýzca doku-
nulup geçilen birçok nokta, koþullarýn elverdiði ölçüde, burada, daha
tam olarak iþlenmiþken; öte yandan, orada ayrýntýlý olarak ele alýnan
noktalara bu ciltte yalnýzca deðinilmiþtir. Nitekim, deðer ve para teorileri
tarihi üzerine olan bölümler, tamamen dýþarda býrakýlmýþtýr. Bununla
birlikte, daha önceki yapýtýn okuru, birinci bölümün dipnotlarýnda, bu
teorilerin tarihi
[sayfa 15]
ile ilgili ek baþvurma kaynaklarý bulacaktýr.
16
Karl Marks
Kapital I
Her baþlangýcýn güçlüðü, bütün bilimler için geçerlidir. Bu yüz-
den, birinci bölümün, özellikle de metaýn tahlilini kapsayan kesimin
anlaþýlmasý, daha zor olacaktýr. Özellikle deðerin özü ve deðerin büyük-
lüðünün tahlili ile ilgili yerleri, elden geldiðince herkesin anlayabileceði
gibi yazdým.
1
Tam geliþmiþ hali para-biçimi olan deðer-biçimi, son derece
kolay ve yalýndýr. Bununla birlikte, insan aklý, iki bin yýldan fazla zaman-
dan beri boþ yere bunun sýrrýný kavramaya çalýþýrken, öte yandan, çok
daha karýþýk ve karmaþýk biçimlerin baþarýlý tahliline, hiç deðilse bir
yaklaþým saðlanmýþtýr. Niçin? Çünkü, organik bir bütün olarak bir cisim,
bu cismin hücrelerinden daha kolay incelenir de ondan. Ayrýca, ekonomi
biçimlerinin tahlilinde ne mikroskoptan yararlanýlabilir, ne de kimyasal
ayýraçlardan. Her ikisinin de yerini, soyutlama gücü almalýdýr. Ancak,
burjuva toplumda emek ürününün meta-biçimi ya da metaýn deðer-
biçimi ekonomik hücre-biçimidir. Bu biçimlerin tahlili, sýð bir göz-
lemciye, küçük ayrýntýlar gibi gelebilir. Aslýnda da, küçük ayrýntýlar üzerin-
de durulmaktadýr, ama týpký mikroskobik anatomide yapýldýðý gibi.
Bu nedenle, deðer-biçimi üzerine olan kesim dýþýnda bu cilt, zor
anlaþýlýyor diye suçlanamaz. Ben, burada, elbette, yeni bir þey öðrenmek
isteyen, dolayýsýyla da kendi baþýna düþünme çabasýnda olan okuru
kastediyorum.
Fizikçi, fiziksel olgularý, ya en, tipik biçimde olduklarý, bozucu
etkilerden en uzak bulunduklarý yerlerde gözlemler, ya da olanaklýysa,
olayýn en normal biçimde geçmesini saðlayacak koþullar altýnda deney-
ler yapar. Ben, bu yapýtta, kapitalist üretim tarzýný ve bu tarza tekabül
eden üretim ve deðiþim koþullarýný inceleyeceðim. Bugüne kadar, Ýn-
giltere, bunlarýn klasik yurdu olmuþtur. Teorik düþüncelerimin geliþmesi
içinde, Ýngilterenin baþlýca örnek olarak gösterilmesinin nedeni iþte
budur. Ancak eðer
[sayfa 16]
Alman okur, Ýngiliz sanayi ve tarým iþçilerinin
durumuna omuz silker, ya da iyimser bir biçimde Almanyada iþlerin
bu kadar kötü olmadýðý düþüncesiyle kendini avutursa, ona açýkça þunu
söylemeliyim: De te fabula narratur!
2
Aslýna bakýlýrsa, konu, kapitalist üretimin doðal yasalarýnýn sonu-
cu olan toplumsal uzlaþmaz karþýtlýklarýn þu ya da bu derecede geliþmiþ
olmalarý deðildir. Burada sözkonusu olan, bu yasalarýn kendileridir, kaçý-
nýlmaz sonuçlara doðru katý bir zorunlulukla iþleyen bu eðilimlerdir.
1
Ferdinand Lassalleýn Schulze-Delitzshe karþý yazdýðý yapýtýn benim bu konular üzerindeki
açýklamalarýmýn entelektüel özünü verdiðini iddia ettiði kýsmýnda bile önemli yanlýþlar olduðuna
bakýlýrsa, bu, daha da gerekli oluyor. Ferdinand Lassalleýn iktisat üzerine olan yapýtlarýndaki
bütün genel teorik önermelerinde, örneðin sermayenin tarihsel karakteri, üretim koþullarý ile
üretim biçimi arasýndaki iliþki vb. üzerine olan önermeleri, benim koyduðum terminolojiye
varýncaya kadar, kaynak belirtmeksizin, hemen hemen sözcüðü sözcüðüne benim yazýlarýmdan
almasý herhalde propaganda amacý için yapýlmýþ olabilir. Benimle hiç bir ilgisi olmadýðý için,
onun bu önermeleri ayrýntýlarý ile nasýl iþlediði ve uyguladýðý konusunda elbette hiç bir þey
söylemiyorum.
2
Bu öyküde senin sözün ediliyor. (Horace) -ç.
17
Karl Marks
Kapital I
Sanayi yönünden daha çok geliþmiþ bir ülke, daha az geliþmiþ olan ül-
keye ancak kendi geleceðinin imgesini gösterir.
Ama bunu bir yana býrakalým. Kapitalist üretimin Almanlar arasýn-
da iyice yerleþtiði yerlerde (örneðin fabrikalarda) içinde bulunulan
koþullar, Fabrika Yasalarýna benzer yasalarýn bizde bulunmamalarý nede-
niyle, Ýngiltereden daha da kötüdür. Öteki bütün alanlarda, biz, Batý Ký-
ta Avrupasýnýn tüm geriye kalan yerlerinde olduðu gibi, yalnýzca kapitalist
üretimin geliþmesinin deðil, bu geliþmenin tamamlanmamýþ olmasýnýn
da acýsýný çekiyoruz. Modern kötülüklerin yanýsýra, dünün mirasý olan
bir sürü kötülüklerin; çok eski üretim biçimlerinin alttan alta hâlâ sürüp
gitmelerinden doðan ve bunlarýn kaçýnýlmaz olarak beraberinde getir-
dikleri çaðdýþý toplumsal ve siyasal iliþkilerin altýnda eziliyoruz. Yalnýzca
yaþayanlardan deðil, ölülerden de acý çekiyoruz. Le mort saisit le vif!
3
Almanyanýn ve geriye kalan Batý Kýta Avrupasýnýn toplumsal ista-
tistikleri, Ýngilteredekilere oranla acýnacak durumdadýr. Ama gene de,
arkasýndaki meduza baþýný þöyle bir görmemize yetecek kadar perdeyi
aralýyorlar. Hükümetlerimiz ve parlamentolarýmýz, Ýngilteredeki gibi, za-
man zaman, ekonomik koþullarý inceleyecek komisyonlar kursa; bu
komisyonlara gerçeði araþtýrmak için ayný biçimde tam yetkiler verilse;
bu görevler için Ýngilterenin fabrika denetmenleri, halk saðlýðý konusun-
daki saðlýk raportörleri, kadýnlar ile çocuklarýn sömürülmesi, konut ve
beslenme konularýný inceleyen komiserler gibi yetenekli, tarafsýz ve
saygýn insanlar bulunabilse; bizdeki durumu görüp dehþete düþerdik.
Perseus, avladýðý devler kendisini görmesin diye sihirli bir baþlýk giyerdi.
Biz ise, devlerin varlýðýný görmemek için, sihirli baþlýðý gözlerimize
[sayfa
17]
ve kulaklarýmýza kadar indiriyoruz.
Bu konuda kendimizi aldatmayalým. Amerikan baðýmsýzlýk savaþý,
18. yüzyýlda, Avrupa orta sýnýfý için uyarý çanýný nasýl çaldýysa, Amerikan
iç savaþý da, 19. yüzyýlda, Avrupa iþçi sýnýfý için ayný þeyi yaptý. Ýngilterede
toplumsal kargaþanýn gidiþi gözle görülür haldedir. Bu durum, belli bir
noktaya ulaþtýðýnda, Kýta Avrupasýný da ister istemez etkileyecektir. Ora-
da, bu, iþçi sýnýfýnýn kendisinin geliþme derecesine göre, ya daha yaba-
nýl ya da daha insancýl bir biçim alacaktýr. Bunun için, yüksek insancýl
düþüncelerden ayrý olarak, bugün egemen olan sýnýflarýn en önemli çý-
karlarý, onlara, iþçi sýnýfýnýn serbestçe geliþmesini engelleyen, yasal olarak
kaldýrýlabilir bütün engellerin kaldýrýlmasýný buyuruyor. Bu nedenle de,
bu ciltte, öteki þeyler yanýnda, Ýngiliz fabrika mevzuatýnýn tarihine, ayrýn-
týlarýna ve sonuçlarýna geniþ yer verdim. Bir ulus, öteki uluslardan birçok
þeyler öðrenebilir ve öðrenmelidir de. Bir toplum, kendi hareketinin
doðal yasalarýný ortaya çýkarmak için doðru yola girmiþ olsa bile bu ya-
pýtýn son amacý da, zaten modern toplumun ekonomik hareket yasasýný
ortaya çýkarmaktýr bu toplum, normal geliþmesinin birbirini izleyen
3
Ölüm, yaþayaný yakalar. -ç.