Kafkasya’da hriSTİan türkler ve gagauz izleri



Yüklə 79,5 Kb.
tarix20.08.2018
ölçüsü79,5 Kb.
#63675

KAFKASYA’DA HRİSTİAN TÜRKLER VE GAGAUZ İZLERİ
Ali Şamil Hüseyin oğlu,

Azerbaycan Milli Bilimler Akademisi Folklor Enstitüsü,

Bakü –Azerbaycan.
Özet: Son zamanlara dek Hristianlığın Girigoryan inancına sahip olanları Ermeni gibi tanıtmak ilmi araştırmalarda da, medyada da bir geleneğe çevrilmiştir. Müslüman adı altında bu dine inanan Araplar, Türkler, Kürtler, Farslar ve s. milletler olduğu gibi Grigoryanlar arasında da Ermenilerle birlikte Türkler, Kürtler, Udinler ve s. olmuştur. Onlardan tekçe Udinler günümüze dek eski inançlarını saklamışlar.

Günümüzde Kafkasya’da Gürcüler, Ermeniler, Abhazlar, Urumlar, Udinler hiristian dinindedirler. Kaynaklar ise onu gösterir ki, eski çağlarda Kafkasya’da hristian dinine inanan halkların sayı çok olmuştur. Burada hatta Gagauz izlerine de rastlanılıyor.

Kaynaklarda Azerbaycan'da orta yüzyıllarda Gagauz köyünün varlığı; Azerbaycan’ın bölgelerindeki Komrat baba dağı, o dağdaki pir hakkında malumat; Oğuz ilçesindeki Daşağıl ve Bucak köylerinin Gagauz Yeri’ndeki aynı köyle karşılaştırılması gibi konular bildiride yer alacak ve inceleneniyor.

Anahtar sözler: Kafkasya’da hiristian Türkler, Urumlar, Yunanlar, Azerbaycan, Gagauz Yeri, Komrat, Bucak.


Giriş.

XIX-XX yüzyıllarda Azerbaycan ve Ermeni medyasının yanısıra yabancı araştırmacıların ve bilim adamların eserlerinde 400 civarında milliyetçe Ermeni olan Aşığın Türkçe saz kullanıp çaldıkları ve de okuduklarına dair yazılıp çizilmiştir. Bu şahısların miiliyetine her nedense dikkat yöneltilmemiş ve devamlı dini inançlarına göre Ermeni olarak adlandırmışlardır.

Türk, Ermeni ve Gürcü dillerinde şiirler yazan Sayat Nova bir şiirinde kendi hakkında

Vesline eyledi erk Sayat Nova,

Mecnuna, Ferhada görk Sayat Nova.

Aşıq Sayat Nova, Türk Sayat Nova… diye yazsa da kimse buna dikkat çekmemiştir.

Son yıllarda Türkiye, Azerbaycan ve Ukrayna’da oturan hiristan Türkler’le ilgili araştırmalara rastlanıyor. Bu çalışmalar da daha önce yapılan çalışmaların tekrar gözden geçirilmek gereğini sergilemekte.

Rusya sömürgecileri XIX. yüzyılda Osmanlı’dan hiristian Türklerin bir kısmını işgal ettikleri bölgelere göç ettiriyorlar. Bununla yetinmeyen bu sömürgeci güç, işgal halklara kendilerice bir politika uygulamaya başlıyorlar. Türkçe konuşan halklara eskiden Yunan ve ya Bulgar oldukları yalan dolan fikirleri dayatmaya çalışıyorlar. Guya ,Osmanlı yetkilileri onlardan “Ya dinlerini, ya da dillerini” değişme zorunlu uygulamayı koyduklarında, onlar zor durumda dinlerini koruyarak dillerini değiştirmeye kalkışmışlardır.

Buna karşın, Gagauz din adamı, protorey Mihail Çakır bu gibi düşüncelere karşı çıkarak soy itibarıyle Türk olduklarını, inanışların ortodoks hiristian dini olduğunu yazmış ve bununla halkının asimlesine karşı durmuştur.

Ne yazık ki, Kafkasya’ya göç eden hiristian Urum Türklerin arasında Gagauzlar’ın Mihail Çakır gibi bir din adamı olmadığından dolayı onlar bu tür sıkıntıları çekmek zorunda kalmışlar ve daha da hala asimle olmuşladır.

Rusya tarafından XIX yüzyılda Gürcüstan’a göç etdirilen Urumlar (istatistik kaynaklarda Yunan, Grek, Berzen vb. gibi adlarla kayt ediliyor) Rus dilinde okuduklarına göre son yıllar zor durumda kalmışlardır. 1960-1980 yıllarda onlar Yunanıstan’a göç ettirildikler ise de Gürcistan Sovyetler Birliği’nden koptuktan sonra onlar daha çok Kuzey Kafkasya’ya yerleşmeye başlamışlar. Bunun sebeplerden biri Gürcistan’ın ekonomik durumu, diğer sebep ise Gürcü dilinin devlet diline çevrilmesidir. Evlerinde, ailelerinde bugün de Türkçe konuşan, okulda Rusça öğrenen Urumlar Gürcü dilini iyice bilmediklerinden zor durumda kalıyorlar.

XVIII-XIX esirlerde Osmanlıda Gürcistan’a göçürülmüş, bu gün Gürcistan’da, Rusya’da, Yunanıstan’da ve b. ülkelerde yaşayan Urum, Yunan, vd. hristian Türkler gerek konuşmaları, gerek ise etnik yapıları itibariyle Gagauzlar’dan farklılık göstermemekteler .. Aynı kökten ve dine sahip olan Gagauz Türkleri tıpkı Urum Turkleri gibi sımsıkı hayata bağlanmış ve kendi köklerine sahip çıkmaktalar.



1. Azerbaycan'da Gagauzların tanıtılması

Azerbaycan medyasında Gagauzlar’la ilgili makaleler 1930 yıllından itibaren görünmeğe başlıyor. Araştırıcı Emin Abid 1928 yılda tamamladığı “Türk halk edebiyatında mani nevi ve Azerbaycan bayatilerinin hususiyeti (Beş bin bayatı-manı üzerinde yapılmış bir teteböönamedir)” makalesini “Azerbaycanı öyrenme yolu” dergisinin 1930 yılda yayımlanan 4-5(9-10) saylarında bastırıyor. Şu araştırmada gagauz manilerinden de söz açılıyor. Maalesef 1937 yıl irticası bu işi durdurdu ve 1960 yıllardan Azerbaycan'da yeniden Gagauzlara ilgi artdı. Gagauz konusu radyo, televizya yayınlarında, gazete ve dergilerde görünmeye başladı. Yıllar ilerledikçe onların da sayıları artmaya başlamıştır. Diğer halklar ile kıyasladığında Gagauzlar sayıca az olmalarına rağmen Azerbaycan’da onlara karşı ilgi büyük olmuştur. Azerbaycan'da birkaç araştırıcı, yazar, gazeteci zaman-zaman Gagauzlar hakkında oldukça değerli makaleler yazmış, bilgiler vermiştir. Azerbaycan özgürlüğüne kavuştuktan sonra, gerek Azerbaycan topraklarında gerek ise ülke dışında Türk halklarını ve toplumlarını tanıtmak için kendine bir misyon üstlenmiştir. Azerbaycan Devlet Neşriyatı “Dünya Türkleri” başlığı ile kitaplar yayınlamağı planladı. Maalesef “Ahıska Türkleri”, “Uygurlar”, “Gagauzlar” adında broşürler basıldıktan sonra bu iş dayandırıldı. “Gagauzlar” kitabının basımından önce Gagauzlar hakkında değerli makaleler yazan Güllü Yoloğlu’nun (Yoloğlu, 1996) hazırladığı kitap ise Azerbaycan okucuyuların dikkatini çekmiştir.

Ne yazık ki, bugüne dek ülkemizde basılmış olan makaleler gereken şekilde değerlendirilmemiş ve bu konuda bibliyografi bile hazırlanmamıştır.

Azerbaycan'da Gagazlar’la ilgili makaleler, kitaplar yayınlandıktan sonra çalışmalar burada tamamlanmamış, tam aksine daha da hız kazanmıştır. Buna istinaden Gagauzlar için milli kadrolar hazırlanmaya başlanmıştır. Böyle ki, Dionis (Deniz) Tanasoğlu 1965 yılda Azerbaycan İlimler Akademisi Dil ve Edebiyat Enstitüsü’nde akademik Memmedağa Şireliyev’in başkanlığında «Çağdaş Gagauz dilinde tabeli mürekkep cümle» konulu doktora çalışmasını hazırlamış; (Şamil, 2006:177), Fedora (Tudora) Arnaut 1999 yılda Azerbaycan İlimler Akademisi Nizami adına Edebiyat Enstitüsü’nde Prof.Dr. Kara Namazov’un danışmanlığı altında “Gagauz folklorunda mani nevi (Türkiye ve Azerbaycan mani-bayatı örnekleriyle karşılaştırma ) (Arnaut, 1999), ve Valentina (Güllü) Karanfil 2005 yılda Azerbaycan İlimler Akademisi Nesimi adına Dilcilik Enstitüsünde Prof. Hasan Guliyev ve Prof. Dionis Tanasoğlu’nun danışmanlığı altında “Gagauz dilinin leksikasında maişet sözleri” (Karanfil, 2004) doktora çalışmalarını yazarak filoloji ilmeleri namzedi alimlik derecesi ( filoloji dalında doktor unvanını ) almışlar.

Sovyetler Birliği’nin çöküşü ile birlikte birçok Gagauz gencine Azerbaycan’ın yüksek öğretim kurumları kapılarını açmış ve Gagauz Yeri’nden bu akın başlamıştır. Onların sayı 60 ı geçmiştir. Burada belirtmek gerekir ki, yeni kurulan Azerbaycan’ın devrimci ilk Cumhurbaşkanı Ebülfez Elçibey’in büyük katkıları vardır. Hatta kendisinin devamlı bu öğrencilerle bizzat ilgilenmeleri büyük bir olgudur. Ülkeye gelen Gagauz öğrencileri sanat, tarih, kültür, dil, hukuk, uluslararası ilişkiler ve diğer alanlarda eğitim gördüler ve birçoğu eğitimlerini tamamladıktan sonra memleketlerine dönmüşlerdir. Maalesef bu gelişmeler son yıllarda durduruldu ve öğrenci gelişi tamamıyla kesildi.

İlk bakışta Azerbaycan-Gagauz ilişkilerinin iyi ve sıkı olduğu görülse dahi bu araştırmaların yetersiz olduğu bir gerçektir. Bu nedenle de Azerbaycan’da Gagauzlar ile ilgili malzemenin varoluşunu ortaya çıkarmak için sistemli bir araştırma yoluna gittik.


2.«İrevan eyaletinin mufassal defteri» Gagauzlar hakkında anlatıyor

Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra 15 respublika adlandırılan devletler kendi bağımsızlıklarını ilan edip kendi demokrasi yolunu çizmiş bulunmuşlardır. Azerbaycan özgürlüğünü kazandıktan sonra kendi tarihine, kültürüne sahip çıkmasına imkân yarattı. Bu olumlu değişiklikleri dikkate alan akademik Ziya Bünyadov ve tarih ilimleri adayı Dr. Hüsamettin Memmedov (Qaramanlı) İstanbul’da Başbakanlık arşivinde bulunan Azerbaycan tarihine ait belgelerden bir kısmını 1996 yılda Bakıda «Elm» neşriyatında kiril alfabesinde bastırmışlardır (İrevan,1996). Elimize geçen bir belge ise vergi defteri niteliğini taşımaktaydı. Bu defterdeki bilgiler şunu içeriyordu: 16.yüzyılın sonlarında Safavi ve Osmanlı devletleri arasında dokuz yıl süren savaşa son verilmiş 1590’da anlaşma imzalanmıştı. Safaviler’in Kuzey Batı bölgeleri Osmanlı devletine katıldı. Yeni bölgede vergi toplanmasını nizama koymak için Osmanlı memurları siyahiye ( kayıt belgesi) alma geçiriyorlar. İşte bu siyahiye alma defterlerinden biri «İrevan eyaletinin mufassal defteri» adlanırdı. Bu değerli kaynağın 210 sayfasında (İrevan, 1996:171) İrevan eyaletinin Garni nahiyesinde Gagauz adında bir köy olduğu gösterilir. Dana sonraki dönemlerde ise bu bölge Safevi ve Osmanlı savaşlarında elden ele geçir. Osmanlılar bu bölgeyi tekrar ele geçirdiklerinde 1728’de vergi defterini yeniletirler.


3. Gagauzlar Aziz Alekperlinin araştırmasında

Bölgenin tarihin öğrenen araştırıcı Aziz Alekperli yazır: “İrevan eyaletinin müfessel defteri"nde (1590) Gerni nahiyesinin Gagauz köyü, “İrevan eyaletinin icmal defteri"nde (1728) ise

haman nahiyenin Gafavus köyü gibi kayda alınmıştır, lakin defteri çapa hazırlayanlar köyün adını düzgün okuya bilmediklerinden Gafavus adından sonra sual (?) işareti koymuşlar. Köyde Hasan adlı şahsin tımarından devletin muhtelif vergiler şeklinde ilde 3.000 ağca gelir alındığı de haman belgede gösterilmiştir.

İ. Şopende (1832) ise Kakavus adl ile Gernibasar mahalının haraba köyleri listesinde vermiştir ki, bu da onun 1826-1829 yıllarda Rusya-İran, Rusya-Osmanlı savaşları zamanı büyük dağıntılara maruz kalmasından ireli gelirdi”. (Alekberlı, 2002:449)

Aziz Alekberlı Budak Budakov ve Kiyasettin Geybullayevin Gagauz toponimini Orta Asiya türklerinin dillerindeki "qala xarabalığı" anlamında "kaka" sözünden ve yunan dilindeki us ekinden ibaret olması fikrice razılaş mır. Onun fikrince adın her iki komponenti Türk dilindedir. Fikrini de böyle izah ediyor: “ …burada sohbet Gagauz (Gaga-uz, yeni "ata uz", "büyük uz") Türklerinin adından gede biler ve gitmelidir. Gerbi Azerbaycan arazisinde Uz tayfasının adı ile bağlı toponimlere ne kadar tez-tez rast gelinmesi berede bu kitabın 1 cildinde, Vedibasar mahalı arazisindeki bezi köylerden (Kotuz, Küsüs, Heyranus, Hakıs ve s.) danışırken etraflı bahsi etmişiz . Bununla bele bir daha hatırlatmak istiyoruz ki, toponimlerdeki uz komponenti bir nece mana taşıya biler: 1. eski Türk tayfalarından olan Uz tayfasının adını; 2. taraf, yan anlamını; 3. Türk dillerindeki "dere" anlamını 4. cem şekilcisi gibi.

Son olarak hatırlatmak istiyoruz ki, "İrevan eyaletinin mufessel defteri"nde (1590) Kavis adlı köyü, İ.Şopende (1832) ise Kavusdar (Gavuslar –A.A.) adlı monastır da kayde alınmışdır ki, biz bütün bu toponimleri eyniköklü hesab edirik“. (Alekberlı, 2002:449)

Maalesef artık bu bölgeden 20 yüzyılda Türkler kovulmuş, yerinde Rusya’nın yardımıyla Ermenistan Cumhuriyeti kurulmuştur. Şimdi orada Gagauz köyü adında bir köye rastlanılmıyor. Bulgaristan’ın başkenti Sofya’da Kiril və Mefodi kitaphana’sında «Defteri sicili livayi İrevan» adlı bir vergi defteri de mevcuttur.. Bu belge bugüne kadar yayımlanmadığı için bu yerde Gagauz adında köyün olup olmadığı bilgilerine ulaşmamız zordur.
4. Gagauzların ve Azerbaycan yer adlarında Bucak kelimesin anlamı.

Azerbaycan’ın Kuzeybatı bölgelerinde folklor malzemeleri derlenirken Bucak köyleri ve bu adlı toponimler dikkatimi çekmişti. Oğuz rayonunun Baş Daşağıl köyüne malzeme topladık. Köyün çevresinde çoklu kabristanlıklar var. Çok eskilerinin baştanları böyle toprakta itmiştir. Köyden aşağıda ise hiristian mabedinin harabelikleri kalır. Burada araştırılma aparılmamıştır. Baş Daşağıldan rayon merkezine geden yolun solunda Bucak adlı köy var. Şu köy hakkında “Azerbaycan toponimleri. Ansiklopedik luğet” kitabında yazılıp: “Bucak-Oğuz rayonunda köy. Baş Kafkas silsiləsinin eteğindedir. Asil adı Bucak Daşağıl. 19 yüzyılda köy arazisinde Güllü Bucaklı adlı icma vardı. Bölündükten sonra bir hissesi Daşağıl köyü yakınlığında yerleştiğine göre Bucak Daşağıl, diğer hissesi ise Muhas köyü yakınlığında olduğuna göre Muhas Bucak adlandırılmıştır. Köy Kozlu çayın sahilinde yerleşdiyine göre Kozlu Bucak da adlanırdı. Topoiım Bucak tayfasının adı ile alakadardır. Eskiden Azerbaycan’da Bucak adlı 7 köy vardır. Bucak etnonimi ile bağlı toponimler Kafkas da geniş yayılmıştır. 13 yüzyılda Moğollar Kıpçakları Şimali Kafkasda sıkıştırdıktan sonra bir hissesi, o cümleden Bucaklar Azerbaycan’a gelib meskunlaşmışlar. Bucaklar eski Bulgarların bir hissesi idiler. Dnepr-Dunay çayları ile Kara deniz arasında Bucak adlı yerde meskunlaştıklarından eski Bulgarların bir hissesi bu adı kabul etmiştiler. Hamin arazi Yunan kaynaklarında Okloss(künc, bucak) adlandırılırdı. Toponimin yayılma arenalı geniştir. Moldova arazisindeki cenup-şarki Bessarabiya düzü Bucak düzü adlanır. Türkiye’de aynı adlı yaşayış meskeni, rayon arazisinde Bucak çayı, İlisu köyünde (Kag rayonu) tabunu-tiresi var”.(Azerbaycan toponimleri, 1999: 101)

Baş Daşağıl köyü yakınlığında şimdi de Koca Bucak pınarı ve Koca Bucak çayırı var.

7 Bucak köyünden günümüze 3 kalmıştır ki, onlardan biri Oğuz, ikisi Yevlağ rayonundadır.

Bölgede Otmanlı isimli bir köy de olmuştur. Burada yaşayanlar Türkçe danışan, Grigoryan inançlı insanlar olduğunu bu gün de hatırlayanlar olduğu gibi, kaynaklarda da bilgi var. 1918 yılda Rusya’nın Kafkasya’da yarattığı milli münakişe zamanı bu köy de dağıtılmıştır.
Bölgede xristian Türklerinin yaşadığına hakkta kaynaklar da meraklı bilgiler var. Nə yazık ki, bunlar geniş araştırmaya celp edilmemiştir. Emir Teymurun Kafkasya’ya yürüründen bahsi iden bir kaynaktan parçaları Aydın Memmedov dilimizə çevirip. Arapça yazılmış ve Farsçıya çevrilmiş bu kaynağın yazarı İbn Arabşahdır. Aydın Memmedova göre Amir Teymur Şamı aldıkta kendi ile Samarkanda apardığı adamlar arasında yeniyetme ibn Arəbşah da olup ve Emir Teymurun ordusuyla birlikte Şekiye gelip. Salnamesinde de gördüğü hadisələri tasvir edip. Bir neçe kaynağı karşılaştıran Aydın Memmedov “Acaibül maqdur fi navaib Timur” eserindeki Şekiye dair namelim bahisler.(Gelesen-Göresen kalasında ve etrafında 1403. yılda baş vermiş hadisələr berede malumatlar)” makalesinde yazır: “Şirvanşah Şeyx İbrahimin dilile yerli ahali gürcü yok tatar adlanır. Bu zaman bizim üçün aydınlaşır ki, hekayelerdeki(ibn Arabşahın salnamesindeki hadiselerin tasviri nazarda tutulur-A.Ş. ) gürcü sözleri millet yok, hümmet ve mezhep, yani xristian-pravoslav manasında işlenilir”(Memmedov Aydın, 2007:7, 30 Oktyabr)


5. Komrat dağı ve Komrat baba piri
Yalnız dikkati çeken dağlık bölgede yerleşen Daşağıl köyünde hiristianlık abidelerinin olması, buraya Müslümanların da başvurup ziyaret etmeleri, kışlağının Bucak adlanması değil, bölgede bugünkü Gagauz bölgesiyle ilgili başka toponimlerin de olmasıdır.

Oğuz yakınlığındaki Kabele ilinde Komrat baba adlı bir ocag-pir bulunmaktadır. Şu pir Komrat dağındadır. Sovyetler Birliği döneminde dini yerleri ziyaret etme yasağı olduğundan dolayı Komrat baba piri üzerindeki bina da yıkılıp uçmuştur. Son yıllarda orada tamir işleri götürülmüş bina yeniden kurulmuştur. Tahminim, tamir zamanı binanın eski mimarlığı korunmamıştır. Sebep, bu işi uzmanların değil amatörlerin yapmasıdır. Onlar da tamiri kendi bildikleri gibi yapmışlardır.

Komrat baba pirine genellikle çocuğu olmayanlar ziyarete-sitayişe gelir (Azerbaycan, 2005,13:502). Araştırıcı Metanet Abdullayeva Kebele rayonunun Mirzebeyli köyünde oturan 70 küsur yaşında olan Anaxanım Ağayeva’dan derlediği “Komrat” efsanesini de yayımlamıştır (Azerbaycan, 2005,13:517). Efsanede Hz. Ali’nin (Dördüncü halife Ali Abu Talib-A.Ş.) bölgeye savaşa geldiğini, burada bir hanımla evlendiğini, giderken doğacak evladına kolçağı yadigar koyup gittiğini anlatır. 7 il sonra bölgeye gelen Hz. Ali Murat adlı bir çocukla görüşür. Çocuğun dik başlılığı onun hoşuna gitmiyor ve sağ ayağıyla çocuğa “Ko-Murat” deyip dağa gönderiyor. Çocuğun düştüğü yerde büyük bir çukur meydana gelir. Hz. Ali daha sonra ise kendi doğma oğlunu atıp öldürdüğünü anlar. O günden beri burası pir yeri olarak ziyaret edilir. zamandan ora pire çevrilip.

Bu efsaneden de anlaşıldığı gibi asıl toponimik adını taşıyan Komrat yok, ancak kelime zamanla bu anlatım türüne dönüşmüştür.


Sonuc

Birçok halklar gibi, Kafkasya’da yaşayan hristian Türklerin tarihi iyice araştırılmadığından onlar günümüzde de asimle ediliyorlar. Bu halklar ne yazık ki yok olma tehlikesi ile yan yanadırlar. 20. yy 60 yıllarında Gürcüstanda yaşayan, Türkçe konuşan, provaslav inançlı halkın yunan-qrek adlandırılan halkın Yunanıstana göçürülmesine başlandı. Sovyetler Birliyi dağıldıkta ise ülkedeki karışıklık neticesinde Urumluların Rusıyaya ve Avrupa ülkelerine yaşamaya gitmeleri hızlandı. Bunun bir nedeni ekonomik sıkıntılardan dolayıydıysa, bir nedeni de Rusca okumak zorunda kalmış Urumluların hükümet idarelerinde işten çıkarılmalarıydı.

Böylece Gürcüstanın Türküye Cumhuriyeti sınırlarına yakın bölge Türkçe konuşan insanlardan boşalmağa başladı. Bu gün Bakü-Ceyhan petrol hattının, doğal kaz hattının, yeni çekilen tiren hattının ketçiyi bölgede Türklerin yerini Ermeniler ve başka halklar tutuyor. Hemen bölgede Sovyetler Birliyi dağılana dek 100 binde kadar Türkçe konuşan Urumlulay yaşayırdı. Onların bölgeni boşaltması 100 kilometre dek mesafede petrol, doğal kaz ve demiryolu hattının korunmasına ilave harçlara sebep olacaktır.

Bölgedeki hristian Türklerin abideleri ya Ermeniler tarafından benimsetiliyor, ya da yok ediliyor. Böylece kaynaklar, kabir taşları, abideler yok oluyor. Bölgenin yaşayan sakinlerin birçoğu ise 20. yüzyılın başlarında Otmanlı köyünde ve başka köylerde yaşayan hiristianların komşu hırıstian köylülerden farklı olarak, Türkçe konuştuklarını hatırlatırlar. Yazılı kabir taşları bulunsa bir ipucu bulmak mümkündür. Taşlardaki adlar hristiyan dininden gelen adlar, soy adlar ise Türk adları olursa, burada yaşayan hristianların Gagauzlar’la bağlılığını ispatlayan belge gibi değerlendirilebilirdi. Bölgede hristian Türkleri’nin yaşaması, yer adlarının Gagauzlar’ın yaşadıkları yer adı ile uyarlığı, burada yaşayanlara Gagauz denilmesi araştırıcılarımıza bölgeni inceleme açısından iyi bir başlangıç adımı olabilecek kanaatindeyiz. Bizim elde ettiğimiz bilgiler ise bu tür çalışmalar için ilk adım malzemesi olarak adlandırılabilir.


Kaynaklar
1. Abid Emin.(1930) Türk halk edebiyatında mani nevi ve Azerbaycan bayatilerinin hususiyeti (Beş bin bayatı-manı üzerinde yapılmış bir teteböönamedir), “Azerbaycanı öyrenme yolu”,sayı 4-5(9-10).

2. Arnaut Fedora,(1999) Gagauz folklorunda mani nevi(Türkiye ve Azerbaycan mani-bayatı örnekleriyle karşılaştırma) Avtoreferat, Azerbaycan İlimler Akademisi Nizamı adına Edebiyat Enstitüsün, Bakı.

3. Azerbaycan Folklor Antologiyası.(2005)(Şeri-Zaqatala folkloru), Tertibçiler: f.e.n.prof İsrafil Abbaslı, f.e.n. Oruç Aliyev, f.e.n. Metanet Abdullayeva. “Seda” neşriyatı, Bakı.

4. Azerbaycan toponimleri. Ansiklopedik luğet(1999). Azerbaycan Ansiklopedik Neşriyat Birliyi. Bakı.

5. Aziz Alekberli(2002). Gerbi Azetrbaycan. İkinci kitap, Zengıbasar, Gernıbasar ve Kırkbulak mahalları. “Ağrıdağ” neşriyatı, Bakı.

6. İrevan eyaletinin icmal defteri(1996) Araştırma, tercüme, kayd ve ilavelerin müellifleri akademik Ziya Bünyadov və tarih ilimleri namzedi Hüsameddin Memmedov(Qaramanlı) “Elm” neşriyatı, Bakı

7. Karanfil Valentin.(2004) Gagauz dilinin leksikasında meişet sözleri. Avtoreferat, Azerbaycan İlimler Akademisi Nesimi adına Dilcilik Enstitüsü, Bakı.

8. Şamilov Ali.(1986) Emin Abid bayatilerimiz hakkında. “Elm ve heyat” dergisi, sayı 11.

9. Şamil Ali, Arnaut Tudora. (1998) Emin Abid ve Gagauz manileri, Kadimliyimiz-diriliyimizdir (tedkikatlar elmi toplusu).

10. Memmedov Aydın. (2007). “Acaibül-maqdur fi nevaib Timur” eserindeki Şekiyə dair namelum bahsler. (Gelesen-göresen qalasında ve atrafında 1403-cü yılda baş vermiş hadiseler barede malumatlar), “Elm” gazetesi, 30 oktyabr, sayı 33-34(840-841).

11. Şamil Ali.(1999) Folklorcu Emin Abid. “Milli folklor” dergisi, (Ankara), sayı 42, 43.

12. Şamil Ali.(2006) İtkilerimiz. Türk dünyasının Deniz Tanasoğlu itkisi. “Dede Korqud” dergisi, sayı 4.

13. Yoloğlu Güllü.(1996) Gagauzlar, Azerbaycan Devlet Neşriyatı, Bakı.

Ali Shamil Huseyinoglu

Scientific worker in ANAS, Institute of Folklore

Baku, Azerbaijan

CHRISTIAN TURKS IN THE CAUCASUS AND GAGAUZIAN SIGNS
ABSTRACT: Introducing all the Grigorian Christians as Armenians has been a tradition in scientific researches and Mass Media. Since different nations can have faith in one religion such as Arabians, Turks, Kurds, Persians who are Muslims there are Grigorian Turks, Kurds, Udins and others not only Armenians. Among them only Udins were able to keep their old religious beliefs.

Nowadays Georginas, Armenians, Abkhazians, Urums and Udins are Christians in the Caucasus. But historical sources prove that in old times in the Caucasus there were more nations who believed in Christianity. Gagauzian signs can be found here as well.



The thesis will consider the topics such as the existence of a Gagauzian village in Azerbaijan during middle Ages; Komrat Baba Mountain in Azerbaijani regions, the information about the holy place on that mountain; Dashaghyl and Boujag villages in Oghuz region in comparison with the same villages in Gagauz region.
Key words: Christian Turks in the Caucasus, Urumus, Greeks, Azerbaijan, Gagauz

Region, Komrat, Boujag
Çap olunub: Azərbaycanda Qaqauzlarla ilgili qaynaqlar. KBATEK-in XIV Uluslararası ədəbiyyat sempozyumunum (6-10 Ekim 2007) bildiriləri. Kişinyov, 2007, səh. 327-334.





Yüklə 79,5 Kb.

Dostları ilə paylaş:




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə