İzmir Körfezini Kurtarma Şansı ve Kampanyanın Katkısı


Zararlı Maddelerin Birikimi



Yüklə 0,55 Mb.
səhifə3/8
tarix17.01.2018
ölçüsü0,55 Mb.
#21319
1   2   3   4   5   6   7   8

Zararlı Maddelerin Birikimi
Burada sözü edilen zararlı maddeler, bir yandan Cd gibi toksik mineral maddeleri, diğer yandan da polisiklik hidrokarbonlar gibi organik bileşikleri ve biyositleri kapsamaktadır. Zararlı madde bulaşmasına neden olan kaynaklar havadaki gaz halinde bulunan kirleticiler ve besin maddesinden ya da sudan besi çözeltisine geçen kirliliklerdir. Alglerin zararlı madde kontaminasyonuna etki eden dış etmenler ise genel olarak şunlardır: Kirleticilerin yükü, kültür süresi, sıcaklık ve ışık şiddetleri
Çizelge 5 : Dortmund ve Tayland da yetiştirilen mikroalgler ile Almanya'da yetiştirilen sebzelerde ve yapraklarında bulunan bazı zararlı madde miktarlarının ortalamaları (Payer, 1975).

-----------------------------------------------------------------

Zararlı Maddeler Mikroalgler Sebze ve

Dortmund Tayland Yaprakları

-----------------------------------------------------------------

Kurşun (mg/kg kuru madde) 37 6 3-20

Kadmium " " 2.3 0.4 1-3

3,4-Benz pren (mg/kg

kuru madde) 39 1.4 10-20

Floranten " " 444 91 100-400

-----------------------------------------------------------------
Yeni protein kaynaklarının toksikolojik açıdan sakıncasız olduğunu ortaya koymak için birçok yöntem ele alınmış ve araştırılmıştır. Bazı hayvan türlerinde olumlu sonuçlar alınmış (Pabst, 1978; Pabst ve arkadaşları 1978) olsa bile diğer hayvan türlerine, hele insanlara hemen uygulanması olanaksızdır. En iyi şekil, bu yeni protein kaynaklarının evcil hayvanların beslenmesinde kullanılması ve geniş düzeyde kullanılabilirliğinin güvenceli olarak ortaya konmasıdır.
Deneyler sırasında ayrıca şuna da dikkat etmek gerekir: acaba deney hayvanları tarafından sindirilemeyen alg maddeleri organlarda yığılmakta mıdır?
ELde edilen rakkamlar ve deneyler göstermektedir ki şimdiye kadar analizlenen mikroalglerin içerikleri ham protein miktarı, beslenmedeki yeri ve kalitesi bakımından ilgi çekicidir.
Yalnız insanların ve evcil hayvanların beslenmesinde sınırsız kullanılmasını önermeden önce, toksik sakıncasının olmadığının yeterince açık olması gerekmektedir. Bu durum, gittikçe kirlenen ve çevre sorunları artan dünyamızda öncelikle açıklığa kavuşturulmalıdır.
Protein açığı olan az gelişmiş üllkelerde mikroalg teknolojisi yolu ile ve oldukça az bir teknik yatırımla bir köyün protein gereksinimini karşılayacak miktarda proteince zengin biyomas elde etmek olanağı vardır.
* Yapay Olarak Yeraltı Suyunun Beslenmesi
Yapay olarak yeraltı suyunun beslenmesi denilince , insanların planlı ve bilinçli olarak yeraltı suyunu zenginleştirmek , seviyesini yükseltmek için yaptıkları işlemler akla gelmektedir. İekillerde çeşitli tarzda yeraltısuyunun zenginleştirilm­esi gösterilmektedir. Ancak yapay beslenmenin teknik uygulanabilirliği , ekonomik olarak yapılabilirliği ve yeterli derecede emniyetli oluşunun kanıtlanması gerekir.
Yeraltının aşırı beslenmesi durumunda, yeraltısu seviyesinin aşırı yükselmesinin kontrolü de su alma , kurutma amacı ile döşenen drenaj boruları ile sağlanmaktadır. Çok eskilerden beri uygulanan bu teknik günümüzde de başarılı bir şekilde uygulanabilmektedir.
Filtrasyon olayı sadece hidrolik koşullar altında gerçekleşmemekte , aynı anda kompleks birçok fiziksel, kimyasal, biyolojik faktörler etki etmektedir.


2.4.Litosfer
Litosfer yerkürenin dış kabuğudur. Litosferin ekosistem için önemi maden, kömür ve tuz kaynağı oluşudur. Ayrıca da tehlikeli atıkların sakıncasız bir şekilde derin eski maden ocaklarında düzenli bir şekilde depolanmalarına olanak sağlamaktadır.

2.4.1.Litosferin Yapısı
Litosferioluşturan elementler Çizelge 'de verilmiştir.

--------------------------------------------------

Litosferi Oluşturan Element: Oranı (%):

--------------------------------------------------

Oksijen 46.00

Silisyum 28.00

Alüminyum 8.00

Demir 5.00

Kalsiyum 3.60

Sodyum 2.80

Potasyum 2.60

Magnezyum 2.10

Titan 0.44

Magnezyumfosfat 0.36

Diğer Maddeler 1.10

--------------------------------------------------

TOTAL 100.00

--------------------------------------------------


2.4.2.Litosferin Parçalanma Nedenleri ve Toprak Oluşumu
*Fiziksel nedenler:

- İklim faktörü (Don)

- Sıcaklık farkları
*Biyolojik nedenler:

- Biyolojik parçalanma(Bitki kökünün uyguladığı basınçla).


*Kimyasal nedenler:

- Kimyasal reaksiyonlar



- Redox tepkimeleri.
2.4.3.Kömürün Oluşması
Kömür jeolojik zamanlardaki dev floranın iklim değişmeleri sonucunda kuruyup yüzeye serilmesi sonucunda oluşmaya başlar.
Yüzeye düşen flora çukur alanlara taşınır. Çukur alanlara biriken floranın üzeri yine dış kuvvetlerin taşıdığı materyellerle örtülür. Çökelen floranın üzeride su ile örtülür. Taşınan erozyon materyali çökeltiler üzerine bir basınç yapmaya başlar ki bu basınç sonucunda çökelmeler içnide bulunan su metan uzaklaştırılır. Yapılan basınç neticesinde ısınmada fazlalaşır. Metan gazı çıkmaya devam eder. Karbon oranı fazlalaşır. Kömürler meydana geldiği jeolojik zamana göre karbon ihtiva ederler. Verdikleri enerji miktarı değişir.

2.4.4.Petrol Oluşması
Petrolun oluşması hakkında 2 teori vardır. Birincisi inorganik teori diğeri organik teoridir. Organik teoriye göre jeolojik zamanlarda yaşamış canlıların iklim değişimeleri sonucunda toplu halde ölmeleri ile çukur alanlarda birikirler ve buralarda depolanırlar.
Bu depoların üstü civardan gelen erozyon örtülür. Kömür oluşumunda olduğu gibi kapalı yerde kalan canlı burada ısı ve basınç altında ergiyerek petrolü oluşturur. Petrolün kömürden farkı petrolde canlı depolanır kömürde flora depolanır.
Oluşan petrol akışkan olduğu için antiklinal depolama yerlerinde depolanır. Üst kısımlarındaki boşluklarda da doğal gazlar vardır.
2.4.5.Tuz Yataklarının Oluşumu
Tuz yatakları genellikle kurak ve yarıkurak bölgelerde meydana gelir. Tuz yataklarının oluşabilmesi için buharlaşmanın yağıştan fazla olması gereklidir. Aksi halde tuz yatakları meydana gelmez. Tuz yatakların oluşması şöyle olur. Topografya yüzeyinde bulunan toprak alkali metaller (karbonat kaya tuzu potasyum tuzu) dış kuvvetlerle çukur alanlara (göller sığ denizler) taşınır.
Burada biriken toprak alkali metaller burada çökelirler. (Eriyerek gelen metaller) Buharlaşmanın fazla olması neticesinde suyun miktarı azalır. Tuzluluk oranı artar. Buharlaşma neticesinde denizin veya gölün kuruması ile tuz yatakları ortaya çıkar. Buna en güzel örnek Almanyadaki Stzburg tuz yataklarıdır. Permiyende (I.zamanın devri) Zehcshein denizinin kuruması ile meydana gelmiştir.

2.5.Pedosfer
2.5.1.Toprak
Ana kayaçların fizik, kimya ve biyolojik olayların etkisiyle parçalanarak oluşmuş katı su ve hava unsurlarından meydana gelmiş canlıların yerleşimi içni mekan teşkil eden bir ortamdır.
Toprak kirlenmesi olgusu, toprağın canlılar içni yerleşme sahası olmasından pek görülmez. Çünkü bu durumda toprak devamlı faaliyette bulunmakta ve işlenmektedir. Ancak cansızlar için yerleşme alanı olduğunda, yani binalar dikildiğinde ve sanayi tesisleri kurulduğunda toprak kirlenmesi söz konusu olur.
Toprağın katı madde kısmı organik ve inorg.maddelerden oluşur. Organik kısım %1 arasında değişir. Katı madde kısmı toprağın %50'dir. Hava hacmi ise %25 civarında­dır, %25 de sudur. Sürüm toprağın hava hacmini arttırır. Topraktaki su hacminin tutul-masına organik ve inorganik maddeler etki eder. İnorg.maddeler kum, kil ve mildir.
İnorganik maddeler içinde su hacmini ençok artıran madde kildir. Toprak sulandığında üst kısmı kaymak bağlar ve alttaki hava kapalı kalır. Bitki kalan O2'i bitinceye ka­dar kullanır; fakat çıkardığı CO2 (bitkinin) dışarı çıkamaz. Çıkamayıncada karbonik asit meydana gelir (H2CO3) Bunda bitkinin köklerini çürütür.
2.5.1.1.Kimyasal ve Biyolojik Parçalanma
- Kimyasal parçalanma olayı çözülme dağılma ve lutralasyon olaylarından meydana gelmektedir.
Çözülerek parçalanma daha ziyade kolay çözülen alkali ve toprak alkali tuzlarda görülmektedir.
yüksek sıcaklıklarla CO2 buharlaşır ve kireçtaşı çökelmesi olur.
Silikatların oluşumu ise hidroliz prensibine dayanmaktadır.
Oksitlenme, kapilarite olayı söz konusudur.

a) Yeraltı suyunun yükselmesi alçalması oksitlenme kapasite olayları gösterilmekte

b) Biyolojik parçalanmayı görüyoruz.
Bitki gerek asit salgılayarak gerekse kayaçlar arasına girerek biyolojik parçalanma olayına neden olur.
2.5.1.2.Fiziksel Parçalanma
Fiziksel parçalanma kayaların dış kuvvetler ile parçalanmıştır. Dış kuv.rüzgar yağmur ve sıcaklıktır. Yüksek sıckalık farkı kayaçlar üzerine büyük etki yapar. Özellikle çöllerde görülen (soğuk çöller) gece ile gündüz arasındaki yüksek sıcaklık farkları kayaçları yaprak yaprak hale getirir. Kayacın parçalanmasını sağlar. Ayrıca rüzgarlar neticesinde rüzgarın taşıdığı yabancı maddeler kayaçlara çarparak fiziksel ufalanmayı oluşturur.
Dalgalarda aynı etkiyi meydana getirir. Bunların yanında organik ufalanmada söz konusudur. Organik ufalanmada bitki kökleri kayaca tutunur. Kayacın çatlağına yerleşen kökler büyüdükçe yarığın çeperlerine basınç yaparak kayacın parçalanmasını sağlar. Buz çatlamasıda aynı şekilde oluşur. Kayacnı çatlağına giren su kütlesi orada donuna hacmi genişler ve kayacın cepherlerine basınç yapar. Bu basınç sonucunda kayacın parçalanmasını sağlar. Fiziksel parçalanma ile ufalanmış kayaç parçalarnın arasına bir miktar
2.5.2.Toprağın Kullanım Amaçları ve Yararlanma Kapasiteleri
Artan dünya nufusu karşısında dünyanın her yerinde toprakların kullanım amaçlarının belirlenmesi ve bunların yararlanılma kapasitelerinin ortaya konulması için ulusal ve uluslararası kuruluşlar tarafından çalışmalar yapılmaktadır.

Çok önemli bir ekolojik ortam olan toprağın bütün unsurları ile birlikte korunması ve iyileştirilmesi için milyarlar harcanmaktadır.Örneğin Federal Almanya'da bu işlevin gerçekleştirilmesi için her yıl yaklaşık olarak 6 milyar mark harcanmakta­dır.

Toprağın korunması ve iyileştirilmesi konusunda gelişmiş ülkeler de çok sayıda yaptırımcı yasalar varken ve bu konuda yoğun faaliyetler gösterilirken bizde toprak ortamı kentsel ve endüstriyel gelişme ile sürekli bozulmaktadır.
Ekosistemin en önemli yapı taşı olan toprağın korunması için çıkış noktası olarak onun tanımından hareket edebiliriz:

"Toprak üç fazlı, polidisperz, aktif yüzeyli, özgün yapısı ve fonksiyonları açık ökosistemlerdir.Bunlar farklı dane büyüklüğü ve kalitesi olan organik ve anorganik maddelerden oluşmaktadır.

Canlı, cansız unsurlar içermektedir. Toprağın katı, sıvı ve gaz fazındaki kısımları bulunmaktadır. Bitkiler ve hayvanlar için bir yaşam ortamı oluşturabilmeleri bakımından danelerin mekanlarda yerleşimi, dağılımı sonucu yapılar, horizonlar oluşmaktadır .

Bu yapı ve horizonlar da enerji ve madde dönüşümü, madde taşınımı ve denge durumlarının sağlanmasında büyük rol oynar .

Toprak açık, canlı fizikokimyasal bir ekosistem olarak çevresi ile de enerji ve madde alış verişi halindedir."
Toprağın üç önemli ana işlevleri aşağıdaki gibi özetlenebilir:
Düzenleyici İşlev

Doğada madde ve enerji akımlarının düzenlenmesi:

- Isının soğurulması, iletilmesi ve yansıtılması yoluyla toprağın üst tabakasında, toprağa yakın havada toprak sıcaklığının ve ısı bilançosunun düzenlenmesini sağlar.

- Topraktaki gözeneklilik dağılımına, boşluk hacminin büyüklüğüne göre yüzeyden gelen suların, doğrudan gelen yağış sularının akışını ve sızmalarını düzenler.

- Yağış sularını bünyesine alarak tutuklusu, kapilar su, film su,açı suyu v.b. gibi çeşitli şekillerde tutunmasını ,fazlasının sızmasını sağlar.Buharlaştırarak atmosfere verir. Böylece su bilançosunu düzenler.

- Topraktaki hareketli maddelerin genelde dikey,bazen de yatay olarak taşınmasını sağlar bunu düzenler.

- Topraktaki gözenek büyüklüğüne ve dağılımına bağlı olarak suyun içinde bulunan kolloidlerin mekanik olarak tutulmasını sağlar.

- Toprağın havalanmasını düzenler

- Mekanik yükleri suspanse eder

- Toprak çözeltisinde bulunan maddelerin toprağın katı daneciklerine soğurulup tutulmasını sağlar.

- Toprağın katı danecikleri tarafından tutulmuş bu maddeleri tekrar toprak çözeltisine verir.
- Bazı maddelerin humus veya kil danelerinin veya da her ikisinin oluşturduğu agregatların içine alır.

- Maddelerin kimyasal olarak bağlanması veya çöktürülmesi (çözünürlüğün değişmesi ) gerçekleşir.

- pH-Düzenlenmesi, tamponlama işlevi

- Maddelerin kısmen veya tamamen ayrıştırılması veya dönüştürülmesi.


Üretgenlik İşlevleri
Özellikle bitkisel biyomasın oluşmasına esas temel oluşturur.

- Toprağın özelliklerine bağlı olarak bitkinin gelişmesinin derecesini ayarlar

- Toprağın bileşiminin insan sağlığına zarar vermeyecek maddeler içermesi halinde , sağlıklı gıda maddelerinin üretilmesine olanak verir.
Yaşam Ortamı İşlevi
Toprakta yaşayan organizmalar için yaşam ortamı (biyotop) oluşturur.

- Yüksek bitkilerin kök bölgesindeki canlılar için yaşam ortamını meydana getirir.

- Çok sayıdaki alglerin, bakterilerin, mantarların ve hatta mikrofauna canlılarının yaşam ortamını oluşturur.
Toprak Koruma İçin Hedef Sistemi
Biyolojik olarak olaylara yaklaşıp baktığımızda,insan ve canlı sağlığı için toprak ortamının önemini, kirlenmeye karşı korumanın gerekliliğini daha iyi anlarız.

Bu amaç için hedef sistemi oluştururuz.


Hedef Doğrultusu
- Toprağın ekolojik işlevlerinin yüksek verimlilik düzeyinde, işlevini yerine getirme derecesinde bozulmadan uzun süre tutulması gerekmektedir.

- Toprağa gelen yüklerin tanımlanması

- Kirleten öder ilkesine göre toprağa gelen yüklerin azaltılması veya önlenmesi

- Zararlara karşı koruyucu önlemler alarak toprağı kullanmak

- Toprağın zarar göreceğine dair bilimsel çalışmaya dayanan öngö-

rüler varsa, zararın oluşmasını beklemeden koruyucu önlemlerin alınması gerekmekte­dir.

- Farklı toprak şekillerine bağlı özgün özelliklere göre topraktan yararlanmayı yönlendirmek gerekir.

- Toprak mülkiyetinde sosyal ve ekolojik zorunluluk görüşünü yerleştirmek.


Ana Amaç
- Toprağa gelen veya gelebilecek olan zararlıların en aza indirilmesi ve uzun vadede ise önlenmesidir.

- Topraktaki mevcut yüklerin bertarafı ve iyileştirilmesi

İ Toprağın yapısını bozan zararların azaltılması veya önlenmesi ( Toprak yüzeyinin tıkanması, sıkışması, erozyon,humus parçalanması v.b.).

- Toprak kirlenmesinin kamuya getirdiği yükü azaltmak

- Genel anlamda ekolojik iyileşme belirtileri, yararlanma artışları gösteren bu hedefe götüren düzenlemeler ve planlamaların yapılması ve en iyilemenin sağlanması­dır.
Tali Amaç
- Çeşitli toprak tiplerinin ekolojik işlevlerini yerine getirip getirmediklerini daha iyi anlamak için pedolojik temel araştırma sayılarını artırmak

- Toprağa giren zararlı maddelerin toksikolojik etkilerini akut ve kronik düzeyde belirlemek için toksikolojik temel araştırmaları artırmak ve geliştirmek

- Yanma süreçlerinden gelen gaz ve toz zararlı madde emisyonlarını en aza indirmek

- Toprağa radyonuklidlerin geçmesini önlemek için atom reaktörlerinden yavaş yavaş vazgeçmek

- Pestisid kullanımını azaltmak, veya ekosisteme zararlı olmayan mücaadele ilaçlarına geçmek, azotlu ve fosfatlı gübre kullanımında çok dikkatli olmak

- Genetik manupulasyomlarla elde edilen her hangi bir mikroorganizmayı toprağa vermemek

- Erozyona ve toprak sıkışmasına neden olmayacak şekilde tarımsal ve orman işletmelerinde yapısal ve işletme değişiklileri yapmak

- Basit bir şekilde gömme yerine mineral maddelri bir çok kere kullanma ve ondan yararlanmak, madde döngüsünü sağlamak, yüzde yüz geri dönüşlü atıklar ekonomisi uygulamak

- Enerji ve mekan kullanımı az olan trafik şekillerinin ve kentleşmenin gelişmesini teşvik etmek

- Yenilenebilir enerji kaynaklarından enerji temini için teknolojilerin gelişmesini teşvik etmek ve bunları uygulamak, yaygınlaştırmak

- Kentsel ve ulaşım alanları ihtiyacı nedenleri ile toprakların kaplanmasını,beton­laşmasını önlemek

- Arıtma çamurlarından gelen zararlı maddeleri en aza indirme ve hatta önlemek, bu mevcut standart parametrelerine arsenik, molübden, kobalt, talyum, titan, vanadyum, çinko, PCB, PCP, ve PAH gibi maddeleri eklemek gerekmektedir.

- Sular için tehlikeli olan maddelerin toprağa girmesini engellemek

- Tipik az veya hiç kirlenmemiş toprak şekillerinin korunmasını sağlamak için hukuki düzenlemeler getirmek ve ayarlamak


Burada sayılan Ana Amaçları ve Tali Amaçları daha da detaylandırmak mümkündür.
2.5.3.Toprak Erozyonunun Oluşması

2.5.3.1. Erozyon
Erozyonunu yüksek dağları tepelere dönüştürmesi için 400 milyon yıl gerekmektedir. Erozyon olayı her 1000 yılda bitkaç santimetre yeryüzeyinden sıyırıp götürmektedir. Bu erozyon olayı sırasında da şahene görüntüler ve peyzajlar meydana gelmektedir. Erozyon olayı esteteik ve sanatsal açıdan yaklaşıldığına doğanın sanatcısının "Erozyon" olduğunu söylemek mümkündür. Yavaş yavaş, su, buz, ve rüzgar kayaları ufalamaktadır. Doğa, dağları parçalayarak, vadileri derinleştirerek, platoları rendeleyerek gezegenimizi tıpkı bir heykeltraş gibi şekillendirmiştir. Erozyon her 1000 yılda bir dünyanın kara yüzeyünden 23 cm'yi traşlamaktadır. Bu hızın değişmeden sürdüğünü kabul edersek kara yüzeyi 50 milyon sene sonra ortadan kaybolacaktır. Su ve rüzgarın 1,5 x 109 yılda oyduğu ve yonttuğu ABD'deki Büyük Kanyon'u (Nevada'da) insan eli ile yapmak için dinamit, buldozerlerle donanmış bin kişilik bir ekibin 60 yıl çalışması gerekmektedir. Arizona platosunu bölen Colorado nehri, Norveç fiyortları, Ürgüp- Göreme Peri Bacaları, ABD Utah Eyaletindeki 60 milyon yıllık kanyon, Washington State'deki kanyonlar hep erozyon heykeltraşının yüzbinlerce ve milyonlarca senede oydukları eserlerdir.
Erozyon'un hızı ve aşındırma gücü iklimsel özelliklere göre değişmektedir. Örneğin bir metreküp "granit" kayacı ılıman iklimlerde 300 yılda aşınıyor ve parçalanıyorsa, bu tropik bölgelerde de yüz yılda parçalanmaktadır. Ortalama sıcaklıkların günlere, aylara, mevsimlere ve yıllara göre yüksek olduğu bölgelerde ayrışmadaha hızlı olmaktadır. Doğal yumuşak kayaçlar, sert kayaçlara kıyasla daha kısa zamanda parçalanmaktadır. Dünyada artan hava kirliliği de parçalanma sürecini kısaltmaktadır. Yağışlar, asit yağmurları ve bunun içindeki sülfirikasit, nitrikasit, hidroklorikasit ve v.d. toprakda ve kayaçlarda ayrışmlara neden olmaktadır. Gerek yeryüzünde gerekse de yeraltında şahene eserler yaratmaktadırlar.
Erozyonun nevi çeşit çeşittir: Nehir, sel, rüzgar ve buzul erozyonları gibi. Bunların herbiri toplu olarak da etki edebilir, veya tek tek de . Örneğin Amozon Nehri toplu etkileşimle her yıl bir milyar metreküp toprak taşınmaktadır. Sonra su yapıları haznelerine ve nehir deltasına bırakılmaktadır. Colorado Nehri de nehir yatağını ancak bin yılda bir kaç santim derinleştirebilmiştir. Dünyanın çölleşmesinde rüzgar erozyonun payı da büyüktür. Dünyadaki toprak kaybının önemli nedenlerinden biri aşırı otlatma, orman kıyımı ve kötü tarım uygulamsıdır.
Dünyada "Desertifikation" olayı çok hızlı bir şekilde devam etmektedir. Sadece Batı Afrika yılda 400 - 600 milyon ton toprağını rüzgar erozyou yolu ile kaybetmektedir. Yaklaşık dünyada her yıl 6 milyon hektar alan desertifikation yolu ile kayıp olurken; 250 000 ha'lık alan da tuzlulaşma yolu ile kayıp olmaktadır. Bu da dünyadaki yararlanılabilir topraklardan üçtebirinin tehlike altında olduğunu göstermektedir. Toprak kaybını durdurmak ve frenlemek sadece sanayileşmiş veya geri kalmış ülkelerin sorunu değil, tüm dünya uluslarının ortak sorunlarıdır. insanoğlu toprağa ve ormanlara zarar vermeye 10 000 yıl önce başlamıştır ve bunu günümüzde de sürdürmekte­dir.
Türkiye'nin erozyon nedeni ile kaybettikleri toprakların yeniden doğal oluşum yolu ile kazanması için 50 000 yıl geçmesi gerekmektedir. Türkiye 1923'den günümüze kadar erozyon nedeni ile 50 santimetre incelmiştir. Türkiye'nin yüzeyinin 781 000 km2 olduğu düşünülürse kayıp edilen toğrakların vahim olduğu anlaşılır. Bu böyle giderse 2050 yıllarında Türkiye'de kaktüsden başka hiç bir şey yetişmeyecek.
*** Her yıl 100 m3'lük baraj hacmi doluyor.
*** Her yıl 20 milyon kamyon verimli toprak yok oluyor.
*** Ormanlar,meralar, çayırlar yok oluyor.
*** İklim değişiyor
*** Toprak kaymaları artıyor
*** Ekolojik denge bozuluyor.
Kaynak:

Zimmermann, Dietrich (1993):"Vom Winde verweht- Bodenzerstörung in den Tropen durch Erosion-Desertifikation schreitet weiter voran". DF - Deutscher Forschungsdienst. Berichte aus der Wissenschaft. Auslandsausgabe. Nr. 8/93 A.
2.5.3.1.1. Su Erozyonunun Oluşması
Toprak erozyonunun oluşabilmesi için yağışın ve toprak yüzeyinde eğimin olması gerekir; ayrıca gevşek yapıda toprak tabakasının bulunması ve bu toprak tabakasını tutacak bir örtünün (bitki ve diğer erezyon önleme çalışmaları) olmaması gerekir. Böyle bir ortamda erezyonun gelişimi şöyle olur. Yağış sırasında düşen su damlaları toprağa hızla çarptığı zaman bu hızla toprak taneleri sağa sola saçılır.
Toprağın sızdırma ile emeceği su miktarıda düşen yağışın hemen akışa geçmesine engel olur. Oysa sızma ile doyan toprakta sızma olmayacağından veya çok az olacağından düşen yağmur damlaları eğimin etkisi ile akışa geçerler. Bu akış sırasında kopardıkları toprak tanelerininde beraberinde çukur alanlara taşırlar.
Bu taneler çukur alanlarda birikir (sedimantasyon). Bu taneler taşıdıkları su yarıntıları taşımanın şiddetine ve zamana bağlı olarak önce küçük yarıklar (selinti dereleri) sonra büyük yarıklara ulaşabilirler.
2.5.3.1.2. Rüzgar Erozyonunun Oluşması
Rüzgar erozyonuda açık bitki örtüsünden mahrum gevşek yapılı bir toprak yapısına sahip (kumlu) düz alanlarda rüzgarlara paralel olarak oluşurlar.
Rüzgar erozyonu oluşumu şöyle gerçekleşir. Hakim rüzgar yönünden esmeye başlayan rüzgar önce hafif şiddetle (laminer akım) eserken toprak taneleri harekete geçemez. Sonra türbülans akım haline dönüşen rüzgar şiddetini artırarak toprak tanelerini harekete geçirir. Türbülans akım toprak tanelerini harekete geçirir. Toprak taneleri saltasyon hareketi sonucunda olduğu yerden kalkıp biraz ileriye düşerek diğer toprak tanesini harekete geçirir. Böylece rüzgar erozyonu şiddetlenerek büyük boyutlara ulaşır. Kum fırtınaları halinde görülür. Rüzgar erozyonu genellikle erg ismi verilen kum çöllerinde görülür.
Toprağın ısınmasında ultraviyole (kırmızı ötesi) ışınları rol oynar. Bu olaya radyasyon olarak adlandırılır. Bunun yanı sıra bio aktivite sonucunda toprak ısınır. Organizmaların faliyetleri sırasında toprakta sıcaklık ortaya çıkar. Güneş ışınları ile glikoz üretiminden sonra enerji açığa çıkar. Bunun tersi glikozun parçalanması olayıdır.
Hava akımları sayesinde toprak ısınması söz konusudur. Gündüz geçe derinliğe bağlı olarak sıcaklık değişimini açıklayacak olursak geceleri toprak soğuktur gündüzleri yüksek.
Organik madde, mineral maddeyi birbirine bağlantıyı sağlayan, toprağa strüktür kazandıran bir maddedir. Toprakta organik madde olmadığı zaman toprak rüzgar erozyonuna direnç gösteremez. Ayrıca yüzeysel suda sürüklenme işlemini yapabilmekted­ir. Organik madde, biyoaktivite artırır. Organik maddelerin parçalanması bu sayede gerçekleşir.
Organik madde topraktaki mikroorganizmaların oluşmasını sağlar. Kumlu toprağa humus maddesi verdiğimizde toprağın su tutma kapasitesi artar.Mikroorganizmanın girmesi ile toprak oluşur.
Toprakda Sızdırmazlık ve Geçirgenlik Hesaplarında Gerekli Veriler

Çizelge : Bazı Doğal Toprakların Geçirgenlikleri

-------------------------------------------------------------------------------

Geçirgenlik sabiti

Toprak türü ----------------------------------------------------------------

kf (cm/s) kfb (m/d)

-------------------------------------------------------------------------------

Çamur 10-9 - 3.10-9 10-6 - 3.10-6

-------------------------------------------------------------------------------

Yağlı kil 10-8 - 10-7 10-5 - 10-4

-------------------------------------------------------------------------------

Milli kil 10-7 - 10-6 10-4 - 10-3

-------------------------------------------------------------------------------

Bozulmuş lös 10-8 - 10-7 10-5 - 10-4

-------------------------------------------------------------------------------

Bozulmamış lös 10-4 - 10-3 10-1 - 1

-------------------------------------------------------------------------------

Mil, kumlu kil 10-5 - 10-4 10-2 - 10-2

-------------------------------------------------------------------------------

Mil, kumlu mil 10-4 - 10-2 10-1 - 10

-------------------------------------------------------------------------------

İnce kum 10-2 - 2.10-2 10 - 20

-------------------------------------------------------------------------------

Orta kum 0,1 - 0,3 100 - 300

-------------------------------------------------------------------------------

Kaba kum 0,5 - 1,0 500 - 1000

-------------------------------------------------------------------------------

Çakıl 1,0 - 100 > 1000

-------------------------------------------------------------------------------



Yüklə 0,55 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə